Lexpera’da Geçen Hafta (8-21 Haziran 2024)
Literatür, içtihat ve mevzuata ilişkin önemli gelişmeleri içeren haftalık bültenimizin 134. sayısını siz üyelerimizin dikkatine sunuyoruz.
Literatür
Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen eserler aşağıda yer almaktadır:
Kaan Karamanlı, Banka Anonim Ortaklıklarında Hâkimiyet
Kitapta, Bankacılık Kanunu çerçevesinde, hâkimiyeti ifade eden kontrol kavramı ile kontrolü elinde bulunduran kişileri ifade eden hâkim ortak kavramının kapsamı, bankalar üzerinde hâkimiyetin hangi şekillerde tesis edilebileceği, çeşitli durumlar karşısında hâkimiyetin tespiti ile banka anonim ortaklığında hâkim ortak statüsünü elde etmenin ortaya çıkardığı sonuçlar incelenmiş ve banka hâkim ortaklarının karşı karşıya kaldığı sorumluluklar değerlendirilmiştir.
Ozan Ali Yıldız, Fikri Hakların İhlaline Dayalı Kazanç Devri Talebi
Çalışmada, kazanç devri talebinin ileri sürülebileceği koşullar, bu talebin hak sahibine sağlayacağı menfaat ve bu talebin fikri hakların ihlaline dayalı diğer taleplerle ilişkisi ortaya konulmuştur.
Ömer Keskinsoy, Semih Batur Kaya, Anayasa Değişikliklerinin Demokratik Niteliği ve Denetimi
Demokratik ilkelere sadakatin, rekabet halindeki anayasal görüş ve yorum teorileri arasında seçim yapmak için önemli bir değerlendirme kriteri olabileceği varsayımına değinilen eserde, anayasa değişikliği tekniği 1982 Anayasası çerçevesinde incelenmiş ve demokratik teorilerle bağlantılı ilerici yargı yorumuna karşı olan argümanlar incelenerek söz konusu varsayım sorgulanmıştır.
Muhammet Emin Bingöl, Adi Ortaklıkta Pay Kavramı ve Adi Ortaklık Payının Devri
Kitapta, kişi unsuru ve kişi unsurunun değişmezliği prensibi çerçevesinde adi ortaklıkta pay kavramı ve pay kavramı ile payın devri bakımından önem arz eden adi ortaklıkta mal varlığı incelenmiş ve ortaklık payının üç farklı geçiş şeklinin maddi hukuk ve usul hukuku bakımından doğurduğu hukuki sonuçlar irdelenmiştir.
Şahin Eray Kırdım, Uluslararası Hukukta Israrlı İtiraz
Uluslararası toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilen bir teamül hukuku kuralına itiraz eden devletlerin durumunun ele alındığı çalışmada, devletlerin, diğer devletler tarafından bir zorunluluk ihtiyacından ötürü uzun süredir tekrarlanan davranışlara, bu davranışlar hiçbir yerde yazılı olmasa ve hatta bu davranışlara itiraz etseler bile uymak zorunda olup olmadıkları hususu tartışılmıştır.
Burcu Çavuş, Medeni Usul Hukukunda Hükmün Tamamlanması
Eserin birinci bölümünde hükmün tamamlanmasının hukuki niteliği ve benzer hukuki kurumlardan farkları açıklanmış, ikinci bölümünde ise hükmün tamamlanması yoluna başvurulabilecek mahkeme kararları, hükmün tamamlanması sebepleri ve yargılama usûlü üzerinde durulmuştur.
Can Canpolat, Ceza Muhakemesi Hukukunda Seri Muhakeme Usulü
Eserde, çeşitli tartışmalar çerçevesinde gündeme gelen teori ve uygulamaya ilişkin hukuki meseleler, karşılaştırmalı hukukun da dikkate alındığı bir bakış açısıyla değerlendirilmiş ve seri muhakemenin uygulanmasına ilişkin olup genel muhakeme kuralları açısından önem arz eden birçok konu, ilgili başlıklar altında açıklanmıştır.
