Lexpera Blog

Kâr Payı Avansı Dağıtılmasına İlişkin İkincil Mevzuat Hükümlerinde Değişiklik Yapıldı

1 Eylül 2018 tarihli 30522 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi olmayan anonim şirketler ile limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde kâr payı avansı dağıtılmasına ilişkin ikincil mevzuat hükümleri güncellenmiştir. Öncelikle halka açık anonim ortaklıklara ilişkin olarak kabul edilmiş bulunan kâr payı avansı dağıtılması olanağı, Sermaye Piyasası Kanununa tabi olmayan anonim şirketler ile limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile getirilmiş, uygulamanın ayrıntıları, TTK 509.3 hükmünde işaret edildiği üzere çıkarılan Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ (9 Ağustos 2012 tarihli 28379 sayılı Resmi Gazete)(Tebliğ) ile belirlenmiştir. Tebliğ kâr payı avansının dağıtılmasının koşullarını, dağıtılacak avansın hesaplanması yöntemini, dağıtımın usulünü ve dağıtım açısından dikkate alınması gereken hususları düzenlemektedir.

Kâr payı avansı, Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ 4.1.c hükmünde, kâr payından mahsup edilmek üzere ara dönem finansal tablolara göre oluşan kârlar üzerinden Tebliğ hükümlerine göre hesaplanan tutar olarak tanımlanmıştır. Kâr payı avansı dağıtılabilmesi için, ortaklık genel kurulunda bu hususta karar alınması ve ilgili hesap döneminde hazırlanan üç, altı veya dokuz aylık ara dönemlerde kâr edilmiş olması gerekmektedir (Tebliğ 5.1). Hesap dönemi sonunda yıl içinde dağıtılan kâr payı avansını karşılayacak tutarda kâr edilmemesi veya zarar edilmesi durumlarında ise dağıtılan avansların nasıl bir yöntem kapsamında iade edileceği, Tebliğ 6 hükmünde belirlenen içeriğe uygun olarak genel kurulun kâr dağıtımına ilişkin kararında yer almalıdır. Dağıtılacak kâr payının hesaplanması yöntemi açısından, ara dönem kârından bazı kalemlerin düşülmesi (Tebliğ 8) ve kâr payı avansı için pay sahiplerine ödeme yapılırken Tebliğ 9 hükmündeki esaslara uyulması gerekmektedir.

Tebliğ Değişikliği Kâr Payı Avansı Uygulaması İçin Hangi Değişiklikleri Getirmektedir?

Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 1 hükmü, Tebliğ’in 6.1.b hükmünün 1 ve 2 alt bentlerindeki “genel kanuni yedek akçeler” ifadelerini metinden çıkarmaktadır. Böylece, kâr payı avansı dağıtılan hesap dönemi sonunda zarar oluşması durumunda kâr payı avansının ne kadarının iade edileceğinin tespitinde, genel kanuni yedek akçelerin dikkate alınması gerekliliği kaldırılarak salt serbest yedek akçelerin esas alınması sağlanmıştır. Değişiklik sonrasındaki metin, kâr payı avansının net kârı aşması halinde aradaki farkın serbest yedek akçelerden karşılanmasına ilişkin Tebliğ 6.1.a hükmü ile paraleldir.
Tebliğ 6.1.b hükmünde hesap döneminde zarar oluşması halinde, zararın serbest yedek akçelerden karşılanamaması durumunda dönem içinde dağıtılan kâr payı avanslarının tümünün pay sahipleri tarafından ortaklığa iadesinin istenmesi; serbest yedek akçelerin bir kısmının zararı karşıladığı hallerde ise serbest yedek akçenin zararı aşan kısmının dağıtılmış olan kâr payı avansı tutarından indirileceği, indirim sonucunda elde edilen tutarın, serbest yedek akçeden zararın çıkarılması ile elde edilen miktarı aşması halinde aşan kısmın yönetim organının ihtarı üzerine pay sahipleri tarafından ortaklığa iade edileceği bir sistem oluşturulmuştur. Ortaklığın faaliyetleri nedeniyle zarar oluşması halinde, zarar ile serbest yedek akçenin karşılıklı değerlendirilmesini ve serbest yedek akçelerin kâr payı avansını karşılamasını temel amaç edinen sistemin uygulamasının karışık olabileceği açıktır.

Bu noktada, öncelikle zarar ile serbest yedek akçeler karşılaştırılacak ve zararın serbest yedek akçelerden karşılanamadığı hallerde dağıtılmış olan kâr payı avansının tümünün iadesi istenecektir.

Zarar > serbest yedek akçe ise dağıtılmış olan kâr payı avansının tümünün iadesi gerekecektir.

Serbest yedek akçelerin miktarının zarar miktarından fazla olması halinde ise, ilgili fazlalık kâr payı avansından indirilerek ulaşılan miktar ile fazlalığın bizzat kendisi karşılaştırılır.

Kâr payı avansı - (serbest yedek akçe-zarar) > serbest yedek akçe- zarar ise
kâr payı avansı – (serbest yedek akçe- zarar) iade edilecektir.

Sistem serbest yedek akçelerin zararın üzerindeki kısmının en az dağıtılan kâr payı avansının yarısı olması üzerine kurulmuş, aksi halde kâr payı avansının, serbest yedek akçeden zararın çıkarılması ile elde edilen tutarı aşan kısmının iade edilmesi öngörülmüştür.
Belirtilmelidir ki, ikincil mevzuat niteliğindeki Tebliğ hükmü ile, TTK’da kârın ve yedek akçelerin belirlenmesi bakımından benimsenen düzen açısından bir farklılık getirilmemiştir ve nitekim bu yönde bir değişiklik getirilmesi normlar hiyerarşisi kapsamında olanaklı da değildir.

