I. İlgili Rekabet Kurulu Kararı’nın Konusu
Rekabet Kurulu, 09.01.2020 tarihli, 2018-1-82 Dosya ve 20-03/28-12 Karar sayılı kararı kapsamında, “Burdur ili merkezi” coğrafi pazarında ve “otogaz LPG’nin perakende satışı” ve “otomotiv sektöründe kullanılan beyaz akaryakıt ürünlerinin perakende satışı”na ilişkin ürün pazarında faaliyet gösteren teşebbüslerin, otogaz LPG ve akaryakıt ürünlerinin satış fiyatını tespit etmek suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesini ihlal ettiklerine karar vermiştir. Kurul, anılan ihlal tespiti doğrultusunda kararda adı geçen teşebbüslere idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.[1]
II. Maddi Hukuk Boyutu
1. Rekabete Duyarlı Bilgi Paylaşımı ve Fiyat Tespiti İddiası
Bilindiği üzere rekabeti kısıtlama amacı ya da etkisi taşıyan anlaşmalar 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlal etmeleri nedeniyle hukuka aykırı ve yasaktır. Fiyat tespiti, arz kısıtlaması, pazar veya müşteri paylaşımını konu alan anlaşma/uyumlu eylemler doğaları gereği rekabeti sınırlayıcı olmaları nedeniyle amaç bakımından rekabet ihlali teşkil etmekte, bu nedenle per se ihlal kabul edilmektedir.
Kurul Kararında, ihlal isnat edilen teşebbüslerin kurdukları whatsapp grubu yazışmalarından, taraflar arasında otogaz LPG ve akaryakıt ürünlerinin satış fiyatının tespiti hususunda bir anlaşma bulunduğu ve tarafların bu kapsamda geleceğe yönelik fiyatlama stratejisini içeren rekabete duyarlı bilgi paylaşımları yaptığı ileri sürülmüştür.
Kararda teşebbüslerin whatsapp grubunun kuruluş amacı ya da genel olarak kullanım amacına ilişkin savunmalar kabul edilmemiştir: “Dosya kapsamında, bilgi paylaşımına aracılık eden platformun hangi maksat ile kurulduğu ile muhatap olunmamakta yalnızca ilgili platformun teşebbüsler tarafından ne amaçla kullanıldığına odaklanılmaktadır. Yukarıda değerlendirmeler bölümünde yer alan açıklamalar ışığında, tarafların ilgili grubu otogaz LPG ve akaryakıt ürünlerinin satış fiyatlarını birlikte belirlemek amacıyla kullandığı açıktır.”
Kurul kararında, teşebbüslerin rekabete duyarlı bilgi paylaşımlarını yaptıkları platformların, çeşitli mecralarda gerçekleşebildiği, bir sektörde rekabete duyarlı bilgi paylaşımı, sektörün sorunlarını çözmek için kurulmuş bir dernek vasıtasıyla veya doğrudan tarafların bir araya geldiği toplantılar ile yapılabildiği gibi teknolojik imkanların kullanılmasıyla tarafların fiziki olarak bir araya gelmesine gerek olmadan da yapılabildiğini belirtmekte ve whatsapp grubunun bilgi değişimi platformu olduğunu ifade etmektedir.
Rakipler arasında rekabete duyarlı (stratejik) bilgi paylaşımı Yatay İşbirliği Anlaşmaları Hakkında Kılavuz[2]’da incelenmiş olup rakipler arasında, pazardaki olağan koşullardan farklı rekabet koşulları yaratma amaç veya etkisine sahip olan doğrudan ya da dolaylı her türlü iletişimin ihlal olarak değerlendirildiği ve yasaklandığı Kılavuz’da belirtilmektedir.
Fiyat, miktar, müşteri, maliyet, pazarlama planları, yatırımlar, teknolojiler, AR-GE programları vb. konulardaki bilgilerin rekabete duyarlı olduğu kabul edilmektedir. Bilgi değişiminin rekabeti kısıtlayıcı etkisi, pazarı kapsama derecesi (bilgi değişimine taraf olmayan rakiplerin, diğer işbirlikçi davranışları sınırlandırıp sınırlandıramayacağı), verilerin teşebbüs bazlı/toplulaştırılmış olup olmadığı (toplulaştırılmış verilerin rekabeti kısıtlayıcı etkisinin düşük olduğu), verilerin güncelliği, bilgi değişiminin sıklığı, bilgilerin ve bilgi değişiminin kamuya açık olup olmaması gibi parametrelerin değerlendirilmesi gerekmektedir[3].
