Lexpera Blog

Lexpera’da Geçen Hafta (12-18 Nisan 2025)

Literatür, içtihat ve mevzuata ilişkin önemli gelişmeleri içeren haftalık bültenimizin 176. sayısını siz üyelerimizin dikkatine sunuyoruz.

Literatür

Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen eserler aşağıda yer almaktadır:

BATİDER, Cilt 10, Sayı 3, 1980

Dergide yer alan makalelerden bazıları; Denizde Eşya Taşıma Konvansiyonu Hakkında Genel Bilgiler, Tarımsal İşletmelerin Hukuki Niteliği, Temyiz Kudretinden Mahrum Şahısların Hukuki Sorumluluğu, Şirket Paylarının Bir Kişinin Elinde Toplanması, Çok Uluslu Ortaklıklar Hukuku: Birleşmiş Milletler ve Uluslarötesi Ortaklıklar başlıklarını taşımaktadır.

Ali Demirbaş, Kişisel Verileri Koruma Hukukunda Veri Sorumlusu ve Yükümlülükleri

Eserde, veri sorumlusu ile veri işleyenin ayırt edilmesi, aydınlatma yükümlülüğü, kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği, kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebebi, veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler, idari ve teknik tedbirler, kişisel verilerin yedeklenmesi gibi konulara değinilmiştir.

Semih Oğuz Aydın, Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Anonim Tanık

Çalışmada, ceza muhakemesine hâkim ilkeler bağlamındaki tedbirlerden kaynaklanan sakıncalar ortaya konulmuş ve bu sakıncaların, suç isnadı altındaki kişiyi -özel olarak etkili bir tanık sınama imkânının gereklerine odaklanılarak- adil yargılanma hakkından mahrum bırakıp bırakmadığı tartışılmıştır.

Furkan Güven Taştan, Dijital İçerik ve Hizmetlerin Sözleşmeye Uygunluğu

Kitabın birinci bölümünde dijital içerik ve hizmetlere ilişkin temel kavramlar, karşılaştırmalı hukukta sözleşmeye uygunluk ve sözleşmeye uygunluğun hukuki niteliğine yer verilmiş; ikinci bölümünde Avrupa Birliği ve Alman hukukunda dijital içerik ve hizmetlerin sözleşmeye uygunluğu konusu ele alınmış; üçüncü ve son bölümünde ise Türk hukukunda dijital içerik ve hizmetlerin sözleşmeye uygunluğu konusu incelenmiştir.

İsmail Emre Sözügüzel, Banka Anonim Ortaklığında Müşteri Sırrının Korunması

Çalışmada, bankacılık ile ödeme ve elektronik para hukukundaki düzenlemeler doğrultusunda müşteri sırrının korunması, paylaşılması (açık bankacılık ve servis modeli bankacılığı regülasyonları dahil) ve bankanın koruma yükümlülüğü ele alınmış; Bankacılık Kanunu ve ilgili mevzuatta yapılan değişiklikler doğrultusunda bankanın müşteri sırrını koruma yükümlülüğü, müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin paylaşılması ve koruma yükümlülüğünün istisnaları irdelenmiştir.

Buket Karaman, Polisin Zor ve Silah Kullanma Yetkisi ve Bu Yetkinin İnsan Hakları Standartlarına Uygunluğu

Eserde, polisin zor ve silah kullanma yetkisini kullanırken neden olduğu insan hakları ihlallerinin minimize edilmesine yönelik hukuki araçlar araştırılmış; polisin zor ve silah kullanma yetkisinin kapsamı, koşulları ve sınırları ortaya konulmuş; polisin zor ve silah kullanma yetkisine ilişkin fiilleriyle neden olduğu insan hakları ihlalleri karşısında hem polisin hem de devletin sorumluluğunun kapsamı belirlenmiştir.

Gizem Çoşğun Yıldırım, Anonim Şirkette Sermaye Kaybı ve Borca Batıklık

Kitapta, Türk Ticaret Kanunu’nun 376. maddesi kapsamında mali durumda bozulmanın görünümlerine ve buna karşı uygulanabilecek iyileştirici önlemlere yer verilmiş; karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemeler, öğretide ileri sürülen görüşler ve ilgili yargı kararlarından da istifade edilerek tartışmalı olan hususlara ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur.

Melek Yaşar, 6831 Sayılı Kanun Kapsamında Ormanların Ceza Hukuku Yoluyla Korunması

Çalışmada, Orman Kanunu’nda cezai yaptırıma bağlanan ve orman suçları olarak adlandırılan suç tipleri, suç teorisi bağlamında özgün bir sistematiğe bağlı kalınarak ele alınmış; orman suçlarının teorik ve uygulamaya dönük esaslarının daha fazla akademik çalışmaya konu edilerek tartışmaya açılmasına çalışılmıştır.

