Lexpera Blog

Uzayın Devlet Dışı Aktörler Tarafından Ticari Kullanımı ve Yasal Düzenleme İhtiyacı

Gerek tarihsel süreçte gerekse günümüzde mevcut yasal çerçeve bakıldığında uzay hukuku uluslararası hukukun altında ve süjesini devletlerin oluşturduğu bir alandır. Oysa günümüzde uzay en çok “özel kişiler/kurumlar” çalışmada kullanılacak terim “devlet dışı aktörler” (non-state actors) tarafından ticari olarak kullanılmaktadır. Çalışmanın amacı uzay hukukuna ilişkin mevcut yasal çerçeve sınırları içinde uzayın devlet harici kişilerce kullanımın yarattığı hukuksal sorunlara değinmek, alanda getirilmesi gereken değişiklere farklı alanlar ile mukayese yapılarak öneriler getirmektir. Çalışmanın bir diğer amacı ise konunun rekabet, çevre, vergi, uluslararası ticaret, uluslararası özel hukuk, fikri haklar gibi birçok hukuksal boyutuna dikkat çekmek, alana ilişkin tartışmaların disiplinler arası çalışılması gerektiğini vurgulamaktır. Mevcut çalışmalardaki bu bakış açısındaki eksiklik olası değişiklik önerilerinde eksik kalacağı için çalışma konunun farklı etkileşimlerini vurgulayarak daha kapsamlı çalışmalara vesile olmayı amaçlamaktadır. Kaldı ki çalışma uzaya ilişkin mevcut sistemde eksik olan devlet dışı aktörlerin kullanımı ve etki dikkate alındığında özellikle de teknoloji ile bu alanın çok hızlı gelişeceği/genişleyeceği ve yeni sorunlar ortaya koyacağı için uzay ile ilgili rekabet, ticaret ve vergi kuralları gibi yeni kuralların eklenmesi gerektiği sonucuna varmaktadır. Olası gelişmeler için ayrıca denetim, çıkacak uyuşmazlıkların çözümü ya da alanın kullanımının koordinasyon için yeni kurum veya kurumlar oluşturulmalıdır.

Çalışmada sadece uzayın “devlet dışı aktörler” tarafından kullanımı ele alınacak, olası sorunlar genel hatlarıyla uluslararası hukuk, rekabet hukuku, çevre hukuku, vergi hukuku, yetki, uluslararası güvenlik ve sorumluluk konularına değinilerek incelenecektir.

Uzay Hukukuna İlişkin Uluslararası Çerçeve:

Uluslararası uzay hukuku uluslararası hukukun altında yer almaktadır. Alana ilişkin beş temel antlaşma bulunmaktadır ancak bu antlaşmalara taraf olan ülkelerin sayısı oldukça az saydır.[1] Anlaşmalara taraf olan ülkelerin sayısının azlığı kuralların bağlayıcılığı ve uygulanabilirliği açısından önemlidir. Ancak çalışmanın değerlendirme bölümünde ayrıca ele alınacağı üzere uzay hukukuna ilişkin örf ve âdet hukuku kuralları da uygulanma açısından önemlidir. Örf ve âdet kuralları ve bazı ilkelerin uluslararası hukukun kaynakları açısından bağlayıcı olup olmayacağı konusuna özellikle “devlet dışı aktörler” açısından ayrıca değinilecektir.

“Corpus juris spatialis” uzay hukuku (body of space law) hem anlaşmalardan hem de bildirgelerden oluşmaktadır. Bu alandaki temel antlaşmalar: Dış Uzay Anlaşması (Outer Space Treaty), Kurtarma Anlaşması (Rescue Treaty), Sorumluluk Sözleşmesi (Liability Convention), Tescil Sözleşmesi (Registration Convention) ve Ay Anlaşması’ndan (Moon Agreement) oluşmaktadır.[2] Ayrıca beş Bildirge (Declaration) bulunmaktadır: Yasal İlkeler Bildirgesi (Declaration of Legal Principles), Yayıncılık İlkeleri Bildirgesi (The Broadcasting Principles), Uzaktan Algılanma İlkeleri Bildirgesi (Remote Sensing Principles), Nükleer Güç Kaynakları İlkeleri Bildirgesi (Nuclear Power Sources Principles) ve Yararlar Bildirgesi (Benefits Declaration).[3]

Çalışmanın amacı uzaya hukukuna ilişkin düzenlemelerin incelemesi olmayıp öncelikle uzayın devlet dışı aktörlerce ticari amaçlarla kullanılması durumunu incelemektir. Çalışma uzay hukukuna ilişkin bir çalışma olmayıp devlet dışı aktörlerin uzayı ticari kullanımlarına ilişkin yasal boşluğa dikkat çekmeyi amaçladığı için sadece “uzayın insanlığın ortak mirası olması” (common heritage of mankind) kavramı, tüm insanlığın yararı ve çıkarları için kullanılması, “yarar paylaşımı” (benefit sharing), makul kullanım (fair usage) ve uzayın kimsenin egemenliğinde olmadığı ilkeleri (no state can claim national sovereignty) ve bu ilkelerin bağlayıcı olup olmadığı konusu tartışılacaktır.[4]

Alana ilişkin tartışmaların yapılabilmesi için uzayın tanımı ve hukuksal açısından sınırların belirlenmesi de önemlidir. Uzay hukuku günümüzde ayrıca yapay zekâ konusunda tartıştığımız teknoloji ve bilimin hukuk ile iç içe olduğu önemli alanlardan biridir. Bu alanda da teknolojideki gelişmenin hızı hukuk kurallarının gelişimden hızlı olmaktadır. Özellikle uzayın devlet dışı aktörler tarafından kullanımında uzayın yörüngelerinin tanımları, sınırları, düzenleme, yetki konularında önem kazanacaktır. Uzay nereden başlar sorusunun bile net bir cevabı bulunmamaktadır. Karman hattı (Karman line) dünya atmosferi ile uzayın sınırını çizmektedir ancak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (National Aeronautics and Space Administration) (NASA)’ya göre bu mesafe 50 mil iken uluslararası standartlarda 62 mil kabul edilmektedir. Örneğin devlet dışı aktörler uzayı en çok haberleşme için kullanmakta, haberleşme için uzaya gönderdikleri uydular (satellites) ise daha çok “Alçak Dünya Yörüngesi” (Low Earth Orbit) nde yer almaktadır.[5] Toplam uyduların bu yörüngedeki oranı %84’tür.[6] Bu alandaki uydular Dünya yüzeyinden 160 ila 2.000 kilometre yükseklikte yörüngede bulunan uydulardır ve genellikle hava tahmini, navigasyon, telekomünikasyon ve gözlem gibi uygulamalar için kullanılmaktadırlar.[7] Mevcut kullanım ve oranlar özellikle mevcut uzay hukuku kurallarını değerlendirmede ve aşağıda yapılacak Rekabet Hukuku kıyaslamasında “kıt kaynak” (scarce resource) tartışması için önemlidir. Örneğin SpaceX yaptığı başvurularda, ilave 30.000 uydunun alçak Dünya yörüngesinde çalışacağını açıklamış, SpaceX hâlihazırda planladığı 12.000 uyduya ek olarak 30.000 Space Exploration Technologies Corp (Starlink) uydusu fırlatırsa, şirketin tek başına insanlığın fırlattığı uzay aracı sayısında yaklaşık beş kat artıştan sorumlu olacağı belirtilmiştir.[8]

