Ağ ve mobil iletişim teknolojilerinde yeni binyılın ilk yıllarından bu yana gerçekleşmekte olan teknolojik yenilikler de kendilerinden önceki düzeni başkalaştırmakta ve değişim sürecini takibi güç bir hız ile sürdürmektedir. Devlet ile toplum arasındaki etkileşim ve koordinasyon, merkezde yer alan kurumlardan bireylere doğru kayda değer bir güç kayması ile yeniden biçimlendirilmekte ve bu değişime yönelik yeni yöntemler üzerine yoğun bir arayış sürmektedir[1].
Bilişim teknolojilerinin kamusal kararların alınma biçimine katkısı en az üç şekilde gerçekleşebilmektedir. Birincisi, bu teknolojiler bilginin yayılma ve toplanma hızına yaptığı katkılar ile müzakereyi, örgütlenmeyi, işbirliğini, şeffaflığı ve hesap verirliği destekleyerek denge ve denetim mekanizmalarını önemli ölçüde güçlendirebilmekte ve çeşitlendirebilmektedir. İkinci olarak bu teknolojilerin yaygın kullanımı yurttaşların kamusal meselelerin gündeme getirilmesi, olgunlaştırılması ve bunlar hakkında kararların alınması aşamalarına katılımını büyük ölçüde kolaylaştırabilmektedir. Üçüncü olarak ise bu teknolojiler, büyük veriden faydalanarak kendi kendilerine öğrenme sağlayan makinelerin danışma ve hatta kimi zaman karar mercii olarak yetkilendirilmesi çalışmaları yoğun olarak sürdürülmektedir.
Bu gelişmeler doğrultusunda anayasal organların revizyonuna dair ortaya konulan yeni kurgularda ise yasama organlarının kalabalık ve hantal yapılarından ayrılmasının; yürütme organlarının etkin denetimden yoksun ve yoğun bürokrasi yükü altındaki yapısından arındırılmasının; yargı organlarının ise gerek diğer iki erkin işleyiş ve yapısındaki demokratikleşmeye gerekse dijital araçlar ile güçlendirilebilecek bağımsızlık, tarafsızlık ve adaleti sağlamada hız özellikleri ile geliştirilmesinin yöntemleri aranmaktadır. Ayrıca her üç erk bakımından yapay zekâya önemli görevlerin havale edilmesi de bunların yapısına etki etme potansiyeli taşımaktadır.
Siyasal iktidarın denetlenmesi için anayasal organların yanında yurttaş girişimlerinin de yeni teknolojik araç ve sistemleri kullanmaları; ayrıca hükümet faaliyetlerinin sürekli olarak izlenebilmesine olanak tanıyacak dijital yöntemlerin yürütme organının çalışma yöntemlerine entegre edilmesi gibi yenilikler de anayasacılık bakımından dikkate değer görünmektedir.
Yasama, yürütme ve yargı erklerinin işlevleri ve yapıları ile birbirleri ve yurttaşlar arasındaki ilişkiler hızla dönüşmekte iken dijital yenilikler, kişilerin fiziksel ortamda koruma beklediği temel hak ve özgürlüklerine paralel olarak bir de dijital ortamda bunların eşlerini[2] ve hatta daha fazlasını eklemiştir. Temel hak ve özgürlüklerin artık devlet gücü karşısında olduğu kadar, devletin fonksiyonlarını yerine getirirken işbirliğine başvurduğu veya bireylerle doğrudan özel hukuk ilişkileri içinde bulunan büyük ticarî yapılar karşısında da korunmasının önemi günden güne artmaktadır.
Genel olarak siyasî iktidarın teknolojik gelişmelere bağlı olarak kendiliğinden seyreldiğini ve dağınık bir görünüme büründüğünü kabul etmek güçtür. Aksine, git gide daha fazla siyasî ve ekonomik güç, daha az kişinin elinde toplanmaktadır. Daha geniş maddî olanakları elinde bulunduran daha az sayıda insanın fiilî olarak nihaî kararlar üzerinde dayatmacı bir etkiye sahip olabileceği ve böylece demokrasiden söz etmenin mümkün olmayacağı da düşünülmektedir[3].
Dijital otonomiye sahip idarî yapılar, dijital araçlardan faydalanarak yürütülen hükümet faaliyetleri ve kamu hizmetleri, yapay zekâdan faydalanılarak verilen adalet hizmetleri, norm yaratan ve onu uygulamaya koyan yapay zekâ sistemleri gibi uygulamalar, gündemlerine bu başlıkları henüz almamış devletlerin konuyu sandığımızdan daha yakın bir zamanda ele almasını zorunlu kılma potansiyelini taşımaktadır.
Daha kısa vadede ise yurttaşları kamusal karar alma ve uygulama mekanizmalarının merkezine yerleştirecek, katı merkeziyetçi iktidar yapılanmasını yerel yönetimler lehine seyreltecek, halkı erkler arasındaki denge ve denetim mekanizmalarının bir parçası hâline getirecek mekanizmaların anayasal sistemlere entegre edilmesi ihtiyacı kaçınılmaz durmaktadır.
Bu konuda ayrıca Dr. Duygu Şimşek Aktaş'ın "Bilişim Teknolojilerindeki Gelişmelerin Anayasal Fonksiyonlar Üzerindeki Dönüştürücü Etkisi" adlı eserine başvurulabilir.
On İki Levha Yayıncılık
Dipnotlar
Marcella Atzori, “Blockchain Technology and Decentralized Governance: Is the State Still Necessary?”, Journal of Governance and Regulation, Vol. 6, Issue 1 (2017), s. 51. ↩︎
“…Başta ifade özgürlüğü olmak üzere çevrimdışı ortamda korunan tüm insan hakları çevrimiçi ortamda da korunmalıdır…” Bkz. United Nations Human Rights Council, Promotion and Protectıon of All Human Rights, Civil, Political, Economic, Social and Cultural Rights Including the Right to Development, A/HRC/38./L.10/Rev.1, s. 4. (https://daccess-ods.un.org/TMP/1857095.21174431.html , E.t: 7 Ağustos 2019) ↩︎
Anne Brasseur, Internet and Politics: The Impact of New Information and Communication Technology on Democracy, Report Doc. 13386, Strasbourg: Council of Europe Committee on Culture, Science, Education and Media, 2014, § 7. ↩︎