Ayşe Şahin, Anonim Şirketlerin Bölünmesinde Yönetim Kurulunun Görev ve Sorumluluğu (TTK m. 193)

Kısmi külli halefiyet ilkesinin uygulanmasının, malvarlığının azalması sonucunu doğurması, buna bağlı olarak şirket, pay sahipleri ve alacaklılar açısından hukuki ve finansal riskler doğması gibi pek çok hukuki sorunu gündeme getirdiğine ve şirketin, pay sahipleri ve alacaklıların korunması açısından hukuki sorumluluk yaptırımını önemli kıldığına değinilen eserde, bölünmeye ilişkin ilke ve özellikler ile işlem prosedürü ve işleme katılanların hukuki sorumluluğu ele alınmıştır.

Sezen Kama Işık, Güncel Gelişmeler Işığında Halk Teşebbüsü

Kitapta, bir doğrudan demokrasi ve siyasal katılım aracı olan “halk teşebbüsü” kurumu, gerek eskiden beri süregelen İsviçre ve ABD uygulamalarıyla (federal, kanton ve eyalet düzenlemeleriyle birlikte) gerek dünya anayasalarında görünen hali ile ve 21. yüzyıldaki dijital dönüşüm neticesinde filiz veren yeni uygulamalar çerçevesinde incelenmiş ve güncel gelişmelerin kurumu nasıl etkilediği, olumlu ve olumsuz yönleriyle tartışılmıştır.

Berfin Nur Osso, Rethinking Rightlessness: The “Right to Have Rights” and the EU-Turkey Statement

Çalışmada, konu hakkında ağırlıklı olarak 2015-2019 yıllarına ilişkin davalar incelenmiş; hak sahibi olmayan mültecilerin AB, Türkiye ya da dünyanın başka bir yerinde karşı karşıya kaldığı durum hukuki açıdan analiz edilmiş; AB düzenlemelerinden doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen mültecilerin güncel mücadeleleri hakkında bilgi verilmiştir.

İçtihat

Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen kararların dağılımı şu şekildedir:

MAHKEME KARAR SAYISI
Anayasa Mahkemesi 50
Yargıtay (Hukuk) 6646
Yargıtay (Ceza) 1471
Danıştay 767
Bölge Adliye Mahkemesi 2104
Bölge İdare Mahkemesi 596
TOPLAM 11634

Yüklenen kararlar arasında aşağıda özetine yer verdiğimiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na ait karar özellikle dikkati çekmektedir:

Yargıtay HGK., E. 1971/6 K. 2021/1365 T. 09.11.2021

Davacı vekili; müvekkilinin 1993 yılında Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun uyarınca 3600 gün yurt dışı hizmetini borçlanmak suretiyle bedelini ödediğini, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yurt içindeki 1859 günlük sigortalı hizmeti de dikkate alınmak suretiyle kendisine 01.05.1993 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığını ancak yurt dışı hizmetlerini Emekli Sandığı kapsamında borçlanması gerekirken SSK kapsamında borçlandığı belirtilerek 2016 yılında aylığının kesildiğini, yapılan yanlışlığın Kurum hatasından kaynaklandığını, Kurum işleminin iptali talebiyle yapılan başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, davalı Kurum işleminin iptali ile müvekkilinin 1993 yılında SSK kapsamında yaptığı yurt dışı hizmet borçlanmasının Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük ilkesi gereği geçerli olduğunun tespitine, ilk tahsis talep tarihinden itibaren SSK kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının ve yersiz ödemeden dolayı davalı Kuruma borcunun bulunmadığının tespitine, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; Almanya Sigorta Kurumu’nun hizmet cetveline göre davacının 21.04.2002 tarihine kadar yurt dışında çalıştığı anlaşıldığından kesin dönüş şartının gerçekleşmediğini, ayrıca davacının 01.12.1970 ile 30.06.1971 tarihleri arasında 4/1-c kapsamında sigortalı olduğunun anlaşılması üzerine son defa prim kesenek ödemesinin Emekli Sandığı olması nedeniyle Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında yaptığı yurt dışı hizmet borçlanmasının iptal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesi; Kurum işleminin hakkaniyetle ve sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmadığı, davacının 4/1-a kapsamında yapılan borçlanmasına geçerlilik tanımak gerektiği, davacının yurt dışı çalışması 21.04.2002 tarihinde sona erdiğinden yurda kesin dönüş şartı bu tarih itibariyle gerçekleşmiş kabul edilerek 21.04.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti ile yersiz ödendiği iddia edilen borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar vermiştir. Karara karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