Kurul, piyasada rekabeti tetikleyen temel dinamiğin, teşebbüsler arasında birbirlerinin ne şekilde davranacağına ilişkin yaşanan belirsizlik olduğunu, teşebbüsler arasındaki iletişim veya iletişimi sağlayan uygulama ve davranışlarla, teşebbüslerin gelecekteki davranışlarına yönelik belirsizliğin azalması durumunda teşebbüs davranışının bağımsız değil koordine olacağı, bu nitelikteki davranışın da 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılabildiği belirtilmektedir (Rekabet Kurulunun 7.3.2011 tarihli ve 11-13/243-78 sayılı kararı, syf.91; 14.01.2016 tarihli ve 16-02/44-14 sayılı kararı paragraf 162 ve 177; 18.04.2011 tarihli ve 11-24/464-139 sayılı kararı syf. 43).
2. Whatsapp Grubuna Dahil Olmak İhlale Taraf Olunduğuna Dair Karine Olarak Kabul Edilmiştir
Kurul, özellikle fiyat, arz miktarı, satış stratejisi, maliyet gibi rekabete duyarlı stratejik verilere ilişkin bilgiler içeren iletişimler tek taraflı olarak sunulduğunda dahi rekabet ihlali olarak değerlendirilebildiğini, rekabete duyarlı bilgi içeren bir iletiyi alan teşebbüs, rekabeti sınırlayıcı bir anlaşmanın tarafı olmayacağını derhal ve açıkça karşı tarafa bildirmediği sürece anlaşmaya zımnen irade göstermiş sayıldığını önceki kararlarına paralel şekilde ifade etmiştir.
Kurul’un 18.04.2011 tarihli ve 11-24/464-139 sayılı Otomotiv kararında da belirtildiği üzere; rekabet ihlali niteliğindeki bir toplantıya katılmış olan teşebbüslerin tamamı karine olarak ihlalin tarafı olarak kabul edilmekte, ilgili teşebbüsler ancak toplantıda görüşülen rekabeti sınırlayıcı hususlara muhalif kaldığını açıkça ifade etmiş olması ve bu hususu ispat etmesi durumunda sorumluluktan kurtulabilecektir.
Kurul’un söz konusu Otomotiv kararına ilişkin olarak Danıştay 13. Dairesi tarafından alınan kararlarda (Danıştay 13. Dairesi 06.04.2017 tarihli, E.2011/3814, K.2017/958 sayılı kararı) aynı değerlendirmelere yer verilmektedir: “Rekabet açısından önemli olduğunda kuşku bulunmayan geleceğe ilişkin rekabete hassas bilgilerin piyasada rekabet edilen başka bir teşebbüsle paylaşılmasında, rekabeti ihlal edici bir amacın olduğu şüphesi ortaya çıkacaktır. Nitekim gerek Avrupa Birliği Adalet Divanının (ABAD'ın) "T-Mobile" kararında gerekse doktrinde rakipler arasında gelecekteki davranışlarına yönelik belirsizlikleri ortadan kaldırabilecek nitelikte olan bilgi paylaşımlarının rekabete aykırı olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Söz konusu rekabete hassas bilgi; geleceğe ilişkin fiyat veya buna ilişkin stratejik bir bilgi olduğu takdirde, rekabeti ihlal etme amacının ayrıca irdelenmeye ihtiyaç göstermeyecek şekilde ortada olduğu da açıktır. Ayrıca, teşebbüsler arası bilgi paylaşımlarının, piyasada bir etkisinin olmadığı ileri sürülebilirse de, belirtilen rekabete hassas bilgi paylaşımının, teşebbüslerin gelecekte piyasada alacakları kararlarda etkili olacağının aksi ispatlanmadıkça kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durum, ABAD'ın "Polypropylene" ve "Sugar" kararlarında teşebbüsler aleyhine bir karine olarak değerlendirilmiştir. Bir başka anlatımla; fiyatların yükseltilmesi hususunda rakipler arasında kesin bir anlaşmaya varılmasa dahi bir rakibin geleceğe ilişkin fiyatlama stratejisini açıkladığı bir toplantıya sadece katılmış olmak da bir karine olarak kabul edilmektedir.”
