Lexpera Blog

Yapay Zekâ ile Tahkim İlişkisi

Giriş

Yapay zekâ günümüz teknolojisi ile hayatımızın her alanında kullanılmaktadır. Gün geçtikçe hayatlarımızda, işimizde daha da yer almakta ve işlerimizi hızlı bir şekilde çözüme kavuşturarak daha kesin ve hatasız sonuçlar üretmemizi sağlamaktadırlar. Birçok sektörde olduğu gibi hukuk alanında da özellikle konu adaletin sağlanması olduğunda yapay zekâ şu anlık sadece hukuk sisteminin birer parçaları olan avukat, hakim, bilirkişi, katip gibi kişilerin yardımcılığı görevini üstlenmekte ve işlerini etkin ve hızlı bir şekilde yapmalarını sağlamaktadır.

Hukukun bir parçası olan alternatif çözüm yolu olarak tarafların serbest iradesine bırakılmış tahkim yargılamalarına yönelim ise tarafların hızlı ve sadece kendilerine kanalize olmuş karar mercii tarafından uyuşmazlıklarını çözmek istemelerinden dolayı artmakta ve yargı sisteminde gün geçtikçe yerini daha da genişletmektedir. Tahkim yargılamaları teknoloji ve ulaşımın hızlı gelişimi sayesinde milletlerarası iş ve ticaretin daha fazla yapılmaya başlanmasından dolayı farklı millete tabi kişilerin aralarında bir anlaşmazlık olması halinde birbirlerinin iç hukukundansa farklı ve güvenilir bir hukuk sistemi içerisinde bu uyuşmazlıklarını tahkim yoluyla gidermek istemeleri çok doğaldır. Kaldı ki tahkim yargılamasının özünün hızlı tahkikat ve sadece o yargılama ile ilgilenen hakemler tarafından karar verileceği ve milli mahkemelerin iş yoğunluğundan uzaklaşılması oluşturduğundan özellikle milletlerarası yapılan iş ve ticaretlerde tahkim yolunun seçilmesi kaçınılmazdır. Bu doğrultuda yapay zekânın hızlı bir şekilde gelişmeye devam etmesiyle birlikte hukuktaki yeri de soru işaretleri oluşturmuş özellikle tahkim gibi özel ve tarafların serbest iradeleriyle seçilen bu yargılama sisteminde farklı milletler ve sistemler de mevcut olduğundan yapay zekânın tahkim yargılamalarında alacağı yer ile tahkim yargılamasının vazgeçilmez unsurları olan hakem, avukat, tahkim kurumları ile ilişkisinin iyi belirlenmesi gereklidir. Yapay zekanın doğal dil işleme, büyük veriye ulaşım, hızlı çözüm üretme, öğrenme ve bir takım algoritmalar ile gerçeğe yakın tahminlerde bulunabilme özelliklerinin kullanılarak bugünkü tahkim yargılamaları daha fazla tercih edilebilecek en doğru kararları veren bir merci haline gelebilecektir.

1. Genel Olarak Günümüzde Yapay Zekâ

Yapay zekânın (Artificial Intelligence “Al”) herkesin bir birlik olduğu belirli bir tanımı bulunmamaktadır. Hatta Türkçe Sözlük’te hiçbir karşılığı bulunmamaktadır. Fakat farklı tanımları bulunmaktadır. Yapay Zekânın, algılama, öğrenme, yorumlama, geliştirme, iletişim kurma, karar verme ve sonuç çıkarma gibi insan zekasını lüzumlu kılan fonksiyonları yerine getirebilen bir sistem olarak[1], aynı zamanda makinelere zekâ kazandırmaya adanmış etkinlik olarak[2] ve de “insanların doğal olarak sahip olduğu zeka ile çözdükleri problemleri çözme becerisine sahip makineler[3] olarak tanımları mevcuttur. Sonuç olarak tüm bu tanımlar bir araya geldiğinde yapay zekâ insanın sahip olduğu zeka ve problem çözme yetisi ile analiz ve araştırmalarını yine insandan daha hızlı çözmesine ve daha net sonuçlara ulaşılmasını sağlayan şimdilik insanın yardımcısı niteliğinde bir sistemdir.

Yapay zekânın bu tanımlardaki gibi hareket etmesini sağlayacak olan en azından şu anki dünyada insandır. İnsan kendine has özelliklerini daha hızlı ve hata payı olmaksızın bir sonuç almak adına bir sisteme veya makineye verdiği bu özellikler sayesinde teknoloji çağında, sanayide, hukukta, ticarette ve sağlıkta rakiplerinden bir adım önde olmak ve en önemlisi insan olarak çok zor koşullarda ve büyük mücadeleler ile yapılan işlerin daha kısa zamanda ve hatasız olarak en azından teknik açıdan çözümlenmesini sağlamak amacıyla yapay zekâyı geliştirmiştir.
Yapay zekâ terimi, 1956 yılındaki ünlü Dartmounth College’da yapılan yaz konferansında ilk defa ortaya atılmış[4] ve bu konferans sonrası da John McCarthy ve Marvin Minsky tarafından ilk yapay zeka uygulamalarından bahsedilmiştir.[5]
Ama aslında yapay zekânın tarihçesi ilk bilgisayarların üretilmesi ile başlamış ve 1950 yılında Alan Turing’in bir makinenin zeki olup olmadığına karar veren Turing Testini oluşturmasıyla da bilgisayarların da zekasına verilen önemi göstermiştir.[6]

Teknoloji ağı ve hızı her geçen gün hızla artmaktadır. Söz konusu teknolojiyi günlük yaşamımızda hatta evlerimizin içinde bile hayatlarımızı kolaylaştırmak üzere kullanmaktayız. Bunlara örnek olarak giysilerimizin iyi yıkanması adına farklı koşullara ayak uyduran çamaşır makineleri, yerleri temizleyen robotlar, uğultu engelleyici kulaklıklar, işitme cihazları, yüz tanıma cihazları gibi birçok örnek verilebilir[7]. Evimizin içinde bile var olan yapay zekânın tüm sektörlerde de hayatımızı ve işlerimizi kolaylaştıran, daha hızlı bir şekilde çözüme ulaştırmaya yarayan bir araç olmaktan çok çözümün kendisi haline gelmeye başladığı ortadadır. 2000’li yıllardan itibaren yapay zekâ, sadece mühendislik alanlarında değil sağlık, eğitim, sosyal bilimler içinde de barınmaya ve bu sektörlerdeki gelişmelerin ivme kazanmasına sebep olmaya ve bir insan tasarımı olarak öncelikle yine bir insan zekasından daha hızlı çözümler üretmeye başlamıştır.

Yapay zekâyı geliştirebilmek için ilk yol veri ve bilgilerin bir data üzerinde toplanarak depolanması, aktarım yapılması ve algoritmalar ile anlamlandırılarak günlük hayata adapte edilmesi sonucu sorunların çözülmesi ile zaman kaybının önüne geçilmesidir.[8] Sonrasında ise bu bilgilerin nasıl ve nerelerde hukuk ve ahlak sistemlerine uygun olarak etik algoritmalar uyarınca kullanılacağı aşaması gelmektedir.

Büyük veri (Big Data) de, bir insanın alamayacağı miktarda bilgi ve verileri daha hızlı bir şekilde barındırma imkanını temsil etmektedir. Doug Laney de, büyük verinin insanlar için gerçeğin çok üzerinde ve fazla olmasından dolayı e-posta, video metin ya da resim gibi farklı formatları içerme açısından çeşitlilik barındıran verilerin büyük veri olarak tanımlanabileceğini belirtmiştir[9]. Diğer bir tanımı ise hem diskte hem de diğer tüm alanlarda fazlaca yer kaplayan ve geleneksel yöntemleri ile saklanmasının ve taşınmasının mümkün olmadığı verilerdir.[10]

Büyük veri hayatın her alanında özellikle geniş bir araştırma ve tasnifleme sonucu bir işin oluşturulmasının sağlanması aşamalarında kullanılmakta olup yapay zekâ yazılımları da bu büyük veri ile araştırmalarını yaparak sonuca ulaşmaktadır. Yapay zekâyı büyük veriden ayıran yeteneği ise yapay zekânın doğal zekadan öğrenmeyi taklit ederek deneyim elde etmekte ve daha önceden karşılaşılmayan durumlarda da çözüm üretme olasılıkları bulunmasıdır.[11] Hukuk da bu alanlardan biri olup, birçok farklı kaynaktan ve verilmiş kararlardan oluşan birçok dokümanın analiz edilmesinden sonra ortaya çıkan verileri kullanarak sonuca ulaşılmasını sağlamaktadır. Günümüzde bunu sağlayan birçok program, yapay zekânın kullanım amacı gibi hayatlarımızı kolaylaştırmak ve sonuca daha hızlı ulaşmamızı sağlamak için üretilmiştir. Bunun için dosyalama, karar arama, mevzuat arama gibi birçok program geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam ederek yapay zekâyla buluşturulmaya başlanmıştır.

Yapay zekâ teknolojilerinin odağı ne olursa olsun insan yapımı olmaları ön plandadır. Yakın bir gelecekte yapay zekanın aynı şekilde kalmayacağı her ne kadar tartışmalı ve korku senaryoları üretilmesine yol açacak nitelikte olsa da hem sosyal hayatımızda hem de iş sektörlerinde şu an için yapay zekâ, insanın en büyük yardımcısı bazen de insanın çözümüne kendisinin ulaşamayacağı konularda umududur. Yapay zekânın gelişmesi ve insanın yaptığı işlerde desteklenmesi için bu teknolojinin insan kontrolünde devam ettirilmesi çok önemli bir noktadır.

Yapay zekâ işin içine girdiği zaman bu sefer yapay zekânın hukuki olarak kişilik hakkı ve de etik ile ilgili sorunsallar meydana gelmektedir. Yapay zekâ her ne kadar insan ürünü olmuş olsa da aslında bir makine veya sisteme yüklenen bir takım yazılım ve bilgilerin kullanılması sonucu ürünün veya çözümün elde edilmesi olduğu düşünüldüğünde en büyük eksikliğinin duygusal zeka, etik kavramı ve kişilik durumu akla gelmektedir.[12] Burada yapay zekâyı insandan ayıran en büyük özellik etik kavramı ile duygusal zekaya sahip olmaması dolayısıyla insanın tecrübe ile elde ettiği duygu ve birikimlerle yapabileceklerini şimdilik yapamamasıdır. Sadece etik ve duygusal zeka değil yapay zekânın hayatlarımızda daha fazla yer almaya başlaması ve kimi zaman da insanın yerine geçerek bir takım veriler üretmesi yapay zekânın kişilik bakımından nerede olduğunu sorgulatmaktadır.