Gülşah Sinem Aydın Ateş, Vasiyetin Yerine Getirilmesi
Çalışmada, vasiyet borcu kavramı, vasiyet borcunun doğumu, muacceliyeti, zamanaşımı, vasiyet borcunun ifasında taraflar ile vasiyetin yerine getirilmesi istemi ve davası konuları öğretideki teorik tartışmalar ve yargı kararları ışığında ele alınmıştır.
Halil Kökcü, Paternalizm Kavramı ve Örnek Uygulamalar
Kitabın birinci bölümünde paternalizm kavramı ve tarihsel gelişimi ayrıntılı olarak incelenmiş, ikinci bölümünde ise paternalizmin çeşitli alanlardaki görünüm biçimleri mercek altına alınmıştır.
Geçen hafta Blog’a yüklenen makaleye aşağıda yer verilmiştir:
Kasım Ocak, KVKK Denetimi 2.0: Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun Yerinde İnceleme Yetkisi Var Mı?
İçtihat
Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen kararların dağılımı şu şekildedir:
MAHKEME | KARAR SAYISI |
Anayasa Mahkemesi | 96 |
Yargıtay (Hukuk) | 8585 |
Yargıtay (Ceza) | 2615 |
Danıştay | 347 |
Bölge Adliye Mahkemesi | 4268 |
Bölge İdare Mahkemesi | 3 |
TOPLAM | 15914 |
Yüklenen kararlar arasında aşağıda özetine yer verdiğimiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu’na ait kararlar özellikle dikkati çekmektedir:
Yargıtay HGK., E. 2022/1130 K. 2024/20 T. 24.01.2024
Davacı vekili; müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasıyla sigortalanan aracın çarpışmasıyla meydana gelen çift taraflı, maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasında müvekkilinin geçici ve kalıcı işgücü kaybı oluşturacak şekilde yaralandığını, davalı şirkete ait sigortalı aracın sürücüsünün kazada asli kusurlu bulunduğunu, davalıya yapılan başvuruya olumsuz yanıt verildiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla belirli bir meblağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketince trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, yapılan kusur tespitine göre hesaplanan tazminatın davacıya ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi; toplanan deliller ve davacının gelirini asgari ücretin 13 katı üzerinden hesap eden bilirkişi raporuna istinaden davanın kabulüne karar vermiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine ilgili Yargıtay Dairesi; davacının zararının belirlenebilmesi için ne iş yaptığının ve aylık kazancının net olarak tespit edilmesi gerektiği, dosyada bunun ispatlanamadığı, öncelikle davacının ne iş yaptığının daha somut delillerle tespiti ile çalıştığı iddia edilen şirketten ve müzisyenlik yaptığı yerden davacının ücret bordrosunun veya davacıya yapılan maaş ödemelerine ilişkin belgelerin getirtilmesi, gerektiğinde davacıya yapılan maaş ödemelerine ilişkin şirket defterlerinin incelenmesi, SGK’dan davacının hizmetine esas dosyanın getirtilerek aylık gelirine ilişkin daha somut delillerle davacıya ispat imkânı tanınması ve tüm bunlara göre hasıl olacak sonuca göre tazminatın belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
İlk derece mahkemesinin bozmaya uyarak yaptığı yargılama sonucu verdiği ikinci karar ile; davacının olay tarihi itibariyle net asgari ücret üzerinden gelir elde ettiği kabul edilmiş ve bozma ilâmına, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine Özel Daire; davacının ortağı olduğu şirketten ve buna ek olarak danışmanlık ve müzisyenlik işinden gelir elde ettiği, dosya kapsamı ve davacının kaza tarihinden önce yaptığı işler gözetildiğinde davacının asgari ücretten daha fazla gelir elde ettiği ispatlanmış ise de bu gelir miktarı ve net gelirin ispatlanamadığı, davacının yaptığı işler gözetilerek elde ettiği gelirin mahkemece takdir edilerek bu gelir üzerinden hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
İlk derece mahkemesi; önceki karar gerekçelerinin yanında, davacının gelir düzeyinin bizzat davacı tarafından ispatlanması gerektiği, davacının gelirinin asgari düzeyden yüksek olduğunu gösterir bir delilin bulunmadığı, hâkimin takdir hakkının sadece kanunlarda kural içi boşluk olduğu durumlarda söz konusu olabileceği, somut olayda hâkimin takdir hakkını kullanabileceği bir durumun olmadığı, ayrıca somut olayda sözü edilen temliknamenin gerekçeli karardan sonra yapıldığının açık olduğu, böyle bir durumda uygulanması gereken usulün Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlendiği, bu nedenle mahkeme kararından sonra temliğe ilişkin araştırma yapılmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle kararında direnmiştir.
