Lexpera Blog

7552 sayılı İklim Kanunu ve Avrupa Yeşil Mutabakatı

9 Temmuz 2025 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İklim Kanunu[1] Nisan ayında da Meclis görüşmelerine gelmiş ancak Mecliste ve öncesinde sosyal medya da yoğun tartışmalar olunca geri çekilmiştir. Geri çekilmenin üzerinden kısa süre geçmesine ve iklim değişikliğinin birçok alanına ilişkin eleştirilere çözüm getirmeden kabul edilmiş olmasının önemli sebeplerinden birisi de Avrupa Yeşil Mutabakatıdır. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) uyum sürecinden kaynaklanan yükümlülükleri ve Avrupa’nın kendi içinde konuya ilişkin gelişmeleri, özellikle incelenecek olan 1 Ocak 2026 tarihi, söz konusu düzenlemelerin Türkiye’de kabulünü kaçınılmaz kılmıştır. İklim Kanunu kabul edilmemiş olsaydı da kanunun mevcut halinde düzenlenen “Emisyon Ticaret Sistemi” (ETS) (Emissions Trading System-ETS), “Emisyon Ticaret Sistemi Piyasası” (ETS piyasası) (Emissions Trading System), “Karbon Piyasası” (Carbon Markets), “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” (SKDM) (Carbon Border Adjustment Mechanism-CBAM) gibi alanlara ilişkin başka bir isimli kanunun kabul edilmesi sürpriz olmayacaktı. Kanuna ilişkin getirilen önemli eleştirilerden birisi de iklim kanunun aslında kapsam olarak daha çok emisyon ticaret sistemine ilişkin bir kanun olduğu yönündedir. Geri çekilen teklif metin ile kabul edilen metin arasında da fark bulunmamaktadır. Kanımca kanunun İklim Kanunu yerine başlığında Emisyon Ticareti sistemini vurgulayan bir kanun olması eleştirileri azaltabilecekti. İklim Kanunu kapsamından beklenti daha çok olmakta, oysa düzenlemenin kapsamı daha çok emisyon azaltma araçlarına ilişkin olunca haklı olarak iklime ilişkin başka birçok düzenlemeyi, kuraklık, yangınlar, seller, tarım gibi iklim değişikliğine ilişkin birçok önemli alana ilişkin düzenleme içermediği için eleştiri konusu olmaktadır ve olmaya devam edecektir. Çalışmada kısaca bu süreç incelenecek ve İklim Kanunun ilgili düzenlemelerine değinilecektir. Çalışmanın amacı iklim değişikliğine ve 7552 sayılı İklim Kanununa ilişkin değerlendirme yapmak değildir. İklim Kanunu, Türkiye’nin iklim nötrlüğü hedeflerini uluslararası ve özellikle AB yükümlülükleri, Avrupa Yeşil Mutabakatı, açısından değerlendirilecektir.[2] Kanun yürürlüğe girmiş olmakla birlikte devletin kurumlarının ve işletmelerin yükümlülükleri, düzenlemelerin uluslararası ticaret kapsamında ithalat ve ihracat kapsamında uygulanacak olması, belirsizlik, bilgisizlik ve bilinmezlik sebebiyle alanda özellikle, hukuksal konularda birçok çalışma yapılmasını gerekecektir. Daha önemli olan ise: uluslararası yükümlülükleri yerine getirmek dışında Türkiye’nin kendine bu alanda öncü rol çizmesi adına bu düzenlemeleri yapması ve konunun birçok boyutuyla ele alınması ideal olandır. Konu bu açıdan ele alındığında karbon emisyon sistemine göre yapılacak değişim ve dönüşüm, bu alanda verilen teşviklerle, değişim ile rekabet gücünün artırılmasıyla da aynı zamanda hem ülke hem de işletmeler açısından fırsata çevrilecektir. Ticaret emisyon sisteminin de eleştirilecek yönleri olabilecektir, ya da dünyadaki iklim değişikliği ile mücadele konusunda başka yöntemler de incelenebilir. Ancak bu çalışmada 7552 sayılı İklim Kanunu sadece Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamından kaynaklanan hukuksal yükümlülükleri açısından ele alınmıştır.

