Lexpera’da Geçen Hafta (7-13 Haziran 2025)

Literatür, içtihat ve mevzuata ilişkin önemli gelişmeleri içeren haftalık bültenimizin 184. sayısını siz üyelerimizin dikkatine sunuyoruz.
Literatür
Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen eserler aşağıda yer almaktadır:
Engin Erdil, Fikir ve Sanat Eserleri Yoluyla Kişilik Hakkı İhlalleri
Çalışmada, kişilik hakkı ve sanat ilişkisi ortaya konularak Türk hukuku ve karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemelere değinilmiş; fikir ve sanat eserleri yoluyla kişilik hakkı ihlalinin unsurları ile söz konusu hakka saldırıdan doğan hukuki sorumluluk tartışılmış; kişilik hakkı ile sanat özgürlüğü çatışmasının yarattığı gerilimin çözümüne ilişkin önerilerde bulunulmuştur.
Metehan Hepvar, Ceza Hukuku Boyutuyla Umut Hakkı
Kitapta, ilk defa Alman Federal Anayasa Mahkemesi tarafından kullanılan ve sonraki yıllarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da kabul edilen “umut hakkı” kavramı, ceza hukuku perspektifinden ele alınmış; mevcut ve muhtemel sorunların tespitinin yanında, konuya ilişkin mevcut ve yeni çözüm önerilerine de yer verilmiştir.
Şerife Sena Poçanoğlu, Çakışan Deniz Alanlarında Yer Alan Hidrokarbon Kaynakların Ortak Geliştirilmesi: Doğu Akdeniz’de Pratik Çözüm
Eserde, çakışan deniz alanlarındaki hidrokarbon kaynakların ortak geliştirilmesi hususu uygulamadaki örnekler dikkate alınarak incelenmiş; ortaya konulan bilgiler ışığında, Türkiye’nin ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’de taraf olduğu uyuşmazlıklar bağlamında ortak geliştirme alanlarının kurulması konusu değerlendirilmiştir.
Nihat Güman, Spor Tahkim Yargılamalarında İspat ve Deliller
Sporun küresel ölçekte kazandığı çok boyutlu yapının, özellikle spor tahkim yargılamalarına yansıyan ispat ve delil sorunlarının ele alındığı kitapta, Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) yargılamaları çerçevesinde, ispat yükünün dağılımı, delil türleri, değerlendirme yöntemleri, etik meseleler ve teknolojik gelişmelerin delil sistemine etkisi mercek altına alınmıştır.
F. Esra Korkut, Taşkın Yapıya Katlanma Yükümlülüğü
Çalışmanın birinci bölümünde taşkın yapı kavramının tarihsel gelişimi, taşkın yapının tanımı ve taşkın yapının haksız yapıdan ayrılan yönleri açıklanmış; ikinci bölümünde taşkın yapıya katlanma yükümlülüğünün bir hukuki işlemden veya kanundan doğması ayrımı esas alınarak bu yükümlülüğün şartları incelenmiş; üçüncü bölümünde taşkın yapı ilişkisindeki tarafların hak ve borçları ile uyuşmazlık halinde taşkın yapı uyuşmazlığının çözümünde mahkemenin rolüne değinilmiş; dördüncü ve son bölümünde ise taşkın yapıya katlanma yükümlülüğünün bulunması ve bulunmaması ihtimallerinde taşkın yapının hukuki durumu ile Türk Medenî Kanunu m. 725 hükmünün kıyasen uygulanabileceği hallere yer verilmiştir.
Işık Aslı Han, Sözleşmeden Doğan Yan Yükümlülüklerin İhlali
Eserin birinci bölümünde yan yükümlülüklerin kavramsal çerçevesi çizilerek tarihsel ve düşünsel gelişimi karşılaştırmalı hukuk bağlamında açıklanmış ve sözleşmeden doğan diğer ödevler olan edim yükümlülükleri ve külfetlerle ilişkisi değerlendirilmiş; ikinci bölümünde yan yükümlülükler tasnif edilip açıklanmış; üçüncü ve son bölümünde ise yan yükümlülüklerin ihlalinin ifa engelleri sistemindeki yeri üzerinde durulmuştur.
Muammer Fatih Öztürk, Türk Hukukunda ve İslam Hukukunda Tasarruf Finansman Sözleşmesi
Kitabın birinci bölümünde farklı özellikleriyle tasarruf finansman sistemi tanıtılmış, ikinci bölümünde Türk hukuku açısından tasarruf finansman sözleşmesi ele alınmış, üçüncü ve son bölümünde ise İslam hukuku açısından tasarruf finansman sözleşmesi ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Gökcen Doğan Bandır, Arabağlantı Sözleşmesi
Çalışmanın birinci bölümünde elektronik haberleşme alanında işletmeciler arasında yapılan sözleşmelerin başında gelen arabağlantı sözleşmesinin karakterini belirleyen sektör dinamikleri irdelenmiş; ikinci bölümünde arabağlantı kavramı benzer kavramlarla karşılaştırmalı olarak ele alındıktan sonra sözleşmenin tabi olduğu hukuki rejim ve sözleşmenin unsurları ele alınmış; üçüncü ve son bölümünde ise arabağlantı sözleşmesinin kurulmasından sona ermesine kadar olan sürece yer verilmiştir.