Direnme kararının da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; davacının gelir düzeyinin asgari ücretten yüksek olduğunun kabul edilip edilemeyeceği ve gelirin belirlenmesi hususunda hâkimin takdir hakkının bulunup bulunmadığı ve ikinci olarak davacının haklarını üçüncü kişiye temlik etmiş olması nedeniyle mahkemece bu hususa ilişkin araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği şeklinde iki ayrı uyuşmazlık belirlemiştir.
Kurul; birinci uyuşmazlık yönünden, dosyadaki bilgi ve belgeler gözetilerek davacının gelirinin asgari ücretten yüksek olduğunun açık olması nedeniyle üzerinden hesap yapılacak gelirin tespiti amacıyla mahkemenin takdir hakkını kullanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına oybirliği ile hükmetmiştir.
İkinci uyuşmazlık yönünden ise, her ne kadar gerekçeli karardan sonra temlik yapılmış ise de mahkemece verilecek ek karar ile söz konusu temlikin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Yargıtay CGK., E. 2022/194 K. 2024/107 T. 06.03.2024
(...) Ağır Ceza Mahkemesi; sanıkların, resmî belgede sahtecilik suçundan Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 204/1, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar vermiştir.
Hükmün sanıkların müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine ilgili Yargıtay Dairesi kararın, TCK’nın 53. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; yerel mahkemece, temel cezanın belirlenmesi sırasında suçun işleniş biçimi, sanıkların şahsi, sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak TCK’nın 204/1. maddesi uyarınca takdiren cezalandırılmalarına karar verildiği, ardından TCK’nın 43. maddesi uyarınca artırım yapılırken en alt orandan indirim yapıldığı ve yine sanıklar hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulandığı, gerekçede de sanıklara resmî belgede sahtecilik suçunda teşdit uygulandığına dair bir bulguya rastlanılmadığı, bu durumda sanıklar hakkında teşdiden ibaresine yer verilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm verilemeyeceği görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan ilgili Yargıtay Dairesi, sanıklar hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerde gerekçe belirtilmediği gibi teşdiden ibaresi de kullanılmadan alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayinini kanuna aykırı bularak kararın bozulmasına hükmetmiştir.
İlk derece mahkemesi bozma kararına uyarak sanıkların resmî belgede sahtecilik suçundan cezasını yeniden belirlemiş; bu hükümlerin de sanıkların müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece karar onanmıştır.
Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden itiraz yoluna başvurmuştur.
İnceleme yapan Özel Dairece itiraz nedenlerinin yerinde görülmemesi üzerine dosyayı değerlendiren Yargıtay Ceza Genel Kurulu, açılan kamu davası yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği ve zamanaşımının gerçekleştiğinin ya da gerçekleşmediğinin kabulü halinde tüm ya da ilgili sanıklar hakkında eksik araştırmayla hükümler kurulup kurulmadığı şeklinde iki ayrı uyuşmazlığın söz konusu olduğunu belirlemiştir.
Kurul; birinci uyuşmazlık yönünden, TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık kesintili dava zamanaşımı süresinin somut olay bakımından dolduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne oyçokluğu ile karar vermiştir.