3. Whatsapp Yazışmalarının Birincil Delil Niteliğini Haiz Olup Olmadığı
Rekabet Kurulu 09.07.2015 tarihli, 15-29/433-116 sayılı kararında Kanuna aykırılık teşkil eden gizli yapılanmaları/anlaşmaları ortaya koymada kullanılan ve ispat gücü bakımından delilleri birincil ve ikincil deliller olarak iki ana kategoriye ayırmış, ikincil delilleri ise iletişimsel ve iktisadi deliller olarak aşağıdaki şekilde sınıflandırmıştır:
“Birincil deliller, anlaşmanın tarafları, kapsamı, gerçekleştiği zaman aralığı olarak sıralanabilecek ve somut bir ihlal şablonunu ortaya koymada kullanılabilecek nitelikteki bilgi ve belgelerden oluşmaktadır. Öte yandan, söz konusu yapılanmaların “gizli” nitelikte olması nedeniyle, birincil nitelikteki delillerin varlığına ulaşmak oldukça güçtür. Bu noktada, söz konusu yapılanmaların ortaya çıkarılabilmesi amacıyla ikincil nitelikteki delillerin de varlığı önem arz etmektedir. İkincil nitelikli deliller arasında iletişim delilleri ile iktisadi deliller yer almaktadır. İletişimsel deliller, anlaşma taraflarının toplandıklarını veya iletişim kurduklarını gösteren ancak iletişimin içeriğini ortaya koymada yetersiz kalan delillerdir. Bu deliller arasında; rakipler arası iletişimin var olduğunu gösterir deliller, toplantıya katılım, fiyatlar, talep ve kapasite kullanımının tartışıldığı toplantı notları, rakiplerin gelecekte yapabilecekleri fiyat artışları veya fiyatlama stratejileri hakkında bilgi sahibi olunduğunu gösteren iç yazışma niteliğindeki belgeler yer almaktadır. İktisadi deliller ise bir anlaşmaya ulaşıldığını işaret eden firma davranışları ve aynı zamanda piyasanın bir bütün olarak davranışını, gizli fiyat tespitinin mümkün olduğunu işaret eden piyasa yapısı elemanlarını ve anlaşmanın sürdürülmesinde kullanılabilecek belirli uygulamaları içermektedir. İktisadi deliller davranışsal ve yapısal deliller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Davranışsal delillerin ispat gücü, diğer ekonomik delillere oranla daha yüksek görülmektedir. Bu tür delillere örnek olarak paralel fiyatlama yapılması, rakiplerin eşzamanlı veya yakın zamanlı fiyat değişimlerinin aynı veya benzer nitelikte olması, ortak fiyat duyuruları ile aynı veya benzer nitelikli satış ve üretim politikalarının benimsenmesi ve piyasanın yapısına ilişkin bazı özellikler de (normalin üstünde kârlar, geçmişte yaşanan rekabet ihlallerinin varlığı) sayılabilmektedir. Yapısal deliller arasında ise yüksek yoğunlaşma oranları, homojen ürünlerin varlığı, dikey bütünleşme oranının yüksekliği ve giriş engellerinin yüksekliği sayılabilir. Bu tür delillerin ispat gücü görece düşük kabul edilmektedir. Özetle; rekabet hukuku çerçevesinde bir ihlalden bahsedebilmek için, öncelikle bu ihlalin taraflarını, kapsamını ortaya koyabilecek nitelikteki birincil delillere ihtiyaç duyulmaktadır. Öte yandan, bu tip delillerin tam anlamıyla var olmadığı, somut bir ihlal şablonunun ortaya konulmasında yetersiz kalındığı durumlarda ikincil deliller devreye girmekte ve tabloda eksik kalan noktaların tamamlanması hedeflenmektedir. Bu bakımdan, dosya kapsamında elde edilen her türlü delilin, bir bütünün parçaları, bütünü açıklamada kullanılan araçlar oldukları göz önünde bulundurulmalıdır.”