Türkiye’nin Avrupa Birliğinden Kaynaklanan Yükümlülükleri

Türkiye hem Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS)[3]’ne hem de Paris Anlaşmasına[4] taraftır. Anlaşmalardan kaynaklanan emisyon azaltma yükümlülükleri bulunmaktadır. Paris Anlaşması kapsamında ülkelerin her beş yılda bir, ülkeler “Ulusal Katkı Beyanı” (Nationally Determined Contributions-NDC) sunması gerekmektedir. Türkiye’nin, anlaşma taahhütleri açısından 2023 tarihli Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı bulunmaktadır.[5] 7552 sayılı İklim Kanununda da ulusal katkı beyanı tanımlanmıştır:

Madde 2

dd) Ulusal Katkı Beyanı: Başkanlık koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların iş birliğiyle uluslararası anlaşmalar ve standartlar gözetilerek sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum hedefleri ile taahhütlerini içerecek şekilde dönemsel olarak hazırlanan ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına sunulan belgeyi,

AB Paris Anlaşması kapsamında 2050 yılına kadar tarafsızlığa ulaşma yolunda bir adım olarak 2030 yılına kadar AB emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltma taahhüdünde bulunmuştur.[6] Akabinde de aşağıda bahsedileceği üzere İklim Yasasının parçası olan Avrupa Yeşil Mutabakatını kabul etmiştir. Türkiye’nin Paris Anlaşması gibi taraf olduğu anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüğü dışında AB düzenlemelerine uyum bazı durumlarda da uyumlaştırma yükümlülüğü de bulunmaktadır. Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki hukuki bağ 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanıp 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe giren Ankara Anlaşması ile başlamıştır.[7] Türkiye’nin AB üyelik sürecinin en önemli ayağı Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecidir. Türkiye’nin AB’ne uyum programları bulunmaktadır.[8] Müzakere fasıllarıyla da başlıklar değerlendirilmektedir.[9] 27. Fasıl Çevre ve İklim Değişikliğine ilişkindir. Bu fasıl kapsamında Türkiye’nin özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı düzenlemeleri de dikkate alınarak açılış ve kapanış kriterleri belirlenmiştir.[10] 7552 sayılı İklim Yasasının Emisyon Ticareti Sistemine ilişkin düzenlemelerinin Avrupa Yeşil Mutabakatı düzenlemeleriyle paralellik göstermesinin temel sebebi AB uyum sürecidir. Ayrıca Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği ilişkisi de özellikle Sınırda Karbon Düzenlemesine ilişkin düzenlemelerini, gerekli kılmaktadır. 13 Kasım 1970 tarihinde imzalanıp 1973 yılında yürürlüğe giren “Katma Protokol” ile Ankara Anlaşmasında ön görülen geçiş dönemi başlamış ve Gümrük Birliğinin kademeli geçişi tesis edilmiştir.[11] 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) ile Türkiye'nin AB'ye katılımı yolunda "Son Döneme girilmiştir, Gümrük Birliği kabul edilmiştir.[12] Gümrük Birliğinin ötesinde, örneğin: malların serbest dolaşımına ek olarak rekabet politikası, fikri ve sınai mülkiyet hakları gibi alanlarda da Topluluk mevzuatına uyum yükümlülüğü doğmuştur, ayrıca “Toplulukça dış ticaret konusunda uygulanan sair mevzuata da yaklaşmayı taahhüt eder” gibi yükümlülükler getirmiştir.[13] Bu sebeple de Türkiye’de AB ile uyumlu bir iklim yasasının kabulü Türkiye açısından hukuksal yükümlülüktü, daha doğrusu emisyon ticaret sistemi ve sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasına ilişkin düzenleme getirilmesi gerekliydi. Özellikle de AB içindeki gelişmeler dikkate alındığında, çalışmada bahsedileceği üzere 1 Ocak 2026 tarihinde bazı düzenlemelerin yürürlüğe girecek olması süreci hızlandırmış oldu. Ancak kanun kapsamında getirilen düzenlemelerin kabulü yeterli olmayacaktır, gerekli değişim ve dönüşüm ve uygulama için devlet kurumlarının, işletmelerin, ilgili yetkililerin mevzuata hâkim olması gerekmektedir. Çalışmada bu yasal yükümlülükler doğrultusunda AB’nin ilgili düzenlemeleri ele alındıktan sonra 7552 sayılı İklim Yasasına nasıl yansıdığı, hangi düzenlemelerin getirildiği vurgulanacaktır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı

Avrupa Yeşil Mutabakat ile 2050 yılına kadar iklim nötrlüğü hedefleri belirtmiştir.[14] Avrupa Yeşil Mutabakatı AB 2021/1119 sayılı Avrupa İklim Yasası Tüzüğü’nün parçasıdır.[15] Kanımca AB İklim Yasasını iklim nötrlüğüne ulaşmak için çerçeve düzenleme olarak düzenlediği için 7552 sayılı İklim Kanunun içeriği de benzer olmuş, iklim değişikliğine ilişkin giriş bölümünde bahsedilen önemli bir çok alana ilişkin düzenleme içermemektedir.

AB düzenlemeleri incelediğinde sera gazı emisyonunu azaltma hedeflerinde etkili iki yöntemden bahsedilebilir. Birincisi AB’de 2005 yılından beri uygulanan, 2003 yılında kabul edilmiş AB içindeki ürünlere kirleticilerin sera gazı emisyonları için ödeme yapmalarını gerektiren “AB Emisyon Ticaret Sistemidir”. Diğeri ise 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla AB’ye ithal edilecek ürünlere uygulanacak olan için uygulanacak olan “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasıdır”.[16] Yeni uygulamanın devreye girmesi ile ithal edilen ürünlerdeki karbon emisyon düzenlemeleri emisyon ticaret sistemi ile içerdeki ürünlere uygulanan düzenlemelerle eşitlenecektir. Bu sayede: ithalatın karbon fiyatının yerli üretimin karbon fiyatına eşit olması; AB'nin iklim hedeflerinin zayıflatılmaması amaçlanmıştır.[17]

Emisyon Ticaret Sistemi ilk olarak elektrik ve ısı üretimi, endüstriyel imalat ve havacılık sektörlerinden kaynaklanan emisyonları kapsayan bu sistem 2024 tarihi itibarıyla deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonları da kapsamaya başlamıştır. ETS, AB ülkelerinin yanı sıra İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'te uygulanmaktadır ve 2020 tarihinden beri İsviçre ETS ile bağlantılıdır.[18] İlerde bahsedileceği üzere İklim Yasası ile getirilen düzenleme aslında Emisyon Ticaret Sisteminin kurulmasıdır. AB içinde 2005 tarihinden beri uygulanan emisyon ticarete sistemi de gelişmeye, değişmeye devam etmektedir. Örneğin, AB 2027 yılında faaliyete geçecek ETS2 adı verilen, binalar, karayolu taşımacılığı ve ek sektörlerden kaynaklanan emisyonları kapsayacak yeni bir emisyon ticaret sistemi oluşturmuştur.[19]

AB’nin sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda etkili ikinci yöntemi ise 14 Temmuz 2021 tarihinde kabul edilen 55’e Uyum Paketinde (Fit for 55) yer alan “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” (SKDM) dır.[20] 55’e Uyum Paketi Avrupa Yeşil Mutabakatının uygulanması için AB Emisyon Ticaret Sistemi de dahil olmak üzere AB iklim ve enerji politikasında reform yapılmasını amaçlayan bir dizi öneriden oluşmaktadır.[21] SKDM AB'nin, AB'ye giren karbon yoğun malların üretimi sırasında salınan karbona adil bir fiyat koyma ve AB üyesi olmayan ülkelerde daha temiz sanayi üretimini teşvik etme aracıdır.[22] 10 Mayıs 2023 tarihli AB SKDM Tüzüğü 16 Mayıs tarihinde yayınlanmıştır.[23] Düzenleme 1 Ekim 2023'ten itibaren geçerli olmakla birlikte, bazı maddeler 31 Aralık 2024'ten, bazıları ise 1 Ocak 2026'dan itibaren uygulanacaktır. Başlangıçta sadece demir, çelik, çimento, gübre, alüminyum, hidrojen, elektrik gibi karbon kaçağı riski (carbon leakage) yüksek olan ürün için geçerli olacak ve düzenleme 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacaktır.[24] Karbon kaçağı, AB'de yerleşik şirketlerin karbon yoğun üretimlerini AB'ye kıyasla daha esnek iklim politikalarının uygulandığı ülkelere taşıması veya AB ürünlerinin yerini daha karbon yoğun ithalatın alması durumunda ortaya çıkmaktadır.[25] 7552 sayılı İklim Yasasının kabul edilmesindeki sebeplerden biri de AB’nin sınırda karbon düzenleme mekanizmasını 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla uygulayacak olmasıdır. Konunun önemine dikkat çekmek adına Tüzüğün kanımca önemli bazı bölüm ve maddelerine değinilecektir. Konunun anlaşılması hem 7552 sayılı İklim Yasası ile getirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının ve olası getirilecek AB düzenlemeleri ile uyumlu olacak ikincil kaynakların anlaşılması açısından, hem de AB’ye ihracat yapan Türkiye’nin ve firmaların nelerle karşılaşacaklarını bilmesi ve hazırlıklı olması açısından da önemlidir.

Tüzüğün başlangıç bölümü[26]:

(10) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) girişimi, ‘55'e Uyum’ yasama paketinin bir parçasıdır. SKDM, Birliğin artan iklim hedefinden kaynaklanan karbon kaçağı riskini ele alarak, Paris Anlaşması doğrultusunda en geç 2050 yılına kadar iklim-nötr bir Birlik hedefine ulaşmak için kullanacağı araç kutusunun temel bir unsuru olarak hizmet edecektir. SKDM üçüncü ülkelerde karbonsuzlaştırmanın teşvik edilmesine de katkıda bulunması beklenmektedir.

