Lexpera’da Geçen Hafta (19-25 Ekim 2024)
Literatür, içtihat ve mevzuata ilişkin önemli gelişmeleri içeren haftalık bültenimizin 152. sayısını siz üyelerimizin dikkatine sunuyoruz.
İçtihat
Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen kararların dağılımı şu şekildedir:
MAHKEME | KARAR SAYISI |
Anayasa Mahkemesi | 36 |
Yargıtay (Hukuk) | 6533 |
Yargıtay (Ceza) | 12029 |
Danıştay | 900 |
Bölge Adliye Mahkemesi | 490 |
Bölge İdare Mahkemesi | 322 |
TOPLAM | 20310 |
Yüklenen kararlar arasında aşağıda özetine yer verdiğimiz Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na ait kararlar özellikle dikkati çekmektedir:
Danıştay İBK., E. 2021/3 K. 2024/1 T. 28.06.2024
Karar içeriği; herhangi bir dava dosyasının temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra davadan feragat edilmesi halinde, bazı daireler ve Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından feragat hususunda ek karar verilmek üzere dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesi, diğer daireler ve İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından temyize konu kararın mahkemece feragat hususunda karar verilmek üzere bozulması yönündeki Danıştay dava daireleri ve kurulları kararları arasındaki aykırılığın, içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesine ilişkindir.
Öncelikle feragat hususunda ek karar verilmek üzere dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesi yönünde, sonra temyize konu kararın mahkemece feragat hususunda karar verilmek üzere bozulması yönünde verilen kararlara yer verilmiştir.
Danıştay Başsavcısı; temyiz aşamasında vaki olan feragat ve kabul beyanı üzerine mahkeme kararının bozulacağına ilişkin kanuni bir düzenleme mevcut olmadığı halde evvelce verilmiş olan bozma kararlarının, feragat talebi hakkında mahkemece karar verilmesini temin için başkaca bir hukuki çarenin mevcut olmaması ve bu hususta kanunda hüküm bulunmamasının bir sonucu olduğu, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda atıf yapılan hususlardan biri olan feragate ilişkin olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan bütün hükümlerin idari davalarda uygulanması gerektiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca temyiz merciin ek karar verilmek üzere dosyayı hükmü veren mahkemeye göndermesi ve mahkemenin de feragat hakkında ek karar vermesinden başka bir hukuki seçenek bulunmadığı, bu nedenle içtihat aykırılığının, “dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra davadan feragat edilmesi halinde feragat hususunda ek karar verilmek üzere dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi” şeklinde birleştirilmesi yönünde görüş bildirmiştir.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu ise; yaptığı kapsamlı değerlendirme sonucunda, dava dosyasının temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra davadan feragat edilmesi halinde feragat hususunda ek karar verilmek üzere dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi yönünde içtihadın birleştirilmesine oyçokluğu ile hükmetmiştir.
Yargıtay HGK., E. 2023/858 K. 2023/1399 T. 27.12.2023
Davacı vekili; müvekkilinin, eşi aleyhine açtığı boşanma davası devam ederken müvekkili tarafından mahkemeye verilen dava dilekçesinde babanın ortak çocuğu öldürmeye teşebbüs ettiği bildirilerek koruma talep edilmesine rağmen ara karar ile babanın ortak çocukla kişisel görüşme talebinin kabul edildiğini, sonrasında babanın ortak çocuğu öldürdüğünü, Türk Medenî Kanunu’nun 323. ve 324. maddelerinin ihlâl edildiğini, hâkimin ağır ihmâlle açıkça kanuna aykırı karar verdiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı; davanın Hazine aleyhine açılması gerekirken dava dilekçesinde ihbar olunan hâkimin davalı olarak gösterildiğini, müvekkili aleyhine açılan bir davanın bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet düşmediğini, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde yer alan koşulların oluşmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Fer’î müdahil; davacının dava dilekçesinde yazdığı hususları teyit eden ve araştırma yapılmasını gerektirecek herhangi bir bilgiye ve delile dilekçe ekinde yer verilmediğini, hukuk yargılamasında taraflarca getirilme ilkesinin bulunduğunu, çocuk lehine tedbir kararı verilmiş olsa bile bu durumun ortak çocukla baba arasında şahsi ilişki tesisine engel olmayacağını, şahsi ilişki tesisine ilişkin karara karşı davacı annenin bir itirazda bulunmadığını, HSK tarafından yapılan soruşturma sonucunda ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlgili Yargıtay Dairesi; dava dilekçesi verilip çocuğun ve davacının esenliğinin tehlike altında olduğu bildirilerek koruma talep edilmesine rağmen hâkimin sadece davacı kadın yönünden koruma kararı verip çocuk için herhangi bir karar vermediği; çocuğu şiddet yanlısı olan babadan koruması gerekmesine ve böyle bir talep geldiğinde öncelikle sosyal inceleme raporu alması gerekmesine rağmen rapor dahi almaksızın babası ile yatılı olarak kişisel ilişki kurmasına karar verdiği, hâkimin delil ve belge aramaksızın tedbir kararı vermek, bu kararı geciktirmemek, gerekirse uygun barınma yeri sağlamak, kişisel ilişki kurmanın çocuğun üstün yararı ile sınırlı olduğu ve gerekirse reddedilebileceğini göz önüne almak ve geçici önlemleri talep olmasa dahi re’sen almakla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle somut olayda illiyet bağının kurulduğuna ve Devletin tazminatla sorumlu olduğuna hükmetmiştir.
Özel Daire kararının süresi içinde davalı fer’î müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; hâkimin hukuki sorumluluğu gereğince Devletin tazminatla sorumlu olduğunun kabul edilmesinin doğru olduğu ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinin isabetli olmadığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. ilâ 49. maddeleri arasında hâkimin hukuki sorumluluğunun kabul edildiği durumlarda hükmedilecek tazminat kapsamının ne şekilde tayin edileceği belirtilmediğinden tazminat kapsamının genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği, Türk Borçlar Kanunu’nun 50/2. maddesi uyarınca durumun gereği, hâkimin kusurlu olduğu, özellikle davacı annenin de olayda babanın şiddete meyilli olduğunu bilmesine rağmen kişisel ilişki kurma kararı henüz kendisine tebliğ edilmeden Whatsapp uygulaması ile öğrendiği karara binaen çocuğu babaya teslim ettiği ve bu karara itiraz etmediği hususları da dikkate alınarak davacı yararına (destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmeden) uygun bir maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine, bu nedenle Özel Daire kararının değişik gerekçe ile bozulmasına oyçokluğu ile hükmetmiştir.
Yargıtay CGK., E. 2021/428 K. 2023/635 T. 29.11.2023
Yerel mahkeme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan suça sürüklenen çocuğun, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 223/2-a. maddesi uyarınca beraatine karar vermiştir.
Hükmün mağdure vekili ve katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dairesi; olay tarihinde henüz 15 yaşını tamamlamamış olan mağdurenin ikametinden ayrılarak aralarında gönül ilişkisi bulunan suça sürüklenen çocukla geceyi birlikte geçirdiği ve mağdurenin olay tarihindeki yaşı itibarıyla rızasının hukuken geçersiz sayıldığı, suça sürüklenen çocuğun eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, suça sürüklenen çocuğun Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 109/1, 109/3-f-5. maddeleri uyarınca mahkûmiyeti yerine beraatine hükmedildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı beraat hükmünün onanması gerektiği görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuş; ilgili Yargıtay Dairesi, itiraz nedenini yerinde bulmayarak dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine oyçokluğu ile karar vermiştir.