Abdullah Musab Şahin, Takdiri Cezalar ve Osmanlı Devleti 17. Yüzyıl Uygulaması
Eser kapsamında takdiri cezaların özelliklerinin klasik literatür ve onun etkisinde gelişen modern eserlerdeki tasnifle incelenmesi yerine, siyaset-i şer’iyye eserlerindeki takdiri cezalarla ilgili konuların gündeme getirilmesi hedeflenmiş; bu çerçevede ta’zir cezaları teorisi, siyaset-i şer’iyye kapsamında ta’zir cezalarıyla ilgili meseleler ve Osmanlı pratiğinde ta’zir cezaları üzerinde durulmuştur.
Geçen hafta Blog’a yüklenen makaleye aşağıda yer verilmiştir:
Mustafa Akın, Murat Oruç, Konkordato Yargılamasında Yabancı Para Alacaklarının Türk Lirası’na Çevrileceği Tarihin Belirlenmesi
İçtihat
Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen kararların dağılımı şu şekildedir:
MAHKEME | KARAR SAYISI |
Anayasa Mahkemesi | 125 |
Yargıtay (Hukuk) | 979 |
Yargıtay (Ceza) | 624 |
Danıştay | 177 |
Bölge Adliye Mahkemesi | 179 |
Bölge İdare Mahkemesi | 1201 |
TOPLAM | 3285 |
Yüklenen kararlar arasında aşağıda özetine yer verdiğimiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu’na ait kararlar özellikle dikkati çekmektedir:
Yargıtay HGK., E. 2024/45 K. 2025/106 T. 05.03.2025
Davacı vekili; avukat olan müvekkilinin davalıyı temsil ettiği davada haksız azledildiğini, ödenmeyen vekâlet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibine vâki itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, sonraki ıslah dilekçesi ile talebini vekâlet ücreti alacağının tahsili olarak değiştirmiştir.
Davalı vekili; azlin haklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi, davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir.
İstinaf kanun yoluna başvurulması üzerine (...) Bölge Adliye Mahkemesi, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi, tüketici mahkemesi sıfatıyla, önceki karar gerekçesiyle davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir.
Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine (...) Bölge Adliye Mahkemesi, davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ve ilgili meblağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir.
Davacı vekilinin temyiz isteminde bulunması sonucunda ilgili Yargıtay Dairesi, mülga Borçlar Kanunu’nun 389. ve 390. maddeleri ile Avukatlık Kanunu’nun 34. ve 174. maddeleri çerçevesinde hukuki değerlendirmede bulunmuş; ayrıca davacının bir talebi olmadığı halde (...) Bölge Adliye Mahkemesince sadece bitmiş olan dosya yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde düzenlenen emredici hükme aykırı ve talep edilenden fazla olacak şekilde hüküm kurulmuş olması nedeniyle (...) Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına hükmetmiştir.
(...) Bölge Adliye Mahkemesi; önceki karar gerekçesiyle birlikte avukatın azledilmesinin haklı olup olmamasının teknik bir mesele olmadığı, hâkimin görevi ve yürüttüğü meslek gereği azlin haklı olup olmadığını belirlemekle yükümlü olduğu, bu nedenle bilirkişi raporu alınmasının yersiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ve ilgili meblağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddi yönünde direnme kararı vermiştir.
Davacı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kısa karar ile gerekçesi arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle hükmün usulden bozulmasına karar vermiştir.
Mahkemece; Hukuk Genel Kurulu’nun usul bozmasına uyularak kısa karara uygun şekilde davanın reddine karar verilmesinin mümkün olduğu, HMK hükümleri doğrultusunda başka türlü karar verilemeyeceği, Hukuk Genel Kurulu’nun bozma kararının da usul yönünden yapıldığı, davacının davasının reddine karar verilerek direnildiği belirtilmiştir.
Bu kararın da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından; işin esasının incelenmesinden önce usulüne uygun direnme kararı bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış, Yargıtay İBBGK., E. 1991/7 K. 1992/4 T. 10.4.1992 kararına atıf yapılarak direnme kararının usulüne uygun olmadığından ön sorunun bulunduğuna karar verilmiş, yasal düzenleme ve ilkeler çerçevesinde anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmek üzere salt bu usul eksikliğine dayalı olarak direnme kararının bozulmasına, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına oybirliği ile karar verilmiştir.
