Covid-19 Salgın Hastalığı Nedeniyle Yargıda Duran Sürelerin Konkordato Kurumundaki Mühlet ve Süreler Açısından Değerlendirilmesi


(7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 2480 Sayılı Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı Özelinde)


Kendisine has özellikleri nedeniyle alelade bir dava türü olarak kabul edilmesi mümkün olmayan konkordato yargılamasında, geçici mühlet başlangıcının karara gün ve saat olarak geçirildiği, keyfiyetin ilgili yerlere derhal bildirildiği ve ilan ettirildiği, geçici mühlet tarihinden itibaren konkordato davasının gerek maddi hukuk gerekse usul hukuku açısından sonuç doğurmaya başladığı dikkate alındığında, konkordato kurumu özelinde uygulamada ortaya atılan bazı farklı görüşler nedeniyle durma süresi açısından aşağıdaki soruları cevaplama ihtiyacı hâsıl olmuştur.

1- Durma süresinin konkordato kurumu açısından değerlendirilmesinde dikkate alınacak mevzuat hangisidir?

Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle 26/3/2020 tarihli ve 31080 sayılı 1. Mükerrer Resmî Gazetede yayımlanan 7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici-1 inci maddesinde yargıda durma süreleri şu şekilde düzenlenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.
(2) Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır:
a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri.
b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler.
c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.
(3) 2004 sayılı Kanun ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlar kapsamında;
a) İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilir. Bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılır ve ilan için ücret alınmaz,
b) Durma süresi içinde rızaen yapılan ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilir,
c) Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder,
ç) İcra ve iflas hizmetlerinin aksamaması için gerekli olan diğer tedbirler alınır.
(4) Durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;
a) Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu,
b) İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hâkimler ve Savcılar Kurulu,
c) Adalet hizmetleri bakımından Adalet Bakanlığı,
belirler.”

Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargıda doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla 30/4/2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2480 Sayılı Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Kararın 1 inci maddesinde ise durma sureleri ise şu şekilde uzatılmıştır;

“Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 1/5/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15/6/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.”

2- İlk derece mahkemesinde geçici/kesin mühlet sürecinde konkordato tasdik yargılaması devam eden dosyalar durma süresinin kapsamına girmekte midir?

Durma süresinin düzenlendiği 7226 sayılı Kanunun Geçici-1 maddesinin 2. fıkrasında durma süresinin istisnalarına yer verildiği ve bu istisnalar arasında konkordato kurumundaki mühlet ve süreleri durma sürelerinin kapsamı dışında bırakan bir istisna getirilmediği görülmektedir.

Hükmün gerekçesinde ise şu açıklamaya yer verildiği görülmektedir; “Konkordato kurumuna ilişkin mühlet ve sürelerin, 2004 sayılı Kanunda düzenlenmesi sebebiyle durma süresinin kapsamında olacağı konusunda tereddüt bulunmamaktadır.

Bu noktada sorunun cevabı açısından hükümden ziyade gerekçe önem kazanmakta ve konkordato kurumundaki mühlet ve sürelerin de durma süreleri kapsamına dahil olduğunun açık bir şekilde belirtildiği görülmektedir.

Gerekçede yer verilen “Konkordato kurumuna ilişkin mühlet ve sürelerin” ibaresi ise, hukukumuzda konkordato kurumunun düzenleme altına alındığı 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 12 inci babında ve yardımcı mevzuatta yer verilen mühlet süreleri dahil her türlü sürenin, mezkûr durma sürelerinin kapsamına girdiğini göstermektedir. Bu doğrultuda aşağıda örnekseme yoluyla yer verdiğimiz hükümlerdeki sürelerin durduğunun kabulü gerekir;