Yedek akçeler, esas sermayeyi aşan malvarlığı değerleri olup ayrılmalarını öngören veya karara bağlayan kaynak açısından kanuni, esas sözleşmesel ve GK kararı ile ayrılan yedek akçeler; ayrılış amaçları açısından ise serbest ve bağlı yedek akçeler olarak tasnif edilebilirler (Ayrım için bkz. TEKİNALP, Ü. (ÇAMOĞLU, E./POROY, R.): Ortaklıklar Hukuku II, İstanbul 2017, Nr. 1490 s. 313.) TTK 519.1 hükmü uyarınca, yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılmaktadır ve TTK 519.3 hükmü kapsamında genel kanuni yedek akçeler, sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşana kadar zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmenin devam ettirilmesine veya işsizliğin önüne geçilmesine ve sonuçlarının hafifletilmesine elverişli önlemler alınması için kullanılabilmektedir. Serbest yedek akçeler ise, Tebliğ 4.1.d hükmünde, genel kanuni yedek akçelerin sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısmı ile Kanun ve sözleşme gereği ayrılanlar dışında genel kurulca ayrılmasına karar verilen yedek akçeler olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla genel kanuni yedek akçelerin TTK 519.3 hükmünde sayılan sınırlamaya tabi olanlar dışındaki kısmı ile Kanun ve sözleşme gereği ayrılanlar dışında genel kurulca ayrılmasına karar verilen yedek akçeler (TTK 523.2 hükmündeki olanak kapsamında yedek akçe ayrılması hali-olağanüstü yedek akçe) serbest yedek akçelerdir. Bu akçeler, kâr payı avansından az kâr edilmesi ve ortaklığın zarar etmesi hallerinde Tebliğ 6 hükmü uyarınca kâr payı avansının karşılanması amacıyla kullanılabileceklerdir.
Sonuç olarak, Tebliğ 6.2 hükmünde yapılan değişiklik TTK sistemindeki kâr dağıtımı ve yedek akçe ayrılmasına ilişkin sisteme bir istisna getirmemekte; zarar edilmesi halinde kâr payı avansının serbest yedek akçelerle karşılaştırılarak bazı hallerde kâr payı avansının tümünün/bir kısmının iadesini öngörmektedir. Gerek kâr payı avansının hesaplanmasına ilişkin Tebliğ 7 hükmü gerek ise Tebliğ 6 hükmündeki sistem, ortaklığın malvarlığının korunmasını amaçlamaktadır.

Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 2 hükmü ile Tebliğ 7.1 hükmündeki “varsa imtiyazlı pay sahipleri, intifa senedi sahipleri ve kâra katılan” ibaresi “varsa intifa senedi sahipleri ile sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen” şeklinde değiştirilmiştir. İlgili Tebliğ hükmü, dağıtılacak kâr payının hesaplanması aşamasında ara dönem kârından indirilecek kalemleri belirlemektedir. Önceki metin kapsamında imtiyazlı pay sahipleri için ayrılan tutarlar kâr payı avansının hesaplanmasında dikkate alınırken, güncel metin kapsamında kâr payı avansı ödemeleri yapılırken kâr payındaki imtiyazlar dikkate alınacaktır (Tebliğ 8.2).

Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 3 hükmü, Tebliğ 8.1 hükmündeki “dağıtım tarihleri itibariyle ortaklara payları oranında” ifadesi “sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, dağıtım tarihleri itibariyle ortağın sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olacak şekilde ikinci fıkra hükümleri dikkate alınarak” şeklinde değiştirilmiştir. Böylece TTK 508 hükmü uyarınca kâr payının, esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilmesine paralel bir yaklaşım kâr payı avansı açısından da benimsenmiştir.
Ayrıca, Tebliğ 8.2 hükmündeki kâr payı ödenmesinde imtiyazların dikkate alınmaması yaklaşımı tersine çevrilmiş ve “ortak olmayan yönetim organı üyelerine ve ortaklar dışında kâra katılan” ibaresi “ortaklıkları nedeniyle dağıtılacak kâr payı avansı hariç olmak üzere yönetim organı üyelerine ve sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen” şeklinde değiştirilmiştir. Yeni düzenleme kapsamında, intifa senedi sahiplerine, ortaklıkları nedeniyle dağıtılacak kâr payı avansı hariç olmak üzere yönetim organı üyelerine ve sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen diğer kimselere kâr payı avansının ödenmeyeceği hüküm altına alınmış; ilgili hükmün önceki haline kıyasen daha açık bir ifade kullanılmıştır.

  • Sonuç olarak, Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ hükümleri ile, kâr payı avansı dağıtılmasında imtiyazların ve ortakların yerine getirdikleri sermaye borçlarının dikkate alınması gibi kâr payı avansının dağıtılması aşamasına ilişkin farklılıkların yanı sıra ortaklığın zarar etmesi halinde dağıtılmış bulunan kâr payı avansının ne kadarının geri isteneceğinin belirlenmesi aşamasına ilişkin farklılıklar da getirilmiş bulunmaktadır. Kâr payı avansı kurumu, pay sahibinin kâr payı elde etme temel menfaati açısından pay sahibini gözetmekle birlikte, uygulamanın detayları ortaklıkta menfaati bulunan diğer grupların ve en önemlisi ortaklık malvarlığının korunmasına yönelik olarak şekillendirilmelidir. Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, kâr payı avansı kurumun ayrıntılarının belirlenmesi açısından atılmış olumlu bir adımdır.

Notlar :

1-Kâr Payı Avası Dağıtımı Hakkında Tebliğ'in son hali

2-Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ'de yapılan değişikliklerin karşılaştırması

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
Ankara, Turkey
Uzman, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası