Lexpera Blog

"Tokenli" Konişmento, Avalcı ve Hukuk Dilimiz

2 Aralık 2023 günü facebook hesabımda “Tokenli” Konişmentolar başlığıyla küçük bir not paylaştım. Şimdi onu biraz daha geliştirip hukukçuların ilgisine sunmak isterim.

Bir süredir elektronik imza aygıtı için nasıl söyleyip yazacağımızı belirlemediğimiz İngilizceden alınma “token” kelimesini kullanıyoruz. “Token” mi, “tokın” mı telaffuz edeceğiz ve yazacağız? Daha bu küçük sorunu çözmeden bir de "tokenize edilmiş konişmentolar" gibi terimlerle karşılaşır olduk! Bk. Göker Tataroğlu, Pınar Çağlayan Aksoy, Karşılaştırmalı Hukukta Tokenize Edilmiş Konişmentolar, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, Ekim 2023.

İngilizce sözlüğe baktım: “tokenized” için "Yetkisiz erişimi önlemek için (hassas bir veri parçası) yerine rastgele oluşturulmuş bir tanımlayıcı." demiş. Bir de örnek vermiş: "Hassas veriler tokenleştirildi (tokenlendi) veya güçlü bir şekilde şifrelendi."

İkinci anlamı dilbilimden... (Metni) tekil dil birimlerine bölmek. "Metnimiz terimler halinde belirtilmiş".

Bu arada yapay zeka Türkçesi için "token" telaffuzunu veriyor; "tokenized" için ise daha uygun bir karşılık vermiş: "token-leştirilmek!" Belki “tokenlemek” demek daha doğru olur. Oysa İngilizce bilenlerimiz “tokın” diyor! Herhalde İngilizce bilmeyen çoğunluk, isabetli olarak yazıldığı gibi okuyarak “token” diyor.

“Token”, “tokenize edilmiş”ten başka bir de “tokenizasyon” kelimesi var. Mustafa Aktaş 21 Ağustos 2020 tarihinde “Tokenizasyon” adlı bir yazı yazmış. Türkçe yazında “token”den türeyen “tokenizasyon” için yerine göre “tokenleşme/tokenleştirme/tokenleme” karşılıklarının kullanılabileceğini düşünüyor ve öneriyorum.

Buna göre "tokenize edilmiş konişmentolar" için "tokenleştirilmiş/tokenlenmiş konişmentolar" veya daha kısa ve kolay söylenir "tokenli konişmentolar" diyebiliriz. Önerdiğim “tokenli konişmentolar” terimi anlamı da başarılı bir biçimde taşıyor.

Bilindiği gibi, konişmento veya konşimento deniz taşımacılığında bir malın gemiye yüklendiğini veya teslim alındığını göstermek üzere verilen tek taraflı senede, navlun mukavelesine denir. Nişanyan kelime için 1. Tanıma, teyit 2. Deniz ticaretinde teyit belgesi anlamlarını veriyor ve “Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler)” notuyla şu iki kaynağı gösteriyor: konişmento/konşimento [Schlechta-Wssehrd, Manuel terminologique français-turque, 1870] Connaissement: konişmento قونِشْمَنْتو, hamule senedi ve [Tıngır & Sinapian, Istılahat Lugati, 1892] Connaissement [Fr.]: irsaliye kaimesi, konoşimento قونوشیمنتو.

Yabancı kelimelere karşı hassas olmak “tokenize edilmiş”, “tokenizasyon” gibi yeni türeyecek biçim bozuğu kelimelerle karşılaşmamak için gereklidir. Bu arada belirteyim ki Önder Teker, Derinlemesine Python AI Natural Language Processing (Godoro Yayıncılık, İstanbul 2021, s. 17) kitabında “tokenize” (etmek) için “dizgeciklemek”, “tokenizer” için de “dizgecikleyici” kelimelerini kullanmıştır.