(12) SKDM… ithalat ve yerli ürünler için eşdeğer karbon fiyatlandırması sağlayarak
(13) …Karbon kaçağı ile mücadeleye yönelik yasal çerçevenin güçlendirilmesi amacıyla, karbon kaçağı riski taşıyan ürün, sektör ve alt sektörlere yönelik olarak SKDM'nın kapsamının kademeli olarak daha da genişletilmesi için net bir yol oluşturulmalıdır.
(14) SKDM’nın amacı karbon kaçağı riskini önlemek olsa da bu Yönetmelik aynı zamanda üçüncü ülkelerden üreticileri sera gazlarını azaltmada daha verimli olan teknolojileri kullanmaya teşvik edecek ve böylece daha az emisyon üretilecektir
(15) Karbon kaçağını önlemek ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için bir araç olarak SKDM, ithal ürünlerin AB ETS kapsamında karşılananlara eşdeğer karbon maliyetleri uygulayan bir düzenleyici sisteme tabi olmasını sağlamalı ve böylece ithal ve yerli ürünler için eşdeğer bir karbon fiyatı ortaya çıkmalıdır.SKDM, Dünya Ticaret Örgütü yasalarıyla uyumluluğu sağlarken küresel sera gazı emisyonlarının azaltılmasını desteklemesi ve karbon kaçağı riskini önlemesi gereken bir iklim tedbiridir.

(20) AB ETS ve SKDM, belirli tahsisatların veya sertifikaların kullanılması yoluyla aynı sektörlerde ve mallarda gömülü sera gazı emisyonlarının fiyatlandırılmasına yönelik ortak bir hedefi paylaşmaktadır.Her iki sistem de düzenleyici bir niteliğe sahiptir ve 2021/1119 sayılı Tüzükte (AB) belirtilen, Birliğin net sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltmaya yönelik Birlik hukuku kapsamındaki bağlayıcı çevre hedefi ve en geç 2050 yılına kadar ekonomi çapında iklim nötrlüğüne ulaşma hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarını azaltma ihtiyacı ile gerekçelendirilmiştir.

Madde 1 Konu

(1) Bu Tüzük, karbon kaçağı riskini önlemek, böylece küresel karbon emisyonlarını azaltmak ve üçüncü ülkelerdeki operatörler tarafından emisyonların azaltılması için teşvikler yaratarak Paris Anlaşması'nın hedeflerini desteklemek amacıyla Ek I'de listelenen malların Birlik gümrük bölgesine ithalatında gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak için bir sınırda karbon düzenleme mekanizması (“Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) kurmaktadır.
(2) SKDM, 2003/87/EC sayılı Direktif (“AB ETS”) kapsamında Birlik içerisinde oluşturulan sera gazı emisyon tahsisatı ticareti sistemini, bu Tüzüğün 2. Maddesinde atıfta bulunulan malların Birlik gümrük bölgesine ithalatına eşdeğer bir kurallar dizisi uygulamak suretiyle tamamlar.
(3) SKDM, AB ETS tahsisatlarının söz konusu Direktifin 10a Maddesi uyarınca ne ölçüde ücretsiz olarak tahsis edildiğini yansıtarak karbon kaçağı riskini önlemek için 2003/87/EC sayılı Direktif kapsamında oluşturulan mekanizmaların yerini alacaktır.

Madde 4 Malların İthalatı

Mallar, Birlik gümrük bölgesine yalnızca yetkili bir SKDM beyan sahibi tarafından ithal edilir.

Madde 25 Malların ithalatı için geçerli kurallar

  1. Gümrük makamları, yetkili bir SKDM beyan sahibi dışında herhangi bir kişi tarafından mal ithal edilmesine izin vermeyecektir.
  2. Gümrük makamları, özellikle 952/2013 sayılı Tüzüğün (AB) 56(5) maddesi uyarınca oluşturulan gözetim mekanizması vasıtasıyla, ithalat için beyan edilen mallara ilişkin spesifik bilgileri periyodik ve otomatik olarak Komisyona iletir.Bu bilgiler, yetkili SKDM beyan sahibinin EORI numarasını ve SKDM hesap numarasını, malların sekiz haneli CN kodunu, miktarını, menşe ülkesini, gümrük beyanının tarihini ve gümrük prosedürünü içerecektir.
  3. Komisyon bu maddenin 2. paragrafında atıfta bulunulan bilgileri yetkili SKDM beyan sahibinin yerleşik olduğu Üye Devletin yetkili makamına iletir ve her bir SKDM beyan sahibi için bu bilgileri 14. madde uyarınca CBAM sicilindeki verilerle çapraz kontrol eder.
  4. Gümrük makamları, 952/2013 (AB) sayılı Tüzüğün 12(1) Maddesi uyarınca, gümrük makamlarının görevlerini yerine getirirken edindikleri veya gümrük makamlarına gizli olarak sağladıkları gizli bilgileri Komisyona ve yetkili SKDM beyan sahibi statüsü veren Üye Devletin yetkili makamına iletebilir.