Bunun üzerine dosyanın tevdi edildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu; öncelikle uyuşmazlığın, suça sürüklenen çocuğa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesi ve suçun unsurları itibarıyla oluştuğu sonucuna ulaşılması halinde ise suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 30/4. maddesinde düzenlenen hata hükmünün uygulanması imkânının bulunup bulunmadığı hususunda birleştiğini belirtmiş; somut olayda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şeklinin oluşumu için saik (özel kast) aranmaması ve suç tarihi itibarıyla henüz 15 yaşını tamamlamayan mağdurenin kendi özgür iradesi ile serbestçe hareket etme hakkı, niteliği itibarıyla üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabileceği bir hak olmadığından, bu hakkının ihlaline yönelik olarak gerçekleştirilen eylemle ilgili gösterdiği rızanın, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecek nitelikte bulunması karşısında bilerek ve istenerek gerçekleştirilen suça konu eylem nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibarıyla oluştuğunun ancak mağdureye karşı herhangi bir cinsel davranışı bulunmayan ve ortaokul mezunu olan suça sürüklenen çocuğun bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre koşulları göz önüne alındığında işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu konusunda kaçınılmaz bir hataya düştüğünün kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Yaptığı hukuki değerlendirme sonucunda Kurul; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının, suça sürüklenen çocuğa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık konusu bakımından reddine, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 30/4. maddesinde düzenlenen hata hükmünün uygulanması imkânının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık konusu bakımından değişik gerekçeyle kabulüne, suça sürüklenen çocuk hakkında kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun, “suça sürüklenen çocuğun CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca atılı suçtan beraatine” ibaresinin çıkartılarak yerine “suça sürüklenen çocuk hakkında kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşmesi nedeniyle CMK’nın 223/3-d maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına" ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına oyçokluğu ile hükmetmiştir.
Mevzuat
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2023/200, K. 2024/103 sayılı ve 09.05.2024 tarihli kararı uyarınca, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama gibi olduğuna ilişkin hüküm iptal edildi. Değişiklik, 22.07.2025 tarihinde yürürlüğe girecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2021/106, K. 2024/101 sayılı ve 09.05.2024 tarihli kararı uyarınca, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, kanuna dayanılarak çıkarılan karar, yönetmelik, tebliğ ve diğer genel ve düzenleyici işlemler uyarınca başvurusu alınacak, düzenlenecek veya onaylanacak her türlü izin veya belge ile Bakanlık tarafından geliştirilen bilgi sistemlerinin sistem kullanıcılarına sunumu kapsamında her bir başvuru, izin, belge veya sistem sunumu için alacağı ücretlere ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Değişiklikler, 22.07.2025 tarihinde yürürlüğe girecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2024/42, K. 2024/95 sayılı ve 04.04.2024 tarihli kararı uyarınca, kullanılmayan ödeneğe ilişkin bazı hükümler iptal edildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2021/106, K. 2024/101 sayılı ve 09.05.2024 tarihli kararı uyarınca, hava ayrıştırma tesislerinin, devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde izin verilebileceğine ilişkin hüküm iptal edildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2019/30, K. 2023/227 sayılı ve 28.12.2023 tarihli kararı uyarınca, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı’nın görev ve yetkileri ile Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca başvurusu alınacak, düzenlenecek veya onaylanacak her türlü ruhsatlandırma ve lisans bedeline ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi. Bazı değişiklikler, 22.07.2025 tarihinde yürürlüğe girecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Anayasa Mahkemesi’nin E. 2023/193, K. 2024/106 sayılı ve 09.05.2024 tarihli kararı uyarınca, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın görev ve yetkilerinde değişikliğe gidildi. Değişiklikler, 22.07.2025 tarihinde yürürlüğe girecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik
İçişleri Bakanlığı adına denetimler, sorumluluk bölgesi esasına göre Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü merkez teşkilâtına bağlı ilgili birimler tarafından yerine getirilecek.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Beşeri Tıbbi Ürünler ve Özel Tıbbi Amaçlı Gıdaların Geri Çekilmesi Hakkında Yönetmelik
Tüketicinin sağlığı ve emniyeti açısından, hatalı olduğundan şüphe edilen, hatalı bulunan ya da kullanılmasında sakınca görülen ürünlerin araştırılması, ayrıca gerekli olduğu durumlarda piyasadan kısa sürede ve etkin bir şekilde geri çekilmesinde uyulacak kural, yetki ve sorumluluklar ile kontrol esaslarının belirlendiği yeni bir yönetmelik düzenlendi. Geri Çekme Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Hizmetleri Yönetmeliği
Barınma şartları, yerleştirme, kayıt işlemleri, yurt ücreti, yurt ücretini ödemeyen öğrenciler, yurt ücreti ve güvence bedeli alınmayacak öğrenciler, barınma süreleri, yurttan çıkarma cezası, disiplin cezasının ağırlaştırılması veya hafifletilmesi, öğrencinin yurtla ilişiğinin kesilmesi ve yurt hizmetlerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Kurumları Yönetmeliği
Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı açık öğretim kurumlarının kuruluş, eğitim, öğretim, yönetim ve işleyişi ile ilgili usul ve esasların düzenlendiği yeni bir yönetmelik yürürlüğe girdi. Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Ortaokulu Yönetmeliği, Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği ve Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı.