Etik, bir yapay zekanın hem insan hayatının doğal akışında hem de incelediğimiz hukuk tarafından kullanılmasında en büyük değerdir. Yapay zekanın hayatlarımıza girmesinden itibaren tartışılan en büyük sorunlardan biri etik diğeri ise kişilik hakları ve mahremiyettir. Bu doğrultuda Avrupa Birliği tarafından etik sorununun çözümlenmesi ve insan hayatını kolaylaştıran yapay zekânın hangi kurallar ve şartlar dahilinde kontrol altında tutulması gerektiğine yönelik bir çerçeve sözleşme yapmıştır. Bu doğrultuda bir İşbirliği Deklarasyonu oluşturulmuş ve sonrasında Etik şart yayımlanmıştır.[13] Söz konusu Etik Şart taraf ülkelerin iç hukukunda uygulamada da yerini bulmuştur.

Söz konusu Etik Şart’ta Yapay zekâ ile daha hızlı, etkili ve de güvenilir bir hukuk sisteminin yaratılabilmesi için yedi temel gereksinim belirlenmiştir. Bunlar;

a) İnsan unsuru, denetim ve temel haklar: Yapay zekâ, insan unsuru ve temel hakları destekleyerek ve denetimini yaparak insanının özgürlük ve özerkliğinin korunmasını sağlayarak adaletli toplumlara olanak sağlamalıdır.

b) Teknik sağlamlık ve güvenlik: Yapay zekâ sistemlerinin tüm yaşam alanlarında hatalar veya tutarsızlıklarla başa çıkabilecek kadar güvenli, güvenilir ve sağlam algoritmalara sahip olması gerekir.

c) Gizlilik ve verilerin korunması: İnsanlar kendi verileri üzerinde tam kontrole sahip olmalıdır ve kişisel verileri kendilerine zarar vermek veya ayrımcılık yapılması için kullanılmamalıdır.

d) Şeffaflık: Yapay zekâ sistemleri izlenebilir olmalıdır.

e) Çeşitlilik, ayrımcılık yapmama ve adalet: Yapay zekâ sistemleri tüm insan yeteneklerini, becerilerini ve gereksinimlerini göz önünde bulundurmalı ve erişilebilirliği sağlanmalıdır.

f) Toplumsal ve çevresel fayda: Yapay zekâ sistemleri olumlu sosyal değişimi, gelişimi ve ekolojik sorumluluğu geliştirmek için kullanılmalıdır.

g) Hesap verebilirlik: Yapay Zekâ sistemlerinin yapacağı işlemlerin sonuçları için sorumluluk ve hesap verebilirliği sağlayacak mekanizmalar geliştirilmelidir.[14]
Bu ilkeler ile yapay zekânın güvenilir şekilde insan hayatının neresinde olduğunun sonucuna ulaşılabilmesi için; yürürlükteki mevzuata uygun yani yasal olması, etik ilke ve değerlere saygılı olması, sosyal ve teknik açıdan dayanıklı olması aranmaktadır[15].

1.1. Yapay Zekânın Hukuktaki Yeri

Yapay zekânın hukuk alanında kullanılmak istenilmesinin asıl amacı tarafsız bir sonuç elde ederek, adalet sisteminin düzgün hatasız bir şekilde yürütülmesini sağlamak olabilir. Günümüzde aslında Yapay zekâ, hukukun birçok alanında kullanılarak hakimlerin, avukatların, bilirkişilerin hatta adalet sisteminin yürütülmesini sağlayan herkese yardımcı olabilecek ve yargı kararları ile olayların özetlenmesi, belli vakalara ilişkin araştırma yapılacağı zaman kısa sürede bu araştırmaların elde edilmesi ve yeni bir vakanın çözümlenmesi, bilgi ve verilerin saklanması gibi birçok alanda hizmet vermeye başlamış olsa da hukukçulara tam olarak bir destek sağlanabilmesi açısından henüz geliştirilmesi gereken fazlaca konu vardır.

Dünyada hukuk alanında geliştirilmiş faal olarak kullanıcıların hizmetine sunulan ve sözleşme yapma, sözleşmeleri inceleme, dava dilekçesi oluşturma gibi pek çok farklı özelliği olan yapay zekâ yazılımları bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak; Leverton[16] adlı yapay zekâ sistemi kiralama hizmetleri üzerine sözleşmeler hazırlayan bir program, Evisort[17] adlı ‘Akıllı Sözleşme Yönetim Platformu’, Wevorce[18] adlı boşanma sözleşmesinin hukuki metinlerin oluşturulduğu yazılım ve Kira System[19] adlı yapılan sözleşme analizleri Birleşme ve devralma süreçlerinde durum tespiti yapan yazılımlar sayılabilir.

Özellikle Türkiye’de birkaç tane yapay zekâ kullanan Hukuk Bilgi Sistemi mevcut olduğu tespit edilmiş olup, gün geçtikçe bunların artacağı tartışmasızdır. Bunlardan birisi On İki Levha Yayıncılık A.Ş.’nin sahip olduğu LEXPERA Yeni Nesil Hukuk Bilgi Sistemidir. Bu hukuk bilgi sistemi, hukuki araştırmaların online ve en hızlı şekilde kapsamlı bir araştırma yapılabilmesi için tasarlanmıştır. Lexpera bilgi işleme teknolojisi ile dizayn edilmiş içeriğinde bulunan güncel mevzuat, içtihat, literatür, sözleşme ve dilekçe örneklerinin içinden kullanıcının aradığı kriterleri süzerek en hızlı şekilde aranılan kaynağa ulaştırılması sağlamaktadır.[20] Lexpera kullanmış olduğu yapay zekâ alt yapısı ile kullanıcılarının hukuk kaynakları içerisinden istenilen kriterlere uygun verileri daha hızlı bir arama ile ilgili kaynağa erişilmesini sağlayarak özellikle hukukçuların en büyük yardımcılarından biri haline gelmiştir.

Bir diğeri ise çok yeni bir hukuk platformu olan Adalethanım’dır. Bu platform hukuk araştırmaları yapanlar için zamandan tasarruf yapılmasını ve de aranılan bilgilere hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlayarak, olayları analiz ederek sonuç üreten bir hukuk platformudur.[21]

Turklex programı ise, yapay zekâ altyapısına sahip mevzuat ve yargı kararlarına hızlı ve aranılan ortak noktalarla ulaşılması amaçlanan bir hukuki analiz modülüdür. Bu modül ile dava dosyalarının otomatik şekilde oluşturma ve de sonuç analizi alma gibi özelliklere de sahiptir.[22]

Görüldüğü üzere dünyada yaşanan yapay zekâ ile ilgili gelişmeler ülkemizde de yaşanmakta ve yapay zekânın en etkin şekilde hayatlarımızda nasıl kullanılabileceği düşünülerek buna göre çeşitli programlarla henüz tam bir işlevsellik kazanılmasalar da hayatlarımızın bir parçası haline gelmektedirler. Söz konusu yapay zekâ alt yapısı kullanan yukarıda örneklendirilen programlar sadece hukuk alanında çalışanların veya hukuki bilgi ihtiyacı olanların yardımcılığını üstlenerek, yine söz konusu hukukçular tarafından yapılan işlerin sonucuna ve çözümüne daha hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlayacak bir asistan niteliğindedirler.

Bu yazılımlar tam anlamıyla yapay zekânın etkin bir şekilde bir insana yakın bir şekilde bilgi toplama, öğrenme ve sonuca ulaşma yetilerine henüz sahip değiller. Gün geçtikçe artan yargı kararları, mevzuat değişiklikleri, doktrin görüşleri gibi yani bir hukukçunun sürekli kendini güncellemesi, bunları takip ederek karşılaştığı uyuşmazlıkları bu verilerin ışığında çözmesi gerekirken erişim kaynaklı problemlerden dolayı hepsinin takip edilmesi ve sürekli akılda tutulması ya da fiziki olarak saklanması mümkün olmamaktadır. Bu doğrultuda hukukçulara yardımcı bu sistemlerin geliştirilmesine olan ihtiyaç da verilerin artmasıyla doğru orantılı olarak artmaktadır. Daha fazla veri ve bilgi işin içine girdiğinde yapay zekâ yazılımlarının geliştirilmesi için öncelikle de yapay zekânın alt kategorisi olan Doğal Dil İşleme (Natural Language Processing)’nin çözümlenmesi gerekmektedir. Doğal Dil İşleme, yapay zekâ ile dil bilimini bir araya getiren bilgisayar bilimleri dalıdır. Doğal Dil İşleme ile doğal dillerin analizinin yapılarak bilgiye dönüştürülmesidir[23]. Her dilden bilgiye ulaşımın doğal dil işleme aracılığı ile herkesin ve doğal olarak da yapay zekanın büyük veri sayesinde bu bilgilere ulaşabilecek olması gelişmesinde büyük katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda makinelerle de kendi dilleriyle konuşulması sağlanacağından iletişim sorunu da ortadan kalkacaktır.[24] İngilizce ve Hint Avrupa dil ailesinde doğal dil işleme konusunda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkçe dilinin yapısı ile İngilizce dilinin yapısındaki farklılıklardan dolayı da İngilizce dili ile oluşturulan yapay zeka programlarının Türkçe olarak kullanılması henüz doğal dil işleme konusunda yeterli alt yapımız olmadığından dolayı mümkün değildir.[25]

Yalnız Türkiye’de de Doğal Dil İşleme konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bu doğrultuda yeni oluşum ve üniversitelerde de yeni bölümler açılmaktadır. İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) 2020-2021 eğitim öğretim yılında ilk öğrencilerini aldığı Türkiye’de bir ilk olan Yapay Zekâ ve Veri Mühendisliği bölümünü açmıştır.[26] Doğal Dil İşleme ve yapay zekâ ile ilgili araştırmalar yapılmaktadır bu bölümde.