  • Üç aylık geçici mühlet süresi ile iki aylık geçici mühletin uzama süresi (İİK m. 287/IV),
  • Bir yıllık kesin mühlet süresi ile altı aylık kesin mühletin uzama süresi (İİK m. 289/III ve V),
  • Alacaklılar kurulunun aylık olağan toplantı süresi (İİK m. 289/IV),
  • Mahkemenin belirlediği aralıklarda konkordato komiserinin ara rapor sunma süresi (İİK m. 290/II-d),
  • İlgililerinin rehinli mallarının kıymetinin yeniden takdir edilmesini yedi günlük mahkemeden talep süresi (İİK m. 298/III),
  • Konkordato komiserinin ilan tarihinden itibaren alacaklıların alacaklarını on beş günlük bildirme süresi (İİK m. 299),
  • Alacaklılar toplantısını takip eden yedi günlük iltihak süresi (İİK m. 302/VII)
  • İltihak süresini takip eden yedi günlük gerekçeli rapor tevdi süresi (İİK m. 302/VIII)
  • Tasdik sürecinde atanan kayyımının iki aylık rapor sunma süresi (İİK m. 306/II),
  • Kanun yollarına başvuru süreleri (İİK m. 293/II, 308/a),
  • Çekişmeli alacaklıların bir aylık dava açma süresi (İİK m. 308/b).

3- Durma süresi kapsamında konkordato kurumunun hükümleri uygulanmaya devam eder mi?

7226 sayılı Kanun’un Geçici-1 maddesinin 3. fıkrasında, durma süresine tekabül eden bazı işlemlerde izlenecek usulün düzenlendiği ve konkordato kurumuna ilişkin olarak da ‘c’ bendinde “Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder.” şeklinde düzenleme getirildiği görülmektedir.

Hükmün gerekçesinde ise şu açıklamaya yer verildiği görülmektedir; “Durma süresince konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçlarının devam edeceği de açıkça hükme bağlanmaktadır.”

İcra ve İflas Kanunu incelendiğinde, konkordato mühletinin alacaklı bakımından sonuçlarının 294 üncü maddede (rehinli alacaklılara ilişkin sonuçlarının 295 inci maddede), borçlu bakımından sonuçlarının ise 297 inci maddede düzenlendiği ve mezkur hükümlerin durma süresince de uygulanmaya devam edeceği anlaşılmaktadır.

O halde, durma süresince her ne kadar konkordato kurumundaki geçici ve kesin mühlet dahil her türlü süre askıda olup işlememekte ise de, gerek borçlu gerekse alacaklılar bakımından konkordato kurumunun hüküm ve sonuçlarını devam ettirmektedir. Bu doğrultuda aşağıda örnekseme yoluyla yer verdiğimiz hükümlerin durma süresince de uygulanmaya devam ettiğinin kabulü gerekir;

  • Durma süresince de ihtiyati tedbir kararları uygulanamaz (İİK m. 294/I),
  • Durma süresince de bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez (İİK m. 294/I),
  • Durma süresince de kesin mühlet süresi içerisinde konkordato talep eden tarafından rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemez (İİK m. 294/III),
  • Durma süresince de borçlu komiser nezareti altına veya mahkemece yetkili/görevli kılınmış ise komiserin onayıyla işlemlerini gerçekleştirebilir (İİK m. 297/I),
  • Durma süresince de borçlu mahkemenin izni olmaksızın rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz (İİK m. 297/II).

4- Durma süresinde alacaklılar toplantısı yapılabilir mi?

7226 sayılı Kanun’un Geçici-1 maddesi incelendiğinde, alacaklılar toplantısının yapılmasının doğrudan yasaklandığını gösterir herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte durma süresi konkordato kurumundaki tüm süreleri kapsadığından, alacaklılar toplantısından sonra oy kullanabilmek amacıyla getirilen yedi günlük iltihak süresi (İİK m. 302/VII) ile iltihak süresinin bitiminden itibaren başlayacak olan yedi günlük gerekçeli rapor tevdi süresi (İİK m. 302/VIII) de başlamayacağından, durma süresi içerisinde (son günü hariç) alacaklılar toplantısı yapılmasında kanaatimce herhangi bir fayda bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, T.C. İçişleri Bakanlığınca 16/3/2020 tarihinde 81 İl Valiliğine gönderilen Coronavirüs Tedbirleri Konulu Ek Genelgedeki, insanları toplu olarak bir araya getiren her türlü toplantının ertelenmesi şeklindeki düzenlemenin kapsamına konkordato alacaklılar toplantılarının da girdiği kanaatindeyim.