Rekabet Kurulu’nun whatsapp yazışmalarındaki ifadeleri fiyat tespiti ve rekabete duyarlı bilgi paylaşımının ispatı için birincil delil niteliğinde kabul ettiği anlaşılmaktadır. Zira, kararda dosya kapsamında elde edilen yazışmalardan açık bir şekilde, taraflar arasında otogaz LPG ve akaryakıt ürünlerinin satış fiyatını birlikte tespit ettikleri ve tarafların bu kapsamda geleceğe yönelik fiyatlama stratejisini içeren rekabete duyarlı bilgi paylaşımları yaptığının görülmekte olduğu ifade edilmektedir. Teşebbüslerin whatsapp yazışmaların birincil nitelikte delil olarak kabul edilemeyeceği yönündeki savunmalarına karşın, Kurul, delillerin birinci derece ya da ikinci derece delil olarak sınıflandırılması, delilin niteliğiyle değil; ihlali ve unsurlarını ispatlamaktaki gücüyle ilgili olduğunu belirtmektedir.
Rekabet Kurulu bir başka kararında ise, rakip teşebbüsler arasında iç yazışmalarda bahsedilen iletişimin gerçekleştiğini ortaya koyan deliller ve bunu destekleyen iktisadi deliller bulunmadığını ileri sürerek ihlal tespit edilmediğini ifade etmiştir (Dosya Sayısı : 2016-5-8 (Soruşturma) Karar Sayısı : 17-27/452-194 Karar Tarihi : 22.08.2017) “Dosya kapsamında elde edilen iç yazışmalar çerçevesinde tarafların iletişim halinde olma ihtimali bulunduğu değerlendirilen Aralık 2015-Şubat 2016 döneminde hazır beton fiyat hareketlerinin hazır betondaki maliyet artışlarından etkilendiği değerlendirilmektedir. Bahsi geçen iç yazışmalar soruşturma taraflarının hazır beton pazarında Aralık 2015 sonrası rekabeti kısıtlamak amacıyla bir iletişim içinde olabilecekleri izlenimi yaratmış olsa da tarafların bu yönde bir iletişim veya danışıklık içinde bulundukları, iç yazışmalarda bahsedilen iletişimin gerçekleştiğini ortaya koyan başkaca deliller ve/veya iktisadi delillerin yokluğunda ortaya konulamamaktadır. Bu nedenle dosya kapsamında soruşturma taraflarının 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği tespit edilememiştir.”
III. İdari Usul Boyutu
1. Kurul, İhlal Kararında Hukuki Delil Olarak Nitelendirdiği Whatsapp Yazışmalarına Dayanmıştır
Kurul, teşebbüsler arasında kurulan Whatsapp grubunda yapılan yazışmaların hukuki delil niteliğinde olduğuna karar vermiştir. Kurul anılan elektronik yazışmaları, ihlal tespiti bakımından yeterli görmekle birlikte, fiyat verilerinden yola çıkarak karara konu teşebbüslerin birlikte hareket etme iradelerini ekonomik anlamda da ortaya koymaya çalışmıştır.
Kurul Whatsapp yazışmalarının hukuki delil niteliğinde olduğu değerlendirmesine dayanak olarak, 4054 sayılı Kanun’un 15’inci maddesi[4] kapsamında kendisine verilen “yerinde inceleme” yetkilerini göstermiştir. Dayanak maddede Kurul’un, yerinde inceleme yaparken teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin:
a) Defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebileceği ve gerekirse suretlerini alabileceği,
b) Belirli konularda yazılı veya sözlü açıklama isteyebileceği,
c) Teşebbüslerin her türlü mal varlığına ilişkin mahallinde incelemeler yapabileceği,
öngörülmüştür.
Kurul yukarıda aktarılan dayanak maddeye ilişkin yorumunda, Rekabet Hukuku kapsamında fiziki veya elektronik belge ayrımı bulunmadığını, anılan madde hükmünün her tür bilgi ve belgeyi kapsadığını belirtmiştir.
Kurul ayrıca geçmişte verdiği 29.03.2018 tarihli ve 18-09/157-77 sayılı “Ortodonti Malzemeleri” Kararı’na da atıf yaparak “şirket hattı üzerinden gerçekleştirilen çevrimiç yazışmaların hukuki delil olarak dosya kapsamında kullanıldığı ve Kurul tarafından da bu statünün karara yansıtılmak üzere onaylandığı”nı belirtmiştir.
