Lexpera Blog

Lexpera’da Geçen Hafta (5-11 Nisan 2025)

Literatür, içtihat ve mevzuata ilişkin önemli gelişmeleri içeren haftalık bültenimizin 175. sayısını siz üyelerimizin dikkatine sunuyoruz.

Literatür

Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen eserler aşağıda yer almaktadır:

BATİDER, Cilt 14, Sayı 2, 1987

Dergide, Sigortacının Aczi, Taşıyanın Taşıma Sözleşmesinden Doğan Sorumluluğunu Düzenleyen Hükümlere İlişkin Bazı Meseleler ve Görüşler, Zıya Nedeniyle Ödenecek Tazminatın Belirlenmesinde Esas Alınan Değer ve İadesi Gereken Masraflar, Banka Sözleşmesinin Yorumu ve Tamamlanması, Oyda İmtiyazlı Hisse Senedi İhdas Eden Sermaye Artırımlarında Karar Yeter Sayısı başlıklı makalelere yer verilmiştir.

Davut Gürses, Hukuki Açıdan Açık Bankacılık ve Dijital Bankalar

Kitabın birinci bölümünde, geleneksel bankacılığı köklü bir şekilde değiştirme potansiyeli olan açık bankacılık incelenmiş ve veri paylaşımı ve taraflar arasındaki hukuki ilişkiler gibi çok taraflı ve çok yönlü önemli hukuki meseleler tartışılmış; ikinci bölümünde ise geleneksel bankacılığın aksine faaliyetlerinin tamamını dijital ortamda yürüten dijital bankalar ele alınarak bu bankaların kuruluşları ve faaliyetleri ile geleneksel bankalardan farklarına değinilmiştir.

Ayşe Ece Acar, İcra Mahkemesi Kararlarına Karşı İstinaf Kanun Yolu

Çalışmanın birinci bölümünde icra mahkemesinin görevi, yargılama usulü, verdiği kararlar ve bu kararlara karşı kanun yolları üzerinde durulmuş; ikinci bölümünde icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilmesi için aranan şartlar incelenerek önerilerde bulunulmuş; üçüncü ve son bölümünde ise istinaf incelemesinin nasıl yapılacağı, istinaf incelemesi neticesinde verilebilecek kararlar, hükmün tamamlanması, bölge adliye mahkemesinin kesin kararları ve icra mahkemesi kararlarının kanun yararına temyizi mercek altına alınmıştır.

Mertcan Kösten, Milletlerarası Tahkim Yargılamaları Kapsamında Tarafların Temsilcileri ve Temsilcilerin Tabi Olduğu Etik ve Mesleki Kuralların Hukuki Rejimi

Eserde, milletlerarası tahkim yargılamalarında temsilciler, temsilcilerin etik ve mesleki kurallar açısından herhangi bir hukuki rejime tabi olup olmadıkları ve temsilcilerin bu yargılamalar kapsamındaki faaliyetleri sebebiyle herhangi bir yaptırımın gündeme gelip gelmeyeceği meseleleri incelenmiş; öğretideki görüşler, uygulamadaki değerlendirmeler, emsal kararlar ve farklı hukuk sistemlerinde konuların ne şekilde ele alındığına da yer verilmiştir.

Onat Kaan Güzelce, Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine Engel Bir Sebep Olarak Hukukî Dinlenilme Hakkı İhlâli

Çalışmada, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi bakımından hukuki dinlenilme hakkına uyulmuş olmasının Türk hukukunda bir koşul olarak düzenlenmesi incelenmiş; gerek mevzuatımızdaki düzenlemeler gerek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı çerçevesinde hukuki dinlenilme hakkının tanımı ve unsurları ortaya konulmuş; hukuki dinlenilme hakkına uyulmuş olmasının tanıma ve tenfiz koşulu olarak Türk hukukunda nasıl düzenlendiği ve söz konusu düzenlemelerin uygulamadaki yansımaları ele alınmıştır.

