Hukuk devleti ilkesinin en önemli özelliklerinden biri idarenin işlem ve eylemlerinin yargısal denetime tabi olmasıdır ve bu durum idari yargı sisteminin temelini oluşturmaktadır. Türkiye’de idari işlem ve eylemlerin ne şekilde tesis edileceği ve bunların ilgililere nasıl duyurulacağı gibi konular hakkında müstakil bir idari usul kanunu bulunmamakta olup, idari usulle
Tag: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
Bu yazı, “Kamusal Alanda Kameralı Gözetlemenin Suçun Önlenmesindeki Etkisi ve Elde Edilen Delillerin Hukuka Uygunluğu Sorunu” adlı eserden oluşturulmuştur. Ayrıntılı bilgi ve atıf için bkz. Buket Abanoz, Kamusal Alanda Kameralı Gözetlemenin Suçun Önlenmesindeki Etkisi ve Elde Edilen Delillerin Hukuka Uygunluğu Sorunu, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2018.
Özet: Bu yazıda,
Ülkemizde bir idari uyuşmazlık söz konusu olduğunda bu uyuşmazlığın çözülebilmesi noktasında akla ilk olarak yargı yolu gelmektedir. Halbuki yargı yolu haricinde düzenlenen ve yargı yoluna kıyasen daha avantajlı sonuçlar doğurabilen idari başvuru yolları mevcuttur. Bu yollardan biri olan ve İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesinde düzenlenen ihtiyari başvuru yolu hem
Devlet olgusu, çoğu kez, bireylerin tek başlarına gerçekleştiremedikleri ve nitelikleri itibariyle kamusal olan hizmetleri örgütlü bir şekilde yerine getiren bir organizma işlevi görmüştür. Bu hizmetler de kişilerle en canlı temas hâlinde olan idari mekanizmalar aracılığıyla sunulmaktadır. Ancak idare her zaman hizmet sunan, problemleri çözen güç olmamaktadır. İdare, problemi çözerken sahip