Lexpera Blog

Lexpera’da Geçen Hafta (3-9 Şubat 2024)

Literatür, içtihat ve mevzuata ilişkin önemli gelişmeleri içeren haftalık bültenimizin 117. sayısını siz üyelerimizin dikkatine sunuyoruz.

Literatür

Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen eserler aşağıda yer almaktadır:

Ömer Ekmekçi, M. Refik Korkusuz, Ömer Uğur, Turkish Individual Labour Law

Kitap, Türk Bireysel İş Hukukuna ilişkin yabancı akademisyen ve araştırmacıların başvurabileceği İngilizce bilimsel kaynak eksikliğini gidermek amacıyla hazırlanmış olup ilk baskıya gösterilen ilgi karşısında ikinci baskıda yeni konu başlıklarına yer verilerek mevcut içerik genişletilmiştir.

İsmail Aydın, Ticari Davalarda Dava Şartı Olarak Arabuluculuk

Çalışmada, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen ve ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuk kurumu çeşitli açılardan irdelenmiş, ticari dava kavramının sınırları belirlenmiş ve bu kapsamda dava şartına tabi olan ticari davalar, medeni usul ve icra-iflas hukuku boyutuyla değerlendirilmiştir.

Artür Karademir, Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanma

Eserde, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’ndan bu yana gerçekleşen değişimler incelenmiş, toplu iş sözleşmesine ilişkin genel açıklamalara ve toplu pazarlık rejimine ilişkin Uluslararası Çalışma Örgütü Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi kararlarına yer verilmiş, ayrıca toplu iş sözleşmesinden yararlanma konusuna ilişkin İsviçre ve Alman hukukunda benimsenen esaslara değinilmiştir.

Nihan Gizem Kantarcı Ateş, Göçmen İşçilerin Sosyal Güvenlik Hakları

Çalışmada, göçmen işçiler ve geçici koruma statüsündeki Suriyeli işçilerin hukuk sisteminde yer aldıkları konumun belirlenmesi amaçlanmış olup Türk ve AB hukuku karşılaştırılarak bu kişilerin sahip oldukları uzun ve kısa vadeli sigorta kolları ile işsizlik sigortası incelenmiş; kayıt dışı istihdama bağlı haklarının neler olduğu, bu haklara nasıl erişim sağlayacakları ve ne tür hukuki düzenlemelerin yapılması gerektiği sorularına cevap aranmış ve çözüm önerilerinde bulunulmuştur.

Arzu Yıldırım Coşkun, Türk İş Hukukunda İkale

İş sözleşmesini ortadan kaldırmaya yönelik bir sözleşme olan ve kanunda düzenlemesi bulunmayan ikalenin hukuki esaslarının ele alındığı kitapta, sözleşme özgürlüğü ve sözleşmelerin kurulması konuları etraflıca değerlendirilmiş, ikalenin tanımına ve hukuki niteliği ile benzer hukuki işlemlerle ilişkisine yer verilmiş, ikalenin kurulması, geçerlilik koşulları ve geçersizlik halleri ile ikalenin işçi ve işverenin hak ve borçları açısından sonuçları, öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları ışığında incelenmiştir.

Harun Eryiğit, Anonim Şirketlerin Yönetim Sözleşmesi Kapsamında Yönetimi ve Sonuçları

Potansiyeline ve uzun geçmişine rağmen anonim şirketler hukuku çerçevesinde oldukça sınırlı bir çerçevede ele alınan yönetim sözleşmelerinin, anonim şirketlerde nasıl uygulanacağı ve bu uygulamanın taraflar bakımından nasıl sonuçlar doğuracağı üzerinde durulan eserde, konuya ilişkin özellikle Türk hukuk uygulaması dikkate alınarak bir model önerisi sunulmuştur.

M. Aytaç Özelçi, Belediyelerde Taşınmaz Malların Tahsis ve Devri

Çalışmanın birinci bölümünde Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu düzeninde kamu idareleri arasında taşınmaz malların tahsis ve devrine yer verilmiş, ikinci bölümünde belediyelerde taşınmaz malların tahsis ve devrinde hukuki rejim açıklanmış, üçüncü ve son bölümünde ise taşınmaz malın devrine ilişkin bir diğer yol olan idareler arasında bedel karşılığında taşınmaz mal devri konusuna değinilmiştir.