Şarj ağı işletmecisi tarafından, şarj ağına şarj istasyonu ekleme işlemi için gerekli olan belgenin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sunulmasına ilişkin süre, 31.07.2025 tarihine kadar uzatıldı.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Binalar ile Yerleşmeler İçin Yeşil Sertifika Yönetmeliği
Genel esaslar ve yeşil sertifika uzmanına ilişkin hükümler ile yönetmelik eklerinde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Lisanslı veya lisanssız jeotermal enerji kaynağına dayalı elektrik üretimi için yapılan başvurular ile ön lisans, lisans veya lisanssız üretim başvurularında yapılacak her türlü tadil taleplerini kapsayan ve jeotermal enerji kaynağına dayalı elektrik üretim tesislerinin teknik değerlendirmesi yapılırken uygulanacak usul ve esasları düzenleyen yeni bir yönetmelik yürürlüğe girdi.
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 571)
Vergi güvenliğinin sağlanması, mükelleflerin vergi kanunlarına uyumlarının artırılması, kayıt dışılıkla mücadele edilmesi ve vergi adaletinin güçlendirilmesi amacıyla Vergi Usul Kanunu’nun vergi cezalarına ilişkin hükümlerinde yapılan değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiği yeni bir tebliğ yürürlüğe girdi.
Bazı Elektrikli ve Haricen Şarj Edilebilir Hibrit Araçların İthaline İlişkin Tebliğ
Tebliğin kapsamı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın izin belgesine tabi eşyaya ilişkin hükümlerde değişikliğe gidildi.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi
Dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlendi. 24.10.2023 tarihli ve 32349 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi yürürlükten kaldırıldı.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesi
Tahkim yoluyla görülen dava ve işlerde, taraflarla hakem veya hakem kurulları arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaması veya tahkim anlaşmasında bir hüküm bulunmaması ya da taraflarca bu konuda yerleşmiş kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmaması hallerinde, hakem veya hakem kuruluna ödenecek ücretin miktarı ile ödenmesine ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlendi. 24.10.2023 tarihli ve 32349 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesi yürürlükten kaldırıldı.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tanık Ücret Tarifesi
Tanığa ödenecek ücret ve giderlerin miktarı ile bunların ödenmesine ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlendi. 24.10.2023 tarihli ve 32349 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tanık Ücret Tarifesi yürürlükten kaldırıldı.
Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar
Beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk Lirası cinsinden 1 Avro değeri %23,5 arttırılarak 21,6721 TL olarak belirlendi. Ürünlerin perakende satış fiyatı belirlenirken uygulanacak depocu ve eczacı kâr oranları yeniden tespit edildi. Ürünlerin gerçek kaynak fiyatı belirlenirken, çözücüsüne bakılmaksızın içerdiği etkin madde miktarı kıyaslanacak.
Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.