Lexpera Blog

Finansal Teknolojiler ve Kripto Varlıkların Regülasyonunda Yeni Bir Otorite Zarureti

Dijital dönüşümün finansal piyasalar üzerindeki yıkıcı ve dönüştürücü etkisi, geleneksel hukuk normlarını ve yüzyıllık kurumsal yapıları yeniden şekillenmeye zorlamaktadır. Türkiye’de kripto varlıklara ilişkin yasal zeminin oluşturulması amacıyla 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda (SerPK) yapılan ve 2 Temmuz 2024 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikler, bu alandaki "gri alan" belirsizliğini gidermek adına atılmış tarihi bir adımdır. Ancak kanunun yürürlüğe girmesi sürecin sonu değil, bilakis ikincil düzenlemeler (yönetmelikler, tebliğler) ve uygulama pratikleriyle şekillenecek uzun soluklu bir regülasyon maratonunun henüz başlangıcıdır.

Bu yeni dönemde, yasa koyucu düzenleme ve denetleme yetkisini ana otorite olarak Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) bırakmıştır. Bu tercih, ilk bakışta piyasa güvenliği, yatırımcı korunması ve kurumsal tecrübe açısından makul görünse de; kripto varlıkların, dağıtık defter teknolojisinin (DLT) ve genel anlamda Finansal Teknolojilerin (FinTek) kendine özgü dinamikleri, mevcut bürokratik yapının sınırlarını zorlayacak niteliktedir.

Piyasa Dinamizmi

Sermaye Piyasası Kurulu, köklü geçmişi ve güçlü kurumsal hafızası ile Türkiye’nin en saygın düzenleyici kurumlarından biridir. Ancak SPK, genetik kodları ve yapısı gereği klasik sermaye piyasası araçlarına (hisse senetleri, tahviller, fonlar vb.) odaklanmış; prosedürel süreçleri belirli bir olgunluk, hiyerarşi ve görece yavaşlıkla işleyen bürokratik bir mekanizmadır.

Oysa kripto varlık piyasaları; seans saatleri olmayan, 7/24 yaşayan, saniyeler içinde küresel ölçekte değişebilen ve teknolojik altyapısı sürekli güncellenen bir ekosistemdir. Bu denli dinamik, volatil ve sınır aşan bir piyasanın, karar alma süreçleri doğası gereği daha ağır işleyen klasik bir bürokratik yapı tarafından etkin bir şekilde yönetilmesi, “hız” ve “adaptasyon” sorunlarını beraberinde getirecektir. Kanun koyucunun çizdiği çerçevenin teknolojinin hızına yetişememesi riski, inovasyonun önünü tıkama veya yatırımcı mağduriyeti potansiyeli taşımaktadır.

İdari Yapılanmada Değişim

Sürecin başlangıcında, kripto varlık hizmet sağlayıcılarına ilişkin yetki ve sorumlulukların SPK bünyesindeki Aracı Kurumlar Daire Başkanlığı tarafından yürütülmesi, konunun ontolojisine aykırı bir durumdu. Zira kripto varlık hizmet sağlayıcıları (borsalar, saklama hizmeti verenler vb.), sadece alım-satıma aracılık eden kurumlar değildir; aynı zamanda takas merkezi, saklama kuruluşu ve bazen piyasa yapıcı rollerini de üstlenen hibrit yapılardır. Onları “geleneksel aracı kurum” kalıbına sokmaya çalışmak, teknik ve operasyonel uyumsuzlukları beraberinde getirmiş, lisanslama ve denetim süreçlerinde sektörel beklentiler ile idari refleksler arasındaki makası açmıştır.

Bu uyumsuzluğun idare tarafından da fark edilmesiyle, 19 Kasım 2025 tarihli ve 33082 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sermaye Piyasası Kurulu Teşkilat Yönetmeliği (Karar Sayısı: 10584) ile Kurul’un idari yapısı köklü bir şekilde revize edilmiş ve SPK bünyesinde Finansal Teknolojiler Daire Başkanlığı’nın kurulduğu duyurulmuştur.

Bu adım, şüphesiz ki sorunun tespiti ve uzmanlaşma adına atılmış doğru ve yerinde bir karardır. Ancak, mevcut SPK çatısı altında bir “daire başkanlığı” seviyesindeki yapılanma, devasa bir FinTek habitatını yönetmek için yeterli olmayacaktır. Kripto dünyasında dakikalar içinde alınması gereken teknik bir karar, bürokratik filtreler ve kurul gündem yoğunluğu arasında erime riskiyle karşılaşabilir.

Müstakil ve Multidisipliner Bir “FinTek Otoritesi”

Gelinen noktada, mevcut yapıyı yamamak yerine, sorunun köküne inen yapısal bir reforma ihtiyaç vardır. Kripto varlıklar başta olmak üzere, blokzincir tabanlı finansal teknolojileri, merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamalarını, RWA (Gerçek Dünya Varlıkları) tokenizasyonunu düzenleyecek müstakil bir "Finansal Teknolojiler Düzenleme ve Denetleme Kurumu"nun hayata geçirilmesi en doğru ve sürdürülebilir çözüm olacaktır.

Bu yeni kurumun yapısı, klasik idari teşkilatlanmadan (BDDK veya SPK kopyası olmaktan) farklı olmalıdır. Kripto varlık ekosistemi sadece hukuki veya finansal bir konu değildir; içerisinde derinlemesine bilgisayar mühendisliği, kriptografi, veri güvenliği, oyun teorisi ve davranışsal finans barındırır. Dolayısıyla kurulacak otoritenin şu vasıfları haiz olması gerekir:

  1. Tam Özerk Yapı: Karar alma süreçlerinde SPK veya BDDK gibi kurumlardan bağımsız, doğrudan sektöre odaklanan, ancak diğer tüm düzenleyici otoriteler (MASAK, TCMB vb.) ile entegre çalışabilen bir mekanizmaya sahip olması,

  2. Multidisipliner İnsan Kaynağı: Sadece hukukçu ve iktisatçılardan oluşan klasik denetçi profili bu alanda yetersiz kalmaktadır. Kurumun; akıllı sözleşmeleri (smart contracts) denetleyebilecek yazılımcılar, ağ güvenliğini test edebilecek siber güvenlik uzmanları ve zincir üstü (on-chain) analiz yapabilecek veri bilimcilerden oluşan hibrit bir kadro ile donatılması şarttır. Hukuk normu ile kodun (code is law) kesiştiği noktada, her iki dili de konuşabilen bir otorite zorunluluktur.

Sonuç olarak; Finansal Teknolojiler Daire Başkanlığı'nın kurulması, devletin konuya yaklaşımındaki “niyet” ve “farkındalık” açısından olumlu bir sinyal olsa da, “kapasite” ve “etkinlik” açısından nihai çözüm değildir. Türkiye'nin dijital finans çağında sadece izleyici değil “oyun kurucu” olabilmesi için, konuyu bir kurumun alt başlığı olarak değil, stratejik bir ana başlık olarak ele alan, multidisipliner yetkinliğe sahip, özelleşmiş ve bağımsız bir otoriteyi inşa etmesi gerekmektedir.

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
İstanbul Medipol Üniversitesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı