Bilgisayar üzerinden oynan oyunların bir spor konusu olup olmadığına yönelik farklı fikirler bulunuyor. Bununla birlikte birçok ülkede e-spor bir spor dalı olarak kabul edilmiş durumda. E-sporun, bir spor dalı olarak kabul edilmesinin altında yatan fikir, zihin jimnastiği olarak görülmesinden ileri geliyor. Böylece sporun sadece fiziksel jimnastiği değil, zihinsel jimnastiği de kapsadığı kabul edilmiş oluyor.
Ülkemizde e-spor dalıyla ilgili olarak ayrı bir federasyon kuruldu: Türkiye E-spor Federasyonu (TESFED). TESFED resmi internet sitesinde e-spor şöyle tanımlanmaktadır: “Elektronik bir cihaz vasıtasıyla çevrimiçi veya çevrimdışı ortamda gerek bireysel gerekse takım halinde katılım gösterilen her türlü aktiveyi kapsar”.
Avrupa'da büyük bir sektör haline gelen e-spor ülkemizde de büyük bir kitleyi arkasından sürüklemektedir. Bu nedenle e-sporcu lisans, vize ve transfer işlemlerinin düzenlenmesi gerekmiştir. Konu 25.09.2018 tarihinde yayımlanan E-Spor Federasyonu Sporcu, Lisans, Tescil, Vize ve Transfer Talimatı ile düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere, bir işin kazanç sağlamak amacıyla yapılması durumunda “profesyonel” kavramından bahsedilir. Buna karşılık daha çok eğlence ve hobi amacıyla yapılması halinde “amatör” kavramından bahsedilir. Ülkemizde spor mevzuatında sadece futbol branşı için “profesyonel” kavramı kullanılmış ve tanımlanmıştır. Bu nedenle hukukumuzda sadece profesyonel futbolcu sözleşmesini konu edinen çalışmalar yoğunluktadır. Tüm spor branşları içinde futbolun ayrı bir yeri olduğu bir gerçek. Bu gerçeklik kendisini hukuk ve mevzuat alanında da hissettiriyor. Bununla birlikte ülkemizde diğer spor branşlarının profesyonel olarak icra edildiği de başka bir gerçek. Diğer spor branşları için profesyonel kavramına henüz mevzuatta yer verilmemiş olması ücret unsuru açısından bazı soruları akıllara getiriyor. Bu çalışmada sadece e-spor açısından konu ele alınacak ve e-sporcu (oyuncu) sözleşmelerinde ücretin zorunlu bir unsur olup olmadığı üzerinde durulacaktır.
İş Kanunu açısından ücret, iş akdinin zorunlu bir unsurunu oluşturuyor. Öyle ki, sadece ücretin varlığı değil, belli bir rakamın(asgari ücret) üzerinde olması da zorunluluk arz ediyor. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinin (g) bendi uyarınca, sporcular istisna tutuluyor. Başka bir deyişle sporcu ile külüp arasındaki ilişki İş Kanununun kapsamı dışında kalıyor.
Profesyonel futbolcu sözleşmesinde “ücret” zorunlu bir unsur olarak kabul edilmektedir ve en az asgari ücret seviyesinde olması gerektiği belirtilmektedir (Onur AKSOY, Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi, İstanbul 2010, s. 9). Bu aynı zamanda “profesyonel” olmanın zorunlu bir sonucu olarak görülmektedir.
Futbol dışında kalan branşlarda ise, “profesyonel” kavramı kullanılmamaktadır. Bu durum diğer branşlarda ücret unsurunun zorunlu olamadığına yönelik bir çıkarımda bulunulmasına neden oluyor. İlk bakışta pek mantıklı görünmese de yakından bakıldığında makul görünüyor. Çünkü futbol dışındaki branşların ekonomik kaynakları çok kısıtlı! Futbol kulüplerinden alt liglerde olanlar bile çok ciddi ekonomik kaynaklara sahipken, diğer spor branşlarında kendini idame ettirebilecek ekonomik kaynaklara sahip olan çok az sayıda kulüp bulunuyor.
Konuya e-spor bağlamında göz atacak olursak, ülkemizde büyük bir kitlenin ilgi alanı olması rağmen henüz e-spor kulüplerinin yeterli ekonomik imkanları bulunmuyor. Özellikle e-spor icra edilebilmesi için son teknoloji bilgisayarın kullanılması gerekiyor. E-sporun icrası için gerekli teknik imkanları sağlamak bile ağır bir mali külfet oluşturuyor. Henüz kuruluş aşamasında olan bir branş olduğu için e-spor kulüplerinden e-sporculara düzenli ödeme (maaş) yapmalarını beklemek mümkün görünmüyor.
Türkiye E-spor Federasyonu Sporcu Lisans, Vize ve Transfer Talimatı’nda “ücret” zorunlu bir unsur olarak belirtilmiyor. Hatta bu Talimat’ın eklerinde yer alan örnek belgelerden olan “Transfer Sözleşmesi” isimli Ek-5 numaralı belgede şu ifadelere yer verilmiştir : “Yukarda bilgileri yer alan sporcu, kulübümüz ile müsabaka ile ilgili gerçekleşen ulaşım, konaklama, malzeme, sigorta, beslenme ve antrenman giderlerinin karşılanması gibi zorunlu giderleri hariç herhangi bir ücret ödenmeksizin Talimat hükümlerinde belirtilen şartlar ve süresince sporcu lisansı alarak faaliyetlere katılacaktır”.
Transfer sözleşmesi örneğinden yer verilen bu ifadelerden henüz e-spor branşı için “ücret” unsurunun zorunlu görülmediği anlaşılmaktadır. Daha doğrusu e-spor branşının henüz ücretle sözleşme yapacak kadar gelişmediğinin de bir ifadesidir, bu.
Doktrinde bir görüş “ücret” unsurunun e-sporcu (oyuncu) sözleşmesi açından zorunlu olduğunu belirtmektedir. Ancak asgari ücret zorunluluğu hakkında bir değerlendirme yapmamaktadır. Bununla birlikte ücretin, aylık veya yıllık ödenebileceği ileri sürülmektedir. Dolayısıyla asgari ücretin altında bir ödemeyi de mümkün gördüğü anlaşılmaktadır (Bakınız: Hakkı Mert DOĞU, E-spor ve E-spor Hukukunda Sporcu Sözleşmeleri, AÜHFD, 69 (2) 2020: 443-453).
Kanaatimizce, e-spor branşının henüz kuruluş aşamasında olması, mevzuatta profesyonel e-sporcu kavramına henüz yer verilmemiş olması, e-spor kulüplerinin oyuncularına son teknolojik imkânları işin tabiatı gereği sunmak zorunda olmalarının ağır bir maliyet oluşturması karşısında e-sporcu sözleşmelerinde “ücret” unsurunun zorunlu olmadığı sonucuna varmak gerekir. Türkiye E-spor Federasyonu Sporcu Lisans, Vize ve Transfer Talimatı Ek-5 de yer alan Transfer Sözleşmesi örneği de bunu göstermektedir. Şüphesiz, ileride profesyonel e-spor düzenlemesi yapıldığında, profesyonel e-sporcu (oyuncu) sözleşmeleri için ücret unsurunun zorunlu olduğu hükme bağlanmalıdır.