Kurul, İzmir merkez ve çevre ilçelerinde yer alan limanlara/limanlardan karayoluyla konteyner taşımacılığı yapan teşebbüslerin çalışan maaşlarını sabitlemeye yönelik anlaşmalarına ilişkin ön araştırma kararında da benzer bir tutum izlemiştir.[5]
Kurul, kaynak niteliğindeki Avrupa Komisyonu düzenleme ve uygulamalarında da mobil cihazların incelenmesine olanak tanındığını ifade etmiştir. Kurul bu bağlamda, “1/2003 sayılı Konsey Tüzüğü’nün 20(4) maddesi uyarınca Komisyon Tarafından Gerçekleştirilen İncelemelere Yönelik Açıklayıcı Not”un 10 numaralı paragrafı uyarınca; “teşebbüse ait sunucular, masa üstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, tablet ve diğer taşınabilir aygıtlar da dâhil olmak üzere teknolojik cihazların ve CD, DVD, USB, harici hard disk, yedekleme araçları, bulut sunucuları vs. bütün depolama aygıtlarının incelenebileceği”ni belirtmiştir.
Kurul bu gerekçelerine ek olarak, İspanya Rekabet Otoritesi’nin 07.04.2016 tarihli /DC/0503/14 Fabricantes de Turrón kararına da yollama yapmış, anılan karar kapsamında da Whatsapp yazışmalarının delil olarak nitelendirildiğini, işbu konuda açılan dava sonucunda da Audencia İdare Mahkemesi’nin 18.07.2016 tarihli ve 136/2014 sayılı kararıyla idari işlemin hukuka uygun olduğuna karar verdiğini belirtmiştir.
2. Whatsapp Yazışmalarının Hukuki Delil Niteliği
Anılan karar kapsamında Rekabet Kurulu tarafından dayanak olarak gösterilen 4054 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinde “elektronik belge/yazışma” ibaresi geçmemektedir. Konuya ilişkin açık bir ifade Kanun’un madde gerekçesinde de yer almamaktadır.[6] Buna karşın, maddede geçen “her türlü evrak ve belgeler” ifadesinin kâğıda basılı olmayan yazıları da kapsadığı düşünülmektedir. Zira “evrak” tanımı itibariyle elektronik yazışmayı kapsamıyor ise de, “belge” kelimesi “Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb., vesika, doküman.”[7] olarak tanımlandığından lafzi olarak bir dayanağın mevcut olduğu söylenebilecektir. Anayasa’nın 123’üncü maddesinin birinci fıkrasında[8] düzenlenen idarenin kanuniliği ilkesi gereği, idare ancak kanunda dayanağı olan bir yetkiyi kullanabileceğinden, geniş yorum veya kıyas yoluyla idareye yetki tanınamaz. Bu bağlamda Rekabet Kurulu’nun konuya ilişkin yetkisi değerlendirilirken yetki maddesinin lafzına uygun yorum yapılması gerektiğini, maddede metninde bir dayanak olmasaydı bu sonuca ulaşılamayacağını düşünmekteyiz.
Diğer yandan bilindiği üzere, Rekabet Kurulu kararlarının hukuku uygunluk denetimi bakımından son karar mercii Danıştay’dır. Danıştay’ın Rekabet Kurulu kararlarına ilişkin kararları arasında Whatsapp yazışmalarının delil niteliğine ilişkin bir kararına ulaşılamamıştır. Zira Rekabet Kurulu da ilgili kararının gerekçesinde, yabancı idare mahkemesi kararları dâhil olmak üzere birçok karar ve düzenlemeye yer verirken, her hangi bir yerel İdare Mahkemesi veya Danıştay Kararına değinememiştir.
Bununla birlikte Danıştay 13’üncü Dairesi, 30.11.2010 tarihli, 2007/11259 Esas ve 2010/8163 Karar sayılı kararında[9], Rekabet Kurulu’nun bir film dağıtımı şirketi aleyhine uyguladığı idari para cezası kararını denetlemiştir. Davaya konu Rekabet Kurulu kararında ihlal tespitine ilişkin deliller arasında Davacı’nın sinema işletmecilerine göndermiş olduğu faks mesajlarına dayanılmıştır. Danıştay 13’üncü Dairesi anılan kararında, faks mesajlarının delil niteliğine ilişkin olarak herhangi bir hukuka aykırılık tespitinde bulunmamıştır.
