Türkiye Cumhuriyetinin 97’nci Kuruluş Yıldönümü anısına…
1. Giriş
239 sıra sayılı ‘İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’[1] (2/3147) [“Teklif”], 16 Ekim 2020 tarihi itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulmuş, ardından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda (PBK) görüşülerek onaylanmış[2] ve 11 Kasım 2020 tarihinde de TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek 7256 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”[3] (7256 sayılı Kanun) adıyla yasalaşmış bulunmaktadır.
Hazırlanan bu Kanun Teklifi ile tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, salgın nedeniyle işçi ve işverenler üzerinde oluşan yükün sosyal devlet ilkesi gereğince paylaşılması ve giderilmesi, normalleşme sürecinde hareketlenecek ekonomik aktivitenin istihdamla desteklenmesi, istihdamda devamlılığın sağlanabilmesi amacıyla destek tedbirleri düzenlenmektedir. Ayrıca, ekonomik program hedeflerinin gerçekleştirilmesi, vergi rekabeti, vergide adalet, basitlik, etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde bazı güncellemelerin yapılması öngörülmektedir. Bu minvalde Kanun Teklifinde yer alan düzenlemelerle, mükelleflerin gönüllü uyumunu gözeten, vergi güvenliğini güçlendiren, yatırımları ve sermaye piyasasını teşvik eden, İdarenin etkin ve hızlı karar almasını sağlayan değişiklikler öngörülmektedir. İstihdam ve vergi konularına ilişkin düzenlemelerle birlikte kamu kurum ve kuruluşlarımızın ihtiyaçları ile son dönemde vatandaşlarımızdan gelen taleplerin karşılanması amacıyla bazı konularda kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır.
Bu çerçevede;
- Koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma ve kısa çalışmanın sona ermesini takiben sağlanan normalleşme desteğine ilişkin Cumhurbaşkanına tanınan yetki süresinin uzatılması,
- İşsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişilerin istihdama daha hızlı dönüşlerinin teşvik edilmesi amacıyla bu kişilerin, işten ayrılmalarını takip eden 90 gün içerisinde işe girmeleri ve bu iş yerinde 12 ay süreyle kesintisiz çalışmaları halinde uzun vadeli sigorta primlerinin tamamının İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmasının sağlanması,
- 1 Ocak 2019 ile 17 Nisan 2020 tarihleri arasında; işini kaybetmiş kişilerin yaptıkları işlerle ilgili becerilerini kaybetmeden yeniden istihdama dönmelerine; bu kapsamdaki kişilerin başvurmaları halinde işe alınarak fiilen çalıştırılacak veya ekonomik aktivitenin canlandığı döneme bir hazırlık olarak işe ve işyerine bağlılıklarını sağlamak amacıyla ücretsiz izne ayırma imkânı getirilmesi; bu surette istihdama katılamayanları da geçici bir süre destekleyerek sonraki dönemde işgücüne ve istihdama katılımlarına katkıda bulunulması,
- Normalleşme döneminde işverenler tarafından son 16 aylık dönemdeki en düşük sigortalı sayısına ek olarak istihdam edilecek her bir çalışan için işe alındığı tarihten itibaren fiilen çalıştırılacaklara ücret desteği ve ilave olarak işe alınacaklardan işveren tarafından ücretsiz izne ayrılacaklara nakdi ücret desteği verilmesi
amaçlanmaktadır.
4447 sayılı Kanunun geçici 10 uncu, geçici 19 uncu ve geçici 21 inci maddelerinde işsizlikle mücadele kapsamında istihdamın korunması ve artırılması amacıyla özel sektör işverenlerine kolaylık ve başta dezavantajlı gruplar olmak üzere işsizlerin istihdam edilmelerini sağlamak amacıyla 2020 yılı sonuna kadar uygulanacak olan destek ve teşviklerin uygulama sürelerinin ihtiyaç duyulması halinde 31.12.2023 tarihine kadar uzatmak üzere Cumhurbaşkanına yetki verilmesi öngörülmektedir.
Diğer taraftan Esnaf Ahilik Sandığı uygulamasının yürürlük tarihi, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 22 nci maddesiyle 01.01.2021 tarihine ertelenmiş olup, yapılan değişiklikle, koronavirüs salgınının olumsuz etkileri göz önünde bulundurularak Esnaf Ahilik Sandığı uygulamasının yürürlük tarihinin 31.12.2023 olarak değiştirilmesi hedeflenmektedir.
Mezkûr Teklifte yer alan vergi kanunlarına yönelik düzenlemelerle[4];
- İhracat yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiliğinin geliştirilmesi, yeni ihracat alanlarının oluşturulması, istihdam imkânlarının artırılması ve bu alanda oluşacak yeni pazarlarda ülkemizin payının artırılması amacıyla yeni bir teşvik unsuru ihdas edilmekte ve tam mükellef gerçek kişilerin mal ihracından elde ettikleri kazançlarının %50’sinin beyannamede bildirilen gelirlerden indirilmesine imkân tanınmakta,
- Diğer bir düzenlemeyle, tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini geri almaları durumunda kâr dağıtımına ilişkin vergilemenin nasıl yapılacağı hususuna açıklık kazandırılmakta,
- Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik hükümler içeren Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinde yapılan düzenlemeyle, maddenin uygulama süresi 31.12.2025 tarihine kadar uzatılmakta, istisna kapsamındaki kazançların hangi durumda madde kapsamında tevkifata tabi olacağı hususuna açıklık getirilmekte,
- Cumhurbaşkanına, %20 olan kurumlar vergisi oranını beş puana kadar indirme ve tekrar kanuni seviyesine getirme yetkisi verilmektedir. Ayrıca, halka açıklığı ve kurumsallaşmayı teşvik etmek amacıyla payları Borsa İstanbul A.Ş. Pay Piyasasında işlem görmek üzere en az %20 oranında ilk defa halka arz edilen şirketlere kurumlar vergisi oranının indirimli olarak uygulanması sağlanmakta,
- Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye’ye getirilmek suretiyle milli ekonomiye kazandırılmasına ve gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak işletmelerin kayıtları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların kanuni defterlere kaydedilmesine imkân verilmektedir.