5- Durma süresinde konkordato talebinde bulunulabilir mi?

7226 sayılı Kanun’un Geçici-1 maddesinde, durma süresinde konkordato talebinde bulunulmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. Kanaatimce takip yasaklarının, konkordato talebinde bulunmanın hukuki yararını ortadan kaldıracak bir etkisinden söz etmek de mümkün değildir. Zira konkordato mühletinin rehinle temin edilmemiş (adi) alacaklılar bakımından sonuçları, mevcut takiplerin durması ve yeni takip yapılamaması ile sınırlı değildir. Bu hususa ilişkin şu örnekler verilebilir;

  • Borçlu tarafından rehinle temin edilmiş olanlar dışında (kanaatimce konkordato kapsamındaki) her türlü alacağa faiz işlemesinin durması (İİK m. 294/III),
  • Geçici mühletin ilanından itibaren başlayan takas yasağı (İİK m. 294/IV),
  • Geçici mühletten önce alacağın devri sözleşmesine konu edilen müstakbel bir alacağın, geçici mühletin verilmesinden sonra doğması halinde temlik sözleşmenin hükümsüz sayılması (İİK m. 294/IV),
  • Bazı mahkemelerin teminat mektuplarının nakde çevrilmesini önleyici tedbirleri,
  • Çek ceza davalarında, çekin muhataba ibraz süresinin geçici mühletten öncesine veya sonrasına tekabül etmesinin hükümlerde farklı değerlendirilmesi.
    Sonuç olarak durma süreci içerisinde de konkordato başvurusunda bulunmada hukuken korunan yararın var olduğunun kabulü gerekmektedir[1].

6- Durma süresi içerisinde konkordato talebi üzerine üç aylık geçici mühlete hükmedilmesi halinde geçici mühlet süresi hangi tarihten itibaren işlemeye başlar?

Yukarıda da belirtildiği üzere, durma süresi içerisinde konkordato talebinde bulunulmayı engeller herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Fakat durma süresince geçici ve kesin mühlet dahil konkordato kurumundaki her türlü süre askıda olduğundan, Mahkemece durma süresi içerisinde üç aylık geçici mühlete hükmedilmesi halinde, geçici mühletin de durma süresi boyunca askıda olduğunun ve bittiği günü takip eden günden itibaren (şu an için 16/6/2020 tarihinden itibaren) başlayacağının kabulü gerekir. Bununla birlikte 7226 sayılı Kanun’un Geçici-1 maddesinin 3. fıkrasının ‘c’ bendinde yer alan “Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder.”şeklinde düzenleme gereği, her ne kadar süre askıda ise de mahkemece geçici mühlete hükmedildiği tarihten itibaren gerek borçlu gerekse alacaklılar bakımından konkordato kurumunun hüküm ve sonuçlarının işlemeye başladığının kabulü gerekmektedir.

7- Durma süresi içerisinde bir yıllık kesin mühlet hükmedilmesi halinde kesin mühlet süresi hangi tarihten itibaren başlar?