Uzay kullanımı sınırsız mı olacaktır, ilk olma avantajının sınırları olacak mıdır? Ayrıca uyduların kullanım için belirli süreleri olduğu düşünüldüğünde (working life) uydular yollanırken oluşacak çöpten sorumluluk konusu da ayrıca düşünülmelidir. Şimdiden uzayda 3000 ölü uydu bulunmaktadır.[9]

Uydular için Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne (International Telecommunication Union-ITU) başvurulmaktadır.[10] ITU Birleşmiş Milletler‘in bilgi ve iletişim teknolojilerinden sorumlu uzman kuruluşudur. ITU radyo frekanslarının tahsisini denetlemekte ve ortak bir uydu frekansı kayıt sürecini yönetmektedir.[11] İstasyonlar diğer Üyelerin işletme kuruluşlarının telsiz hizmetlerine veya iletişimlerine zarar vermeyecek şekilde kurulmalı ve işletilmelidir.[12] Ulusal düzenleyiciler kendi ülkelerinin uydu operatörleri adına başvuruda bulunurlar ve lisanslama üye devletlerinin yetki alanındadır, devletler lisans verildikten sonra uydu operatörlerinin Radyo Yönetmeliklerinde yer alan kural ve koşullara uymasını sağlamalıdır.[13]

Ancak uzayın kullanımına ilişkin bir sınırlama ya da ülkeler için belirli oranlar bulunmamaktadır oysa uzay hukukunun temel ilkelerinden biri uzayın bütün insanlığa tahsis edilmiş olduğu ve kullanınımın bütün ülkelerin hayır ve menfaatine ve eşitlik ilkesine uygun olması yönündedir. Oysa mevcut kullanıma bakıldığında uzayda sadece belirli ülkelerin ve az miktarda şirkettin olduğu görülmektedir. Uzayda faaliyet sürdüren ülkeler ya da devlet dışı aktörler sadece ileri teknoloji ve imkânlara sahip ülkelerdir. Kanımca burada iki sorun bulunmaktadır: ilki uzay kullanımı giderek artığı için uydu sayıları artmaktadır. ITU’nun da belirtiği üzere hizmet sağlamak için uydu takımyıldızları (constellations) kullanılmaktadır ve uzay ve sabit yörünge slotları giderek kalabalıklaştığı için hizmetler arasında radyo paraziti giderek büyüyen bir risk haline gelmektedir.[14] İkinci sorun ise piyasaya ilk giren avantajını hep aynı devlet uygulamada daha çok devlet dışı aktör mü kullanacaktır? Aşağıda inceleneceği üzere uzay rekabet hukuku kurallarına tabi olmadığı ve uzay piyasa/pazar olarak tanımlanabilecek bir alan olmadığı için olası ihlallerde rekabet hukuku kuralları, tekel, oligopol, hakim durum ve kötüye kullanımı, fiyat sabitleme (price fixing) kavramları uygulanmayacaktır, devlet dışı aktörlerin uygulamalardan etkilenen ülke ve/veya bireylerin çıkarlarını koruyacak etkili bir sistem bulunmamaktadır.

“Devlet Dışı Aktörler”in Uzayı Kullanımı:

Uyduların en yaygın birincil görevleri İletişim (3135), Dünya Gözlemi (1052), Teknoloji Geliştirme (383), Navigasyon (154) ve Uzay Bilimi (108) olarak belirtilmiştir.[15] En fazla operasyonel uyduya sahip ülkeler: ABD (2926), Çin (493), Birleşik Krallık (450), Rusya (167), Japonya (90), Çokuluslu (61), Hindistan (58), Kanada (52) ve Almanya (44) olarak belirtilmiştir.[16]

Devlet dışı aktörlere bakıldığında: SpaceX, L3Harris Technologies, Antrix (Hindistan) Corporation Limited, Northrop Grumman Corporation, Honeywell International Inc., Lockheed Martin, Airbus (AB), Ball Aerospace & Technologies Corp, Ariane Group (Fransa) , Apstar (Hong Kong) bulunmaktadır.[17] Sektördeki önemli şirketler arasında SpaceX, OneWeb ve Amazon yer almaktadır ve hepsi geniş bant, internet, uzaktan algılama ve uydu iletişimi gibi alanlarda çalışmaktadırlar.[18] Ancak mevcut büyüme hızının sürdürülemeyeceği özellikle Starlink Elon ve Amazon gibi özel şirketlerin “Alçak Dünya Yörüngesinde” mega uydular inşa etme konusunda devletlere katılmasıyla on yılın sonuna kadar sayının yüz binlere ulaşabileceği belirtilmiştir.[19]

“Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dahil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Andlaşması” (Dış Uzay Anlaşması) Madde VI gereğince uzayda faaliyet gösteren devlet dışı aktörler yetkilerini ulusal düzenlemelerden almaktadır.[20]

Madde VI

Andlaşmaya Taraf Devletler, ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayda gerek Hükümet teşekkülleri, gerek Hükümetler - dışı teşekküller tarafından yürütülen millî faaliyetlerde ve millî faaliyetlerin işbu Andlaşmada yer alan hükümler uyarınca yürütülmesinde milletlerarası sorumluluk taşırlar. Hükümetler - dışı teşekküllerin ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzaydaki faaliyetleri ilgili Devletin müsaadesine ve devamlı nezaretine tabi olmalıdır. Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzakdaki faaliyetlerin bir milletlerarası teşkilât tarafından yürütülmesi halinde, işbu Andlaşma hükümlerine riayetten doğan sorumluluk milletlerarası teşkilât ile, söz konusu teşkilâta mensup bulunan bu Andlaşmaya Taraf Devletlere ait olacaktır.

Bu alandaki en önemli düzenlemelerden biri 1962 tarihli Devletlerin Dış Uzayın Keşfi ve Kullanımı Faaliyetlerine İlişkin Hukuki İlkeler Bildirgesindir (Declaration of Legal Principles Concerning the Activities of States in the Exploration and Use of Outer Space).[21] Bu alandaki örf ve adet kuralları olarak kabul gördüğü de tartışıldığı için önemlidir. Daha sonra “Dış Uzay Anlaşması” ile buradaki birçok düzenleme anlaşmada da düzenlenecektir. Bu sebeple çalışamada ilgili yerlerde bu Bildirge de dikkat çeilecektir. Örneğin bu konuda da Bildirgede düzenleme bulunmaktadır. 1962 tarihli Devletlerin Dış Uzayın Keşfi ve Kullanımı Faaliyetlerine İlişkin Hukuki İlkeler Bildirgesi madde 5:

Devletler, ister devlet kurumları isterse hükümet dışı kuruluşlar tarafından yürütülsün, dış uzaydaki ulusal faaliyetlerden ve ulusal faaliyetlerin bu Bildirge'de belirtilen ilkelere uygun olarak yürütülmesini sağlamaktan uluslararası sorumluluk taşırlar. Hükümet dışı kuruluşların uzaydaki faaliyetleri, ilgili Devletin iznini ve sürekli denetimini gerektirecektir. Dış uzayda faaliyetler bir uluslararası örgüt tarafından yürütüldüğünde, bu Bildirge'de ortaya konan ilkelere uygunluk sorumluluğu uluslararası örgüte ve ona katılan Devletlere ait olacaktır.