(...) Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine ilgili Yargıtay Dairesi; davacının sigortalılık statülerine ilişkin tüm bilgilerin davalı Kurumun elinde olması ve davacı bu konuda beyanda bulunmasa bile Kurumun davacının sigortalılık statüsünü tespit edebilecek konumda bulunması sebebiyle dava konusu işlemin ve yersiz ödemenin davalı Kurumun hatasından kaynaklandığını belirterek Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96/1-(b) maddesine göre yersiz ödemenin kapsamını belirlemek ve sonucuna göre bir karar vermek gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

(...) Bölge Adliye Mahkemesi; Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nün Sosyal Sigortalar Kurumu’na yazdığı yazıda davacının 01.12.1970 ile 1971/6. ay arasında 7 ay süreyle Emekli Sandığı hizmeti olduğunu bildirdiği, Kurumun bu yazıya rağmen çok uzun bir süre hiçbir işlem yapmayarak aylıkları ödemeye devam ettiği, davacıya ait tahsis dosyasındaki sigortalılık tescil ve hizmet kaydı belgesinde dahi davacının 4/1-c (Emekli Sandığı) tescili ve bu kapsamda hizmetinin bulunmadığının belirtildiği, bu nedenle davacının Kurumu yanıltmasının söz konusu olmadığı ve iyi niyetli olduğunu gösterdiği gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.

Direnme kararının da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; davacının yurt dışına çıkmadan önce 1859 gün Sosyal Sigortalar Kanunu’na tâbi hizmetinden dolayı prim ödemesi, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na tâbi hizmetinden kaynaklı da 210 gün kesenek ödemesi olduğu, borçlanma yaptığı 05.04.1993 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 3. maddesinin, Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile yapılan değişiklikten önceki (c) bendine göre borçlanmanın prim, kesenek ve karşılık ödenen Sosyal Güvenlik Kuruluşuna yapılabileceği öngörülmüş olup son olarak prim ödenen Kuruma başvurulması zorunlu tutulmadığından davacının 1859 gün hizmetinin olduğu ve priminin ödendiği Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında gerçekleştirdiği yurt dışı borçlanmasının geçerli olduğu, Almanya Sigorta Mercii tarafından düzenlenen 27.10.2015 tarihli hizmet cetveline göre 27.05.1971-21.04.2002 tarihleri arasında çalışan davacının 21.04.2002 tarihine kadar yurt dışı çalışma ilişkisinin devam ettiği, kesin dönüş koşulunun sağlandığı 22.04.2002 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı belirgin olduğundan 24.12.2005-23.12.2015 tarihleri arasında ödenen aylıklar borç çıkartılmış ise de 01.05.2002 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığından davacının borçlu olmadığının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararını oyçokluğu ile onamıştır.

Mevzuat

Türkiye Ürün İhtisas Borsasında Aracılık Faaliyetleri ile Aracıların Gözetimi ve Denetimi Hakkında Yönetmelik

Aracıların, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, hesap açmadan önce müşterilerinin kimlik bilgilerini tespit edeceğine ilişkin fıkra hükmü yürürlükten kaldırıldı. Kimlik tespitine ilişkin geçiş hükümleri ihdas edildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Demiryolu Emniyet Yönetmeliği

Emniyet sertifikasının süresi, geçerliliği, yenilenmesi, güncellenmesi, askıya alınması ve iptaline ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Rekabet Kurumu Teşkilat Yönetmeliği

Rekabet Kurumu’nun teşkilat yapısı, yetkilerini kullanışı, işleyişi, yönetimi, hizmet birimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları yeniden belirlendi. Rekabet Kurumu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırıldı.

Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği

Müdürlüğe yeniden görevlendirme, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı olarak yeniden görevlendirmeye ilişkin hükümler ile yönetmelik eklerinde değişikliğe gidildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Kooperatiflerin Kuruluş ve Anasözleşme Değişiklik İşlemleri ile Kurucu Ortak Sayıları ve Çalışma Bölgelerinin Belirlenmesi Hakkında Tebliğ

Ortak sayısı, çalışma bölgesi, esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

İhracat Destekleri Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı

Kararda yer alan tanımlar yeniden düzenlendi. Yurt içi ve yurt dışı fuar desteğine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Geçiş hükümleri getirildi.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
Hakkında Göktürk Öcal
gokturk.ocal@lexpera.com.tr