Bunun yanı sıra Kodex Bilişim[27] Tübitak’ın Bireysel Genç Girişimciler programının desteği ile henüz araştırma ve geliştirme aşamasında olan yapay zekâ yazılımı Avukatlar için Robot Yazılım Arayüzü (ARYA) ile doğal dil işleme, makine ve derin öğrenme algoritmaları ile aranılan en iyi Yargıtay kararlarının bulunmasını sağlama ve Yargıtay davalarının sonuçları yaklaşık yüzde 90 doğru tahmin edilebileceği belirtilmektedir.[28]

Yapay zekânın hızla büyüyen teknoloji çağındaki her geçen gün geliştirilme hızlarının arttığını da görüyoruz, artık hukukta da bu kısıtlı alanlardan çıkarak karar merci, savunma merci gibi insanların sahip olduğu konumlarda da yerlerini almaya başlayacaklardır. Hatta bir kısım avukat ve hakim olarak üretilen yapay zeka yazılımları da bulunmaktadır. Yalnız burada önemli olan nokta yapay zekânın insandan bağımsızlaşarak yine insan kontrolünün dışına çıkmasının engellenmesi, belli sınırlar çerçevesine oturtulmasıdır. Burada yapılması gereken yapay zekanın bu sınırları aşmasını ve insanın kontrol mekanizmasını yok sayarak birtakım kararlar almasının engellenmesi olacaktır. Aksi halde etik kavramının yani insan toplumunun bir arada yaşamasını sağlayan en büyük değerin ortadan kalkması anlamını taşıyacak ki, ortada insanın kontrolünde olan bir robottan çok insan duygusal zekasına sahip olmayan ve sadece katı algoritmalarla yürütülen ve kendi içinde insanı dışlayarak oluşturulan bir dünya olacaktır.

Fakat insanlar tarafından yapay zekânın geliştirilmesindeki asıl amaç insan beyninin kullanım kapasitesinin sınırlarının yani büyük veriye ulaşımın bu yazılımlarla aşılarak sanayi, sağlık ve hukuk gibi alanlarda daha hızlı ve tarafsız veriler üretilerek gelişimin daha hızlı sağlanmasıdır.

Yargılama faaliyetleri yani hukukun içinde de yapay zekânın kullanılma çabası yine hukukun asıl amacı olan adalet sisteminin en doğru ve hızlı şekilde yürütülmek istenmesidir. Bu sistem aslında etik kavramının, kamu düzeninin yanında toplumda yaşayan her bir bireyin haklarının belli yasalar çerçevesinde korunmasının sağlanması amacıyla üretilen ve geliştirilen yargı sisteminin daha düzgün bir şekilde çalışmasını sağlamaktır.

Yapay zekâ birçok fayda sağlayacağı gibi gelecekte birçok da zararı olabileceği şimdiden yayımlanmış tüm makalelerde ve yapılan araştırmalarda tartışma konusudur. Ülkemizde de yapay zekânın sorumluluğuna ilişkin şu ana kadar herhangi bir kural bulunmamakla beraber yurtdışından yapay zekâ ile verilen kararların Türkiye’de nasıl tanıma tenfizinin yapılacağı bile tartışmalı bir konu iken yakın zamanda hayatımızın artık çoğu alanında küçük de olsa kullanmaya başladığımız yapay zekânın da hukukumuzda yerini alması gerektiği açıktır.

1.2. Yapay Zekânın Hukuki Kişiliği

Yapay zekânın hukuki kişiliğinin olup olmadığı dünyada ve ülkemizde tartışmalı bir haldedir. Kaldı ki böyle bir kişilik tartışmasının yapılabilmesi için bile yapay zekânın türüne ve durumuna da bakmak gereklidir. Bugün kullanmış olduğumuz Yargıtay içtihatlarının yer aldığı programlar arasında yapay zekâ alt yapıları var olmasına rağmen bu uygulamaların kişiliğinin olup olmadığının tartışması bile olamayacağı açıktır. Bu tür yapay zekânın sınırları çok net belirlenmiş ve talep edilen sonuca eldeki veriler ile hızlı bir şekilde tarayıp ilgilisine sunarak oluşturan ve kendi özgür iradesi bulunmayan programlarda kişilik hakkı tartışması da yapılamayacaktır. Ama bugün yapay zekâya sahip robotlar kendi aralarında iletişim kurmakta ve de bağımsız üretimler (resim, müzik vs. gibi) yapmaktadırlar. Örneğin Sony, CSL Flow Machine adlı yapay zekâ destekli programı üreterek müzisyenlerin kendi konseptlerine dayalı çeşitli melodi stilleri oluşturmalarına yardımcı olmak için çeşitli müzik kurallarını bir araya getirmiştir.[29] Tabi bunların hepsi yine insanlar tarafından verilen verilerin işlenmesi sonucu elde edilmiş sonuçlar olsa da bugün özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde Fikri Mülkiyet Hukuku açısından birçok tartışma, uyuşmazlık bulunmaktadır.[30]

Hukukta da bugün kullanılan yardımcı niteliğindeki yapay zekâ ile büyük veri kullanılarak bir takım sözleşme ya da dilekçeler elde edilmektedir. Peki burada şu sorun akla gelmektedir. Mesela bir avukat bir kişi olarak bilgi ve araştırma sonucu elde ettiği veriler, tecrübeler ile yazmış olduğu dilekçesinde hak sahibidir ve aynı şekilde sözleşme ve dilekçelerdeki özellikle ülkemizde Avukatlık Kanunu madde 34 uyarınca özen yükümlülüğü gereği hukuka aykırılıklardan ve de mesleki kurallara uymamasında dolayı yine kendisinin cezalandırılması veya sorumluluğun yüklenmesi söz konusu olabilecekken, işin içine yapay zekâ girdiği zaman hak ve fiil ehliyetine sahip olmayan yapay zekânın bu sorumluluğunun olması beklenecek midir ya da ne tür bir yaptırım uygulanacaktır.[31] Bu durumda kimin sorumluluğuna gidilebileceği konusunda fikir ayrılıkları yaratacaktır. Çünkü dünya düzeninde her ülkenin kendi kanunları bulunmakta ve bu kanunların hemen hepsinde yapılan hatalı bir işlemin sorumluluğu bir kişi veya kuruma yükletilerek tazmin edilmektedir. Hukukun doğal döngüsü bu şekilde işlemektedir. Birinin zararının doğması o kişinin başka biri tarafından zarara uğratıldığı anlamını taşıyacaktır ve adalet sisteminin işleyebilmesi için o kişinin sorumluluğuna gidilmesi gerekecektir. Fakat yapay zekâda en azından şimdilik ve hukuki olarak bu mümkün gözükmemektedir. Yapay zekânın sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceği sadece hukuku değil sağlık, felsefe, sanat gibi alanlarda da tartışma noktasındadır. Bunun için pek çok çözüm üretilmeye çalışılsa da günümüzde yapay zekânın neler yapabileceği ve sınırlarının ne olduğu da öngörülemediğinden sadece tartışma olarak kalmaktadır. Ama yapay zekâya bir kişilik yüklemek tüm hukuk sisteminin tekrar elden geçirilerek düzenlenmesi anlamına gelecektir.[32]

2. Yapay Zekânın Tahkim Yargılamasındaki Yeri

Tahkim, kanunun tahkim yolu ile çözümlenmesine izin verdiği konular kapsamında olmak koşuluyla, taraflar arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların mahkeme yerine, hakem adı verilen kimseler aracılığı ile kesin ve bağlayıcı olarak çözümlenmesi konusunda tarafların anlaşması şeklinde” tanımlanabilir[33].

Tahkim, Özellikle Milletlerarası tahkime yönelim, milletlerarası ticaretin ülkeler arası dil, mekân gibi farklılıklardan doğan dezavantajların teknoloji sayesinde azalmış olmasından dolayı artmaktadır. Milletlerarası ticaret sırasında yaşanan uyuşmazlıkta hiçbir taraf diğer tarafın ülkesinde yargılanmayı veya problemin çözülmesini kabul ve tercih etmeyeceğinden dolayı tarafsız olmasından dolayı tahkim, taraflar arasında tercih edilen bir yargılama yöntemi haline gelmiştir.[34] Kaldı ki, tahkim yargılamasının başkaca avantajları da bulunmaktadır. Bunlar; milli mahkemelere göre hakemlerin tek bir olay üzerinde yoğunlaşması sonucu hızlı yargılama yapılması ve verilecek kararların gizliliği ve kural olarak yayımlanmamasıdır[35]. Gizlilik özellikle milletlerarası şirketlerin ticari sır ve gizli bilgilerinin korunması açısından önem taşımakta ve milletlerarası tahkimin tercih edilmesinin sebeplerinden birisi olmaktadır[36].

Tahkim yargılamasının yapılabilmesi için;

  • Öncelikle tarafların geçerli bir tahkim anlaşması yapmaya yetkili kişi veya vekili tarafından asıl sözleşme veya ek bir sözleşme ile anlaşmazlık halinde tahkim yoluna başvurulacağına dair iradelerini açık bir şekilde imza altına almaları gerekmektedir.
  • Söz konusu tahkim yargılamasına uygulanacak hukuku taraflar belirleyebilecektir.
  • Tarafların tahkim sözleşmesinde belirlediği sayıda ve belirlememişlerse kanun veya seçtikleri kurumun kuralları doğrultusunda belirlenecek sayıda hakemler seçilir ve usul kuralları belirlenir.
  • Uyuşmazlığın tahkime elverişli olması şartıyla, anlaşmazlık halinde yapılacak bildirimler neticesinde yine sözleşmede belirtilen yerde tahkim yargılaması sürecine geçilir.
  • Yargılama sürecinde tarafların beyan ve delillerini sunmaları beklenir ve dayandıkları delillere göre keşif, bilirkişi, tanık anlatımı gibi delillerin toplanması sağlanır.
  • Sonrasında hakemlerin de karar verdiği usul kuralları çerçevesinde tahkim yargılaması karara bağlanır.[37]

Tahkim yolu ile uyuşmazlıkların çözümlenmesi için kurulan çeşitli kurumlar bulunmaktadır. Milletlerarası Ticari Tahkim kurumları arasında Milletlerarası Ticaret Odası (MTO, ICC), Amerikan Tahkim Kurumu (AAA), Londra Milletlerarası Tahkim Merkezi (LCIA)[38] ve İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Yalnız tahkim yolu ile uyuşmazlıkların çözülmesi bir kurum aracılığı ile olmak zorunda olmadığından taraflar hiçbir kuruma tabi olmaksızın da maddi hukuka karar vererek ve hakemlere bu doğrultuda yetki vererek de uyuşmazlığın çözümlenmesini sağlayabilirler.[39]

Görüldüğü üzere bir kuruma bağlı veya bağlı olmaksızın görülen tahkim yargılamalarında ortak olarak;

  • Taraflar
  • Avukatlar
  • Hakem veya hakem heyeti
  • Geçerli bir Sözleşme
  • Bilirkişi
  • Belirli bir kurala uygun yargılamanın yapılması
  • Uyuşmazlığın çözüme ulaşması için tarafların beyanları ve delilleri
  • Son olarak da hakem veya hakem heyeti kararının verilmesi

Sayılabilir.