Madde 32 Geçiş döneminin kapsamı

Geçiş dönemi olan 1 Ekim 2023'ten 31 Aralık 2025'e kadar ithalatçının bu Yönetmelik kapsamındaki yükümlülükleri, bu Yönetmeliğin 33, 34 ve 35. Maddelerinde belirtilen raporlama yükümlülükleriyle sınırlı olacaktır.İthalatçının bir Üye Devlette yerleşik olması ve 952/2013 (AB) sayılı Tüzüğün 18. Maddesi uyarınca dolaylı bir gümrük temsilcisi ataması ve dolaylı gümrük temsilcisinin de bunu kabul etmesi halinde, raporlama yükümlülükleri söz konusu dolaylı gümrük temsilcisi için de geçerli olacaktır. İthalatçının bir Üye Devlette yerleşik olmaması halinde, raporlama yükümlülükleri dolaylı gümrük temsilcisine uygulanır.

AB’de 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla SKDM ile ilgili uygulama başlayacak.[27] 2026'dan itibaren sadece yetkili bir SKDM beyan sahibi yönetmelik kapsamındaki malları ithal edebilecektir. SKDM kapsamındaki malların AB ithalatçıları, SKDM sertifikalarını da satın alabilecekleri ulusal makamlara kayıt yaptıracaklar.[28] Sertifikaların fiyatı, €/ton CO2 salınımı olarak ifade edilen AB ETS tahsisatlarının haftalık ortalama açık artırma fiyatına bağlı olarak hesaplanacaktır. AB ithalatçıları, ithalatlarına dahil olan emisyonları beyan edecek ve her yıl ilgili sayıda sertifikayı teslim edeceklerdir. İthalatçılar, ithal edilen malların üretimi sırasında bir karbon fiyatının zaten ödendiğini kanıtlayabilirlerse, ilgili miktar düşülebilecektir.[29] Düzenlemenin hangi ithalat ürünlerine veya hangi ülkeden gelen ürünlere, örneğin AB ile AB ETS düzenlemesini söz konusu ülkenin emisyon ticaret sistemiyle tam olarak ilişkilendiren bir anlaşma imzalamış ise, uygulanmayacağına dair Tüzükte ve eklerinde düzenlemeler bulunmaktadır[30]

Konuya ilişkin AB içerisinde de değişiklikler devam etmektedir. Örneğin: 23 Mayıs 2025 tarihinde sınırda karbon düzenleme mekanizmasının basitleştirilmesi ve güçlendirilmesi konusunda bir teklif verilmiştir.[31] SKDM Ocak 2026'da yürürlüğe girecek olmakla birlikte sertifika satın alma zorunluluğu ertelenecek ve ödeme basitleştirilecektir. Teklife göre Sertifikaların artık Şubat 2027'den itibaren bir önceki yılı kapsayacak şekilde satın alınması gerekecek ve ilk yıl için üç ayda bir sertifika satın alma zorunluluğu ortadan kalkacak, mali yükümlülük değişmeden kalacak ve ithalatçılar 2026 ithalatlarına dahil edilen emisyonlar için 2027 yılında CBAM sertifikalarını teslim etmeye devam edecek.[32]

Değerlendirme

AB’de 2005 yılından beri uygulanan emisyon ticaret sistemin kurulması Türkiye’nin hukuksal yükümlülüklerinin gereğidir. Ayrıca AB’ye ihracat yapan Türkiye’nin 1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına hazır olması gerekmekteydi. Kanun genel olarak bu konulara ilişkin düzenlemeler getirmiştir. Başlığının İklim Yasası olması AB ile paralellikten kaynaklanmakla birlikte İklim Yasasının iklim değişikliğine ilişkin diğer önemli alanlara ilişkin; yangınlar, kuraklık, yerel üretim, su gibi; düzenleme getirmesi arzu edilirdi. Ya da kanunun adının “emisyon azaltım araçları” gibi bir başlık içermesi hem kanunun amacını konuyu anlamak hem de kapsama ilişkin getirilen eleştirileri azaltmak için düşünülebilirdi. İklim kanununun AB kapsamında ele alınan emisyon azaltma yöntemleri: Emisyon Ticarete Sistemi ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına ilişkin düzenleme getirip getirmediği incelendiğinde önemli maddeler şu şekilde özetlenebilir:

MADDE 1 Kanunun amacı

(1) Bu Kanunun amacı; yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele etmektir.” şeklinde belirtilmiştir. Madde 2/1 (s): “Net sıfır emisyon: İnsan kaynaklı faaliyetler dolayısıyla atmosfere salınan sera gazı emisyonlarının teknoloji ve diğer yöntemlerle azaltılarak ve/veya yutak alanlar vasıtasıyla dengelenerek sera gazı emisyonlarında net artış olmamasını”

İfade eder şeklinde belirtilmiştir.

