Lexpera’da Geçen Hafta (15-21 Kasım 2025)
Literatür, içtihat ve mevzuata ilişkin önemli gelişmeleri içeren haftalık bültenimizin 207. sayısını siz üyelerimizin dikkatine sunuyoruz.
Literatür
Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen eserler aşağıda yer almaktadır:
BATİDER, Cilt 3, Sayı 2, 1965
Derginin bu sayısında, Hesap Açılması ve Hesapta Tasarruf Yetkisi, Anonim Şirket İdare Meclisi Üyelerine Karşı Açılacak Mesuliyet Davalarında Zamanaşımı, Hakem Ücretlerinin Belli Edilmesine İlişkin Meseleler, Atom Riski ve Sigorta, Mecburi Mali Sorumluluk Sigortası ve Kara Nakliyatına Müteallik Karar İncelemeleri, Avrupa Amme İntizamı, Bankalar Kanunu ve 3005 Sayılı Kanun ile İstikrarlı Kar Dağıtımını Temin İçin Ayrılacak Yedek Akçeler ile İdare Meclisi Azalarının Kazanç Payları Arasındaki İlişki başlıklı makalelere yer verilmiştir.
Tuğba Cengiz, İş Hukukunda İşçinin İfade Özgürlüğü
Eserde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluyla yapılan şikâyetler ve derece mahkemeleri tarafından verilen kararlar incelenerek işçinin ifade özgürlüğü ile işverenin kişisel ve ticari itibarı, şeref ve onuru ile diğer hak ve menfaatleri arasındaki adil dengenin kuruluş yolu ve bunun için yararlanılan ölçütler değerlendirilmiştir.
Ata Türkfiliz, 21. Yüzyıldaki Gelişmeler Işığında Uluslararası Hukukta Evrensellik İlkesi: Ukrayna ve Doğu Türkistan Örnekleri
Kitapta, evrensellik ilkesinin anlam ve önemi, tarihsel kökeni, diğer müesseselerle ilişkisi ve uygulaması ele alınmış; ilkenin düzenlenişi ve Ukrayna ve Doğu Türkistan özelinde uygulanışına ilişkin eleştiriler incelenerek söz konusu sorunlarla ilgili birtakım çözüm önerileri sunulmuştur.
Begüm Nur Kalıpçıoğlu, Anayasa Hukuku Bağlamında Türkiye’de ve ABD’de Devlet Başkanının Cezai Sorumluluğu
Çalışmada, devlet başkanının cezai sorumluluğu anlayışının gelişimi ve farklı hükümet sistemlerindeki cezai sorumluluk düzenlemelerine ilişkin anayasal düzenlemeler incelenmiş; ABD’de devlet başkanının cezai sorumluluğuna ilişkin anayasal düzenleme ve uygulamadaki örnekler ele alınmış; Türkiye’de devlet başkanının cezai sorumluluğuna ilişkin benimsenen eski anayasal hükümler ortaya konulmuş ve 2017 Anayasa Değişikliği ile 1982 Anayasası’nda yapılan önemli değişikliklerden birini oluşturan cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu bakımından getirilen yeni düzenleme irdelenmiştir.
Mehmet Polat Kalafatoğlu, Mirasa Uygulanacak Hukuk: Türk ve İsviçre Milletlerarası Özel Hukukları İncelemesi
Kitapta, mirasa uygulanacak hukuk açısından milletlerarası özel hukukun bazı genel sorularına yer verilmiş; Türk ve İsviçre milletlerarası özel hukuklarına ilişkin değerlendirmeler sunulmuş ve Türk hukuku kapsamında yapılan incelemelerde mirasa uygulanacak hukuk ile bağlantılı olan yabancılar hukukundan kaynaklanan sınırlamalar üzerinde durulmuştur.
Ali Haydar Yıldırım, Beyza Aka, Üstün Köprücü, Limited Şirket Esas Sermaye Payının Miras, Eşler Arası Mal Rejimi ve Cebri İcra Yoluyla İktisap Edilmesi (TTK m. 596)
Eserde, limited şirket esas sermaye payının Türk Ticaret Kanunu m. 596 hükmüne göre kazanıldığı haller incelenmiş; esas sermaye payından doğan hakların iktisap edene ne zaman geçeceği, iktisap edenin hangi haklardan yararlanabileceği ve hangi borçlardan sorumlu olacağı değerlendirilmiş; TTK m. 596/2 hükmünde düzenlenen şirketin iktisap konusu payları satın alma hakkını kullanması ve bunun sonuçları tartışılmıştır.
Emine Erdoğan, Milletlerarası Sözleşmeler ile Türk Hukukunda Deniz Alacağı
Çalışmada, Türk Ticaret Kanunu’nun 1352. maddesinde yer alan liste ile Türk deniz ticareti hukukunda uygulama alanı bulan deniz alacağı kavramına yer verilmiş; milletlerarası sözleşmelere taraf olma çalışmaları neticesinde Türk hukukuna yerleşen deniz alacağı kavramının farklı boyutlarına ve tespit edilen sorunlara değinilmiştir.
