7244 Sayılı Torba Yasanın İşçi İşveren İlişkilerine Yönelik Getirdiği Yenilikler Hakkında Bilgi Notu

15 Nisan 2020 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen ve basında torba yasa olarak bilinen 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Torba Yasa”) ile Covid-19 salgınının sosyal ve ekonomik hayat üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla özellikle işçi işveren ilişkilerine yönelik yeni tedbirler getirilmektedir. İşbu bilgi notunda da Torba Yasa’da düzenlenen bu tedbirlere ve uygulamalara kısaca değineceğiz.

1. Uygunluk Tespiti ve Onay Beklenmeksizin Kısa Çalışma Ödeneği Uyarınca Ödemelere Başlanabilecektir

Mevcut aşamada takriben 70.000’i aşkın işveren tarafından zorlayıcı sebep gerekçesiyle kısa çalışma ödeneğine başvurulmuş bulunmaktadır. Bu yoğunluk nedeniyle, iş müfettişleri tarafından uygunluk tespitlerinin yapılmasında haklı gecikmeler yaşanmakta ve bu durum da işverenler nezdinde başvurularının akıbeti hakkında endişelerin ve uygulamaya yönelik soru işaretlerinin doğmasına sebebiyet vermektedir.

Torba Yasa ile beraber iş müfettişleri tarafından yapılacak uygunluk tespitinin akıbeti beklenmeksizin işverenlerin beyanları esas alınarak kısa çalışma ödeneği başvurusu kapsamında yer alan ve gerekli şartları sağlayan çalışanlara kısa çalışma ödeneği yapılmasının önü açılmış bulunmaktadır. Böylelikle, kısa çalışma ödeneği kapsamındaki sigortalılara daha hızlı bir şekilde ödeme yapılmasının önü açılmış ve olası mağduriyetleri giderilmiş bulunmaktadır. Herhangi bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına şu hususun vurgulanmasında fayda bulunmaktadır, yapılan bu düzenleme ile kısa çalışma başvurularının doğrudan kabul edileceği anlamı çıkmamaktadır, iş müfettişleri tarafından daha sonradan yapılan inceleme ile başvurunun gerekli şartları sağlamadığının tespit edilmesi ve başvurunun reddedilmesi mümkün olabilecektir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, işverenler tarafından düzenlenen belgelerin hatalı olmasından kaynaklı yapılacak olan fazla ve yersiz ödemeler, işverenlerden yasal faizi ile birlikte tahsil edilecektir. Bu nedenle beyanların ve başvuruların hukuki sonuçları göz önünde tutularak doğru beyanlarda bulunulması ve beyanlara uygun bir şekilde çalışma sürelerinin düzenlenmesi büyük önem arz etmektedir.

2. İş Sözleşmeleri İşverenler Tarafından 3 Ay Boyunca Ahlak ve İyiniyet Kurallarına Aykırılık Halleri Hariç Olmak Üzere Feshedilemeyecektir

Torba Yasa ile getirilen esaslı değişikliklerden birisi de, işverenlere 3 ay süresince fesih yasağı getirilmesidir. Torba Yasa’nın Resmi Gazete’de yayımlanmasını takiben 3 ay süresince işverenler ayrım yapılmaksızın her türlü iş ve hizmet sözleşmelerini, başta 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesinde düzenlenen ve sair kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında feshedemeyeceklerdir. Cumhurbaşkanı tarafından anılan 3 aylık bu süre 6 aya kadar uzatılabilecektir.

Dikkat edilmesi gereken bir husus ise, bahsi geçen düzenlemeye aykırı davranan işverenlere, sözleşmesi düzenlemeye aykırı şekilde feshedilen her işçi başına aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası tahakkuk ettirilecek olmasıdır. İlgili idari para cezasına ilaveten, bu süreler dahilinde yapılacak her türlü fesih geçersiz kılınacak ve işverenlerin işe iade ile kıdem ve ihbar tazminatı riskleri söz konusu olacaktır.

Mevcut aşamada yürürlükte olan 7226 sayılı Kanun uyarınca fesih yasağı sadece kısa çalışma uygulaması yapan işverenler için geçerli iken, Torba Yasa ile kısa çalışma uygulamayan işverenler de herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın yasak kapsamına dahil edilmiş bulunmaktadır.

3. Feshin Yasak Olduğu Süre Boyunca İşverenlere Çalışanlarını Tek Taraflı Olarak Ücretsiz İzne Çıkartma Hakkı Tanınmıştır

Bilindiği üzere, iş sözleşmeleri kural olarak tarafların karşılıklı rızalarıyla askıya alınabilmektedir. Bu doğrultuda hukuken geçerli bir ücretsiz izin için de işveren ve işçinin karşılıklı yazılı mutabakatı veya işverenin bu yöndeki teklifine ilişkin işçinin 6 işgünü içerisinde yazılı kabulü aranmaktadır.

Torba Yasa ile beraber, fesih yasağının uygulanacağı süre boyunca yukarıda anılan kuralda geçici süreliğine değişime gidilmiş ve işverenlerin çalışanlarını tek taraflı olarak herhangi bir muvafakat şartı aranmaksızın kısmen veya tamamen ücretsiz izne çıkartabileceği düzenlenmiştir. İşverenlerin çalışanlarını bu şekilde ücretsiz izne çıkartması halinde ise, bu durumun çalışanlara iş sözleşmesini fesih hakkı tanımayacağı düzenlenmektedir. Başka bir ifade ile işverenleri tarafından tek taraflı bir karar ile çalışanların ücretsiz izne çıkartılması çalışma koşullarında çalışan aleyhinde esaslı bir değişiklik teşkil etmeyecek ve buna bağlı olarak çalışanlar bu gerekçe ile iş akitlerini feshedemeyecekler.

4. Ücretsiz İzne Çıkartılan, Kısa Çalışma Ödeneğinden Faydalanamayan ve 15.03.2020 Tarihinden Sonra İş Akdi Feshedilen Çalışanlara Ücret Desteği Sağlanacaktır

Yukarıda bahsedildiği gibi işverenleri tarafından ücretsiz izne çıkartılan çalışanlar, gerekli şartları sağlayamadığı gerekçesiyle kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayan çalışanlar ve iş akdi 15.03.2020 tarihinden sonra feshedilen ancak prim gün sayısı ile iş sözleşmesi süresi bakımından işsizlik ödeneğinden yararlanamayan çalışanlara günlük 39,24-TL tutarında ücret desteği sağlanacaktır. Anılan destek feshin yasak olduğu ve işsiz kalınan süre ile sınırlı olacak şekilde uygulanacak olup, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı alan sigortalılar ise kapsam dışında tutulacaktır. İŞKUR tarafından yapılacak bu ödemelerden sadece damga vergisi kesintisi yapılacaktır. Bu süreçte ücret desteği alan çalışanlar aynı zamanda ücretsiz sağlık hizmetinden de faydalanmaya devam edebilecektir.

Belirtmek isteriz ki, Torba Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce ücretsiz izne çıkan ve halihazırda iş sözleşmeleri askıya alınan çalışanlar yukarıda bahsi geçen destekten faydalanamayacaklar.


Yukarıda anılan hususlar, genel bir değerlendirme olup, hukuki mütalaa niteliğinde değildir. Her durum ayrıca incelenerek, kendi özellikleri çerçevesinde değerlendirilmeli ve hukuki yapısı buna göre düzenlenmelidir.