İkinci uyuşmazlık yönünden ise, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında belirtilen hususlarda yeniden araştırma yapılmasına gerek olmadığı, incelemeye konu dosya içerisine giren bilgi, belge ve beyanların yeterli olduğu, sanıkların yapılmayan tıbbi işlemleri yapılmış gibi göstererek sahte belgeler düzenlemek suretiyle atılı suçu işledikleri sabit olmakla sanıklara yüklenen resmî belgede sahtecilik suçunun sübutu bakımından eksik araştırmayla hükümler kurulmadığı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine oybirliği ile hükmedilmiştir.
Mevzuat
Ticarette Tağşişin Men’i ve İhracatın Mürakabesi ve Korunması Hakkında Kanun
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2023/140, K. 2024/81 sayılı ve 14.03.2024 tarihli kararı uyarınca, kanun uyarınca Ticaret Bakanlığı tarafından alınan kararlara ve düzenlemelere aykırı hareket edenlere, tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, 500 TL’den 20.000 TL’ye kadar idarî para cezası verileceğine ilişkin fıkra hükmü iptal edildi. Değişiklik, 14.03.2025 tarihinde yürürlüğe girecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2022/21, K. 2024/79 sayılı ve 14.03.2024 tarihli kararı uyarınca, lisans ve sertifikaların tabi olacağı usul ve esaslarda değişikliğe gidildi. Değişiklik, 14.03.2025 tarihinde yürürlüğe girecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
İşsizlik Sigortası Kanunu’na göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması hallerinde, sigortalılara kısa çalışma ödeneği ödenmesine ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlendi. Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırıldı. Yürürlüğe giren yönetmelik, 01.03.2024 tarihinden itibaren geçerli olacak.
Denetimin konusu, denetim kuruluşlarının ve denetçilerin yetkilendirilmesi, denetimlerde kalite ve güvenilirliğin sağlanması, kalite yönetim sisteminin tasarlanması, uygulanması ve işletilmesi, şeffaflık raporunun hazırlanması ve duyurulması, faaliyet izninin askıya alınması ve iptali ile idari yaptırımlara ilişkin hükümler başta olmak üzere birçok hükümde değişikliğe gidildi. Faaliyetin kısıtlanmasına ilişkin hükümler düzenlendi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde verilen eğitim hizmetlerinin amacı, özel eğitim kurumlarının açılması ve kapatılması, özel eğitim kurumlarında personel görevlendirilmesi, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri öğretim programları, özel eğitim okullarına kayıt kabul, kurumdan ayrılma ve yeni kuruma kayıt, ücretler, ücretsiz okutulacak bireyler, destek eğitimi planlaması ve telafi eğitimi, günlük çalışma saatleri, devam devamsızlık takibi, özel eğitim ihtiyacı olan bireyin başarısını değerlendirme, inceleme, soruşturma, denetim ve ödeme şartlarına ilişkin hükümler başta olmak üzere birçok hükümde kapsamlı değişikliğe gidildi. 2024 yılı kurum açma başvuruları ile kurum açma, kurum nakli ve dönüşüm işlemine başlamış olanlara ilişkin geçiş hükümleri düzenlendi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
Medya hizmet sağlayıcıların uyması gereken yayın hizmeti usul ve esaslarının belirlendiği yönetmeliğin koruyucu sembol sistemine ilişkin hükümlerinde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Nükleer Tesislerin ve Nükleer Maddelerin Emniyetine İlişkin Yönetmelik
Nükleer tesislerle ve nükleer maddelerle ilgili düzenleyici kontrole tabi faaliyetlerin yürütülmesi sırasında alınması gereken emniyet önlemlerine ilişkin esaslar yeniden belirlendi. 08.08.2020 tarihli ve 31207 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Nükleer Tesislerin ve Nükleer Maddelerin Emniyetine İlişkin Yönetmelik yürürlükten kaldırıldı.