Söz konusu bir tahkim yargılamasında ortak olan ilkeler dünyanın herhangi bir yerindeki tahkim yargılamasında bulunacak unsurlardır. Tahkim yargılaması şu anda dünyada ve ülkemizde özellikle uyuşmazlık konusunun çok kapsamlı olması ve seçilen hakemlerin sadece bu konu hakkında özel çalışarak daha hızlı yargılama yapılması sebepleri ile her geçen gün daha da tercih edilir duruma gelmektedir.

Bu doğrultuda günümüzde gelinen teknolojik gelişmeler yapay zekânın hukuk dahil her alanda uygulanması gibi tahkim yargılamasını oluşturan unsur ve kişiler uyarınca da yapay zekânın yerinin ayrıca açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

2.1. Avukat ile Yapay Zekâ İlişkisi

Tahkim yargılamalarının en önemli unsurlarından birisi tarafların avukatlarıdır. Avukatlar aslında uyuşmazlığın açıklığa kavuşmasını sağlamaktadırlar. Avukatlık Kanunu’nun 1. Maddesinde de açıkça “Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.”[40] denilmekle avukatların yargının kurucu unsuru olduğuna vurgu yapılmıştır. Aynı Kanun’un 2. madde, birinci fıkrasında avukatlığın amacı açıklanmış ve her türlü hukuki uyuşmazlığın çözümlenmesinde, hukuki münasebetlerin düzenlenmesinde her derece yargı organı, hakemler ve kurumlar nezdinde hukuk kuralarının uygulanmasını sağlayacakları belirtilmiştir[41]. Görüldüğü üzere avukatların sorumluluğu sadece milli mahkemeler nezdinde değil hakem yargılamalarında da devam etmekte ve hukuk kurallarını tahkim yargılamalarının çözümünde de uygulamaları beklenmektedir. Taraf avukatları sadece yargılama sırasında değil tahkim yargılamasından önce de söz konusu yargılamanın yapılıp yapılamayacağından, tahkim yargılamasının iddialarının ve bu iddialara karşılık da savunmanın nasıl yapılacağını, hangi delillerin kullanılacağını, emsal kararların tespit edilmesi, karşı tarafın verebileceği cevapları önceden tahmin ederek buna uygun beyanlarda bulunmak gibi asıl yargılamanın çözüme kavuşması için uyuşmazlığın temel taşlarından birisidir. En önemlilerinden biri ise yapay zekâda şimdilik var olmadığı bilinen duygusal zekadır. Yapılan araştırmalarda Avukatların müvekkilinin gözündeki güvenilirliğinin ve kişisel ilişki kurabilme kabiliyetinin o avukatın tecrübe ve eğitiminden daha değerli olduğu ifade edilmektedir.[42]

Kaldı ki, avukatların dilekçe ve belge hazırlama, araştırma yapma, duruşmaya girme, müvekkilleriyle iletişim kurma, uyuşmazlıkların yönetimi gibi birçok farklı görevi bulunmaktadır. Araştırma, belge hazırlama konusunda yapay zekânın avukatlardan önde olduğu ve daha hızlı ve etkin sonuçlar üretebileceği ortadadır. Bunun dışındaki işlerde ise duygusal zeka eksikliği bulunan yapay zekânın ne kadar doğal zekayı taklit ederek öğrenmekte ve daha önceden tecrübe etmedikleri benzer olaylara karşılık verebilmeleri[43] sağlansa da henüz bir duruşmaya çıkıp anlık gelişen olaylara gereği gibi müdahale edebileceği düşünülemez. Tahkim yargılamasında duruşmalardaki ifade ve savunmalar ve de tanık delillerinin önemi büyüktür ve yargılama esnasında uyuşmazlığın çözümünde etkin role sahiplerdir. Fakat hem duruşma hem de tanık ifadelerinin alınması ve tanıklara sorulacak sorular önceden var olan veriler ya da öğretilmeyle kazanılan bilgilerden çok tecrübe ve bu tecrübelere dayalı anlık verilen tepkilerden oluştuğundan yapay zekâ tarafından gelinen bu aşamada bir insanın yerine bunların yapılamayacağı açıktır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde hukuk davalarında kullanılmak üzere IBM tarafından yapay zekâ Ross geliştirilmiş ve hali hazırda yine Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan hukuk firmalarından Baker&Hosterler icra ve iflas dosyalarında söz konusu yapay zekânın kullanılacağı ve kullanma amacının da güncel yasaların öğretildiği yapay zekanın yine avukatlara aradıkları şeyi bulmalarında yardımcı olacağı belirtilmiştir. Birçok hukuk firmasının da ön sipariş verdiği açıklanmıştır[44]. Hukuk sektöründe bunun gibi birçok yeni gelişmenin yaşanacağının ön haberi de Ross adlı yapay zekadan alabiliriz.

Yapay zekâ ile birlikte tahkim yargılamalarında avukatlar uyuşmazlık konularının çözümlenmesi ve müvekkilleri lehine çözümler üretilmesini daha hızlı yollarla yapabileceklerdir. Bu doğrultuda Avrupa Barolar ve Hukuk Dernekleri Konseyi (Council of Bars and Law Societies of Europe “CCBE”) Avukatlar için Yapay Zekâ (Artificial Intelligence for Lawyers “Al4Lawyers”)adı verilen bir proje ile yapay zekâ sistemlerinin günlük uygulamalardaki etkisinin anlaşılması açısından avukatlara yardımcı olmayı amaçlamaktadırlar.[45]

Genel anlamda bu proje ile avukatların daha etkin bir şekilde işlerini yapması açısından, yapay zekâ sistemleri ile adaleti daha ucuz ve daha hızlı hale getirmek ve adalete erişimi artırmak amaçlanmıştır. Aynı proje ile ilgili olarak yapay zekâ sistemlerinin kullanılmasının hukuk sisteminde avukatlara yardımı kadar mesleki yükümlülüklerini yerine getirme yeteneklerini de olumsuz etkileyebilme olasılığı bulunmaktadır.[46]

Avukatlar, ulusal hukukta olduğu gibi tahkim yargılamaları sırasında da avukatlık kimlikleri ve hukuki statülerini korumaktalar ve bağlı oldukları ülkenin kanunları ile kayıtlı oldukları baroların kurallarına uygun hareket etmekle yükümlüdürler. Yapay zekânın ise kabul edilmiş bir kişiliği dolayısıyla hak ehliyeti bulunmamaktadır ve vereceği zararlarda herhangi bir yaptırım uygulanamayacağı ve sorumluluk yüklenemeyecektir. Sorumluluğun doğması için kişiliğinin olması gereklidir.[47] Yapay zekada ise bu ikisi de bulunmadığından yapılacak bir hatada hukuki birtakım tıkanmalar oluşacaktır.

Avukatların aynı zamanda müvekkillerine karşı gizlilik yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu durum hem Avukatlık Kanunu’nun 36. maddesinde avukatların, görevleri gereği öğrendikleri herhangi bilgileri açığa çıkartmalarının yasak olduğu[48] şeklinde düzenlenmiştir. Avrupa Barolar ve Hukuk Dernekleri Konseyi’nin Avukatlar için Yapay Zekâ” projesine ilişkin yapılan açıklamada da; avukat-müvekkil ilişkilerinde gizliliği garanti eden profesyonelliğin de yapay zeka ile nasıl korunabileceği konusunda soru işaretleri yarattığı belirtilmiştir[49].

Yapay zekânın hem sistem olarak kullanılmasında hem de avukatların yerini veya bir kısım işini alma düşüncesinde bile şimdilik gizlilik ilkesi, kişiliğinin olmaması, etik faktörü ve kamu düzeni açısından sıkıntılar yaratabileceği ortadadır.

Bu durum da gösteriyor ki, en azından şimdiki dünyada yapay zekânın avukat yerine geçmesi ve yukarıda sayılan özellikleri etik ve kişilik hakları ile birlikte kullanarak sentezleyip sonuca ulaşması ve de avukatların tabi olduğu birtakım ilkelerden olan gizlilik ilkesi gibi ilkeleri de yerine getirmesi için henüz bir çözüm bulunmuş değildir. Ancak yapay zekâ şu an için avukatların yardımcısı[50] ve iş yüklerini azaltmaya yönelik olarak hukuk sisteminde yer aldığı açıktır. Yalnız yardımcı yapay zekâların da bir yandan avukatların evrensel ilkelerine ve de Avrupa Etik şartında belirlenen kriterlere uygun oluşturulması gerekmektedir. Bu doğrultuda henüz yapay zekânın gelinen bu aşama itibariyle öğrenme yeteneklerinin olması halinde bile henüz bir avukatın yerine geçerek adalet sisteminin bağımsız bir parçası haline gelmesi mümkün değildir.

