Amerika Birleşik Devletleri’nin (“ABD”) yaptırım rejimi epeydir gündemlerimizi meşgul etmektedir. Gerçekten de iki ülke arasındaki birtakım diplomatik gerginlikler sonucu gündem kazanan bu yaptırım rejimi, spot ışıklarının altına çekildiği günden beri pek çok yapısal hukuki değerlendirmeye de tabi tutulmuştur. Bu itibarla, her ne kadar güncel gelişmeler konunun bilinmesinde etkili olduysa
Geride bıraktığımız Mayıs ayında, Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Hazine Müsteşarlığı’na bağlı Yabancı Varlıkları Kontrol Birimi - Office of Foreign Assets Control (“OFAC”), ABD yaptırım rejimi ile etkin bir uyum sağlamaya yönelik kılavuzlarını yayımladı. OFAC’a göre, “OFAC Uyum Taahhütleri Kılavuzu” – “A Framework for OFAC Compliance Commitments” (“Kılavuz”) adını taşıyan
BASEAK Rekabet ve Regülasyon Departmanı olarak, İ.D. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Aslı Üstündal’a bu makalenin yazım aşamasında verdiği destekten ötürü teşekkür ederiz.
Genel Olarak Yolsuzlukla Mücadele ve Birleşik Krallık Rüşvet Yasası
Gerek sosyal gerekse de ekonomik refahın sağlanması yolunda sınırlı kaynakların toplumun tüm kesimlerine adil
Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) katma değerli üretimler ve yüksek ticaret hacmi ile dünya ekonomik peyzajında önemli bir yer tutmaktadır. Sanayi ürünlerinden bilişim teknolojilerine kadar pek çok farklı segmentte üretim yapan ABD, toplam ihracatın da önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu bağlamda Türkiye ile de önemli bir ticaret hacmine sahip olan ABD,
14 Ekim 2019 günü Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) başkanı Donald J. Trump Türkiye’ye bir dizi yaptırım uygulanmasını öngören bir Başkanlık Kararnamesi’ni imzalamıştır. Her ne kadar Başkanlık Kararnamesi kendi başına bir yaptırım uygulamasa da; burada sıralanan yaptırımların, herhangi bir ön bildirime gerek olmaksızın uygulanması için çeşitli ABD kurumlarına, yetki