Günümüzün “yeniden” rasyonel bireyi, kendisine yapılan aydınlatma içeriğindeki her şeyi anlayarak muhakeme edebilen, kendi hakkındaki kararları akıl süzgecinden geçirerek özgür irade ile verebilen, hakları korunan pasif taraf olmak yerine haklarının korunmasına ilişkin aktif davranışta bulunmaya zorlanan ve bunun sorumluluklarının üstlendirilebildiği birey olarak lanse edilmekte ve hukuk kuralları da bu bireyin
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 412. maddesi ve muhtelif Yargıtay kararlarında tanımı bulunan[1] tahkim sözleşmesinde aranan özel şartlar arasında “tahkime elverişlilik” de bulunmaktadır. Bir tahkim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için o sözleşmeye konu olan uyuşmazlığın tahkimde sonuca bağlanabilir[2] bir uyuşmazlık niteliğinde olması gerekir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri, etki
Türkiye’de seyir halindeki deniz ve hava araçlarında yaşanan sağlık sorunlardaki arama kurtarma süreçlerinde bir süredir yapılagelen ve yeni birkaç görünüm ile uygulamaya geçen “teletıp”ın, Sağlık Bakanlığı nezdinde şu an için ağırlıklı olarak radyoloji alanında uygulandığı, ayrıca hastane bilgi yönetim sistemlerinde bir ayağının bulunduğu ve bunların E-Nabız ile de
I. Giriş
Günümüzde uyuşmazlıkların çözülmesinde devlet yargısına oranla daha tercih edilir hale gelen tahkimin, uyuşmazlığın taraflarınca yeğlenir olmasının pek çok nedeni arasında başı çekenlerden biri devlet yargılaması gibi “aleniyet” üzerine değil, gizlilik[1] temelinde kurulmuş olmasıdır[2]. Tarafların herhangi bir yargılamanın muhtelif aşamalarında ticari sırlarını, finansal durumlarını, kalite, ürün ve
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (“KVK Kanunu”) 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası ile işlenecek; aynı maddenin 2. fıkrasında sayılan şartlardan birinin varlığı hâlinde ise, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkün olacaktır. Bu şartlar arasında kişisel verinin, ilgili kişinin kendisi