Eylem Işık, Adi Ortaklıkta Ortaklık Borcunu İfa Eden Ortağın Rücu Talebi

Kitapta, adi ortaklıkta ortakların ortaklık için yapmış olduğu masrafların karşılanmasını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 627 hükmü ile ortakların ortaklık borçlarından sorumluluğunu düzenleyen TBK m. 638/III hükmünü telif etmek suretiyle ortaklık borcunu ifa eden ortağın rücu talebi konu edilmiştir.

Salâhaddin Kardeş, Günlük Türkçe ve Özgün Metinleriyle Atatürk Dönemi Anayasaları ve Devrim Kanunları

Eserde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Cumhurbaşkanı olduğu dönemde yürürlüğe konulan anayasalar ve devrim kanunlarıyla bir adet tüzüğe yer verilmiş olup devrim kanunlarının seçiminde, 1961 ve 1982 anayasalarında yer alan hükümler esas alınmış; bir sözlük de eklenmek suretiyle kelime ve terimlerin gerekli olan anlamlarına yer verilmiştir.

Elif Hazinedaroğlu, Kira Sözleşmesinde Kiralananın Geri Verilmesi Borcu

Çalışmada, kiralananın geri verilmesi borcu, uygulamadaki sorunlu alanlar ve Yargıtay kararları da dikkate alınarak incelenmiş; kiracının geri verme borcunun kapsamı ve borca uygun olan ve olmayan ifanın sonuçları tartışılmıştır.

Burcu Erdinç Tavil, Yargısal Emir Kavramı ve Türk Hukuk Uygulamasındaki Yansımaları

Eserde, yargısal emir kavramı, çeşitli ülke uygulamaları ile birlikte açıklanmış ve yargısal emrin Türk hukukunda var olan örnekleri ifade edilerek konunun önemi ve faydaları ortaya konulmuştur.

Türkan İkibudak Aksoy, Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık Yasağı Bağlamında Türk Hukukunda Kadının Soyadı

Kitapta, kadın-erkek eşitliği anayasa ile güvence altına alınmış olduğu halde kadının kendi soyadını kullanma özgürlüğünün kendi elinde olmamasına değinilmiş; cinsiyet ayrımcılığının temel kavramları ele alınarak kadının soyadı sorununun güncel durumu hakkında kanunlar ve yargı kararları ışığında bir çerçeve çizilmiştir.

Birol Ubay, Orhan Elçi, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Kapsamında AB Proje Yönetimi ve Vergilendirme

Avrupa Birliği proje yönetimi yaklaşımı ile vergilendirme alanını bir araya getirerek hem mantıksal çerçeve yaklaşımını hem de vergilere ilişkin istisna ve muafiyetleri kapsamlı bir şekilde ele alan çalışmada, fon yararlanıcılarına bir rehber oluşturmak amaçlanmıştır.

Başak Berkün, Uyuşturucu Madde Kullanımını Yasallaştırma Eğilimi: Türkiye-Almanya-Hollanda Hukuk Sistemlerinin Karşılaştırılması

Kitabın birinci bölümünde uyuşturucu ve uyarıcı madde kavramları, tasnifi, türleri, uluslararası sözleşmelerin uyuşturucu maddeler konusunda getirdiği pozitif yükümlülükler ile Türk, Alman ve Hollanda hukuk sistemlerinde uyuşturucu madde suçlarının tarihi gelişimi ve genel sistematiği aktarılmış; ikinci bölümünde uyuşturucu madde kullanımını yasaklama, suç olmaktan çıkarma ve yasallaştırma eğilimleri üzerinde durulmuş; üçüncü bölümünde Türkiye, Almanya ve Hollanda hukukunda uyuşturucu madde kullanımı ve kullanım amacıyla gerçekleştirilen eylemlere ilişkin mevcut yasal düzenlemeler mercek altına alınmıştır.