Kanunun amacı ayrıca madde 1 (2)'de:

“Bu Kanun; iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsar.”

Giriş bölümünde de bahsedildiği üzere bu kanun daha çok emisyon ticaretine ve ilgili kavramlara ilişkin düzenlemeler getirmiş, iklim değişikliğinin diğer alanlarına ilişkin düzenleme getirmemiştir.

Tanımlara ilişkin ikinci madde önemlidir. Özellikle birincil piyasa (2/1(e), denkleştirme (2/1(f), emisyon ticaret sistemi (ETS) (2/1 (g), Emisyon Ticaret Sistemi piyasası (ETS piyasası) 2/1 (ğ), Esneklik mekanizmaları (2/1 (h), gönüllü sera gazı emisyonları (2/1 (ı), gönüllü karbon piyasaları (2/1 (i), ikincil piyasalar (2/1 (j), iklim adaleti (2/1 (k), İklim değişikliğine uyum (2/1 (l)) İklim finansmanı (2/1 (m), İklim değişikliğiyle mücadele teşviki (2/1 (n), Karbon fiyatlandırma araçları /2/1 (o), Karbon kredisi (2/1 (ö), p) Karbondioksit eşdeğeri, r) Merkezî uzlaştırma kuruluşu, s) Net sıfır emisyon, bb) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), cc) Tahsisat, ff) Uluslararası karbon piyasaları tanımları önemlidir.

(g) Emisyon Ticaret Sistemi (ETS): Sera gazı emisyonlarına, net sıfır emisyon hedefine uygun bir üst sınır belirlenmesi ilkesine dayalı olarak çalışan ve tahsisatların alınıp satılması suretiyle sera gazı emisyonu azaltımını teşvik eden ulusal ve/veya uluslararası piyasa temelli mekanizmayı,”
(ğ) Emisyon Ticaret Sistemi piyasası (ETS piyasası): Tahsisatların ve/veya emisyon ticaretine ilişkin uygun görülen standartlaştırılmış diğer sözleşmelerin alım satımının gerçekleştirildiği, piyasa işletmecisi tarafından organize edilip işletilen ve düzenli faaliyet gösteren birincil ve ikincil piyasaları,”
o) Karbon fiyatlandırma araçları: Sera gazı emisyonlarının azaltımı amacıyla uygulanabilecek ETS ve/veya karbon esaslı vergiler ve benzeri araçları,
ö) Karbon kredisi: Sera gazı emisyonlarının azaltım veya giderim faaliyetlerinin bağımsız kuruluşlar tarafından geçerli kılınması, doğrulanması ve standart kuruluşu tarafından belgelendirilmesi sonucu elde edilen ve bir ton karbondioksit eşdeğeri cinsinden ifade edilen krediyi,

...

bb) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM): Gümrük bölgesinde, ithal edilen malların sera gazı emisyonlarının yönetimi mekanizmasını,

Olarak tanımlanmıştır. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) konusunda çok genel olarak düzenlenmiş getirilmiş, uygulanması Yönetmeliğe bırakılmıştır. Madde 7 planlama araçları, madde 8 uygulama araçları düzenlenmiştir.

Madde 8 (1) (ç): “Türkiye Gümrük Bölgesinde ithal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kurulabilir. SKDM’ye ilişkin raporlama, kapsam, içerik, usul ve esaslar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenir.”

Düzenlemesi önemlidir. Üçüncü Bölüm Karbon Fiyatlandırmaya ilişkindir. (Madde 9-11) özellikle emisyon ticaret sisteminin kurulması ve tahsisat esasları madde 9’de düzenlenmiştir. Gelir ve desteklerin kullanımı madde 12-13’te düzenlenmiştir. Geçiş hükümlerine bakıldığında:

Geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 1- (1) ETS tamamen uygulanmaya başlanmadan önce pilot dönem uygulaması yapılır. Pilot uygulama döneminin kapsamı, süresi ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınarak Karbon Piyasası Kurulunca belirlenir. Pilot uygulama döneminde, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle tesis edilen idari para cezaları %80 oranında indirilmek suretiyle uygulanır.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl içerisinde ETS kapsamı dâhilinde yer alacak işletmeler sera gazı emisyon izni almak zorundadır. Üç yıllık süre içerisinde işletmelerin; ETS kapsamında faaliyetlerine devam edebilmeleri için, bir kereye mahsus olmak üzere sera gazı emisyon izinlerinin olduğu kabul edilir. Gerekli görüldüğü takdirde Karbon Piyasası Kurulu kararı doğrultusunda Başkanlık; bu fıkrada yer alan süreyi, bitim tarihlerinden itibaren iki yıla kadar uzatmaya yetkilidir.
(3) Bu Kanunun 14 üncü maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen ceza hükmü, Başkanlığın karbon kredisi kayıt sistemini oluşturması ve Kanunun 11 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği Başkanlıkça belirlenen sürenin resmî internet sitesinde duyurulmasıyla uygulanmaya başlar.

GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanunun 5 inci ve 6 ncı maddelerinde belirtilen mevzuata ve planlama araçlarına ilişkin hazırlama ve uyarlama yükümlülükleri ilgili kurum ve kuruluşlarca en geç 31/12/2027 tarihine kadar yerine getirilir. Cumhurbaşkanı; bu fıkrada yer alan süreyi bir yıla kadar uzatmaya yetkilidir.
(2) Bu Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen yerel iklim değişikliği eylem planları, en geç 31/12/2027 tarihine kadar hazırlanır. Bakanlık; bu fıkrada yer alan süreyi, bir yıla kadar uzatmaya yetkilidir.

Kanunun ilgili maddelerinden görüldüğü üzere 7552 sayılı İklim Kanunu emisyon ticaret sistemine ilişkin genel çerçeveyi düzenlemiştir. Ayrıca Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasını tanımlamış, her iki kavramın uygulanması prosedürünü çıkacak ikincil kaynaklara bırakmıştır. Çalışmada sadece Avrupa Yeşil Mutabakatın İklim Kanununa etkisi ele alınmıştır oysa konunun birçok boyutu bulunmaktadır. Örneğin 7552 sayılı İklim Kanunu Türkiye’nin bundan sonra imzalayacağı uluslararası anlaşmaları da etkileyecektir. Ya da yine başka bir alandan Türkiye’nin İklim Kanunu kapsamında getireceği düzenlemelerinin Dünya Ticarete Örgütü kurallarına uygunluğu tartışılabilecektir. Sonuç olarak konuya bütünsel bakılması önemli ve gereklidir. Bütünsel bakıştan kastedilen hem iklim değişikliği konusuna emisyon seviyelerinin azaltılması yöntemlerine ek olarak iklim değişikliğine ilişkin diğer alanlarında düzenlenmesi gerekliliği hem de uluslararası anlaşmalar, mevcut uluslararası kurallar ile etkileşimi ve uyumu açısından ele alınmasıdır. Giriş bölümünde bahsedildiği üzere 7552 sayılı İklim Yasası Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında düzenlendiği ve orada konu emisyon azaltma yöntemleri üzerinden kurgulandığı için içeriği de benzer olmuş, iklim değişikliğine ilişkin önemli birçok alana ilişkin düzenleme, kuraklık, yangınlar, seller, tarım, biyoçeşitlilik gibi, getirmemiştir. Bu kapsamda düzenlemelerin getirilmesi de elzemdir.

Ayrıca daha önemli olan uluslararası yükümlülükleri yerine getirmek dışında gerek dünya için gerekse Türkiye’nin kendine bu alanda öncü rol çizmesi adına da bu düzenlemelerin yapılması ve konunun birçok boyutuyla ele alınması ideal olandır. Bu boyutuyla bakıldığında değişim ve dönüşüm, teşviklerle, rekabet gücünün artırılmasıyla aynı zamanda fırsata da çevrilebilecektir.

İklim değişikliği küresel çözümler gerektiren küresel bir sorundur. Türkiye’nin de bu alanda öncü olma rolü her zaman vardır ve başlamak için geç değildir.


Dipnotlar


  1. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/07/20250709-1.htm ↩︎

  2. Konuya ilişkin daha kapsamlı çalışmalar için bakınız: Yeşil Mutabakat Ve Türkiye’deki Hukuksal Altyapısı, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından, Yıldız Teknik Üniversitesi ev sahipliği ile 23-24 Mayıs 2025 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen "Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Döngüsel Ekonomi Çalıştayında sunulmuş ve yayınlanacaktır; Pınar Karacan, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Uluslararası Yatırım Hukukuna Etkisi: Enerji Şartı Antlaşması ve Avrupa Birliği-Kanada Kapsamlı Ekonomik Ticaret Antlaşması Örnekleri: https://blog.lexpera.com.tr/avrupa-yesil-mutabakatinin-uluslararasi-yatirim-hukukuna-etkisi-enerji-sarti-antlasmasi-ve-avrupa-birligi-kanada-kapsamli-ekonomik-ticaret-antlasmasi-ornekleri/, 09/01/2024; Pınar Karacan, İklim Değişikliği ve Çevreye İlişkin Düzenlemelerinin Dünya Ticaret Örgütü Kuralları Çerçevesinde Uygunluğu: Amerika Birleşik Devletleri “Enflasyon Azaltma Yasası” ve Avrupa Birliği “Emisyon Ticaret Sistemi” Örnekleri: https://blog.lexpera.com.tr/iklim-degisikligi-ve-cevreye-iliskin-duzenlemelerinin-dunya-ticaret-orgutu-kurallari-cercevesinde-uygunlugu/, 12/09/2024. ↩︎