2.2. Hakem ile Yapay Zekâ İlişkisi

Tahkim yargılamalarında hâkim yerine hakemlerin karar mercii olduğu yukarıda açıklanmıştır. Bu doğrultuda tahkim yargılamasının başlaması ile bu süreci yürütecek ve sonuca ulaştıracak olan yine hakemlerdir. Hakemler tarafların verdiği iddia ve savunmaları inceleyerek deliller, emsal kararlar, kanunlar ve tarafların karşılıklı sözleşme maddeleri uyarınca uyuşmazlığı karara bağlarlar. Hakemler tahkim yargılamasının seçim amacına uygun olarak tarafsız ve bağımsız olmalıdırlar[51].

Yapay zekâ ise insanlar tarafından girilen verileri işleyerek ve karşılaştırma yaparak ortaya bir sonuç çıkartmaktadır. Bunları bir algoritma, doğal dil işlemi ve büyük veri ile sağlamaktadır. Bu doğrultuda hakemler yerine kararın yapay zekâ tarafından verilmesi için öncelikle iddia ve savunma tarafından verilen talep ve delillerin yapay zekâya girdi olarak verilmesi[52] ve de güncel kanun ile emsal kararlara erişiminin sağlanarak karşılığında bir karar alınması beklenecektir.

Bu durum her ne kadar hakemler ile yapay zekânın aynı verileri işleyerek yine aynı kararın verilmesini sağladığını göstermiş olsa da, karar verilirken yapılan araştırmalar neticesinde insan olarak insani gereksinimler, avukatlar tarafından manipüle edilme, fizyolojik ihtiyaçlar gibi birçok etkenlerle mücadele etmesi gerekirken yapay zekânın bu tür ihtiyaçları ve duygusal zekaları olmadığından ve de güncel değişikliklere ve yargı sistemine ilişkin tüm verilere çok hızlı bir şekilde erişimleri olduğundan daha tarafsız ve hızlı bir karar verebilecekleri düşünülmekte ise de bir hakemin sahip olduğu tecrübeye ve bu tecrübeden gelen çözümleme yapabilme yeteneğine sahip değillerdir.

Yalnız Çin, Pekin şehrinde internet mahkemesinde dünyada ilk defa yapılacak olan bir yapay zekâ hâkim ile çalışılacağını Haziran 2019 tarihinde duyurmuştur. Söz konusu yapay zekâ hâkimin, gerçek hâkime yardımcı olarak davalarına daha çok odaklanmalarını sağlamak üzere geliştirildiği açıklanmıştır. Yapay zekâ hâkimin dava açılması ve sonraki süreçlerin takibi gibi konularda gerçek hakimlere yardımcı olmak gibi görevleri bulunmaktadır. Yapay zekâ hakime, bir kadının ses tonu ve görüntü verilmekle beraber kullanıcılara da internet üzerinden yapılan başvurularda dava süreçlerinde işlemlerin nasıl yapılacağına dair rehberlik de etmektedir.[53]

Bunun yanı sıra, Estonya’da bazı küçük davalarında karar vermek üzere yapay zekâ hâkim kullanmayı planlıyor. Estonya Yetkilileri, yapay zekanın kullanılmasının amacının birikmiş davaların hakimler ve mahkeme çalışanları açısından temizlenmesi olduğunu belirtmektedir. Yalnız yapay zekâ hâkim tarafından verilen kararların gerçek hakime itirazlar edilebilecek olup, daha çalışma başlangıç aşamasında bulunduğundan henüz uygulamaya geçememiştir.[54]

İnsanları yapay zekâdan ayıran en büyük özelliklerden biri olan duygusal zekâ, etik unsurlar ve kişisel haklar devreye girdiğinde ve uyuşmazlıklar sadece kanunların ve sözleşmenin dışına çıkarak bir takım hukuka uygun yorumlamaların işin içine girmesi ile çözümlenmesi gerektiğinde yapay zekânın sadece var olan veriler ile karar vermesi halinde hakemler yerine şimdilik geçemeyecekleri söylenebilir. Yapay zekânın öğrenme sistemi ile girilen veriler ile belli bir sonuç alınması beklenerek probleme çözüm getirilmek istenildiğinde[55] bu durumda yapay zekâ tarafında daha önce tecrübe edilmemiş veya yapay zekâ nezdinde benzer bir algoritma ya da veri girişi olmamışsa sonuca ulaşamayacakları açıktır. Eğer tam olarak kanun hükümleri bir olayın aydınlatılması için kesin sonuçlar göstermiş olsaydı başkaca kaynaklarımız hukuk sisteminde yer almayacaktı. Bu doğrultuda yapay zekânın da sadece teknik çözümleme yetenekleri olduğu düşünüldüğünde doktrin görüşlerinin bile incelemeye alındığında aralarındaki farklılıkların veya hangi yorumlama hususunda karar verilmesi gerektiği konusunda yapay zekâ henüz teknik alt yapısıyla bunlar arasındaki farklılıkları çözümleyebileceği bir noktada değildir. Hakemler kazanmış oldukları tecrübelerini uyuşmazlık nezdinde çözümlemekte kullanabilecekken yapay zekâ hakemlerin bu özelliğini sadece taklit ederek uygulayabilir[56] yani yapay zekâ yine Çin’deki yapay zekâ hâkim gibi burada da insanlara bağlıdır. Hakemlerin vereceği kararlar kendi görüş ve bilgi birikimlerinin ve de doğal olarak kanunların bir sentezidir ve kanunlardaki boşluk doldurma işlemini üstlenen, boşluk bulunan yerlerde belli çerçeveler uyarıca yorum yapma hakkı bulunan hakemler yerine yapay zekanın geçmesi şu an için mümkün bulunmamaktadır.

2.3. Tahkim Kurumları ile Yapay Zekâ İlişkisi

Yukarıda da örnekleri verilen tahkim kurumları tarafların tahkime elverişli bir uyuşmazlıkta yine kendilerinin kararlaştırarak ilgili kurumun kurallarının uygulanacağının belirtilmesi yolu ile tahkim uyuşmazlıklarına dahil olurlar. Söz konusu kurumlar tahkim uyuşmazlıklarını kendileri yönetmez fakat almış oldukları ve tarafların da serbestçe kararlaştırdıkları kurallara uyulmasını sağlayarak bir aracı görevini görürler.[57] Taraflar kurumsal bir tahkimi öngörmediği durumlarda da hakemlerin tayinini bu kurumlardan isteyebilirler. Örnek vermek gerekirse herhangi bir kurum seçmeden Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun uygulanacağını kararlaştıran taraflar ISTAC’ın divanına hakem tayin etmeleri için başvurabilirler.

Dünya üzerince birçok tahkim kurumu bulunmakta ve taraflar bu kurumların kurallarının uygulanmasını talep edebilmektedirler. Özellikle artık teknoloji ve ulaşımın gelişmesinden dolayı çok geniş alanlara kadar iş ve ticaret yapılabilmekte ve bunların doğal sonucu olarak birtakım anlaşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Çözüm yolu olarak tahkimin seçilmesi durumunda ise bu uzak mesafelerin bir şekilde teknoloji ile önüne geçilmesi gerekmektedir. Örneğin bir dilekçenin dünyanın bir ucundaki ülkedeki tarafa sorunsuz şekilde ulaştırılması teknolojinin var olmaması durumunda büyük güçlüklerle karşılaşırdı. Gelinen bu aşamada hakemlerin kararlaştırdığı şekilde yapılan e-posta yolu ile tebligat geçerli olmaktadır. Bu durumda söz konusu kurumların;

  • Kendi kurallarını oluşturma ve etkili bir yönetim sağlama,
  • Doğru ve uzmanlaşmış hakemlere yönlendirme,
  • Uyuşmazlıkların daha etkin ve hızlı çözüme ulaştırılmasını sağlamak,
  • Hakemler ve taraflar arasındaki iletişimi
  • Verilen bilgilerinin gizli tutulması gibi

Birçok alanda aracı görevi bulunmaktadır.[58]

Yapay zekâ ile mesafe, dil gibi sorunların çözülebileceği aşikardır. Fakat en önemlisi hakem ve avukatlarda olduğu gibi bir yapay zekâ söz konusu kurumların yerini alabilecek niteliklere sahip midir ya da sahip olabilmesi mümkün müdür. Kurumlar önlerine gelen uyuşmazlıkta hakem seçimi yapılmasına yardımcı olur ya da tarafların isteğine ve sözleşmeleri uyarınca kendileri hakemleri tayin ederler. Kurumların bu süreçte tayin edecekleri hakemlerin hukuki bilgilerini ve önceki uyuşmazlıklardaki durumlarıyla ilgili bilgileri toplayarak analiz etmeleri ve sonrasında tayini yapmaları gerekmektedir. Yapay zekâ ile kendisine verilen veriler ışığında bu analizlerin daha net bir şekilde yapılacağı ortadadır.

Kurumun kurallarının belirlenmesinde ise dünya genelinde oturmuş belli başlı kurallar bulunmaktadır fakat bu kurallar da yapılan yargılamalar sonucu elde edilen veriler ile tahkim yargılamasının en doğru, hızlı ve tarafsız şekilde nasıl yapılabileceği konusunda güncellenmekte, değiştirilmektedir. Burada yine yapay zekânın duygusal zekâ eksikliğinin ortaya çıktığı açıktır. Yapay zekânın, insanların deneyimlerinin ve bilgi birikiminin sentezlenmesi sonucu elde ettiği veriler ile yapacağı kurallara karşılık sadece kendisine verilen veya bilgi datasından ulaşabildiği duygusal zekâ ve deneyimlerden yoksun bilgilerle aynı şekilde kurallar oluşturması en azından bugün mümkün görünmemektedir. Aynı zamanda bu kurumların bir hata yapması veya kurumlara karşı bir hata yapılması halinde kişilikleri bulunduğundan sorumluluğu yüklenebilecek veya karşı tarafın bu sorumluluğu yüklenmesi için hukuki yollara başvurabilecektir. Yapay zekânın kişiliğinin olmaması ve kendisine sorumluluk yüklenmesinin şu an için mümkün olmamasından dolayı kurum yerine geçemeyeceği açıktır. Fakat yapay zekânın, kurumların tahkim yargılamasını seçen taraflara sağladığı kolaylıklar ve oluşturdukları kuralların geliştirilmesi konusunda kullanılması kurumların da bir adım daha öne taşınacağı anlamına gelecektir. Yalnız tahkim kurumlarının daha etkin ve tahkim yargılamalarındaki problemlerin daha hızlı bir şekilde çözümlenmesi için yapay zekâ yazılımlarını kullanmaları şarttır.