Durma süresince geçici mühlet dahil her türlü süre askıda olduğundan, herhangi bir zorunluluk bulunmamakla birlikte, mahkeme tarafından bir yıllık kesin mühlete hükmedilmesi halinde, kesin mühletin de durma süresince askıda olduğunun ve bittiği günü takip eden günden itibaren (şu an için 16/6/2020 tarihinden itibaren) başlayacağının kabulü gerekir. Bununla birlikte 7226 sayılı Kanun’un Geçici-1 maddesinin 3. fıkrasının ‘c’ bendinde yer alan “Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder.” şeklinde düzenleme gereği, Mahkemece kesin mühlete hükmedildiği tarihten itibaren gerek borçlu gerekse alacaklılar bakımından konkordato kurumunun hüküm ve sonuçlarının devam ettiğinin ve/veya işlemeye başladığının kabulü gerekmektedir.

8- Durma süresinin başlangıç (22/03/2020) tarihinden itibaren bitimine on beş gün ya da daha az kalmış konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısından durum nedir?

7226 sayılı Kanun’un Geçici-1 maddesinin 1. fıkrası gereğince, durma süresinin başlangıç (22/03/2020) tarihi itibariyle, bitimine on beş gün (05/04/2020) ya da daha az kalmış konkordato kurumundaki mühlet ve sürelerin, durma süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren (şu an için 16/6/2020) on beş gün uzadığının (şu an için 30/06/2020) kabulü gerekmektedir. Bu hususa ilişkin şu örnekler verilebilir;

  • Geçici mühlet ya da kesin mühletin bitiş tarihinin 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihinde mühletin bittiğinin kabulünün gerektiği (İİK m. 287/IV ile m. 289/III ve V),
  • Alacaklılar kurulunun aylık olağan toplantı tarihinin 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar toplantının yapılabileceğinin kabulünün gerektiği (İİK m. 289/IV),
  • Konkordato komiserinin ara rapor sunma süresinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulünün gerektiği (İİK m. 290/II-d),
  • İlgililerinin rehinli mallarının kıymetinin yeniden takdir edilmesini yedi günlük mahkemeden talep süresinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulünün gerektiği (İİK m. 298/III),
  • Konkordato komiserinin ilan tarihinden itibaren, alacaklıların alacaklarını on beş günlük bildirme süresinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulünün gerektiği (İİK m. 299),
  • Alacaklılar toplantısını takip eden yedi günlük iltihak süresinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulünün gerektiği (İİK m. 302/VII)
  • İltihak süresini takip eden yedi günlük gerekçeli rapor tevdi süresinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulünün gerektiği (İİK m. 302/VIII)
  • Tasdik sürecinde atanan kayyımının iki aylık rapor sunma süresinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulünün gerektiği (İİK m. 306/II),
  • Kanun yollarına başvuru sürelerinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulünün gerektiği (İİK m. 293/II, 308/a),
  • Çekişmeli alacaklıların bir aylık dava açma süresinin son gününün 22/03/2020 (dahil) ilâ 05/04/2020’ye (dahil) tekabül etmesi halinde, şu an için 30/06/2020 tarihine kadar sürenin uzadığının kabulü gerekmektedir (İİK m. 308/b).

9- Konkordato projesinin tasdiki neticesinde hükümde yer alan ödeme planına durma sürecinin etkisi nedir?

Konkordato kurumu mühlet ve borç ödeme süreci olmak üzere iki temel kısımdan oluşmaktadır. Sorunun cevabında ise 7226 sayılı Kanunun Geçici-1 maddesinin 1. fıkrasının b bendinde, “b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler;” kısmı ile hükmün gerekçesinde yer alan, “Konkordato kurumuna ilişkin mühlet ve sürelerin, 2004 sayılı Kanunda düzenlenmesi sebebiyle durma süresinin kapsamında olacağı konusunda tereddüt bulunmamaktadır.” şeklinde yer alan açıklama ön plana çıkmaktadır.

Konunun başında belirtmek gerekir ki, konkordato projesinde yer alan ödeme planındaki sürelerin, 7226 sayılı Kanunun Geçici-1 maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda belirlenen süre kapsamında değerlendirilme imkânı kanaatimce bulunmamaktadır.