Örneğin ABD açısından 2015 tarihli Uzay Yasası (US Space Act 2015) bulunmaktadır. Ayrıca Ticari Uzay Fırlatma Yasası (Commercial Space Launch Act) ve Kara Uzaktan Algılama Ticarileştirme Yasası (Land Remote Sensing Commercialization Act) diğer düzenlemelerdir.[22] Ayrıca izin usulleri ve güvenlik için Federal Havacılık Otoritesi (Federal Aviation Authority-FAA) bulunmaktadır.[23] Ayrıca NASA kapsamında 2020 Artemis Antlaşmaları (2020 Artemis Accords) bulunmaktadır. NASA araştırmalarında yer alacak tüm devletlerin bu kuralları kabul etmesi gerekmektedir.[24] Hâlihazırda 33 ülke taraftır. Bir bakıma ABD NASA bünyesinde onüç bölümden oluşan bu anlaşma ile uluslararası kuralların oluşmasına da katkı sağlamış ve sağlamaya devam edecektir. Federal İletişim Komisyonu (Federal Communications Commission-FCC), yeni kurallar, daha iyi koordinasyon ve gözetim için gelişen ihtiyacı dikkate alarak yeni Uzay Bürosunu kurmuştur.[25]

Uzayın devlet dışı aktörler tarafından kullanımını devlet ile arasındaki ilişki/lisans/yetkilendirmeye bağlamanın kanımca iki temel sorunu vardır. İlki devlet, devlet dışı aktörün faaliyetlerini denetleyecek mi? Buradaki yükümlülük sadece bildirime dayalı bir sistem olursa, çıkabilecek olası sorunlarda özellikle “genel olarak insanlığın çıkarlarını etkileyecek” konularda inceleme makamı sadece ulusal makam mı olacak? İkinci sorun ise her ülkenin farklı dinamikleri olabileceği için uzayın kullanımında rekabet açısından da şartlar eşit olmayacak hatta “yarar paylaşımı” (benefit sharing) ilkesi ile de çelişecektir. Örneğin devletin devlet dışı aktöre tanıyacağı avantajlar ki bazı ülkeler bu alanda faaliyet gösteren şirketlere teşvik (subsidy) ya da vergi indirimi (reduction of tax) sağlamaktadır, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kapsamında sorun olabilecektir.[26] Ya da özellikle asteroit madenciliği (mining asteroids) konusunda Lüksemburg, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD’nin uzay madencilik endüstrisinin gelişimini teşvik etmek için getirdikleri düzenlemeler ayrıca uluslararası düzeyde hak ve menfaatlerini güvence altına almasını sağlayacak düzenlemeler sorun yaratabilecektir.[27]

İki örnekte de görüldüğü üzere devlet dışı aktörlerin uzayı ticari amaç ile kullanmasıyla birlikte aslında gerek rekabet gerek ticaret kurallarının uygulanması gereken bir alan haline gelmiş olmasına rağmen mevcut yapıyla, uluslararası hukukun altında ve muhatap ve sorumlunun devletlerin olduğu bir yasal çerçeve ile yürütmek birçok sorun çıkarmaktadır. Rekabet hukuku, gerek DTÖ kapsamında gerekse yatırım hukuku kapsamına da girmediği için olası etkilerin bu açıdan değerendirilmesi de mümkün olmamakta uzay hukukunun temel ilkeleriyle çelişen durum yaratabilecek olması muhtemel olsa da yasal zemin olmadığı için incelemenin dışında kalabilecektir.

ABD’nin Starlink’e teşvik ödeyeceği konusunda olduğu gibi: ABD Federal İletişim Komisyonu’nun tüketicilere her yerde güvenilir ve uygun fiyatlı yüksek hızlı geniş bantta erişim sağlama görevi ve “Kırsal Dijital Fırsat Fonu“ (Rural Digital Opportunity Fund Program[28]) kapsamında 7 Aralık 2020 tarihinde Starlink’e verilmesi planlanan 900 milyon dolar teşvik konusu Federal İletişim Komisyonunun incelemesi sonucu başvuru sahibinin vaat edilen hizmeti sunabileceğini kanıtlayamadığını tespit edilmesi sebebiyle başvurunun reddetmesi ile tekrar gündeme gelmiştir.[29]

Bu örnekte olduğu üzere uzayın kullanımında ne kadar sonuç bütün ülkelerin hayır ve menfaatine olmuştur? Devlet dışı aktörlerin uzayı kullanımlarının başka alanlarda yarattığı etkiler aşağıda incelenecektir ancak mevcut uzay hukuku kuralları çerçevesinde özetlemek gerekirse bu aktörler yetkisi kendi devletlerinden almaktadır ancak uluslararası sorumluluk devletlerdedir. Ayrıca devletlerin uzay hukuku düzenlemelerinden kaynaklanan yükümlülükleri bulunmaktadır, kanımca devlet dışı aktörlere verilecek izinlerde/lisanslarda bu yükümlülükler dikkate alınmalıdır. Devletler uzay hukukuna ilişkin yukarıda bahsedilen beş anlaşmaya taraf ise zaten yükümlülükleri anlaşmaya taraf olmalarından kaynaklanmaktadır ancak bu alana ilişkin Bildirgeler ve uluslararası örf ve âdet hukuk kuralları da önemlidir. Anlaşmada yer alan ilkeler örf ve âdet hukuku kuralı niteliğinde ise anlaşmaya taraf olmasalar bile tüm devletleri bağlayacaktır. Hatta bu nitelikteki ilkelere devlet dışı aktörler de uymak zorundadır.

Madde I

Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayın keşfi ve kullanılması, iktisadî veya bilimsel kalkınma derecelerine bakılmaksızın, bütün ülkelerin hayır ve menfaatine yürütülmelidir; bu bütün insanlığa tahsis olunmuştur. Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzay, hiçbir ayırdedici muameleye tabi tutulmaksızın, eşitlik esasınave Devletler hukukuna uygun olarak, bütün Devletlerin keşif ve kullanmasına açık olup, gök cisimlerinin bütün bölgelerine serbestçe girilebilir. Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayda bilimsel araştırmalar serbestçe yapılır ve Devletler bu araştırmalarda milletlerarası işbirliğini kolaylaştırmak ve teşvik etmelidirler.

Ayrıca 1962 tarihli Devletlerin Dış Uzayın Keşfi ve Kullanımı Faaliyetlerine İlişkin Hukuki İlkeler Bildirgesi madde 1 ve 2:

  1. Uzayın araştırılması ve kullanılması tüm insanlığın yararı ve çıkarları için sürdürülecektir.
  2. Dış uzay ve gök cisimleri, eşitlik temelinde ve uluslararası hukuka uygun olarak tüm Devletlerin keşif ve kullanımı için serbesttir.
Madde II

Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzay, egemenlik ilânı, kullanma ve işgal suretiyle veya diğer her hangi bir suretle millî iktisaba konu olamaz.

Ayrıca 1962 tarihli Devletlerin Dış Uzayın Keşfi ve Kullanımı Faaliyetlerine İlişkin Hukuki İlkeler Bildirgesi madde 3:

Dış uzay ve gök cisimleri, egemenlik iddiasıyla, kullanım veya işgal yoluyla veya başka herhangi bir yolla sahiplenilemez.