İçtihat

Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen kararların dağılımı şu şekildedir:

MAHKEME KARAR SAYISI
Anayasa Mahkemesi 6
Yargıtay (Hukuk) 585
Yargıtay (Ceza) 504
Danıştay 1
Bölge Adliye Mahkemesi 651
Bölge İdare Mahkemesi 2538
TOPLAM 4285

Yüklenen kararlar arasında aşağıda özetine yer verdiğimiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu’na ait kararlar özellikle dikkati çekmektedir:

Yargıtay HGK., E. 2022/5 K. 2023/848 T. 20.09.2023

Davacı vekili; müvekkili ve davalının (...) Kooperatifinin üyesi olduklarını, kura çekimi sonucunda müvekkiline işyeri, davalıya ise aynı yerde bir başka işyerinin isabet ettiğini, taraflarca bu iki işyerinin trampa edilmesine karar verildiğini, noterde düzenleme şeklinde yapılan trampa sözleşmesi gereğince işyerlerinin fiilen trampa edildiğini ve tapuda müvekkiline ait işyerinin davalı tarafından, davalıya ait işyerinin de müvekkili tarafından halen kullanıldığını, ancak müvekkilinin fiili ve gerçek durumun resmileştirilmesi için sözleşmenin tapu dairesinde de uygulanmasına yönelik talebinin davalı tarafça reddedildiğini, davalı tarafın şekil eksikliğinden bahsederek tescile yanaşmamasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ileri sürerek söz konusu trampa sözleşmesinin ifasına, davalının mülkiyetinde bulunan işyerinin tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; tapulu taşınmazların haricen mülkiyetinin edinilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın bu durumu bilmesine rağmen kötüniyetli olarak eldeki davayı açtığını, ayrıca aradan geçen süre göz önüne alındığında talebin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesi; taraflar arasındaki trampa sözleşmesi tapuda yapılmamış olsa da sözleşmeye konu taşınmazların dava tarihine kadar davacı ve davalı tarafından sözleşmeye uygun şekilde tasarruf edilmesinden sonra şekil eksikliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davaya konu taşınmaza dava tarihine kadar davacının zilyet olması ve tasarrufunda bulundurması nedeni ile artık sözleşmenin zamanaşımına uğradığından bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla davacının resmi şekilde yapılmayan trampa sözleşmesi gereğince dava tarihine kadar yaklaşık 20 yıl süre ile zilyet ve tasarrufunda bulundurduğu davaya konu taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile kendi adına tapuya kayıt ve tescilini istemekte haklı olduğu gerekçesiyle davayı kabul etmiştir.

İlgili Yargıtay Dairesi; Mülga Borçlar Kanunu’nun 213. ve 232. maddeleri uyarınca, trampada satım hükümlerinin uygulanacağı, trampa konusu taşınmaz tapuda kayıtlı bir taşınmaz ise trampanın resmi senede bağlanarak yapılmasının zorunlu olduğu, somut olayda taraflar arasında yapılmış resmi bir sözleşme mevcut olmadığı için trampa sözleşmesine dayanarak davalının maliki olduğu dükkânın davacı adına tescilinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

İlk derece mahkemesi kararında direnmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bunun üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; kişisel hakların devrinde alacağın temliki hükümleri gereğince sözleşmenin yazılı yapılmasının yeterli olduğu ve taraflar edimlerini yerine getirdiği için taraflar arasında noterde düzenleme şeklinde yapılan trampa sözleşmesinin geçerli olduğu, dolayısıyla davacının bu sözleşme gereğince kişisel hakkını ileri sürmesi ve bu kişisel hakkına dayanarak tapu iptal ve tescil talebinde bulunmasının mümkün olduğu gerekçesiyle direnme kararının onanmasına oybirliği ile hükmetmiştir.

Yargıtay CGK., E. 2019/29 K. 2023/329 T. 07.06.2023

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 179/3. maddesi delaletiyle 179/2, 62, 53, 50/1-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve hak yoksunluğuna ilişkin yerel mahkemece verilen karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

Adalet Bakanlığı’nın bu hükme yönelik kanun yararına bozma talebinde bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen ihbarnamede, sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında koşulları bulunmadığı halde TCK 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği gözetilmeden karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması istenmiştir.

İlgili Yargıtay Dairesi, söz konusu kanun yararına bozma talebinin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. ve 310. maddelerinde düzenlenen amaca uygun hukuka aykırılık niteliğinde bulunmaması nedeniyle reddine karar vermiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olduğu, sanığın adli para cezası ile cezalandırıldığı, adli para cezası ile cezalandırılan sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği hususunun kanunun emredici hükmü olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesine itiraz etmiş; inceleme yapan Özel Dairece itiraz nedenleri yerinde görülmemiştir.

