Türkiye'de icra ve iflâs hukuku alanında köklü bir değişiklik yapma amacıyla hazırlanan ve kamuoyu ile paylaşılan yeni Cebri İcra Kanunu (CİK) Taslağı, 1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nu (İİK) yürürlükten kaldırmayı hedeflemektedir. Bu Taslak, yalnızca teknik ve usuli bir güncelleme olmanın ötesinde, alacaklı ile borçlu arasındaki
Tag: İcra ve İflas Kanunu
Ön Açıklama
1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununu (İİK) yürürlükten kaldırmak ve bu alanda yeni bir kanun kabul etmek amacıyla hazırlanan yeni
İİK. m. 308/a gereğince konkordato hakkında verilen karara karşı, borçlu veya olması halinde konkordato talep eden alacaklı ve itiraz eden diğer alacaklılar kanun yoluna başvurabilecektir.
Kanun yoluna başvuru hakkının kullanılabilmesi için öncelikle başvuran kişinin hukuki menfaatinin bulunması gerekir[1].
HMK m.361 hükmü de (HMK m.361/2) hukuki
I. Genel Olarak
İflas Hukukunda genel iflas sebebi, borçlunun muaccel olmuş para borcunu depo emri kararına rağmen ödememesidir.[1] İİK’nın 43. maddesi uyarınca, tacirlerin, tacir sayılanların, tacirler hakkındaki hükümlere tabi olanların ve tacir olmadıkları halde özel kanun hükümlerine göre iflasa tabi olan kişilerin iflas yoluyla takibi mümkündür[2]. İflas
Güncelleme: Bu yazı 5.12.2021 tarihinde güncellenmiştir.
I. Genel Olarak
Çevrimiçi satışlar, elektronik ticaretin en önemli enstrümanlarından birisidir ve bu satış mecrasında sayısız mal ve hizmetin alım satımı mümkün olabilmektedir. Online satışların geleneksel yöntemli satışlara nazaran en önemli avantajı geniş bir alıcı kitlesine hitap edebilmesidir. Bununla birlikte, bu tür