Madde III

Andlaşmaya Taraf Devletlerin ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayın keşif ve kullanılması ile ilgili faaliyetleri, milletlerarası barış ve güvenliğin korunması ve milletlerarası işbirliği ve anlayışın teşviki amacıyla Birleşmiş Milletler Yasası da dahil olmak üzere Devletler hukukuna uygun bir şekilde yürütülmelidir.

Düzenlemelerde hep uluslararası hukuka uygunluk vurgusu yapılıyor oysa devlet dışı aktörlerin uzayı mevcut kullanımı ve yaratttığı etkiler dikkate alındığında kanımca çalışmada değerlendirileceği üzere özellikle rekabet hukuku kuralları ya da uzaya uygun rekabet hukuku kuralları da bu kapsama alınmalıdır.

Ayrıca 1962 tarihli Devletlerin Dış Uzayın Keşfi ve Kullanımı Faaliyetlerine İlişkin Hukuki İlkeler Bildirgesi madde 4:

Devletlerin uzayın araştırılması ve kullanılmasına ilişkin faaliyetleri, uluslararası barış ve güvenliğin korunması ve uluslararası iş birliği ve anlayışın geliştirilmesi amacıyla, Birleşmiş Milletler Şartı da dahil olmak üzere, uluslararası hukuka uygun olarak yürütülecektir.

Madde VII

Ay ve diğer gök cisimlen dahil, uzaya bir cisim fırlatan veya fırlatıran her Taraf Devlet ve, ülkesinden veya tesislerinden bir cisim fırlatılan her Taraf Devlet, Andlaşmaya taraf diğer bir devlete veya bu Devlete tabi gerçek veya tüzel kişilere karşı, sözkonusu cismin veya bu cismi meydana getiren parçaların yeryüzünde, hava sahasında veya, ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayda ika ettikleri zararlar için milletlerarası bakımdan sorumludur.

Ayrıca 1962 tarihli Devletlerin Dış Uzayın Keşfi ve Kullanımı Faaliyetlerine İlişkin Hukuki İlkeler Bildirgesi madde 8:

Uzaya bir cisim fırlatan veya fırlatılmasını sağlayan her Devlet ve topraklarından veya tesislerinden bir cisim fırlatılan her Devlet, bu cismin veya bileşen parçalarının yeryüzünde, hava sahasında veya dış uzayda yabancı bir Devlete veya onun gerçek veya tüzel kişilerine verdiği zarardan uluslararası olarak sorumludur.

Sorumluluk konusu düzenlemede sadece cisim veya parçasının verebileceği zarar olarak çok dar kapsamda ele alınmış oysa ki başka şekilde de zarar verebilir. Örneğin devlet dışı aktörlerin sunduğu hizmette yapılacakları kısıtlamalar, fiyat belirlemeleri, hakim durumu kötüye kullanma gibi rekabet hukukunun kavramlarıyla da zarar verilebilir hatta günümüzde daha olası sonuçlardır ve bu alana ilişkin düzenleme bulunmamaktadır.

Madde IX

Andlaşmaya Taraf Devletler, ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayın keşfi ve kullanılmasında işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerine dayanacaklar ve ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzaydaki bütün faaliyetlerini, Andlaşmaya Taraf diğer bütün Devletlerin mukabil menfaatlerini gereği veçhile dikkate almak suretiyle yürüteceklerdir. …

Andlaşmaya Taraf bir Devlet, ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayda yürütülmesi kendisi veya tebaası tarafından tasarlanan bir faaliyet veya denemenin, ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayın barışçı amaçlarla keşfi ve kullanılması alanında diğer Taraf Devletlerin faaliyetlerini zararlı bir şekilde engelleyeceği hususunda inandırıcı sebeplere sahip bulunduğu takdirde, sözkonusu faaliyet veya denemeye girişmeden önce gerekli milletlerarası istişarelerde bulunacaktır. Andlaşmaya Taraf herhangi bir Devlet, ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayın barşçı amaçlarla keşfi ve kullanılması ile ilgili faaliyetlerinin diğer bir taraf Devletin, ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayda girişmeyi tasarladığı bir faaliyet veya deneme dolayısiyle zararlı bir şekil de engelleneceği hususunda inandırıcı bir sebebe sahip bulunduğu takdirde, sözkonusu faaliyet veya deneme konusu istişare talebinde bulunabilir.

Ayrıca 1962 tarihli Devletlerin Dış Uzayın Keşfi ve Kullanımı Faaliyetlerine İlişkin Hukuki İlkeler Bildirgesi madde 6:

Dış uzayın araştırılması ve kullanılmasında Devletler, birlikte çalışma ve karşılıklı yardım ilkesine göre hareket edecekler ve dış uzaydaki tüm faaliyetlerini diğer Devletlerin ilgili çıkarlarını göz önünde bulundurarak yürüteceklerdir. Bir Devletin, kendisi veya vatandaşları tarafından planlanan bir dış uzay faaliyeti veya deneyinin, diğer Devletlerin dış uzayın barışçıl amaçlarla araştırılması ve kullanılmasına yönelik faaliyetlerine potansiyel olarak zararlı bir müdahaleye neden olacağına inanmak için sebepleri varsa, bu tür bir faaliyet veya deneye başlamadan önce uygun uluslararası istişarelerde bulunacaktır. Başka bir Devlet tarafından planlanan bir dış uzay faaliyeti veya deneyinin, dış uzayın barışçıl amaçlarla araştırılması ve kullanılması faaliyetlerine potansiyel olarak zararlı bir müdahaleye neden olacağına inanmak için nedenleri olan bir Devlet, söz konusu faaliyet veya deneyle ilgili olarak istişare talebinde bulunabilir.

Kanımca buradaki “diğer tarafın faaliyetlerini zararlı şekilde engelleyeceği hususunda inandırıcı sebepler bulunuyorsa ifadesi” uzayın devlet dışı aktörler tarafından mevcut kullanımda yetersiz bir düzenleme. Şöyle ki: bu alanda teknoloji çok hızlı geliştiştiği için nasıl etkilenileceğinin öngörülmesi çok zor. Ayrıca uzayı bu alanlarda ilk kullananlar avantajlı durumda oldukları için kuralları belirliyorlar, diğer devletler ya da onlara bağlı devlet dışı aktörler alana girmeden dezavantajlı durumda kalmış olabilirler. Ayrıca “inandırıcı delil” ne kadar gerekli bir ifade düşünülmeli. DTÖ kurallarında zarar ya da zarar ihtimali kullanılır, benzer yaklaşım burada da düşünülebilir. Örneğin güvenlik önlemleri düzenlemesi gibi: “…İthalatçı Üyenin yerli sanayisine ciddi zarar vermiş veya verme tehdidinde bulunmuş olması.....[30] Ayrıca ilk fıkrada düzenlenen “işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerine dayanacaklar” düzenlemesi devlet dışı aktörler açısından ne kadar dikkate alınıyor incelenmesi gereken bir konu. Ayrıca yatırımın ne olacağı açık değil. Kaldı ki mu incelemleri yapacak Kurum neresi olacak, mevcut sorunları incelemek için nasıl bir yapıda olması gerekir ayrıca düzenlenmesi gerekir.