  3. https://unfccc.int/process-and-meetings/what-is-the-united-nations-framework-convention-on-climate-change ↩︎

  4. https://unfccc.int/process-and-meetings/the-paris-agreement ↩︎

  5. https://unfccc.int/sites/default/files/NDC/2023-04/TÜRKİYE_UPDATED 1st NDC_EN.pdf, https://www.iklim.gov.tr/guncellenmis-birinci-ulusal-katki-beyani-sunuldu-haber-1139 ↩︎

  6. https://www.consilium.europa.eu/en/policies/paris-agreement-climate/#:~:text=The EU pledged to reduce,the fight against climate change. ↩︎

  7. https://www.ab.gov.tr/turkiye-ab-iliskilerinin-tarihcesi_111.html ↩︎

  8. https://www.ab.gov.tr/6.html ↩︎

  9. https://www.ab.gov.tr/muzakere-fasillari_62.html ↩︎

  10. https://www.ab.gov.tr/92.html ↩︎

  11. https://www.ab.gov.tr/gumruk-birligi_46234.html, https://www.mfa.gov.tr/turkiye-ab-gumruk-birligi.tr.mfa ↩︎

  12. https://www.ab.gov.tr/gumruk-birligi_46234.html ↩︎

  13. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı, Madde 10. ↩︎

  14. https://commission.europa.eu/strategy-and-policy/priorities-2019-2024/european-green-deal_en ↩︎

  15. Regulation (EU) 2021/1119 of the European Parliament and of the Council of 30 June 2021 establishing the framework for achieving climate neutrality and amending Regulations (EC) No 401/2009 and (EU) 2018/1999 (‘European Climate Law’): https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX:32021R1119, https://climate.ec.europa.eu/eu-action/european-climate-law_en ↩︎

  16. https://trade.ec.europa.eu/access-to-markets/en/news/carbon-border-adjustment-mechanism-cbam ↩︎

  17. https://taxation-customs.ec.europa.eu/carbon-border-adjustment-mechanism_en#why-cbam ↩︎

  18. Consolidated text: Directive 2003/87/EC of the European Parliament and of the Council of 13 October 2003 establishing a system for greenhouse gas emission allowance trading within the Union and amending Council Directive 96/61/EC: https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20240301, https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/about-eu-ets_en ↩︎

  19. https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/ets2-buildings-road-transport-and-additional-sectors_e ↩︎

  20. https://www.consilium.europa.eu/en/policies/fit-for-55 ↩︎

  21. https://commission.europa.eu/strategy-and-policy/priorities-2019-2024/european-green-deal/delivering-european-green-deal/fit-55-delivering-proposals_en ↩︎

  22. https://taxation-customs.ec.europa.eu/carbon-border-adjustment-mechanism_en ↩︎

  23. Regulation (EU) 2023/956 establishing a Carbon Border Adjustment Mechanism, Regulation (EU) 2023/956 of the European Parliament and of the Council of 10 May 2023 establishing a carbon border adjustment mechanism (OJ L 130, 16.5.2023, pp. 52–104): https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=legissum:4696271, https://eur-lex.europa.eu/eli/reg/2023/956/oj/eng ↩︎

  24. Ek 1. ↩︎

  25. https://taxation-customs.ec.europa.eu/carbon-border-adjustment-mechanism_en#why-cbam ↩︎

  26. Madde metinleri Deepl çevirisi üzerinden gerekli değişiklikler yapılarak yazılmıştır. ↩︎

  27. https://taxation-customs.ec.europa.eu/carbon-border-adjustment-mechanism_en#why-cbam ↩︎

  28. https://taxation-customs.ec.europa.eu/carbon-border-adjustment-mechanism_en#why-cbam ↩︎

  29. https://taxation-customs.ec.europa.eu/carbon-border-adjustment-mechanism_en#why-cbam ↩︎

  30. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=legissum:4696271 ↩︎

  31. Proposal for a REGULATION amending Regulation (EU) 2023/956 as regards simplifying and strengthening the carbon border adjustment mechanism 23 May 2025 ↩︎

  32. https://eurometal.net/eu-adopts-proposed-cbam-changes-2026-start-remains/ ↩︎

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Milletlerarası Özel Hukuk ABD Öğretim Üyesi, ORCID no: 0000-0002-9339-3207 / Private International Law, Katip Celebi University, Faculty of Law