Günümüzde, yabancıların Türkiye sınırları içinde her mesleği icra etmeleri olanaklı değildir. Zira devletlerin, öncelikle kendi vatandaşlarının ekonomik geleceğini gözetme borcu bulunmaktadır[1]. Bu doğrultuda, Türk hukukunda özel kanunlar vasıtasıyla yabancıların bazı meslek, sanat ve iş kollarında çalışmalarına birtakım sınırlamalar getirilmiştir[2]. Ayrıca, 6735 sayılı Kanun’un[3] 9. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, diğer kanunlarda Türk vatandaşlarına hasredilen iş ve meslekler için yapılan çalışma izni başvurularının reddedileceği belirtilmiştir.
Yabancıların Türkiye’de icra edemeyeceği meslek gruplarına ilişkin başlıca düzenlemeyi 2007 sayılı Türkiye’deki Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve Hizmetler Hakkında Kanun[4] teşkil etmektedir. 2007 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (A) bendi uyarınca Türkiye’deki yabancılara, “Ayak satıcılığı; çalgıcılık; fotoğrafçılık; berberlik; mürettiplik, simsarlık; elbise, kasket ve kundura imalciliği; borsalarda mubayaacılık; Devlet inhisarına tabi maddelerin satıcılığı; seyyahlara tercümanlık ve rehberlik; inşaat, demir ve ahşap sanayi işçilikleri, umumi nakliye vesaiti ile su ve tenvir ve teshin ve muhabere işlerinde daimi ve muvakkat işçilik; karada tahmil ve tahliye işleri; şoförlük ve muavinliği; alelumum amelelik; her türlü müesseselerle ticarethane, apartman; han, otel ve şirketlerde bekçilik, kapıcılık, odabaşılık; otel, han, hamam, kahvehane, gazino, dansiğ ve barlarda kadın ve erkek hizmetçilik (garson ve servant); bar oyunculuğu ve şarkıcılığı” ; (B) bendi uyarınca, “Baytarlık ve kimyagerlik” mesleklerinin icrası yasaklanmıştır. Ancak söz konusu Kanun, mülga 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesiyle beraber yürürlükten kaldırılmıştır.
Mülga 1475 sayılı İş Kanunu kapsamında, işçinin vatandaşlığına ilişkin herhangi bir sınırlamaya yer verilmemiş idi. Zira 2007 sayılı Kanun ile yabancıların Türkiye’de çalışması kural olarak yasaklanmış olup, 1475 sayılı Kanun kapsamında ilgili kurala ilişkin olarak tekrara düşülmekten kaçınılmış idi[5]. Günümüzde yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu[6] kapsamında ise, işçinin vatandaşlığına ilişkin herhangi bir sınırlama öngörülmemiştir. Bu doğrultuda, çalışma izni alan yabancıların Türkiye’de 4857 sayılı kanuna tabi olarak çalışabilmesi olanaklıdır[7].
854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun[8] 1. maddesi uyarınca, “Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk bayrağını taşıyan ve yüz ya da daha yukarı grostonluk gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır.”. Bununla beraber, söz konusu kanunun 4. maddesinde, bu kanun hükümlerinin, mütekabiliyet esaslarına göre Türk gemi adamlarına aynı mahiyette haklar tanıyan devletlerin uyruğundan olup, bu kanun kapsamına giren gemilerde çalışan gemi adamlarına uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun[9] 5. maddesinin 1. fıkrası ile sendika kurucu olabilmek için Türk vatandaşı olmak şartı getirilmişti. Buna karşılık, 2821 sayılı Kanun’u yürürlükten kaldıran 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun[10] 6. maddesinde düzenlenen sendika kuruculuk şartları arasında Türk vatandaşı olma şartına yer verilmemiştir. Bununla beraber, 6356 sayılı Kanun’un 54. maddesinde düzenlenen, Yüksek Hakem Kuruluna katılacak üyeler için aranılacak nitelikler arasında bulunan Türk vatandaşı olma koşulu kaldırılmıştır. Söz konusu yasal düzenlemeler sonucunda, yabancıların Türkiye’de sendika kurucusu olmalarının ve işçi ve işverenler adına Yüksek Hakem Kurulu’na katılmalarının yolu açılmıştır[11].
Riyaseticumhur Senfoni Orkestrası Kuruluşu Hakkında 6940 sayılı Kanun’a[12] göre, orkestra konserlerinde solist olarak yerli ve yabancı işçilerin istihdamı olanaklıdır[13]. 6940 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca, “Orkestra konserlerinde solist olarak yerli ve yabancı sanatkâr istihdamı caizdir. Bunlara, yapılacak anlaşmalarla tespit edilen ücretler verilir.”. Ayrıca, 6940 sayılı Kanun’un 13. maddesinde, orkestra şefliğinde yabancı uzman istihdamı hâlinde, orkestra şefi için tespit edilen görevlerin aynı yetkilerle yabancı şef tarafından da ifa edileceği ifade edilmiştir.
Bu konu hakkında ayrıca Melis Kutlu'nun "Türk İş Hukukunda Yabancıların Çalışma İzinlerinin İş Sözleşmelerine Etkileri" adlı eserine başvurulabilir.
On İki Levha Yayıncılık
Dipnotlar
KUTLU, Melis, “Türkiye’de Yabancılara Yasak Olan Meslek Grupları” , İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 3, S. 1, 2017, s. 105. ↩︎
AYAN, Hasan Alparslan, İş Hukukunda Yabancıların Çalıştırılması, Ankara, Seçkin, 2019, s. 162. ↩︎
28.07.2016 tarihli ve 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu (RG.13.08.2016-S.29800) ↩︎
11.06.1932 tarihli ve 2007 sayılı Türkiye’deki Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve Hizmetler Hakkında Kanun (RG. 16.06.1932-S. 2126) ↩︎
AYAN, s. 163; KUTLU, s. 111. ↩︎
22.05.2013 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu (RG. 10.06.2003- S. 25134) ↩︎
AYAN, s. 163. ↩︎
20.04.1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu (RG. 29.04.1967-S.12586) ↩︎
05.05.1983 tarihli ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu (RG. 07.05.1983-S.18050) ↩︎
18.10.2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (RG.07.11.2012-S.28460) ↩︎
AYAN, s. 163-164; KUTLU, s. 111-112. ↩︎
23.05.1957 tarihli ve 6940 sayılı Riyaseticumhur Senfoni Orkestrası Hakkında Kanun (RG. 29.03.1957-S. 95729) ↩︎
AYAN, s. 164. ↩︎