Madde XI

Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayda faaliyet gösteren Andlaşmaya Taraf Devletler, uzayın barışçı amaçlarla keşfi ve kullanılması konusunda milletlerarası işbirliğini teşvik etmek maksadiyle, bu gibi faaliyetlerin mahiyeti, yürütülmesi, ifa edildikleri yerler ve sonuçlar hakkında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine, halka ve milletlerarası bilim topluluğuna mümkün ve kabil olan bilgileri vermek hususunda mutabık kalmışlardır. Birleşmiş Milletler Teşkilâtı Genel Sekreteri, bu bilgileri alır almaz, derhal ve etkili bir şekilde dağıtmaya hazır olmalıdır.

Ay ve diğer gök cinsleri üzerinde bulunan bütün istasyonlar, tesisler, teçhizat ve uzay araçları, mütekabiliyet şartıyle, işbu Andlaşmaya Taraf diğer Devletlerin temsilcilerine açık olacaktır. Sözkonusu temsilciler, arzulanan istişarelerin yapılabilmesi maksadiyle ve ziyaret olunacak tesis mahallindeki emniyetin sağlanması, ve normal faaliyetlerin aksatılmasının önlenmesini teminen azamî ölçüde tedbirler alınabilmesi için, yapmayı tasarladıkları her ziyareti önceden bildireceklerdir.

Örneğin özellikle Dış Uzay Anlaşmasının taraf olmayan devletler dâhil tüm devletler için bağlayıcı bir uluslararası hukuk belgesi olduğu ileri sürülmekte hatta uzay hukukunun jus cogens'i olarak kabul edilmektedir.[31] 'Ortak çıkar' (common interest) ve 'mülk edinmeme' (non-appropriation) ilkeleri, Dış Uzay Anlaşmasında kodifiye edilmelerinden önce uluslararası teamül hukuku olarak bağlayıcı ilkeleri temsil ettikleri yaygın olarak kabul edilmiştir. .[32] Ayrıca örf ve âdet hukuku niteliği tartışmalarından bağımsız devletlerin Dış Uzay Anlaşması madde VI gereği devlet dışı aktörleri ulusal mevzuatları ile denetlemesi yükümlülüğü sebebiyle bu anlaşmanın dolaylı olarak özel kuruluşlar için de geçerli olduğu ileri sürülmüştür. [33]

Bu alandaki gelişmelere ilişkin dikkat edilmesi gereken başka bir husus ise devlet dışı aktörlerin bu alanda örf ve adet oluşturmak için, lex mercatoria spatialis (commercial space law), hızlı hareket ettikleri hem de işlerine gelen şekilde davranmaları (pick and choose) konususudur.[34] Devlet dışı aktörlerin kullanımı mı alana ilişkin gelişmelerini belirliyor incelenmesi gerekir. Özellikle de bu alandaki aktörlerin çok az sayıda ve sayılı devlete tabi olduğu düşünüldüğünde kanımca alana ilişin yapılması gereken yönetişim önerilerinde, Uzay Yönetişimi (Space Governance) dikkate alınması gerekir. Ayrıca uzay kullanımında gerekli olan teknolojiye sahip ülke sayısıda oldukça azdır, gelişimde bu ülkelerin etkisi de önemlidir. Örneğin yukarıda bahsi geçen 2020 Artemis Antlaşmalarında olduğu gibi ABD NASA araştırmalarında yer alacak tüm devletlerin bu kuralları kabul etmesini şart koştuğu için hali hazırda 33 ülke bu anlaşmaya taraftır böylece alana ilişkin kurallar oluşturmaktadır.

Bu konudaki eksiklik günümüzde yapay zeka alanındaki gelişmelere ve hukuki boşluğa da benzemektedir.[35] Bu alanda da devlet dışı aktörler Alana yön vermektedir ve hukuki düzenlemeler daha sonradan gelmekte ya da teknoloji gelişimi karşısında yetersiz kalmaktadır.

Sonuç olarak mevcut yasal çerçeve mevcut kullanımı, sorunları ve olası gelişmeleri çözümleyecek düzenlemelere sahip değil, ayrıca alanda koordinasyon, uyuşmazlık çözümü gibi konuları çözecek yeri geldiğinde yeni gelişmeler için tartışma platformu olacak bir yapı mevcut değil. Bu düzenlemelerin en kısa zamanda yapılması gerekmektedir ancak devlet dışı aktörlerin uzayı kullanımın birçok hukuk dalıyla bağlantısı bulunmaktadır oysa mevcut düzenlemeler merkezine devletleri koymuş daha çok uluslararası hukuk çerçevesinde düzenlemelerdir. Aşağıdaki bölümde devlet dışı aktörlerin kullanımın yarattığı hukuksal sorunlara değinilecek bu alanın düzenlenmesinde özel hukuk kurallarının da yer alması gerektiği, devlet dışı aktörlerin kendi devletleri dışında da belirli kurallar dâhilinde hareket etmesi gerektiği konusu vurgulanacaktır.

Devlet Aktörlerin Uzayı Kullanımı: Rekabet Hukuku

Rekabet Hukukuna özgü birçok kavram örneğin: tekel olmak (monopoly), fiyat sabitleme (price fixing), hâkim durumun kötüye kullanımı (abuse of dominant power) uzayın devlet dışı aktörlerin kullanımında akla gelebilir özellikle de uzaydaki bu aktörlerin çok az sayıda olması, bağlı oldukları devletlerin az ve benzer olması, bu alanda var olmanın teknoloji ve gelir ile bağlantılı olması sebebiyle kısıtlı kalmaya devam edecek olması ancak etkisinin diğer devletler ve insanlar üzerinde olması uzayın statüsünün farklı ele alınması gerektiğini akla getirmektedir. Devlet dışı aktörler hem kullanımlarından hem de pazar olarak kabul edilirse pazardaki etkilerinden belirlenecek kurallar dâhilinde sorumlu olmalıdırlar. Devletler de özellikle bu davranışlerin etkileri kendi pazarlarında görülürse kendilerini etki doktrini (effects doctrine) dayanarak yetkili görebilmelidir.

Bu alanda yapılan önemli bir çalışmada özellikle Dış Uzay Anlaşmasının bazı maddeleri Rekabet hukuku kuralları açısından değerlendirilmiştir.[36] Yazarın ileri sürdüğü benim de katıldığım görüşü: Rekabet Hukuku mekanizmasının uzay hukukuna ilişkin ilkelerin korunması amacıyla ticari uzay sektörüne uygulanabilir olması.

Kanımca yeni düzenlemelere gerek olmayacak uzay hukukuna ilişkin mevcut hukuksal yapısının rekabet hukuku açısından da sonuçları olacak. Rekabet hukuku açısından da yeni kurallar düşünülmeyecek ulusal rekabet hukukunun kapsamına uzayda dâhil olacak ve hali hazırda uygulama alanında olan ulusal rekabet hukuku kurallarının bölge dışı etki (extraterritorial effects) doğurması söz konusu olacak. ABD için Sherman Yasası (Sherman Act) veya Clayton Yasası (Clayton Act) kapsamında konuya göre bazen Federal Ticaret Komisyonu (Federal Trade Commission) bazen de Adalet Bakanlığı (Department of Justice)‘ın inceleme ve karar verme yetkisinin olması gibi veya Avrupa Birliği kapsamında Avrupa Birliği’nin İşleyişine İlişkin Anlaşma (Treaty on the Functioning of the European Union-TFEU) kapsamında Avrupa Komisyonu’nun yetkili olması gibi. Örneğin bir devlet eğer yapılan düzenlemelerin kendi ülkesinde sonucu oluyorsa, etki gösteriyorsa Starlink’in tekel olup olmadığı, ya da fiyat politikası ile hâkim durumu kötüye kullanıp kullanmadığı dikkate alınabilecek, devlet bazen resen bazen şikâyet üzerine incelme yapabilecek kendi kurumlarını yetkili görebilecek. Şikâyette bulunan tarafında rekabet eden özel hukuk kişisi olması veya tüketici gibi gerçek kişiler olabilmesi de mevcut durumdaki devletin muhatap olması durumundan farklılaşacak. Bir nevi uzay hukukunun süjeleri genişleyecek, yeri geldiğinde bireyler (gerçek/tüzel) dava açabilecek.

