Türkiye'nin kişisel verilerin korunmasına ilişkin çerçeve kanunuyla tanışmasının üzerinden üç yıl geçti. Üç yıllık tanışıklık sürecinde özellikle uygulamacıların ve akademisyenlerin konuya yönelik yoğun ilgisi, çift taraflı bir bilinç oluşmasının başlangıcına vesile oldu. Bir yandan veri sorumluları uyum süreçlerine başlarken, diğer yandan verisi işlenen gerçek kişiler de özellikle medya ve Kişisel
Bir avukat olarak dilekçedeki yazı tipi tercihiniz, muhatabınız karşısındaki duruşunuzu yansıtır. Comic Sans ile yazılmış bir dilekçeyi mahkemeye sunarsanız, hâkim size duruşma salonuna tişörtle gelmişsiniz gibi davranır. Bu cümleler, Amerika’daki tipografi tutkunu hukukçuların bakış açısını yansıtmakta.
Türkiye’de ise görsel iletişimde henüz Amerika kadar mesafe alamadığımızdan mı, yoksa toplumun
Veri sorumlusu ile veri işleyen arasındaki sözleşme ilişkileri, kişisel verilerin korunmasının sözleşmeler hukukunu ilgilendiren önemli alanlarından birini oluşturur. Anılan sözleşme ilişkileri, bir yandan veri sorumlularının 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (“KVK Kanunu” ya da “Kanun”) uyum sürecinde yerine getirmesi gereken sözleşme yönetimi içinde bulunmakta; öte yandan yirminci yüzyılda