Faks cihazının çalışma yöntemi, “Var olan telefon hatlarından yararlanarak, karşılıklı iki tarafta bulunan belgegeçer ile, resim, yazı, grafik vb. verilerin, ses sinyalleri halinde hızlı bir şekilde aktarımını sağlar.”[10] biçiminde açıklanmaktadır. Bu bağlamda her ne kadar internet üzerinden mesajlaşma hizmeti olan Whatsapp uygulamasından çok daha eski bir teknoloji olmakla birlikte, faks mesajları ses sinyalleriyle de olsa veri aktarımı sağlamaktadır. Bu bağlamda, belirttiğimiz Danıştay 13’üncü Dairesi kararının Whatsapp uygulaması yazışmalarının hukuki delil niteliğine ilişkin olarak ışık tutabileceğini düşünmekteyiz.
Diğer yandan Rekabet Kurulu’nun dayandığı Whatsapp yazışmalarının hukuka uygun delil niteliğinin, 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda Whatsapp yazışmaları anılan Kanun’da tanımı yapılan “kişisel veri” tanımı kapsamındadır. Zira Kanun’da kişisel verinin tanımı, “Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi”[11] olarak belirtilmiştir. Ancak söz konusu yazışmaların kişisel veri niteliğinde olması, bu yazışmaları hukuka aykırı delil haline getirmemektedir. Zira 6698 sayılı Kanun’un kişisel verilerin işlenme şartlarını düzenleyen 5’inci maddesinin ikinci fıkrası ve bu fıkranın (a) bendi hükmü, kanunlarda açık hüküm bulunması durumunda kişinin açık rızası bulunmaksızın kişisel verilerin işlenebileceğini öngörmektedir. Aynı Kanun’da tanımlanan kişisel verilerin işlenmesi kavramı, kişisel verilerin elde edilmesini de kapsamaktadır. Açıklanan nedenlerle, Rekabet Kurulu’nun teşebbüsler arasındaki Whatsapp yazışmalarına delil olarak dayanması 6698 sayılı Kanun açısından da hukuka aykırılık oluşturmamaktadır.
Sonuç
İncelenen Kurul Kararı uyarınca; Whatsapp, eposta grupları gibi dijital uygulamaların rakipler arasında rekabete duyarlı bilgi paylaşımına yol açabileceği, bu durumun 4054 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesini ihlal ettiği, ihlal şüphesi halinde taraf olunmadığının derhal ve açıkça bildirilmesi zorunluluğu bulunduğunu,
Whatsapp yazışmalarının delil niteliği, Rekabet Kurulu’nun anılan kararı kapsamında belirttiği yasal dayanaklar ve yabancı mahkeme kararları ile aktardığımız Danıştay 13. Dairesi Kararı ve 4054 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin lafzi yorumu birlikte değerlendirildiğinde, anılan yazışmaların hukuka uygun birer delil niteliğinde olduğunu belirtmek isteriz.
Dipnotlar
https://www.rekabet.gov.tr/Karar?kararId=8d947d7c-bd25-43d2-a87e-d49feb8e165d [08.06.2020] ↩︎
https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/kilavuzlar/yatay-isbirligi-anlasmalari-hakkinda-kilavuz1.pdf [08.06.2020] ↩︎
Aslan, Yılmaz, Rekabet Hukuku, s.412 vd. ↩︎
https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4054.pdf [08.06.2020] ↩︎
https://www.rekabet.gov.tr/Karar?kararId=beedfbe9-c183-4a7f-890b-774ccb8f0839 [08.06.2020] ↩︎
https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Mevzuat/4054-sayili-kanun/madde-gerekceleri [08.06.2020] ↩︎
https://sozluk.gov.tr/ [08.06.2020] ↩︎
https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2709.pdf [08.06.2020] ↩︎
http://emsal.danistay.uyap.gov.tr/BilgiBankasiIstemciWeb/DokumanGosterServlet?dokumanId=6dQp1E3JJN2TqHn5HwZgd7pMO1SCD0Le%2BRwsNJGzcYM%2Fa%2B6gU8dOQaq%2FfBdKB2erHFOrWKrm7Ripma5QAbjeiIu%2BQANbxQVsWIKfx18WeDkIwQxEYPL9qISXef6F%2BIwVOjWlhb4AuR4y0dZWKCShMQ%3D%3D&aranan=fax&dokumanTuru=DANISTAYKARAR [08.06.2020] ↩︎
https://tr.wikipedia.org/wiki/Faks [08.06.2020] ↩︎
https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6698.pdf [08.06.2020] ↩︎