İçtihat

Geçen hafta Lexpera’ya yüklenen kararların dağılımı şu şekildedir:

MAHKEME KARAR SAYISI
Yargıtay (Hukuk) 6104
Yargıtay (Ceza) 5431
Danıştay 634
Bölge Adliye Mahkemesi 194
Bölge İdare Mahkemesi 1271
TOPLAM 13634

Yüklenen kararlar arasında aşağıda özetine yer verdiğimiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na ait kararlar özellikle dikkati çekmektedir:

Yargıtay HGK., E. 2024/484 K. 2025/81 T. 26.02.2025

Davacı vekili; dava dışı olan şahsın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak (...) Sulh Ceza Mahkemesi’nin el koyma kararı ile 88.000 TL’nin muhtelif borçlar hesabına alınarak bloke konulan paranın daha sonra tereke dosyasının kararına istinaden 44.000 TL’sinin müvekkiline faizsiz olarak ödendiğini, yasal düzenlemeler gereğince paranın faiz getirecek hesaba yatırılması gerekirken el koyma kararı ile bloke edilen paraya faiz yürütülmediğini, bu nedenle müvekkilinin faiz alacağından mahrum kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL faiz alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise müvekkiline yüklenecek kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

(...) Asliye Hukuk Mahkemesi; (...) Sulh Ceza Mahkemesi tarafından muhafaza altına alınan paranın faiz getirecek hesapta tutulmasına karar verilmesi gerekirken bu hususun yerine getirilmediği, dolayısıyla davalı (...) Bakanlığı’nın sorumluluğunun bulunduğu, ilgili ek raporun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.

İlgili Yargıtay Dairesi; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verdikten sonra davacının diğer temyiz itirazları yönünden, davaya konu paranın kime ait olduğuna ilişkin davanın davacı ile dava dışı şahıs arasında imzalanan protokol hükümleri esas alınarak karara bağlandığı, 88.000 TL’nin bankada bloke edilmesinden dolayı doğan veya doğacak faiz alacağının, protokolün imzalanması suretiyle temlik edilmiş olacağının kararlaştırıldığı, bu kapsamda faiz hesabının 88.000 TL üzerinden yapılması gerekirken hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnızca 44.000 TL’nin işlemiş faizinin hesaplanmasının hatalı olduğu; davalının diğer temyiz itirazları yönünden ise, dava konusu paraya suça konu olması ve hesap sahibi olan kişiye ödenmemesi amacıyla bloke konulduğu gözetildiğinde olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi uyarınca faiz alacağı miktarından uygun bir oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği halde bu hususlar gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.

(...) Asliye Hukuk Mahkemesi; bozma kararına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda bilirkişilerce tespit edilen bedel üzerinden ¼ oranında takdiri indirim yapılarak davacının alacağının 60.853,77 TL olduğu ancak talep ile bağlı kalınarak davalının davacıya 53.252,03 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.

İlgili Yargıtay Dairesi; davacının tüm temyiz itirazlarını reddetmiş, davalının vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarını ise incelemeksizin kararı oyçokluğu ile bozmuştur.

(...) Asliye Hukuk Mahkemesi, taraf talebi üzerinden indirim yapılmasının genel hesap yöntemlerine uygun olmadığı gerekçesiyle kararında direnmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm ve direnme kararı bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının sair temyiz itirazları incelenmeksizin usulî nedenden dolayı bozulmasına hükmetmiş; bunun üzerine (...) Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun usule ilişkin bozma kararı gereğini yerine getirerek önceki direnme gerekçeleri tekrar edilmek suretiyle yeniden direnme kararı vermiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davacının dava açarken ve alınan bilirkişi raporu sonrası talep miktarını ıslah ederken nispi peşin ve ıslah harcını yatırmayıp sadece maktu peşin ve ıslah harcı yatırdığından bahisle, Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince herhangi bir işlem yapılamayacağı, bu durumda harç eksikliğinin tamamlattırılarak işin esasının incelenmesine geçilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın usulden bozulmasına oyçokluğu ile karar vermiş; bunun üzerine (...) Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bozma kararı gereğini yerine getirerek eksik harcı tamamlattırmış ve önceki direnme gerekçeleri tekrar edilmek suretiyle yeniden direnme kararı vermiştir.