Levent Emre Özgüç, Türk Ceza Hukukunda Hazırlık Hareketlerinin Belirlenmesi ve Cezalandırılabilirliği
Eserde, ceza hukukunda suça hazırlık hareketleri kavramının anlamı ile bu tür hareketlerin suçun icra hareketlerinden ayrılmasına ilişkin görüşler incelenmiş; Türk ceza hukukunun temel ilkeleri ve kabulleri çerçevesinde ceza sorumluluğu kapsamına alınabilecek bir hareketin sahip olması gereken nitelikler belirlenmiş; bu nitelikler ışığında hazırlık hareketlerinin cezalandırılmasının meşruiyeti konusu, Türk ve Alman literatüründe ileri sürülen temellendirme girişimleri değerlendirilmek suretiyle sorgulanmıştır.
Ahmet Göktuğ Kaya, Türk Sermaye Piyasası Hukukunda Tahvil
Kitapta, tahvilin tarihsel gelişimi, Türk hukukundaki ve karşılaştırmalı hukuktaki yeri, hukuki niteliği, türleri, tahvil taraflarının hak ve yükümlülükleri, tahvillerin konu olduğu hukuki işlemler ve tahvil yatırımcılarının korunmalarına ilişkin düzenlemeler ele alınmıştır.
Mustafa Yasir Akteke, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğuna Etki Eden Haller
Çalışmada, ibranın hukuki niteliği, türleri, alınma usulü, kapsamı, hukuki sonuçları ele alınmış; tespit edilen sorunlara ilişkin de lege ferenda çözüm önerileri sunulmuş; sulh kurumu hakkında genel bilgiler verilerek sulh sözleşmesinin ne şekilde kurulacağı tespit edilmiş; bu sözleşmenin yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğuna etkileri ortaya konulmuş ve zamanaşımına ilişkin hükümler de mercek altına alınmıştır.
Zehra Seyis, Anonim Ortaklıkta Yönetim ve Temsil Yetkisinin Devri
Kitapta, yönetim ve temsil yetkisinin devri ile yetki devrinin yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğuna etkisi hususunda, mehaz hukuk sistemlerindeki düzenlemeler dikkate alınarak karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılmış; bu bağlamda özellikle Türk ve İsviçre hukukunda var olan sorunlara ve bu sorunlara yönelik öğretide dile getirilen görüşlere yer verilerek çeşitli çözüm önerileri aktarılmıştır.
Ferhat Kayış, Anonim Ortaklıkta Oydan Yoksunluk
Eserde anonim ortaklıkta pay sahibinin oy hakkı ve özellikleri, oydan yoksunluğa yönelik düzenlemeler ve oydan yoksunluğun benzer kavramlarla ilişkisi ortaya konulmuş; yönetim kurulu üyelerinin ibraları dışında alınacak kararlarda oydan yoksunluk hakkında bilgi verilmiş; oydan yoksunluk bakımından değerlendirilmesi gereken bazı özel durumlara değinilmiş ve oydan yoksunluğa aykırılık halleri ile sonuçları tartışılmıştır.
Hilal Rabia Yıldız, Alacak Rehninin Kurulması
Çalışmanın birinci bölümünde alacak rehnine ilişkin genel esaslar üzerinde durulmuş; ikinci bölümünde alacak rehninin konusu, teminat altına alınan alacak ve rehnin kapsamına değinilmiş; üçüncü bölümünde Türk Medenî Kanunu uyarınca alacak rehninin kurulması açıklanmış; dördüncü ve son bölümünde ise bazı özel görünüm biçimlerine göre alacak rehninin kurulmasına yer verilmiştir.