Bunun üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu; uyuşmazlık konusuna ilişkin mevzuatı ve doktrin görüşlerini kapsamlı olarak ele alarak hukuki değerlendirmede bulunmuş, itiraza konu yerel mahkeme hükmünün istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinde belirtilen ve sanık aleyhine bir durum oluşturan hukuka aykırılığın esaslı bir konuya ilişkin olması, infaz sırasında hükmü veren mahkemeden söz konusu hak yoksunluğunun kaldırılmasının istenmesi yoluyla giderilmesinin mümkün bulunmaması ve infazda tereddüte yol açacağı muhakkak olan söz konusu hukuka aykırılığın ancak kanun yararına bozma konusu yapılarak giderilebilecek nitelik taşıması karşısında Özel Dairece kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesini isabetli bulmayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Özel Daire kararının kaldırılmasına oyçokluğu ile hükmetmiştir.

Mevzuat

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu

Malullük ve yaşlılık sigortasından ödenen aylıklar ve aylıklar ile birlikte her ay itibarıyla yapılan ödemeler toplamı dosya bazında, yapılacak ek ödeme dahil 10.000 TL’den az olamayacak. Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalı ve hak sahiplerine, 2024 yılı başından önce bağlanmış gelir ve aylıklar ile 2024 yılında bağlanacak malullük, yaşlılık veya ölüm aylıkları %49,25 oranında artırıldı. Ayrıca Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerin ödeyecekleri tutarlara ilişkin geçici madde hükümleri ihdas edildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

İşsizlik Sigortası Kanunu

Kısa çalışmaya ve kısa çalışma ödeneğine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Değişiklikler, 01.03.2024 tarihinde yürürlüğe girecek. Bazı değişiklikler, kısa çalışmaya başlama tarihi daha önce olanlar hakkında uygulanmayacak. Ayrıca geçici 10. madde hükümleri 31.12.2025 tarihine kadar uygulanmaya devam edilecek; Cumhurbaşkanı, bu maddenin uygulanma süresini 31.12.2026 tarihine kadar uzatabilecek.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu, idari para cezaları ile bu cezaların uygulanmasına ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın inceleme, kontrol, denetim, yetki ve sorumluluğuna ilişkin hükümler yürürlüğe girdi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Alanında Bazı Mali Hükümler Hakkında Kanun

Kanunun “iş sağlığı ve güvenliği genel müdürlüğü” başlıklı maddesinin 3. fıkrası yürürlükten kaldırıldı.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği

Toplum Sağlığı Merkezi biriminin adı, Çalışan Sağlığı Merkezi (ÇASMER) olarak değiştirildi. Mevcut hükümler, ÇASMER’e yer verilerek yeniden düzenlendi. ÇASMER’in denetimi ile doğal afet ve olağanüstü hallere ilişkin ek madde hükümleri ihdas edildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği

Tanımlar, önemli bakım ve onarım, iş ekipmanının periyodik kontrolü, genel kurallar, denetim ve idari yaptırımlara ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Patlayıcı ortamda kullanılan iş ekipmanlarına ilişkin hükümler yürürlükten kaldırıldı. Doğal afet ve olağanüstü hallere ilişkin ek madde hükümleri getirildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekili Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerine İlişkin Yönetmelik

Eğitim verecek kurum ve kuruluşlar ile eğiticilerin niteliklerine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığının Görev ve Yetkileri ile Taşra Teşkilatının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın merkez hizmet birimlerinin görev ve yetkileri ile doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatı olan kentsel dönüşüm müdürlüklerinin çalışma usul ve esaslarının belirlendiği yönetmelik yürürlüğe girdi.

Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Yönetmeliği

Faaliyet izni verilmesinde aranılan belgeler, borsa ve yetkili sınıflandırıcılarla sözleşme, tarifeler, vadeli piyasalarda ürün senedi kullanımı ve ürün teslimine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ

Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin 31.01.2024 tarihi itibariyle bankalarda mevcut olan ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilecek.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Altın Hesaplarından Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ

Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin 31.01.2024 tarihi itibariyle bankalarda mevcut olan altın hesabı, hesap sahibinin talep etmesi halinde dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevrilecek.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Parasal Sınırlar) (Sıra No: 87)

Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında uygulanacak olan parasal sınırlar ve alındı birim fiyatları yeniden belirlendi. Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Parasal Sınırlar ve Oranlar) (Sıra No: 80) yürürlükten kaldırıldı.

Karayolu Taşıt Araçlarının İthaline İlişkin Tebliğ

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın uygunluk yazısına tabi eşyaya ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
Hakkında Göktürk Öcal
gokturk.ocal@lexpera.com.tr