Son direnme kararının da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; uyuşmazlığın, mahkemece faiz alacağına ilişkin yapılacak olan hakkaniyet indiriminin ıslah dilekçesi ile talep edilen alacak miktarı üzerinden mi, yoksa bilirkişi raporunda belirlenen toplam alacak miktarı üzerinden mi yapılması gerektiği noktasında toplandığını belirlemiş ve yaptığı hukuki değerlendirme sonucunda, bilirkişi raporunda belirlenen miktar üzerinden davacı lehine indirim yapılması gerektiği yönündeki direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ne var ki Özel Dairece bozma nedenine göre tazminat miktarı yönünden bir inceleme yapılmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine oybirliği ile hükmetmiştir.

Yargıtay CGK., E. 2022/97 K. 2025/38 T. 22.01.2025

Teşebbüs aşamasında kalan nitelikli cinsel saldırı suçundan yapılan yargılama sonucunda sanığın, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise Türk Ceza Kanunu’nun 109/2, 109/3-a, 109/5, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin (...) Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen hükümlerin, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine (...) Bölge Adliye Mahkemesi, teşebbüs aşamasında kalan nitelikli cinsel saldırı suçu yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden ise istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar vermiştir.

Bu hükümlerin temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dairesi, sanık müdafiin temyiz isteminin reddiyle hükümlerin onanmasına karar vermiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; somut olaydaki suçlar arasında farklı neviden fikri içtima ilişkisi söz konusu olduğundan, sanık hakkında sadece daha ağır cezayı gerektiren basit cinsel saldırı suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi, bu suç içerisinde eridiği kabul edilen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.

İncelemeyi yapan Yargıtay Dairesi tarafından itiraz nedenleri yerinde görülmemiştir.

Bunun üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu; Özel Dairece öncelikle tevdi kararı verilmek suretiyle gerekçeli kararın katılan mağdureye tebliğinin sağlanarak temyiz süresinin başlatılması, katılan mağdure tarafından temyiz başvurusunda bulunulmaması durumunda temyiz davasının yalnızca katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafiin temyiz istemleriyle sınırlı olarak sonuçlandırılması, hükmün katılan mağdure tarafından temyiz edilmesi durumunda ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ek tebliğname düzenlenmesi sağlanıp tüm istemler birlikte ve tek seferde incelenerek temyiz davasının sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne oybirliği ile hükmetmiştir.

Mevzuat

Doğum Yardımı Yönetmeliği

Türk vatandaşlarına yapılacak doğum yardımı ve bunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiği yeni bir yönetmelik yürürlüğe girdi. Geçiş hükümleri ihdas edildi. 05.05.2015 tarihli ve 2015/7695 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Doğum Yardımı Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı.

Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Kredi Müşterilerinden, Ortaklıklarından ve Ortaklarından Sağlayacakları Fonlara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

Kalkınma ve yatırım bankalarının; para piyasaları, sermaye piyasaları ve organize piyasalar ile bankalardan kullanacakları fonlara ilişkin usul ve esaslar düzenlendi.

Bazı Tüketici Ürünlerinde Uygunluk Denetimi Tebliği

Tebliğin amacı ve kapsamı yeniden belirlendi. Hayvansal menşeli parça içeren tüketici ürünlerinde bilgilendirme zorunluluğuna ilişkin hükümler düzenlendi. Değişiklikler, 09.06.2025 tarihinde yürürlüğe girecek.

Değişiklikleri karşılaştırmalı olarak görmek için bu bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Bankaların Yeşil Varlık Oranı Hesaplaması Hakkında Tebliğ

Bankaların çevresel olarak sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin finansmanına katkısının ölçümü için oluşturulan yeşil varlık oranı ve diğer anahtar performans göstergelerinin hesaplanmasına ve raporlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiği yeni bir tebliğ yürürlüğe girdi.

Lexpera Blog’da yayımlanan yazılar, yazarlarının görüşlerini ifade eder. Lexpera Blog’da bir yazıya yer verilmesi, o yazıda savunulan görüşlerin On İki Levha Yayıncılık tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yazılar, bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı ve bilimsel yazma etik kurallarını aşan iktibaslar konusunda yazarların ve On İki Levha Yayıncılık’ın rızası bulunmamaktadır.
Author image
Hakkında Göktürk Öcal
gokturk.ocal@lexpera.com.tr