Yargıtay CGK., E. 2022/502 K. 2025/37 T. 22.01.2025
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na (Kanun) muhalefet suçundan sanığın Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 223/2-a maddesi uyarınca beraatine ilişkin (...) Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlgili Yargıtay Dairesi tarafından; mahallinde, inşaat mühendisi ve fen bilirkişi refakatinde keşif icra edilip bölgenin sit alanı vasfı, müdahalenin niteliği hususunda rapor düzenlettirilip ayrıca aynı taşınmaz üzerinde, iddianamenin kabulü tarihine kadar gerçekleşen her bir inşai ve fiziki müdahalenin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilebileceği, iddianamenin kabulü tarihinde ise hukuki kesintinin gerçekleşmesi nedeniyle bu tarihten sonra yapılacak olan her müdahalenin ayrı bir davaya konu olacağı, sanık hakkındaki iddianamenin kabulü tarihinden önce ayrı ayrı tespit tutanaklarının düzenlenmiş olması hususu da gözetilip sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, yanlış hukuki değerlendirme ve eksik araştırmaya dayalı olarak sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edildiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozmaya uyan yerel mahkeme tarafından; ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusu neticesinde sanık hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianame ile Kanun’a muhalefet suçundan açılan kamu davasının, dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde (...) Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, sanıkların, Kanun’un 65/1 ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, bu hükümlerin de sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dairesi tarafından onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz yoluna başvurmuş; inceleme yapan Yargıtay Dairesi ise itirazın kısmen kabulüne, TCK’nın 43. maddesi gereğince artırım yapılırken CMK’nın 225. maddesi ihlal edildiğinden onama kararının kaldırılmasına, sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesi gereğince artırım yapılamayacağının gözetilmemesi nedeniyle hükümlerin bozulmasına, fotokopi evrakların mahkûmiyet hükmüne esas alındığına, bu evrakların asıllarının ya da onaylı örneklerinin getirtilmemesi nedeniyle sanıklar hakkında eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulduğuna ve sanığa atılı Kanun’a muhalefet suçunun sabit olmadığına karar vermiştir.
Bunun üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu; uyuşmazlığın, dosya içerisinde onaysız fotokopisi bulunan ve hükme esas alınan bir kısım evrakın aslının ya da onaylı örneğinin getirtilmesi hususunda eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığı ve sanığa atılı Kanun’a muhalefet suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin olduğunu tespit etmiştir.
Yaptığı kapsamlı hukuki değerlendirme sonucunda Kurul; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının birinci uyuşmazlık bakımından reddine, ikinci uyuşmazlık bakımından kabulüne, ilgili Yargıtay Dairesince verilen bozma kararının kaldırılmasına, (...) Asliye Ceza Mahkemesi’nin sanık hakkında Kanun’a muhalefet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, sanığın isnat edilen suçu işlediğinin sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına oybirliği ile hükmetmiştir.
Mevzuat
Suça teşebbüs ile kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, tehdit ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarına ilişkin ceza alt ve üst limitlerinde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Disiplin cezaları, bir üst veya alt derece disiplin cezasının uygulanması ve zamanaşımına ilişkin hükümlerde kapsamlı değişikliğe gidildi. Yasaklara aykırı harekette bulunmaya ilişkin madde hükümleri yürürlükten kaldırıldı.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2024/169, K. 2025/72 sayılı ve 06.03.2025 tarihli kararı uyarınca, Cumhurbaşkanı’nın kanun hükümlerine göre gerçekleştirdiği genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişilere verilen idari para cezalarına ilişkin bazı hükümlerde değişikliğe gidildi. Değişiklikler, 13.03.2026 tarihinde yürürlüğe girecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği
Yapı denetim kuruluşuna izin belgesi verilmesi, yapı denetimi çalışma birimleri, yapı denetimi hizmet sözleşmesi ve fesih esasları, hizmet bedelinin tespiti ve bu bedele esas birim maliyetlerin belirlenmesi veteminata ilişkin hükümler başta olmak üzere birçok hükümde ve yönetmelik eklerinde değişikliğe gidildi. Yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı veya yapı inşaat alanı ve eski hizmet sözleşmelerine ilişkin ek madde hükümleri düzenlendi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Tebliğin amaç ve kapsamı, tebliğde geçen tanımlar, yapı denetimi hizmet bedeline esas toplam yapı inşaat alanı, yapı denetim kuruluşlarının elektronik ortamda sıralanması ve yapı denetim hizmet sözleşmesini imzalayacak yapı denetim kuruluşunun belirlenmesine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Eski işlerde metrekare değişikliği nedeniyle yapı grubunun durumuna ilişkin geçiş hükümleri getirildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Tebliğin kapsamı, inceleme raporları, yapı denetim kuruluşları hakkında idari müeyyide uygulanmasına ilişkin hazırlanan teknik inceleme raporlarının değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasına ilişkin esaslar, denetçiler ve diğer teknik personel hakkında tesis edilecek idari işlemlere ilişkin esaslar, idari para cezası, yeni iş almaktan men cezası ve faaliyete son verme cezasına ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği
Kripto varlık hizmet sağlayıcıların kimlik tespitine ilişkin hükümler ihdas edildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.