Tokenli konşimentodan “avalist”e geçelim. Bir süre önce bir sempozyumda sunulan bir bildirinin başlığı “Kambiyo senetlerinde avalistin dayanabileceği def'iler" idi. Bu tebliğin başlığındaki “avalist” terimini yadırgadım. Avalisti, genel Türkçe sözlüklerimizde de göremedim. Aval var ama avalist yok! Buna bence avalcı diyebiliriz, bir ara böyle yabancı kelimeleri türkçeleştirme çabaları vardı. Belli bir anlayışla bunun sürdürülmesini doğru bulanlardanım. Avalist karşılığı olarak önerdiğim avalcı terimini [avaliste n. et adj. poliçe kefili, avalcı] İsmail Hami Danişmend’in, ben doğduğum sene 1959 yılında yayımlanmış Fransızca-Türkçe Resimli Büyük Dil Kılavuzunda (1959, C. 1, s. 91) buldum. Dolayısıyla öneriyorum. Denilebilir ki “tokenli”nin de “avalcı”nın da kökü yine yabancı kaldı; doğrudur! Ancak hiç değilse bu köklerden yeni kelimeleri Türkçe eklerle türetmek de bir şey sayılmalıdır!

Öteden beri dile ve hukuk diline belli bir ilgim olmuştur. Bu ilginin sonucu olarak AUZEF için “Hukuk Dili ve Adli Yazışmalar” adlı açık erişimli bir kitap kaleme aldım. İÜ Adalet Meslek Yüksekokulunda da “Hukuk Dili” adlı seçimlik bir ders okutuyorum. Bu konuda aşağıda adlarını vereceğim bazı küçük yazılarım da var. Gözlemim gitgide hukuk dilinde gerekli veya gereksiz birçok İngilizce terimin kullanılmaya başlandığıdır. Belli bir hassasiyet göstermediğimiz takdirde bugüne değin Avrupadan gelen terimlere pek yüz vermeyen hukuk dilimizde önümüzdeki on yıllarda daha fazla İngilizce / Amerikanca kelime göreceğimizdir.

Zaman zaman bu hususta belli bir duyarlık oluşturmaya çalışıyorum ama başarılı olabilmemiz için daha fazla hukukçunun çabası ve desteği gerekiyor.

Bu yolda bir gözlemde bulunmak için bugünkü (03 Aralık 2023) Resmi Gazeteye bakayım dedim. Patatesle ilgili birkaç yönetmeliğin daha adlarında gördüğüm yabancı kelimeler beni şaşırttı. Örnek olarak “Patates Halka Çürüklüğü Etmeninin Eradikasyonu ve Yayılmasının Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler Hakkında Yönetmelik” ile karşılaştım. TDK’nın Güncel Türkçe Sözlüğü Fransızcadan dilimize giren “eradikasyon” için “yok etme” karşılığını veriyor. Acaba Yönetmelik yazarları neden yok etme veya dilimize onun kadar yatımlı olan “imha etme” kelimesini kullanmıyor? Bu “eradikasyon” kelimesi aynı yerde yer alan başka iki yönetmeliğin adında da geçiyor.

Yine aynı tarihli Resmi Gazetedeki başka bir yönetmeliğin adı şudur: “Patates Kist Nematodları ile Mücadele Hakkında Yönetmelik”! Bu yönetmelikteki “nematodlar” kelimesini sözlüklerde bulamadım. Sağa sola bakınca dilimizde “ipliksiler” veya “yuvarlak solucanlar” denildiğini gördüm fakat bu terimler de ilk başvurulan sözlüklerimizde yoktur.

Neden bir kanun veya kural koyucu hitap ettiği halkın anlayacağı dili kullanmaz sorusu gelip usuma takılıp onu kurcalayıp duruyor…


Konuyla ilgili sayılabilecek bazı yazılarım:

“Hukuk Dili: Özerk mi Diyelim “Otonom” mu?”, 29 Mayıs 2021, Yazar Gazetesi (yazargazetesi.com.tr)

“Azerbaycan’da ve Türkiye’de Hukuk Terimleri”, Aktif Hukuk Dergisi, yıl 1, sy. 1, 2005, ss. 15-16; yıl 1, sy. 2, 2005, ss. 13-16; yıl 2, sy. 3, 2006, ss. 12-14; yıl 2, sy. 4, 2006, ss. 15-17; yıl 2, sy. 5, 2006, s. 16-17.

“Azerbaycan ve Türkiye Hukuk Terimlerinin Karşılaştırılması: Benzerlikler ve Ayrılıklar”, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi’ye Armağan, Vedat Yayıncılık, 2009, c. 2, s. 1943-1955;

“Bazı hukuk terimleri ve Bu münasebetle hukuk dilimiz üzerine”, Türkay 2018 / Temmuz Yıl: 2, Sayı: 11, s. 1-4 | https://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/alintilar/815.pdf

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Tarihi Ana Bilim Dalı