Örneğin Dış Uzay Anlaşması Madde I:

Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayın keşfi ve kullanılması, iktisadî veya bilimsel kalkınma derecelerine bakılmaksızın, bütün ülkelerin hayır ve menfaatine yürütülmelidir; bu bütün insanlığa tahsis olunmuştur. Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzay, hiçbir ayırdedici muameleye tabi tutulmaksızın, eşitlik esasına ve Devletler hukukuna uygun olarak, bütün Devletlerin keşif ve kullanmasına açık olup, gök cisimlerinin bütün bölgelerine serbestçe girilebilir. Ay ve diğer gök cisimleri dahil, uzayda bilimsel araştırmalar serbestçe yapılır ve Devletler bu araştırmalarda milletlerarası işbirliğini kolaylaştırmak ve teşvik etmelidirler.

Tekelleşme maddede geçen uzayın keşfi ve kullanılmasının bütün ülkelerin hayır ve menfaatine uygun yürütülmesi gerektiği düzenlemesine, uzayın bütün insanlığa tahsis olunmuş olduğuna, eşitlik esasının hâkim olmasına, bütün bölgelere serbestçe girilebilmesi düzenlemesine aykırı olacaktır.[37] Ticari faaliyetler, diğer ulusların mevcut veya muhtemel faaliyetlerini engelleyecek derecede sınırlandırabilmelidir.[38] Uzaya ilişkin rekabet kuralları kabul edilmelidir.

Devlet Aktörlerin Uzayı Kullanımı: Vergi Hukuku

Devlet dışı aktörlerin uzayı kullanımda, haberleşme, madencilik, turizm gibi alanlarda ödenecek vergi konusu da önemli alanlardan biridir. Dünya dışı ticari faaliyetlerin mevcut kavramsal çerçeveye her zaman uymadığı belirtilmiştir.[39] Devlet dışı aktörler uzaydaki ticari faaliyetleri için vergi ödeyecek midir? Vergiyi kime ödeyecekler? Çifte vergilendirme konusu gündeme gelecek mi? Eğer sadece kurallarına tabi olduğu devlete vergi ödeyecekse “bütün ülkelerin hayır ve menfaatine kullanılacak” ilkesi nasıl değerlendirilecektir. Uzay turizmi, uzay fotoğrafçılığı, madencilik, haberleşme gibi alanlarda devlet dışı aktörler ticari faaliyet yürüttüğünde faydası “insanlığın ortak mirası” ilkesi veya “yarar paylaşımı” ilkesi açısından nasıl değerlendirilecek, yararı katkısı ortak olmayacak mı?

Örneğin Starlink’in faaliyetleri sadece Amerikan ulusal kurumlarının yetkisinde mi olacaktır? Ulusal düzeyde ABD’de Senatör Blumenauer tarafından önerilen vergi teklifinde, yolcu başına verginin yanı sıra uçuşun uzayda gittiği mesafeye bağlı olarak bir tüketim vergisinin de alınması gerektiği, özellikle insanları bilimsel bir amaç dışında turizm veya eğlence için uzaya göndermenin çevresel etkilerinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.[40] Ancak kanımca bu konunun uluslararası alanda da düşünülmesi gerekmektedir özellikle bahsedilen çevresel endişe boyutu tüm insanlık için geçerlidir. Getirilecek düzenlemeler ve yükümlülüklerde tüm ulusların yararı dikkate alınmalıdır.

Bu konuda getirilen önerilerden biri fiziksel mevcudiyete dayanan vergi sistemlerinin eksikliklerini ortaya çıkaran “sınır ötesi dijital hizmetlerin” vergilendiirlmesi ile uzaydaki faaliyetlerin vergilendirilmesi arasında paralellik kurulabileceği düşüncesidir.[41]

Devlet Aktörlerin Uzayı Kullanımı: Uluslararası Hukuk-Güvenlik, Yetki:

Devlet dışı aktörlerin uzaydan elde ettikleri verileri ya da orada sahip oldukları imkânları örneğin haberleşme, izleme imkânları gibi, nasıl kullandıkları veya bu konuda sınırlamaların olup olmayacağı konusu da önemlidir. Örneğin 14 Şubat 2024 tarihindeki bir habere göre Starlink İsrail ve Gazze'nin bir kısmı için lisans almıştır.[42] Starlink erişimi daha önce de Ukrayna ve Afganistan için gündeme gelmişti. Düşünülmesi gereken devlet dışı aktörlerin uzayda sağladıkları hizmetlere ilişkin verecekleri kararlar kendilerine uzayda faaliyette bulunmalarına izin veren devletlerden bağımsız mı olacaktır? Devletlerin, uluslararası ilişkilerini etkileyecek konularda devlet dışı aktörler ne kadar bağımsız hareket edebiliyorlar? Kullanımın denetim, koordinasyonu nasıl oluyor ve mevcut uygulama ne gibi sorunlar yaratıyor? Yine önemli bir konu: kötüye kullanım olursa ya da hukuka aykırılık söz konusu olduğunda sorumluluk devlet dışı aktöre yetki veren devlette mi olacak? Devlet dışı aktör sadece yetki veren devlete karşı mı sorumlu olacak? Diğer etkilenen devlet ya da bireyler devlet dışı aktöre karşı dava açabilecek mi? Kanımca devlet dışı aktörün sorumluluğu sadece yetki aldığı devlete karşı olmamalı. Bu alanda özellikle uluslararası hukuk açısından devlet dışı aktörlerin gerçekleştireceği eylemlere karşı, etkilenen ülke kendi ulusal mahkemesinde “evrensel yargı yetkisi” (universal jurisdiction) ne dayanarak dava açma imkânı nı tartışabilir mi?[43] Konuya rekabet hukuku açısından bakılacak olursak etkilenen ülkenin kendi mahkemesinde dava açabilmesi için “etki doktrini” (effects doctrine) ile “ülke dışı uygulama-yetki” (extraterritorial application - jurisdiction) konusu da düşünülüp tartışılmalıdır.

Mevcut OST madde IV’de “münhasıran barışçı amaçlarla kullanacaklardır” düzenlemesi bulunmaktadır. Madde VIII’de ise: “Andlaşmaya Taraf bir Devlet, sözkonusu cisim ve bu cismin personeli üzerindeki yargı hakkı ve denetlemesini, bu cisim uzayda veya bir gök cisminde bulunduğu sırada da muhafaza edecektir” düzenlemesi bulunmaktadır. Ancak her iki düzenleme de yaşanan gelişme ve sorunlar karşısında yetersizdir ve yukarıda bahsi geçen konular dikkate alınmalıdır.