Bu noktada değerlendirilmesi gereken asıl husus, mahkemenin tasdik hükmünde ödeme planına yer verilmesi halinin, 7226 sayılı Kanunun Geçici-1 maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer verilen “hâkim tarafından tayin edilen süre” olarak değerlendirilme ihtimalinin bulunup bulunmadığıdır.

Bilindiği üzere, konkordato projesinin adi alacaklılar tarafından İİK m. 302/III’de belirtilen seçimlik nisaptan herhangi biri ile kabul edilmesi, konkordatonun tasdik şartlarından yalnızca birisidir. Eğer İİK m. 305/I’de düzenlenen beş tasdik şartı kümülatif olarak gerçekleşmezse, konkordato projesi adi alacaklılar tarafından İİK m. 302/III’de belirtilen çoğunlukla kabul edilse dahi, mahkemece konkordatonun tasdikine hükmedilmeyecektir. Mahkemece verilecek tasdik kararı ise inşai nitelik taşıyacak ve İİK m. 306/I’de belirtilen şekilde, tenzilat konkordatosunda ödenecek meblağı, vade konkordatosunda ödeme sürelerini, karma konkordatoda ise hem ödenecek meblağı hem de ödeme sürelerini açıkça içerecektir. Talepte bulunan tarafından alacağı rehinle teminat altına alınmış alacaklılar ise 308/h maddesi çerçevesinde değerlendirilecektir.

Mahkemenin tasdik hükmü olumsuz oy veren alacaklıları da bağladığından, konkordato kurumunda azınlığın kaderinin çoğunluğun iradesine bağlı olduğu söylenebilir. Ancak bunun için sırf adi alacaklılar toplantısında alınan karar yetmemekte, mutlaka projenin mahkeme tarafından tasdik edilmesi gerekmektedir. Peki vade ya da karma konkordato projelerinin mahkemece tasdik edilmesi neticesinde hükümde yer verilen ve tüm adi alacaklıları bağlayan ödeme planı süreleri, 7226 sayılı Kanunun Geçici-1 maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan hâkim tarafından tayin edilen süreler kapsamında değerlendirilmesi mümkün müdür?

7226 sayılı Kanunun Geçici-1 maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer verilen, hâkim tarafından tayin edilen süreler ibaresinin; delillerin sunulması, eksik gider avansının tamamlanması, bilirkişinin rapor sunması ve sunulan rapora karşı beyanda bulunulması gibi hâkim tarafından yargılama süreci içerisinde tayin edilen süreleri kapsadığı hususunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. İİK m. 306’nın gerekçesinde yer alan “Öte yandan, borçlunun ödeme planı da açıkça karara yazılmalıdır. Bunun ihlali konkordatonun feshine yol açacağından bu husus da karardan anlaşılabilmelidir.” cümlesinden, konkordatonun tasdik hükmünde yer verilen vadenin Mahkemece tayin edilen bir süre olmadığının ve durma süresi kapsamına girmeyeceğinin kabulü gerekmektedir.


Dipnotlar


  1. Bu yönde ve örnekler için bkz. Yavaş, Murat: İİK. m.330 Çerçevesı̇nde 2279 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararına Genel Bir Bakış̧, s. 5-6, http://www.lebibyalkin.com.tr/mevzuat/haberler/2020/iik-m.330-cercevesinde-2279-sayili-cumhurbaskani-kararina-genel-bir-bakis.html; aksi yönde bkz. Atalay, Oğuz / Özekes, Muhammet: 7226 Sayılı Kanun ile İcra ve İflâs Kanunu m. 330 Hükmünü Uygulayan Cumhurbaşkanlığı Kararı (2279 Sayılı) Çerçevesinde Ortaya Çıkan Bazı Sorular ve Tartışmalara Cevaplar, D-6, https://blog.lexpera.com.tr/7226-sayili-kanun-ile-cumhurbaskanligi-karari-neticesinde-ortaya-cikan-sorunlar/. ↩︎