Geçen hafta Blog’a yüklenen makalelere aşağıda yer verilmiştir:
Mehmet Kumak, İki Ortaklı Limited Şirketlerde Haklı Sebeple Ortaklıktan Çıkarma Sorununa İlişkin Çözüm Yolları Üzerine Bir Değerlendirme
Ferhat Büyükay, Cebri İcra Kanunu Taslağının Menfi Tespit Davasına Yönelik Düzenlemelerinin Değerlendirilmesi
Harun Eryiğit, Finansal Teknolojiler ve Kripto Varlıkların Regülasyonunda Yeni Bir Otorite Zarureti
İçtihat
Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen kararların dağılımı şu şekildedir:
| MAHKEME | KARAR SAYISI |
| Yargıtay (Hukuk) | 574 |
| Yargıtay (Ceza) | 40 |
| Danıştay | 1243 |
| Bölge Adliye Mahkemesi | 622 |
| Bölge İdare Mahkemesi | 41 |
| TOPLAM | 2520 |
Yüklenen kararlar arasında aşağıda özetine yer verdiğimiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu’na ait kararlar özellikle dikkati çekmektedir:
Yargıtay HGK., E. 2020/579 K. 2020/872 T. 11.11.2020
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı iş yerinde 06.01.2006 tarihinden itibaren çalıştığını, iş sözleşmesinin 02.07.2013 tarihinde işverence kötü niyetle ve haksız şekilde feshedildiğini, çalıştığı dönem boyunca her gün 2 saat fazla çalışma yapan müvekkiline bu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ve davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatları ile fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mesai arkadaşıyla kavga eden davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, fesih hakkının kötüye kullanılmasının söz konusu olmadığını, fazla çalışma ücretlerinin de ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
(...) İş Mahkemesi; işverence derhal fesih hakkının yasal sürede kullanılmaması sebebiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep koşullarının oluştuğu ancak feshin kötü niyetle yapıldığının ispatlanamadığı, hizmet dönemine yönelik sunulan bütün bordroların imzalı olduğu ve bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunduğu, dolayısıyla imzalı bordroların aksinin tanık beyanı ile ispat edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Davalı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine ilgili Yargıtay Dairesi; davalının temyiz itirazlarının reddine ve belirsiz alacak davası yönünden ise kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin belirsiz alacak davasının konusunu oluşturamayacağı, bu taleplere ilişkin davaların hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken söz konusu taleplerin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
(...) İş Mahkemesi; kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı hesaplanırken giydirilmiş ücretin esas alındığını, somut olayda ise işçilere yemek verildiğinin anlaşıldığı, bir öğün yemek ücreti miktarının şirketler ile kurum ve kuruluşlara yemek sağlayan katering firmalarından ortalama ne kadara verildiğinin sorularak tespit edilebileceğini, dolayısıyla eldeki davada davacının giydirilmiş ücretini kolaylıkla tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda giydirilmiş ücret hesaplanırken yemek ücretinin dahil edilmemesinin ve davacının da artırımını bilirkişi raporundaki miktara göre yapmış olmasının sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Direnme kararının da davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; davalı işyerinde aynî olarak sağlanan yemek ve yol yardımlarının parasal karşılığını bilmesinin davacıdan beklenemeyeceğini, dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatları ile kötü niyet tazminatı alacaklarının belirsiz alacak olduğunu belirtmiş ve direnme kararını hukuka uygun bularak davalı vekilinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine oyçokluğu ile hükmetmiştir.
Yargıtay CGK., E. 2019/243 K. 2020/517 T. 10.12.2020
Sanığın; (...) Çocuk Mahkemesi tarafından, konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan Türk Ceza Kanunu’nun 116/1. ve 31/3. maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası; mala zarar verme suçundan aynı Kanun’un 151/1. ve 31/3. maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükümlerin, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dairesi onama kararı vermiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş grubu içinde bulunduğu, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan ve fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmayan sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından hükmolunan kısa süreli sekizer ay hapis cezalarının, TCK’nın 50. maddesinin 3. fıkrası gereğince, aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Daire tarafından itiraz yerinde görülmemiştir.
Bunun üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu; sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleştiği için incelemeyi, konut dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapmış, suç tarihinden önce işlediği başka bir suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilmeyen sanık hakkında mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından ayrı ayrı verilen kısa süreli 8 ay hapis cezalarının, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında sayılan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu, bu hususta mahkemenin herhangi bir takdir yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne hükmetmiştir.
Mevzuat
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik
Mermi sağlanmasına ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Sermaye Piyasası Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
Sermaye Piyasası Kurulu’nun işleyiş, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları belirlendi.
Sermaye Piyasası Kurulu Teşkilat Yönetmeliği
Sermaye Piyasası Kurulu’nun teşkilat yapısı ve hizmet birimlerine ilişkin esaslar yeniden belirlendi. Sermaye Piyasası Kurulu Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı.
Sözleşmeli Sağlık Personeli Disiplin ile Disiplin Kurulları Hakkında Yönetmelik
Disiplin cezalarının uygulanması ve yönetmelikte hüküm bulunmayan hallere ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
2 Mayıs 2018 Tarihli Sermaye Hareketleri Genelgesi
Döviz geliri olma şartı aranmayan kredilere ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Gümrüksüz Satış Mağazaları Yönetmeliğinin Uygulanması Hakkında Genelge
Gümrüksüz satış mağazalarına veya depolarına teslim edilen serbest dolaşımda bulunan eşyanın satılması, serbest dolaşımda olan yabancı menşeli eşyanın satılması, süreli yayınların gümrüksüz satış mağazası ve depolarına alınması ile gemilere satış mağazalarından yapılan satışlara ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Hava Sağlık Yönetimi Genelgesi
Havacılık faaliyetlerinde görev yapmakta olan veya bu görevlere aday olan kişilerin, ulusal ve uluslararası havacılık tıbbı standartları kapsamında sağlık sertifikası alma, temdit ettirme ya da yenileme işlemleri, havacılık tıbbı değerlendirmesi, sağlık sertifikası düzenleme işlemleri ve havacılık tıbbı süreçlerinin standartlara uygun yürütülmesini kapsayan yeni bir genelge yürürlüğe girdi. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün UOD-2017/9 Sayılı Genelgesi ile UOD-2018/1 Sayılı Genelgesi yürürlükten kaldırıldı.
Parasal limit yeniden tespit edildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.