2.4. Sözleşme ile Yapay Zekâ İlişkisi

Tahkim sözleşmesi kavramı ise, tarafların aralarında çıkması muhtemel anlaşmazlıklarda milli mahkemeler yerin hakemleri yetkili kılmalarından ibarettir.[59] Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 4. maddesinde tahkim anlaşması, tarafların aralarında sözleşme olup olmadığına bakılmaksızın aralarında var olan hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tümü veya bir kısmının tahkim yolu ile çözümlenmesi olarak tanımlanmaktadır.[60] Burada önemli olan tahkim anlaşması imzalamaya özel olan yetkilendirilmiş tarafların temsilcilerinin uyuşmazlık çıkması halinde tahkim yolunu seçtiklerini beyan etmeleridir. Tahkim anlaşması ayrı olarak yapılabileceği gibi taraflar arasındaki asıl sözleşmede de uyuşmazlık başlığı altında kararlaştırılabilir.[61] Yapay zekanın tahkim anlaşmasının taraf olması halinde, yapay zekânın bir kişiliği bulunmadığından yapılan tanımlar uyarınca da tahkim anlaşmasında tarafların yetkilisi olarak imzalamaya hakkı da bulunmamaktadır. İmzalasa bile geçerli bir anlaşmadan söz edilemeyecektir. Kişilik kavramı, haklara ve borçlara sahip olabilen varlıkları[62] ifade etmekle birlikte hukuki bir tanımdır kişi. Daha da önemlisi kişiliği yani hak ve borçlara sahip olmayan yapay zekânın tahkim anlaşması yapmasının sonucunda verebileceği zararlardan da bir sorumluluğu olmayacaktır[63]. Yapay zekânın bu doğrultuda tahkim anlaşması yapmaya yetkili olmadığı açık olduğundan sadece bu anlaşmayı hazırlayabileceği ve böylelikle de tahkim yolu seçilen uyuşmazlığın çıkması halinde tarafların yapmış oldukları tahkim anlaşmasının geçerliliği yönünden yapılan tartışmalar da en aza inmiş olacaktır.

Sözleşme, Türk Borçlar Kanunu’ndaki açıklamaya göre öncelikle tarafların iradelerini karşılıklı açıklamalarıyla kurulmaktadır[64]. Sözleşme ilişkisi içine giren taraflar sözleşmede Türk Medeni Kanunu’nu 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına uygun davranmakla yükümlüdürler[65]. Sözleşme görüşmeleri sırasında önemli olan sözleşme ile kararlaştırılan hükümlere yönelik karşı tarafı aldatmaya yönelik bilgiler verilmemesi, bu bilgilerin dürüstlük ilkesine uygun olarak aktarılmasıdır.[66] Bir sözleşmenin kurulabilmesi için esaslı unsurlara ihtiyaç duyulmakta ve taraflar ne konu üzerinde sözleşme yapacaklarına göre değişkenlik gösteren bu esaslı unsurların[67] tayini yapılan sözleşme türüne göre değişmekle birlikle tarafların bu durumu tayin etmeleri gerekmektedir. Aynı zamanda bu sözleşmenin hukuk kurallarına uygun olması, kamu düzenine ve ahlaka aykırı olmaması ile konusunun da imkânsız olmaması gerekmektedir.[68]

Yapay zekânın tarafların irade beyanları doğrultusunda tahkim yoluna gitmelerine dayanak sözleşmelerin hazırlamasındaki rolünü incelediğimizde ise; burada birtakım kıstaslar devreye girmektedir.

a) Öncelikle sözleşme hukuksal bir işlemdir ve yapay zekâ da büyük veri ve de hukuksal kaynaklara erişimi sayesinde ve şimdilik kısıtlı olan Doğal Dil İşlemi ile tarafların seçtiği hukuk çerçevesinde kurallara uygun bir şekilde sözleşmenin oluşturulmasını sağlayacaktır. Hatta tarafların farklı milletlerden olması halinde ve seçilen hukukun tüm hükümlerine hakim olunamaması hesaba katıldığında bir yapay zekânın insana göre sözleşmeyi oransal olarak daha geçerli şekilde düzenleyeceği açıktır.

b) Sözleşme kurulması için en az iki tarafın varlığı gerekmekte olduğundan burada yapay zekanın yapması gereken bir işlem bulunmamakta, sadece günümüzde yapay zekanın bu sözleşmelere taraf olamayacağı kişiliklerinin bulunmadığı açık olduğundan, gerçek veya tüzel kişilerin taraf olarak sözleşmede yer almaları yeterlidir.

c) Tarafların iradelerini karşılıklı açıklamaları ve bunun sözleşme metnine yansıtılması dürüstlük kurallarına ve kamu düzenine uygun bir şekilde yansıtılması gerekmektedir. Burada gerçek veya tüzel kişilerin dürüstlük kuralına uygun bir şekilde iradelerini doğru bir şekilde aktarıp aktarmadıkları ancak uyuşmazlığın çıkması veya çıkan uyuşmazlığın yargı mercilerine taşınması halinde ortaya çıkacaktır. Yapay zekânın ise verilen bilgilerin doğruluğunu eğer verilerde de aldatma kastıyla oynamalar yapılmadıysa, uyuşmazlık çıkmadan öngörerek bu şekilde sözleşmelerin düzenlemesini yapacağından uyuşmazlıkların da azalacağı ortadadır.

d) Diğer bir sözleşmede yer alacak konu ise tarafların sözleşme yapmalarındaki amaç olan esaslı unsurdur. Esaslı unsur ise her sözleşme türüne ve taraflara göre değişmesine rağmen, çoğu zaman kanunlar olması gereken esaslı unsurları tayin etmişlerdir.[69] Yapay zekânın oluşturmada zorlanacağı alan esaslı unsurların tespiti ve sözleşmeye uyarlanması olacaktır. Çünkü burada esaslı unsurlar verilerde olmayan bilgi ve deneyimlerden oluşabilecektir. Yapay zekânın verilerine ulaşamadığı olaylar hakkında öğrenme yetileri olsa bile sözleşmeye aktarmada insanlar kadar başarılı olamayacakları açıktır.

Halihazırda özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulamada olan sözleşme hazırlamak üzerine yapılmış yapay zekâ sistemleri bulunmaktadır. Leverton[70] adlı yapay zekâ sistemi kiralama hizmetleri üzerine sözleşmeler hazırlayan bir programdır.[71] Leverton öğrenme algoritmaları ve doğal dil işleme (NLP) dayalı patentli, tescilli yapay zekâ yazılım teknolojisidir. Leverton’ın dünyanın en karmaşık belge türlerinin dilini anlayarak doğal dil işleme ve karakter tanıma özelliği ile ilgili verileri bulduğu ve bu doğrultuda sonuca ulaşabildiği belirtilmektedir.[72]

Diğer bir örnek ise dört Harvard hukuk öğrencileri Evisort[73] adını verdikleri ‘Akıllı Sözleşme Yönetim Platformunu’ oluşturmuşlardır. Amacı ise yapay zekâ ile çalışan ilk sözleşme yönetim platformu olarak sözleşme inceleme hızının ve doğruluğunun bu yazılım ile artacağı ve oluşabilecek risklerin az olacağı şeklinde açıklanmıştır. Söz konusu yazlımın özellikleri arasında otomatik sözleşme oluşturması ile verimliliğin artacağı, maliyetin, zaman kaybının ve risklerin azalacağı sayılabilir.[74]

Wevorce yazılımı da tarafların boşanma isteklerini ilettikleri ve talepleri yönünde yapay zekâ aracılığı hazırlanan ebeveynlik planı ve boşanma sözleşmesinin hukuki metinlerin oluşturulduğu ve bu doğrultuda daha barışçıl ve duygusal olarak az yıpranma ile boşanmaların gerçekleşeceğini amaçlamaktadır.[75]

Kira System yapay zekâ programı ile de sözleşme analizleri yapılmakta, birleşme ve devralma süreçlerinde durum tespiti (due dilinge) hizmeti vererek zamandan kazanılması, ayrıca dosyaların saklanması ve aranılan verilere hızlı bir şekilde ulaşılması sağlanmaktadır.[76]

Türkiye’de ise bu yazılımlara benzer bir yapay zekâ henüz faaliyette bulunmamaktır. Fakat yapay zekânın her alanda olduğu gibi hukuk alanındaki yeri ile ilgili de çalışmalar bulunmaktadır.

Söz konusu bu yazılımlar ile avukatlık mesleği de dönüşmeye başlamış[77] sözleşmeler açısında da yapay zekânın tüm olasılıkları hesaplayarak ulaştığı öngörme ve tüm verileri bir insana göre çok daha hızlı tarayarak öğrenme yeteneğinden dolayı zaman kayıplarının önlenerek sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların en aza indirileceği bir gerçektir. Yalnız özellikle milletlerarası ticaretten doğan tahkim yargılamalarına konu sözleşmelerin birçoğu basit bir algoritma ile yaratılabilecek ve yapay zekânın sözleşme analizi konusunda geldiği bu noktada var olan veriler ile hazırlanabilecek nitelikte değillerdir. Yukarıda sayılan sözleşmenin oluşması için gereken özellikler ve kanunlar kapsamında yapılacak araştırma ve yapay zekânın öğrenme yeteneği ile sözleşmenin ana metni oluşturulsa bile, sözleşme serbestisi uyarınca tarafların tecrübelerinden ve uygulamaya hakim olmalarından dolayı belirledikleri ve veri olarak bulunmasının mümkün olmadığı konuların yapay zekâ tarafından işlenmesi mümkün değildir.

Aynı zamanda da bu tür tecrübeye dayalı ve bazen de aslında kanunlar uyarınca uygulanmasının mümkün olmadığı ama karşı tarafı tedirgin etmek ve ileride kullanmak adına dürüstlük ilkesine aykırı olarak yazılan maddelerin de ortadan kalkarak daha şeffaf ve adil sözleşmelerin üretilmesi sağlanmış olacaktır. Ama bu durumda da sözleşme serbestliği ilkesinin ortadan kalkacağı düşünüldüğünde bu ayarlamanın ileride iyi bir şekilde yapılması gerekmektedir.

Hali hazırda kullanılan sözleşme taslağı hazırlayan ve sözleşme analizi yapan yapay zekâların henüz avukatların veya tarafların yerine sözleşmeleri var olan veriler ve bu veriler sonucu geliştirdikleri öğrenme yetenekleri ile bile yapamayacakları ortadadır. Kaldı ki, İngilizce dilinde geliştirilen yapay zekâ yazılımlarının doğal dil işleme konusunda ülkemizin İngiliz diline göre henüz gelişmemiş olduğu göz önüne alındığında, söz konusu yazılımların Türkçe olarak kullanılması da şu an için mümkün değildir. Fakat araştırma ve geliştirmeler sürekli devam etmektedir. Ancak her ne kadar Türkçe olarak kullanılamayacak yapay zekâ yazılımlarının daha başlangıç aşamalarında olduğunu ve basit sözleşmeler ürettikleri bu doğrultuda tahkim yargılaması gibi konusu karmaşık ve çok fazla detay isteyen sözleşmeler bakımından başarı oranlarının ne olacağı henüz araştırma konusu edilmemiştir. Örneklere bakıldığında due dilince yani evrak analizi yaparak sonucun kısa bir sürede elde edilmesi ile avukatlara zaman tasarrufu sağlanmakta ya da tarafların verdikleri verileri ve talepleri işleyerek boşanma davalarına dayanak sözleşmeleri hazırlamaktadır. Söz konusu yazılımlar tabi ki yargılamadaki yükü alacak niteliktedir fakat bugün konuşulan insanların yerine geçebilecek ve en azından şimdilik kapsamlı sözleşmeleri istenilen şekilde oluşturamayacakları ortadadır.

Fakat tahkim yargılamalarına konu sözleşmelerin ciddi araştırma ç-ve çok fazla veri taraması ile yapıldığı göz önüne alındığından bu alanlarda insanlardan daha efektif ve hızlı çalışacağı ortadadır.

Kaldı ki, özellikle milletlerarası tahkim yargılamasına konu uyuşmazlıklardaki gizlilik ilkesinin, taraflardan birinin devlet olduğu yatırım uyuşmazlıklarındaki şeffaflık ilkesine nazaran özellikle uluslararası şirketler açısından tercih sebebidir.[78] Yapay zekâ tarafından veri ve ticari sır niteliğindeki belgeler de sözleşmenin oluşturulması için incelenecek ve bu veriler de büyük veriye dahil olacağından önlemlerin alınmaması ve insan tarafından bir müdahale yapılmaması durumda ortada ticari sır diye bir kavram da kalmayacağından söz edilebilir. Yapay zekâ tarafında oluşturulacak sözleşmelerde bu konunun iyice irdelenmesi gerekmektedir. Yalnız gelişmelerin devam etmesiyle birlikte bu tür önlemlerinde alınabileceği öngörülmekle beraber şimdilik yapay zekanın tahkim yargılamasın konu sözleşmenin ana hatları ile kanunlar gereği olması gereken unsurları hızlı bir şekilde araştırıp, öğrenip, sonuçlarını da olasılıklarla tahmin edebileceğinden bu şekilde oluşturulmuş bir sözleşme taslağına insanlar tecrübe ve bilgilerini etik ve kamu düzeni açısından ekleme yaptıklarında, tahkim yargısındaki süreçteki her kişi ve kurumun iş yükünü azaltarak zamandan tasarruf edilmesini ve de yargılamanın kısa sürede sonuca erdirilmesine katkıları büyük olacaktır.

Sonuç

Yapay zekâ bugün pek çok alanda insanların bir takım iş yükünü alabilecek kabiliyete sahip olmuştur fakat halen daha insan yerine yapay zekânın çalışma hayatında bir bütün ve insandan bağımsız olarak var olması mümkün değildir. Yapay zekânın öğrenme ve veriler ile ileriye yönelik birtakım çıkarımlar yapması mümkün olsa da kanunlarımız ve adalet sistemi sadece bir takım kural ve rakamlardan oluşmamaktadır. İnsanların kanun veya adalet sistemi içerisinde etik ve ahlak kurallarına uyarak yapmış oldukları birtakım uygulamalar ve anlık olarak gelişen ve önceden tasarlanması mümkün olmayan duygusal zeka ile hareket ederek verdikleri tepkileri bulunmaktadır. Yapay zekâda ise verilecek tepki veya yapılacak işlerin en azından benzerlerinin verilerde yer alması gerekmektedir. Sistemi veya yaptığı iş ne olursa olsun yapay zekânın insan zekasını taklit etme gayesi ile bugünlere kadar gelinse de henüz etik kavramlarının oluşmaması ve de kişiliklerinin bulunmaması durumundan dolayı şimdilik adaletin sağlanması için var olan hukukun bütünleyici parçalarının yerine geçebilecek kadar gelişmemiştir.

Tahkim yargılamaları da hukukun bir parçası ve gelecekte daha çok karşımıza çıkacak alternatif çözüm yollarından birisi olarak yapay zekâ ancak söz konusu yargılamanın bütünleyici parçaları olan hakem, avukat ve kurumların birer yardımcısı, asistanı niteliğini taşıyabilir. Yalnız yapay zekanın yerinin küçümsenmemesi ve tahkim yargılamasının gayesi olan hızlı yargılamanın yapılması için bir gereklilik olduğu unutulmamalıdır. Yapay zekânın verileri aktarma, saklama ve uyuşmazlığa uygun bir sonuç çıkartma hızı bir insanın kapasitesinin çok üzerinde olduğundan doğal dil işlemi, derin öğrenme gibi sorunların da büyük oranda çözümlenmesi ile birlikte tahkim yargılamasının da hukukun içinde daha geniş yer kaplaması ve tarafların daha çok tercih etmesini sağlayacak alt yapıyı oluşturacaktır. Tahkim yargılamasının taraflarca tercih sebebi yapılmasının önü daha da açılacaktır.


Dipnotlar


  1. GÜNER, Cemil, Yapay Zekanın Verdiği Zarardan Doğan Sözleşme Dışı Sorumluluğa Uygulanacak Hukuk, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi Y.8, S.15, Haziran 2020, syf.231 ↩︎

  2. NILSSON, J. Nils, Yapay Zekâ Geçmişi ve Geleceği, Çeviri Mehmet Doğan, Şubat 2019, syf.13 ↩︎

  3. BOZKURT Yüksel, Futurist Hukuk, İstanbul, 2018, syf.7 ↩︎

  4. YILMAZ, Atınç, Kodlab 186 Yapay Zeka, İnkılap Kitapevi, İstanbul 2020, syf.13 ↩︎

  5. HUSAIN Amir, The Sentient Machine The Coming Age of Artificial Intelligence, Duyarlı Makine Yapay Zekânın Olgunluk Çağı, çeviren:Duygu Dalgakıran, Siyah Kitap, 2. Bası,Ekim 2019, syf.18 ↩︎

  6. YILMAZ, Atınç, Kodlab 186 Yapay Zeka, İnkılap Kitapevi, İstanbul 2020, syf.13 ↩︎

  7. NILSSON, J. Nils, Yapay Zekâ Geçmişi ve Geleceği, Çeviri Mehmet Doğan, Şubat 2019, syf.629 ↩︎

  8. Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara, İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019, sayf.10 ↩︎

  9. Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara, İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019, sayf.18 ↩︎

  10. Bozkurt Yüksel, Armağan Ebru, Yapay Zeka Endüstri 4.0 ve Robot Üreticiler Hukuki Bakış, Aristo Yayınevi, İstanbul 2019, syf.36 ↩︎

  11. YILMAZ, Atınç, Kodlab 186 Yapay Zeka, İnkılap Kitapevi, İstanbul 2020, syf.7 ↩︎

  12. GÜNER, Cemil, Yapay Zekanın Verdiği Zarardan Doğan Sözleşme Dışı Sorumluluğa Uygulanacak Hukuk, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi Y.8, S.15, Haziran 2020, syf.236 ↩︎

  13. YILMAZ, Gizem, Yapay Zekânın Yargı Sistemlerinde Kullanılmasına İlişkin Avrupa Etik Şartı, Marmara Avrupa Araştırmaları Dergisi, C.28, S.1, syf. 30, 2020 ↩︎

  14. https://ec.europa.eu/commission/news/artificial-intelligence-2019-apr-08_en ↩︎

  15. YILMAZ, Gizem, Yapay Zekânın Yargı Sistemlerinde Kullanılmasına İlişkin Avrupa Etik Şartı, Marmara Avrupa Araştırmaları Dergisi, C.28, S.1, syf. 41 2020 ↩︎

  16. https://leverton.ai/ bkz syf. 27 ↩︎

  17. https://www.evisort.com/bkz syf. 27 ↩︎

  18. https://www.wevorce.com/bkz syf. 27 ↩︎

  19. https://kirasystems.com/ bkz syf. 28 ↩︎

  20. https://www.lexpera.com.tr/download/Lexpera_Baslangic_Rehberi_05102017.pdf syf.1 ↩︎

  21. https://adalethanim.com/search#hakkimizda ↩︎

  22. https://www.turklex.com/hakkimizda/ ↩︎

  23. YILMAZ, Atınç, Kodlab 186 Yapay Zeka, İnkılap Kitapevi, İstanbul 2020, syf.9 ↩︎

  24. YILMAZ, Atınç, Kodlab 186 Yapay Zeka, İnkılap Kitapevi, İstanbul 2020, syf.9 ↩︎

  25. Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara, İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019, syf. 19 ↩︎

  26. https://yapayzeka.itu.edu.tr/hakkimizda ↩︎

  27. http://www.kodexbilisim.com/ ↩︎

  28. http://odtuteknokent.com.tr/tr/haber/kodex-bilisimden-yargitay-davalarina-yapay-zekali-destek ↩︎

  29. https://csl.sony.fr/projects-music/ ↩︎

  30. ZORLUER Mustafa, TBB Dergisi, Yapay Zekâ ve Telif Hakkı, syf.323 ↩︎

  31. GÜNER, Cemil, Yapay Zekanın Verdiği Zarardan Doğan Sözleşme Dışı Sorumluluğa Uygulanacak Hukuk, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi Y.8, S.15, Haziran 2020, syf. 237 ↩︎