Değerlendirme:

Devlet dışı aktörlerin uzayı ticari kullanımının yukarıda işlenen başlıklara ek olarak çevre hukuku, fikri haklar hukuku, milletlerarası özel hukuk, özellikle uygulanacak hukuk, yetkili mahkeme, uluslararası ticaret hukuku, gelişmeler doğrultusunda uluslararası yatırm hukuku ve uzay kapsamında da düşünülecek yatırım kavramı gibi birçok alan ile bağlantısı vardır. Çalışmanın amacı mevcut hukuksal yapının yetersiz kaldığına dikkat çekmeyi amaçladığı için bu alanlara ayrıca değinilmeyecektir.

Mevcut yapı uluslararası hukuku esas alan, taraflarını devletlerin oluşturduğu bir çerçevedir. Devlet dışı aktörün varlığı ona yetki veren devlete bağlı olmakta ve ilgili ulusal hukuk kapsamını ve sınırlarını belirlemektedir. Oysa devlet dışı aktörlerin uzayı ticari kullanınımın etkisi hem devletler hem de dünya genelinde insanlar tarafından hissedilmekte, olası etkileri olmakta ve olmaya devam edecektir. Yapılacak düzenlemelerde hem deniz hukuku, özellikle derin deniz madenciliği (deep sea mining), mevcut kurumsal yapı, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (United Nations Convention on the Law of the Sea –UNCLOS) ve uyuşmazlık çözüm mekanizması, münhasır ekonomik bölge (exclusive economic zone) kıyaslamaları ya da hava hukuku özellikle mevcut koordinasyon yapısı örgüt kıyaslaması yapılarak alana ilişkin öneriler getirilebilir. Özellikle ITU gibi uzay alanında bir örgüt oluşturulabilir. Ayrıca bu alanda yaşanan gelişmelerde “sınır ötesi dijital hizmetler ve hukuka” veya “yapay zekâya” ilişkin yaşanan sorunlar ve hukuksal boşluğun nasıl giderilmesi gerektiği önerileri de kıyasen incelenebilir, uyduğu ölçüde örnek alınabilir.

Ancak çalışmada da bahsedildiği üzere uzay alanında rekabet hukuku kapsamına dâhil edilmeli ya da uzay hukukunu kısıtları dikkate alınarak “uzay rekabet hukuku kuralları” kabul edilmelidir. Mevcut sistemde etkisi, sonucu rekabet hukuku konularına giren devlet dışı aktörlerin ticari faaliyetleri bu boşluk sebebiyle sistemin dışında kalmamalı, yaptıkları faaliyetlerle de uzay hukukunun ilkelerine aykırı sonuçlar doğurmamalı, etkilenen ülkeler tarafında da “etki doktrini” (effects doctrine) ile sorumlu tutulabilmeliler.

Alandaki gelişim sınırların uluslararası hukuk tarafından çizildiği ancak devlet dışı aktörlerin uzayı ticari amaçla kullanmasının hem uluslararası hukuk hem de milletlerarası özel hukuk, uluslararası ticaret hukuku, rekabet hukuku gibi alanlar da etkisi olması sebebiyle “sui generis” bir gelişmedir. Getirilecek çözümde “küresel yönetişim” (global governance) yaklaşımı esas alınmalı ve “Uzay Yönetişimi” (space governance) çerçevesinde ve ilgili aktörlerin de içinde yer aldığı bir yapı olmalıdır.

Sonuç olarak çalışmanın başında belirtildiği üzere uzayın devlet harici kişilerce kullanımı rekabet, çevre, vergi, fikri haklar gibi birçok hukuksal sorun yaratmaktadır. Oysaki bu alanda devlet dışı aktörlerin faaliyetlerine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Mevcut anlaşmalar çerçevesinde devlet dışı aktör ve ulusal devlet arasındaki ilişki mevcut sorunlar için yeterli olmamakta hatta kanımca yine bu alanın en temel ilkelerinden olan “insanlığın ortak mirası” (common heritage of mankind) ve “fayda paylaşımı” (benefit sharing) ilkesi ile de çelişmektedir. Teknolojik gelişmenin hızı dikkate alındığında yeni sorunların ortaya çıkması muhtemeldir. Çalışmada devlet dışı aktörün özel hukuk etkileşimi dikkate alınarak özellikle deniz, hava, rekabet, internet, uluslararası özel hukuk ve uluslararası yatırım hukukunun bazı kurallarının mukayeseli düşünülüp uzaya özgü kuralların geliştirilmesi önerilmiştir. Özellikle de rekabet hukuku kurallarının uzay için de düşünülmesi elzemdir. Ayrıca devlet dışı aktörlerin faaliyetlerinin denetimi, çıkacak uyuşmazlıkların çözümü ve/veya koordinasyon için yeni kurum ya da kurumlar oluşturulmalıdır. Uzay Yönetişiminde hangi aktörlerin olması gerektiği ise başka bir çalışma konusudur.


Dipnotlar


  1. https://www.unoosa.org/oosa/en/ourwork/spacelaw/treaties.html ↩︎

  2. Türkiye’nin taraf olduğu Anlaşmalar: 27 Ocak 1967 tarihli, Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dahil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Anlaşma, 22 Nisan 1968 tarihli, Astronotların Kurtarılması, Astronotların ve Uzaya Fırlatılmış Olan Araçların Geri Verilmeleri Hakkında Anlaşma, 29 Mart 1972 tarihli, Uzay Cisimlerinin Verdiği Zarardan Dolayı Uluslararası Sorumluluk Hakkında Sözleşme, 12 Kasım 1974 tarihli, Uzaya Fırlatılan Cisimlerin Tescili Sözleşmesi, 18 Aralık 1979 tarihli, Devletlerin Ay’da ve Diğer Gök Cisimlerindeki Faaliyetlerini Düzenleyen Anlaşma: https://www.mfa.gov.tr/uzay.tr.mfa ↩︎

  3. https://www.unoosa.org/oosa/en/ourwork/spacelaw/treaties.html ↩︎

  4. Uzay hukukuna, özellikle uluslararası hukuk değerlendirmelerine ilişkin birçok kaynak bulunmaktadır, İstanbul Üniversitesi bu alanda (Uluslararası Uzay Ekonomisi, Hukuku ve Bilimleri Sempozyumu (ISSELS)) kaynakları erişime açık olan bir dizi konferans düzenlemiştir. Bakınız: https://issels.istanbul.edu.tr/tr/. Alana ilişkin gelişmeleri takip etmek açısından 1959 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçı Amaçlarla Kullanılması Komitesi (The Committee on the Peaceful Uses of Outer Space (COPUOS)) ve kaynakları da önemlidir: https://www.unoosa.org/oosa/en/ourwork/copuos/comm-subcomms.html. Uzay İşleri Ofisi (Office for Outer Space)’nin 2022 yılında hizmete sunduğu Uzay Anlaşması Kaynaklarına Çevrimiçi Erişim (Accessing Space Treaty Resources Online) (ASTRO)’da uzay hukukuna ilişkin kaynaklar açısından önemli bir platformdur: https://astro.unoosa.org/ ↩︎