Nükleer Tesislerin ve Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Yönetmeliği
Yönetmeliğin adı, “Nükleer Maddelerin Taşınmasında Fiziksel Korunma Yönetmeliği” şeklinde değiştirildi. Amaç, kapsam, dayanak, tanım ve kısaltmalar, tasarıma esas tehdit belirlenmesi, taşıma fiziksel koruma planı, raporlar, bilgi emniyeti, nükleer madde sınıfları, iç denetim ve tatbikata ilişkin hükümler ile nükleer maddelerin taşınması sırasında hırsızlığa ve sabotaja karşı alınması gereken fiziksel koruma önlemlerine ilişkin genel hükümlerde değişikliğe gidildi. Fiziksel koruma sistemi ve programı, fiziksel koruma programının onayı, işbirliği ve merkezî alarm istasyonuna ilişkin hükümler yürürlükten kaldırıldı.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 435)
Tebliğin kapsam ve konusu ile finansman şirketleri, tasarruf finansman şirketleri, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının düzenleyeceği belgelere ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ
Amaç ve kapsam, tebliğde geçen tanımlar ve döviz alımı yapmama taahhüdünün yerine getirilmemesine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Yurt dışı kaynaklı dövizlerin Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülmesinde döviz dönüşüm desteği sağlanmasına ilişkin hükümler yürürlükten kaldırıldı.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak Finansal Tablolara İlişkin Tebliğ
Türk Ticaret Kanunu’nun 210. maddesinin 1. fıkrasına dayanılarak hazırlanan ve 2023 yılı ve sonrasındaki hesap dönemlerinde uygulanacak enflasyon düzeltmesine ilişkin olarak genel kurul ve yönetim organınca esas alınacak finansal tablolar hakkında hükümlerin düzenlendiği yeni bir tebliğ yürürlüğe girdi.
Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Sıra No: 71) Genel Yönetim Mali İstatistikleri
Kapsam, dayanak, tanımlar, veri giriş dönemleri ve birimlerce yapılacak işlemler, bütçe politikası, gelir ve giderlerin izlenmesi amacıyla istenecek verilere ilişkin hükümler ile tebliğ ekinde değişikliğe gidildi. Kapsama alınan birimlerin geçmiş yıllara ait verilerine ilişkin geçiş hükümleri ihdas edildi. Risk Hesabı, Destekleme ve Fiyat İstikrarı Fonu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı verilerine ilişkin madde hükümleri yürürlükten kaldırıldı.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
5 TL Değerindeki Madeni Paraların Tedavüle Çıkarılmasına İlişkin Tebliğ
Madenî Ufaklık ve Hatıra Para Bastırılması Hakkında Kanun uyarınca, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından 5 TL değerindeki madeni paralar basılıp tedavüle verildi.
Ticaret Bakanlığı’nın 2024/9 Sayılı Genelgesi
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün genelgesi uyarınca, serbest bölgelerin Türkiye Gümrük Bölgesi’nin bir parçası olduğu da dikkate alınarak, Gümrük Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca Türkiye’de serbest dolaşımda olduğunu gösteren gümrük statü belgesi eşliğinde ihracat beyannamesiyle serbest bölgeye konulan eşyanın; değişikliğe uğramadan Türkiye’ye ithalinde ya da serbest bölgede üretimde kullanılmasını müteakip nihai ürünün ithalinde vergilendirmenin girdiler üzerinden talep edilmesi halinde, gümrük vergileri tahsil edilmeksizin işlem tekemmül ettirilecek.
Türkiye Finansal Raporlama Standartı 17 (TFRS 17) Kapsamında Sunulacak Raporlara İlişkin Genelge
Sigorta ve reasürans ile emeklilik şirketleri tarafından TFRS 17 Sigorta Sözleşmeleri Standardı kapsamında 2024 yılı mali tablolarına ilişkin sunulacak finansal tablolar ile bunların dipnot ve açıklamalarına ilişkin içeriğin belirlendiği genelgenin TFRS 17 kapsamında yapılacak raporlamalara ilişkin hükümlerinde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Bina Tamamlama Sigortası Genel Şartları
Bina tamamlama sigortası sözleşmesine ilişkin temel esaslar ile tarafların sigorta sözleşmesinden ve müstakil teminat senetlerinden doğan haklarının ve yükümlülüklerinin düzenlendiği genel şartlar yürürlüğe girdi. 16.03.2015 tarihinde yürürlüğe giren Bina Tamamlama Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırıldı.