Bilindiği üzere 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesi ile takip hukukuna ilişkin süreler ve bu kapsamda konkordatodaki süreler durmuştur. Ancak uygulamada, söz konusu durmanın etkileri ve sürelerin hesaplanması konusunda bazı tereddütler oluşmuştur. Konkordato taleplerine bakan asliye ticaret mahkemelerinin de özellikle konkordato mühletlerinin durmasına ilişkin olarak farklı şekilde karar verdikleri görülmektedir. Oluşabilecek tereddütler ve mahkemeler arasındaki karar farklılıkları göz önünde bulundurularak konkordatodaki sürelerin ve özellikle konkordato mühletinin hesaplanması bazı ihtimaller üzerinden açıklanacaktır. Açıklamalara geçmeden önce konu hakkındaki mevzuatın ilgili bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır.
7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesinin ilgili bölümleri şu şekildedir:
"...
(1)- ... b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren,
itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.
..
(3)-c) Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder,
(4) Durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzerealınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;a) Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu,
b) İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hâkimler ve Savcılar Kurulu,
c) Adalet hizmetleri bakımından Adalet Bakanlığı,
belirler.”[1]
Cumhurbaşkanlığının 2480 sayılı Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Kararı şu şekildedir:
“(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 1/5/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15/6/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.”
Hakimler Savcılar Kurulu’nun 30/03/2020 tarih ve 2020/51 sayılı Kararının ilgili bölümü şu şekildedir:
“...1) Tutuklu (yasal zorunluluk nedeniyle sadece tutukluluğun değerlendirilmesi yönünden) ve acil işler, dava zamanaşımı yakın olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları, yürütmenin durdurulması istemleri ile ivedi sayılacak diğer iş ve işlemler haricindeki ilk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemelerine ait duruşma, müzakere ve keşiflerin 30/04/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar ertelenmesine,...”
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 30/04/2020 tarih ve 2020/76 sayılı Kararının ilgili bölümü şu şekildedir:
“...Genel Kurulumuzun 30/3/2020 tarihli ve 2020/51 sayılı kararı ile belirlenen tedbirlerin 15/6/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar aynen uygulanmasına devam olunmasına,...”
İhtimal 1) Kesin veya geçici konkordato mühletinin bitim tarihinin sürelerin durdurduğu zaman aralığına denk gelmesi.
Gerek geçici gerekse kesin mühletin sona ermesinden önce konkordato talebine bakan mahkeme duruşma yaparak geçici mühlet ya da tasdik hakkında bir karar verecektir. Mühletin bitim tarihinin sürelerin durdurduğu zaman aralığına denk gelmesi sebebiyle duruşma yapılamayacağından duruşmanın ertelenmesi gerekecektir. Bu konuda bir tereddüt olmasa da yeni duruşma tarihinin ve böylelikle de mühlet bitim tarihinin belirlenmesinde farklı uygulamalar oluşmuştur. Kesin veya geçici mühletin bitim tarihinin sürelerin durdurduğu zaman aralığına denk gelmesi ihtimalinde sürenin hesaplanması şöyle olmalıdır:
Mühlet bitim tarihi 23/04/2020 olsun.
Yukarıdaki şemadan da görüldüğü üzere, sürelerin durduğu 22/03/2020 tarihi itibariyle mühlet süresi işlemeyeceğinden mühletin bitim tarihi olan 23/04/2020 tarihine kadarki otuz üç gün, sürelerin tekrar işlemeye başlayacağı 16/06/2020 tarihi itibariyle işlemeye başlayacaktır. Zira 15/06/2020 günü de süreler durmaktadır. Böylelikle mühlet bitim tarihi 18/07/2020 olmaktadır.
Ancak uygulamada 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesinin birinci fıkrasının b bendindeki “Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır” ifadesinden yola çıkılarak adli tatildeki hesaplama yöntemi gibi bir hesaplama yapılmaktadır. Buna göre mühletin, durma süresi içinde bittiği kabul edilmekte ve sürelerin tekrar işlemeye başlayacağı 15/06/2020 tarihine on beş gün ekleme yapılmak suretiyle mühletin bittiği tarih 30/06/2020 olarak kabul edilmektedir.
Kanaatimizce 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesinin sürelerin durduğuna yönelik açık hükmü karşısında böyle bir yorum doğru değildir. Burada sürelerin (ve dolayısıyla konkordato mühletinin) durması adli tatilden farklıdır. Zira, adli tatilde süreler işlemeye devam ederken 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesi ve Cumhurbaşkanlığının 2480 sayılı Kararı’na göre 22/03/2020-15/06/2020 tarihleri arasında süreler işlemeyecektir. Kaldı ki 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesinin birinci fıkrasının b bendindeki on beş günlük süre eklemesi, sürelerin işlemeye başladığı tarih itibariyle kanuni sürenin on beş günden daha az olması halini düzenlemektedir. Bu ihtimal ayrıca ele alınacaktır.
İhtimal 2) Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılması.
Mühlet bitim tarihi 24/03/2020 olsun.
Bu durumda yukarıda yapılan hesaba göre mühletin, durmanın kalkmasından itibaren üç gün uzaması gerekirdi. Ancak mühletin bitimine on beş günden daha az bir süre (üç gün) kaldığında durma gerçekleştiği için 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesinin birinci fıkrasının b bendi uyarınca durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün ekleme yapılacaktır. Bir başka ifadeyle, üç günlük süre Kanun gereği on beş güne tamamlanacaktır. Buna göre, on beş gün ekleme yapılacak ve mühlet bitim tarihi 30/06/2020 olacaktır.
Aynı hesaplama İcra ve İflas Kanunu’nun 299’uncu maddesi[2] için de geçerli olabilecektir. Mesela 09/03/2020 tarihinde yapılan bir ilan için son alacak kayıt tarihi 24/03/2020 olmasına rağmen yukarıdaki hesaplama gereği bu süre uzayacak ve son alacak kayıt tarihi 30/06/2020 olacaktır. Bu durumda İcra ve İflas Kanunu’nun öngördüğünden daha uzun bir sürede alacak kaydı yaptırılabilecektir.
Mühlet bitim tarihinin 05/04/2020 olması durumunda mühlet bitimine on beş gün kalmış olacaktır. Bu halde, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesinin birinci fıkrasının b bendi (“Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır”) uyarınca sürelerin işlemeye başladığı16/06/2020’den saymaya başlamak suretiyle on beş gün eklenecek ve mühletin bitim tarihi 30/06/2020 olacaktır. Ancak teorik olarak buradaki on beş günlük süre mühletin son on beş günlük süresi değil, 7226 sayılı Kanun’undaki on beş günlük süre olsa da netice değişmemektedir.
İhtimal 3) Kesin veya geçici mühletin bitim tarihinin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci maddesi uyarınca sürelerin ilk durma aralığı olan 22/3/2020-30/4/2020 tarihleri veya Cumhurbaşkanlığının 2480 sayılı Kararı uyarınca ikinci durma aralığı olan 1/5/2020-15/6/2020 tarihleri arasına denk gelmesinin bir öneminin olup olmadığı.
Uygulamada bazı mahkemeler, mühlet bitiminin, Cumhurbaşkanlığının 2480 sayılı Kararı’nda belirtilen 22/3/2020-30/4/2020 tarihleri arasına gelmesi durumunda farklı bir hesaplama yapmaktadırlar:
Mühlet bitim tarihi 06/04/2020 olsun.
Sürelerin işlemediği dönemdeki on altı gün, önce 01/05/2020 tarihinden başlatılmakta ve mühletin durma süreleri içerisinde bitti kabul edilmektedir. Daha sonra, sürenin bitimine on beş günden az kaldığı için sadece söz konusu on beş günlük süre 16/06/2020 tarihinden itibaren eklenmektedir. Yani son gün 30/06/2020 tarihi kabul edilmektedir.
Kanaatimizce böyle bir hesaplama hatalıdır. Zira sanki sürelerin durduğu iki farklı aralık varmış gibi bir hesaplama yapılmaktadır. Kaldı ki, sürelerin işlemediği dönemdeki on altı günün 01/05/2020 tarihinden itibaren işletilmesi de hatalıdır. Çünkü bu dönemde de süreler Cumhurbaşkanlığı Kararı uyarınca durmaya devam etmektedir. 7226 sayılı Kanun uyarınca verilen Cumhurbaşkanlığının 2480 sayılı Kararı, ilk zaman aralığının uzatılması niteliğindedir, bağımsız yeni bir hukuki rejime tabi farklı bir süre öngörülmemektedir. Bu yönden durma süreleri bir bütün olarak kabul edilmeli ve sürelerin durduğu zaman aralığı 22/03/2020 ve 15/06/2020 tarihleri dâhil olmak üzere tek bir zaman dilimi şeklinde kabul edilmelidir. Bir başka ifadeyle, sürelerin durma aralığının bir bütün olarak anlaşılması gerekir. Buna göre hesaplama şöyle olmalıdır:
Bu durumda mühlet on altı gün uzayacak ve mühlet bitim tarihi 01/07/2020 olacaktır.
İhtimal 4) Kesin veya geçici mühletin bitim tarihinin, sürelerin durdurduğu zaman aralığından sonraki bir tarihe denk gelmesi.
Mühlet bitim tarihi 30/06/2020 olsun.
Bu ihtimalde, 22/03/2020 ve 15/06/2020 tarihleri dâhil olmak üzere bu zaman diliminde mühlet süreleri işlemeyeceğinden toplam seksen altı günün, mühlet bitim tarihinden sonrasına eklenmesi gerekir. Mühlet bitimi 30/06/2020 olduğundan eklenecek seksen altı gün, 01/07/2020’den itibaren sayılmaya başlayacaktır. Bu halde mühlet bitim tarihi 24/09/2020 olacaktır.
Mühlet bitim tarihi olan 30/06/2020’nin sürelerin tekrar işlemeye başladığı bir tarihe gelmesi, seksen altı günün eklenmesine engel değildir. Zira 7226 sayılı Kanun gereği 22/03/2020 ve15/06/2020 tarihleri arasında süreler durmuştur.
İhtimal 5) Konkordato talebinin sürelerin durduğu zaman diliminde yapılması ve yine bu zaman diliminde geçici mühlet kararı verilmesi.
Her ne kadar doktrinde[3], Cumhurbaşkanlığı Kararı, İİK m. 330 ve 7226 sayılı Kanunun geçici 1’inci maddesiyle konkordatodan daha kapsamlı bir koruma sağlandığından konkordato talebinde hukuki yarar olmayacağı ifade edilse de kanaatimizce konkordato talebinde hukuki yarar bulunmaktadır. Zira en başta konkordato mühleti ile birlikte faiz durmaktadır (İİK m. 294/III). Bunun haricinde takas yasağı, müstakbel alacağın devrinin hükümsüzlüğü gibi konkordatonun diğer sonuçları da mühlet ile birlikte doğacaktır. Bu sebepten konkordato talebinin sürelerin durduğu zaman diliminde yapılması ve yine bu zaman diliminde geçici mühlet kararı verilmesine herhangi bir engel bulunmamaktadır. Şu hâlde, durma süresinde yapılan konkordato talebi reddedilmemelidir. Buna göre geçici mühlet kararı verilmesi durumunda 15/06/2020’ye kadar mühlet süresi işlemeyecektir. Geçici mühlet süresi, 16/06/2020 tarihi itibariyle işlemeye başlayacaktır.
İhtimal 6) Her ne kadar 22/03/2020 ve 15/06/2020 tarihleri dâhil olmak üzere bu tarihler arasında süreler dursa da konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları durma süresince devam eder (Bkz. 7226 sayılı Kanun Geçici m. 1/3-c).
Hakimler Savcılar Kurulunun 30/03/2020 tarih ve 2020/51 sayılı Kararı ile 30/04/2020 tarih ve 2020/76 sayılı Kararı uyarınca duruşmalar ertelenmişse de ivedi sayılacak diğer iş ve işlemler istisna tutulmuştur. Buna göre, İİK m. 292 uyarınca kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması kararına sebebiyet verebilecek hallerin gerçekleşmesi durumunda bu hususun ivedi sayılarak duruşma yapılmasında bir tereddüt olmamalıdır. Zira İİK m. 292/III duruşma yapılmasını zorunlu kılmıştır[4].
Dipnotlar
Madde gerekçesinden: “...Konkordato kurumuna ilişkin mühlet ve sürelerin, 2004 sayılı Kanunda düzenlenmesi sebebiyle durma süresinin kapsamında olacağı konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Durma süresince konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçlarının devam edeceği de açıkça hükme bağlanmaktadır...” ↩︎
İİK m. 299: “Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren on beş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.” ↩︎
Oğuz ATALAY, Muhammet ÖZEKES, “7226 sayılı Kanun ile İcra ve İflâs Kanunu m. 330 Hükmünü Uygulayan Cumhurbaşkanlığı Kararı (2279 sayılı) Çerçevesinde Ortaya Çıkan Bazı Sorular ve Tartışmalara Cevaplar”, Lexpere Blog, https://blog.lexpera.com.tr/7226-sayili-kanun-ile-cumhurbaskanligi-karari-neticesinde-ortaya-cikan-sorunlar/ ↩︎
Bu konuda bkz. BUDAK/TUNÇ YÜCEL [Selçuk ÖZTEK, Ali Cem BUDAK, Müjgan TUNÇ YÜCEL, Serdar KALE, Bilgehan YEŞİLOVA], Yeni Konkordato Hukuku, Ankara: Adalet Yayınevi, 2. Basım, 2019, s. 313. ↩︎