  5. Sabit yörünge (Geostationary orbit) (GEO), Alçak Dünya yörüngesi (Low Earth orbit) (LEO), Orta Dünya yörüngesi (Medium Earth orbit) (MEO), Kutupsal yörünge (Polar orbit) ve Güneş eşzamanlı yörünge(Sun-synchronous orbit) (SSO), Transfer yörüngeleri ve sabit yörünge transfer yörüngesi (Transfer orbits and geostationary transfer orbit (GTO)), Lagrange noktaları(Lagrange points) (L-points): https://www.esa.int/Enabling_Support/Space_Transportation/Types_of_orbits ↩︎

  6. Sabit yörünge’de (GEO) 12%, Orta Dünya Yörüngesinde ise 3% tür: https://nanoavionics.com/blog/how-many-satellites-are-in-space/ ↩︎

  7. https://www.emergenresearch.com/blog/navigating-the-leo-satellite-market-a-guide-to-the-top-10-companies-in-2023 ↩︎

  8. https://spacenews.com/spacex-submits-paperwork-for-30000-more-starlink-satellites/ ↩︎

  9. Active satellite orbit data: https://orbit.ing-now.com/, https://ig.ft.com/space-debris/ ↩︎

  10. https://www.itu.int/en/Pages/default.aspx ↩︎

  11. https://www.itu.int/en/mediacentre/backgrounders/Pages/Regulation-of-Satellite-Systems.aspx ↩︎

  12. Telsiz Yönetmelikleri ve ITU Anayasası, #197, madde 45. ↩︎

  13. https://www.itu.int/en/mediacentre/backgrounders/Pages/Regulation-of-Satellite-Systems.aspx ↩︎

  14. https://www.itu.int/en/mediacentre/backgrounders/Pages/Regulation-of-Satellite-Systems.aspx ↩︎

  15. https://nanoavionics.com/blog/how-many-satellites-are-in-space/ ↩︎

  16. https://nanoavionics.com/blog/how-many-satellites-are-in-space/, ayrıca bakınız: https://orbit.ing-now.com/ ↩︎

  17. https://www.emergenresearch.com/blog/navigating-the-leo-satellite-market-a-guide-to-the-top-10-companies-in-2023, Navigating the LEO Satellite Market: A Guide to the Top 10 Companies in 2023, 13 April 2023 ↩︎

  18. https://bipartisanpolicy.org/competition-low-orbit-satellite/ ↩︎

  19. https://www.weforum.org/agenda/2022/07/environmental-impact-space-debris-how-to-solve-it/, What's the environmental impact of space debris and how can we solve it?, Jul 13, 2022, Rajeev Suri. ↩︎

  20. Resmi Gazete, 23 Ekim 1967, Sayı: 12732. Resmi Gazeteden alınan anlaşma metnindeki yazım hatalarında düzeltme yapılmamış aynı metin korunmuştur. Maddelerde koyu renkte belirtilen bölümler ilgili bölümün önemini vurgulama amacıyla tarafımca yapılmıştır. ↩︎

  21. https://digitallibrary.un.org/record/203965, https://www.unoosa.org/oosa/en/ourwork/spacelaw/principles/legal-principles.html, https://philpapers.org/archive/KANSL-2.pdf. ↩︎

  22. Privat Sector’s Assesment of the US Space Policy and Law. ↩︎

  23. Privat Sector’s Assesment of the US Space Policy and Law. ↩︎

  24. https://www.nasa.gov/artemis-accords/ ↩︎

  25. https://www.fcc.gov/space ↩︎

  26. Diane Riordan, The Challenge of Taxing Business in Outer Space, Vol. 47, No. 6 (NOVEMBER-DECEMBER 2004), pp. 109-116 (8 pages) ↩︎

  27. Jakhu, Ram S. and Freeland, Steven, The Relationship Between the Outer Space Treaty and Customary International Law (2016). Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=3397145 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.3397145, ↩︎

  28. Haberden özetle: Bu Fon 49 eyalette ve Kuzey Mariana Adaları'nda 3.458.000'den fazla noktaya öncelikle fiber gigabit geniş bant hizmeti götürmek için 6 milyar dolardan fazla finansman sağlamıştır, Starlink 885.509.638,40 $ ile kazanan teklif sahibi olmuştur. Federal Communications Commission REAFFIRMS DECISION TO REJECT STARLINK APPLICATION FOR NEARLY $900 MILLION IN SUBSIDIES, https://docs.fcc.gov/public/attachments/DOC-399068A1.pdf ↩︎

  29. Federal Communications Commission REAFFIRMS DECISION TO REJECT STARLINK APPLICATION FOR NEARLY $900 MILLION IN SUBSIDIES, https://docs.fcc.gov/public/attachments/DOC-399068A1.pdf ↩︎

  30. DTÖ, Güvenlik Önlemleri Anlaşması, madde 2. ↩︎

  31. https://philpapers.org/archive/KANSL-2.pdf ↩︎

  32. Jakhu, Ram S. and Freeland, Steven, The Relationship Between the Outer Space Treaty and Customary International Law (2016): SSRN: https://ssrn.com/abstract=3397145 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.3397145, ↩︎

  33. https://www.openlunar.org/research/an-introduction-to-space-antitrust ↩︎

  34. https://www.openlunar.org/research/an-introduction-to-space-antitrust ↩︎

  35. Yapay Zekâ Kullanımı için Hukuksal Çerçeve İhtiyacı, Prof. Dr. Pınar Karacan, Arş. Gör. Doğa Irgız, 20/07/2023: https://blog.lexpera.com.tr/yapay-zeka-kullanimi-icin-hukuksal-cerceve-ihtiyaci/ ↩︎

  36. https://www.openlunar.org/research/an-introduction-to-space-antitrust ↩︎

  37. https://www.openlunar.org/research/an-introduction-to-space-antitrust,Elon Musk’s SpaceX Now Has a ‘De Facto’ Monopoly on Rocket Launches The company’s rockets are ferrying astronauts, launching satellites and dominating any competition: https://www.wsj.com/articles/elon-musks-spacex-now-has-a-de-facto-monopoly-on-rocket-launches-3c34f02e, By Micah Maidenberg Updated July 7, 2023 12:35 am ET ↩︎

  38. https://www.openlunar.org/research/an-introduction-to-space-antitrust ↩︎

  39. Space Law: Taxation, Slaughter and May, December 22 2023, https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=c74fbe9c-c8d9-4a7c-bec8-0edeb68396a1 ↩︎

  40. https://www.washingtonpost.com/technology/2021/07/23/lawmaker-tax-space-flights/, Going to space for fun? You should be taxed, lawmaker says. By Bryan Pietsch, July 23, 2021 ↩︎

  41. Space Law: Taxation, Slaughter and May, December 22 2023, https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=c74fbe9c-c8d9-4a7c-bec8-0edeb68396a1 ↩︎

  42. “Musk'ın Starlink'i İsrail ve Gazze'nin Bir Kısmı için Lisans Aldı İsrail, Gazze'deki BAE sahra hastanesinin hizmeti kullanmasına izin verecek İsrail'deki satışlar yerel meclisler ve hükümetle sınırlı olacak…”, Marissa Newman 14 Şubat 2024 at 19:35, https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-02-14/musk-s-starlink-wins-license-to-operate-in-israel-parts-of-gaza ↩︎

  43. Ayrıca bakınız: Fiona Naysmith, BIICL London, Non-state actors and international law, 20 November 2023. Youtube. ↩︎

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, ORCID no: 0000-0002-9339-3207