  32. ERSOY, Çağlar, Robotlar, Yapay Zeka ve Hukuk, On İki Levha Yayıncılık, 4. Baskı İstanbul, mayıs 2019, syf.79 ↩︎

  33. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası syf.5 ↩︎

  34. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası syf.10 ↩︎

  35. PEKCANITEZ H., ATALAY O., ÖZEKES M., Medeni Usul Hukuku, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2018, syf. 586. ↩︎

  36. KARACAN Pınar, Uluslararası Yatırım Tahkiminde Şeffaflık Kavramı, Beta, İstanbul 2017, syf.6. ↩︎

  37. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası ↩︎

  38. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası syf.5 ↩︎

  39. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası syf.7 ↩︎

  40. 19 Mart 1969 tarih, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, madde 1 ↩︎

  41. 19 Mart 1969 tarih, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, madde 2. ↩︎

  42. ERSOY,Çağlar, Robotlar, Yapay Zeka ve Hukuk, Onikilevha yayıncılık, 4. Baskı İstanbul, mayıs 2019, syf.182 ↩︎

  43. YILMAZ, Atınç, Kodlab 186 Yapay Zeka, İnkılap Kitapevi, İstanbul 2020, syf. 7 ↩︎

  44. https://www.ntv.com.tr/teknoloji/ilk-robot-avukat-goreve-basliyor, (30.11.2020 tarihinde erişim sağlanmıştır.) ↩︎

  45. https://www.ccbe.eu/actions/projects/#collapse2179(26.12.2020 tarihinde erişim sağlanmıştır.) ↩︎

  46. https://www.ccbe.eu/actions/projects/#collapse2179 (26.12.2020 tarihinde erişim sağlanmıştır.) ↩︎

  47. GÜNER, Cemil, Yapay Zekanın Verdiği Zarardan Doğan Sözleşme Dışı Sorumluluğa Uygulanacak Hukuk, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi Y.8, S.15, Haziran 2020, syf.243 ↩︎

  48. 19 Mart 1969 tarih, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, madde 36 ↩︎

  49. https://www.ccbe.eu/actions/projects/#collapse2179 (26.12.2020 tarihinde erişim sağlanmıştır.) ↩︎

  50. ERSOY,Çağlar, Robotlar, Yapay Zeka ve Hukuk, On İki Levha Yayıncılık, 4. Baskı İstanbul, Mayıs 2019, syf.182 ↩︎

  51. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası syf. 222. ↩︎

  52. YILMAZ, Gizem, Yapay Zekânın Yargı Sistemlerinde Kullanılmasına İlişkin Avrupa Etik Şartı, Marmara Avrupa Araştırmaları Dergisi, C.28, S.1, syf. 43, 2020 ↩︎

  53. http://www.xinhuanet.com/english/2019-06/27/c_138178826.htm ↩︎

  54. https://www.wired.com/story/can-ai-be-fair-judge-court-estonia-thinks-so/ ↩︎

  55. YILMAZ, Atınç, Kodlab 186 Yapay Zeka, İnkılap Kitapevi, İstanbul 2020, syf.42 ↩︎

  56. YILMAZ, Gizem, Yapay Zekânın Yargı Sistemlerinde Kullanılmasına İlişkin Avrupa Etik Şartı, Marmara Avrupa Araştırmaları Dergisi, C.28, S.1, 2020, syf. 47 ↩︎

  57. https://istac.org.tr/uyusmazlik-cozumu/tahkim/ ↩︎

  58. https://istac.org.tr/uyusmazlik-cozumu/tahkim/ ↩︎

  59. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası syf. 126 ↩︎

  60. 21 Haziran 2001 tarih, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu, madde 4 ↩︎

  61. AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2020, 5. Bası syf. 132 ↩︎

  62. AKİPEK Jale AKINTÜRK Turgut, ATEŞ Derya, Türk Medeni Hukuku Başlangıç Hükümleri-Kişiler Hukuku, I. Cilt, Beta Yayınları, İstanbul 2018, syf. 229 ↩︎

  63. GÜNER, Cemil, Yapay Zekanın Verdiği Zarardan Doğan Sözleşme Dışı Sorumluluğa Uygulanacak Hukuk, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi Y.8, S.15, Haziran 2020, syf.231 ↩︎

  64. KILIÇOĞLU M. Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Bası, Turan Kitabevi, Ankara 2019 syf.81 ↩︎

  65. OĞUZMAN Kemal, Öz Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. Bası, Vedat Yayınevi, İstanbul 2018 syf. 77 ↩︎

  66. Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara, İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019, syf. 59 ↩︎

  67. KILIÇOĞLU M. Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Bası, Turan Kitabevi, Ankara 2019 syf. 85 ↩︎

  68. KILIÇOĞLU M. Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Bası, Turan Kitabevi, Ankara 2019 syf. 139-146 ↩︎

  69. KILIÇOĞLU M. Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Bası, Turan Kitabevi, Ankara 2019 syf. 85 ↩︎

  70. https://leverton.ai/ ↩︎

  71. Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara, İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019, sayf.43 ↩︎

  72. https://leverton.ai/product/#technology ↩︎

  73. https://www.evisort.com/ ↩︎

  74. https://www.evisort.com/solutions-legal/ ↩︎

  75. https://www.wevorce.com/ ↩︎

  76. https://kirasystems.com/ ↩︎

  77. Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara, İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019, sayf.43 ↩︎

  78. KARACAN Pınar, Uluslararası Yatırım Tahkiminde Şeffaflık Kavramı, Beta, İstanbul 2017, syf.7 ↩︎

Kaynakça

1136 sayılı Avukatlık Kanunu. (1969, Mart 19).

(2020, Aralık 22). Lexpera: https://www.lexpera.com.tr/download/Lexpera_Baslangic_Rehberi_05102017.pdf adresinden alındı

Adalethanım. (2020, Aralık 26). https://adalethanim.com/search#hakkimizda adresinden alındı

Akıncı, Z. (2020). Milletlerarası Tahkim. İstanbul: Vedat Kitapçılık.

Bozkurt Yüksel, A. (2019). Yapay Zeka Endüstri 4.0 ve Robot Üreticiler Hukuki Bakış. İstanbul: Aristo Yayınevi.

Ersoy, Ç. (2019). Robotlar, yapay Zekâ ve Hukuk. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.

Estonia ThinKs So, Can Al be a fair judge in court. (2020, Aralık 22). https://www.wired.com/story/can-ai-be-fair-judge-court-estonia-thinks-so/ adresinden alındı

European Commission, Artificial Intelligence. (2020, Kasım 26). https://ec.europa.eu/commission/news/artificial-intelligence-2019-apr-08_en adresinden alındı

Evisort. (2020, Aralık 26). https://www.evisort.com/ adresinden alındı

Güner, C. (Haziran 2020). Yapay Zekanın Verdiği Zarardan Doğan Sözleşme Dışı Sorumluluğa Uygulanacak Hukuk. Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi.

Husain, A. (2019). The Sentient Machine The Coming Age of Artificial Intelligence, Duyarlı Makine Yapay Zekânın Olgunluk Çağı. (D. Dalgakıran, Çev.) Siyah Kitap.

ISTAC. (2020, Aralık 22). https://istac.org.tr/uyusmazlik-cozumu/tahkim/ adresinden alındı

İstanbul, Ankara, İzmir Baroları Çalıştay Raporu. (2019). Yapay Zekâ Çağında Hukuk.

İTÜ Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği. (2020, Aralık 24). https://yapayzeka.itu.edu.tr/hakkimizda adresinden alındı

Karacan, P. (2017). Uluslararası Yatırım Tahkiminde Şeffaflık Kavramı. İstanbul: Beta Yayınları.

Kılıçoğlu, M. A. (2019). Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Ankara: Turan Kiabevi.

Kira Systems. (2020, Aralık 24). https://kirasystems.com/ adresinden alındı

Kodex Bilişim. (tarih yok). http://www.kodexbilisim.com/ adresinden alındı

Leverton. (2020, Aralık 24). https://leverton.ai/product/#technolog adresinden alındı

Nilsson, J. N. (2019). The Quest for Artificial Intelligence A History of Ideas and Achievements, Yapay Zekâ Geçmişi ve Geleceği. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.

Odtüteknokent, Kodex Bilişim'den Yargıtay Davalarına Yapay Zekalı Destek. (2020, Aralık 26). http://odtuteknokent.com.tr/tr/haber/kodex-bilisimden-yargitay-davalarina-yapay-zekali-destek adresinden alındı

Oğuzman, K., & Öz, T. (2018). Borçlar Hukuku Genel Hükümler. İstanbul: Vedat Yayınevi.

Pekcanıtez, H., Atalay, O., & Özekes, M. (2018). Medeni Usul Hukuku. İstanbul: On İki Levha Yayınları.

Sony CSL. (2020, Aralık 22). https://csl.sony.fr/projects-music/ adresinden alındı

The Council of Bars and Law Societies of Europe (CCBE), Artificial Intelligence for Lawyers (Al4Lawyers) Project. (2020, Aralık 26). https://www.ccbe.eu/actions/projects/#collapse2179 adresinden alındı

Turklex. (2020, Aralık 26). https://www.turklex.com/hakkimizda/ adresinden alındı

Wevorce. (2020, Aralık 2020). https://www.wevorce.com/ adresinden alındı

Xinhuanet, Beijing Internet Court Launches Al Judge. (2020, Aralık 24). http://www.xinhuanet.com/english/2019-06/27/c_138178826.htm adresinden alındı

Yılmaz, A. (2020). Kadlab 186 Yapay Zeka. İstanbul: İnkılap Kitabevi.

Yılmaz, G. (2020). Yapay Zekânın Yargı Sistemlerinde Kullanılmasına İlişkin Avrupa Etik Şartı. Marmara Avrupa Araştırma Dergisi, 28(1).

Yüksel Bozkurt, A., Başak, B., Yüksel, S., & Kemale, A. (2018). Futurist Hukuk. İstanbul: Aristo Yayınevi.

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
Hakkında Av. Tuğçe Bayram
LL.M., Muğla Barosu