2. 7256 Sayılı Kanun İle Planlanan Sermaye Piyasasını Teşvik Edici Başlıca Düzenlemeler[5]
2.1. Tam mükellef gerçek kişilerin mal ihracından elde ettikleri kazançlarının %50’sinin beyannamede bildirilen gelirlerinden indirilmesi (veya ihracata yeni bir özendirme)
Teklif’in 11 inci maddesinde yer alan düzenleme 7256 sayılı Kanun’da 16 ncı madde olarak aşağıdaki şekilde kabul edilmiş olup, madde ile 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“16. Tam mükellef gerçek kişilerin, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 225 inci maddesi kapsamında dolaylı temsilci olarak yetkili kılınan Posta İdaresi ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler tarafından düzenlenen elektronik ticaret gümrük beyannamesiyle gerçekleştirdikleri mal ihracatı kapsamında elde ettikleri kazancın %50’si. Bu indirimden yararlanılabilmesi için bu kapsamda sayılan;
a) İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 400.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması,
b) İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 800.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama bir tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
c) İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 1.600.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama iki tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
d) İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 2.400.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama üç tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
şarttır. (Bu bentte geçen sigortalı ibaresi 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılanları ifade eder.)
Cumhurbaşkanı bu bentte yer alan oran, tutar ve sayıları yarısına kadar indirmeye ve iki katına kadar artırmaya, Hazine ve Maliye Bakanlığı maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiliğinin geliştirilmesi, yeni ihracat alanlarının oluşturulması, istihdam imkânlarının artırılması ve bu alanda oluşacak yeni pazarlarda ülkemizin payının artırılması amacıyla yeni bir teşvik unsuru ihdas edilmektedir. Bu kapsamda, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun diğer indirimleri düzenleyen 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına yeni bir bent eklenmekte ve bent kapsamında mal ihracatından elde edilen kazançların %50’sinin beyannamede bildirilen gelirlerden indirilmesine imkân tanınmaktadır. Söz konusu indirimden faydalanılabilmesi için bentte belirtilen hasılat ve istihdam şartlarının sağlanması gerekmektedir. İhracat kapsamı ağırlık ve tutar itibarıyla Ticaret Bakanlığınca belli edilen tutarı aşmayan mikro ihracat olarak ifade edilen mal ihracından elde edilen kazançlar maddede düzenlenen indirimden yararlanabilecektir. Yazılım, tasarım, proje dâhil hizmet ihracatı kapsamında elde edilen gelirler düzenleme kapsamına alınmamıştır.
Ayrıca, Cumhurbaşkanına, bentte yer alan oran, tutar ve sayıları yarısına kadar indirme ve iki katına kadar artırma yetkisi verilmektedir.
Böylelikle;
- İhracat kaynaklı hasılat toplamı yıllık 400.000 Türk Lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması,
- İhracat kaynaklı hasılat toplamı yıllık 800.000 Türk Lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama bir tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
- İhracat kaynaklı hasılat toplamı yıllık 1.600.000 Türk Lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama iki tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
- İhracat kaynaklı hasılat toplamı yıllık 2.400.000 Türk Lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama üç tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması
koşuluyla, söz konusu indirimden yararlanılabilecektir.
2.2. Tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini geri almaları durumunda kâr dağıtımına ilişkin vergileme
Teklif’in 12 nci maddesinde yer alan düzenleme 7256 sayılı Kanun’da 17 nci madde olarak aşağıdaki şekilde kabul edilmiş olup, madde ile 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını,
i) Sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri hâlinde iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih,
ii) İktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları hâlinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutar elden çıkarma tarihi,
iii) İktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları hâlinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü,
itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılır ve bu tutarlar üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılır. Bu fıkra kapsamında tevkif edilen vergiler herhangi bir vergiden mahsup edilemez. Cumhurbaşkanı, tam mükellef sermaye şirketinin paylarının Borsa İstanbul’da işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul’da işlem gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve diğer gelirlerinin toplam tutarına göre ayrı ayrı ya da birlikte, bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir.”
Bu düzenlemeyle, tam mükellef sermaye şirketlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri kapsamında kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını iktisap etmeleri durumunda bunları;
- Sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri halinde iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutarın sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih,
- İktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutarın elden çıkarma tarihi,
- İktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutarın iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü,
itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılmakta ve bunun üzerinden %15 vergi tevkifatı yapılması öngörülmektedir.
Ayrıca, tevkif edilen vergilerin herhangi bir vergiden mahsup edilemeyeceği de düzenlenmekte ve Cumhurbaşkanına tam mükellef sermaye şirketinin paylarının Borsa İstanbul AŞ’de işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul AŞ’de işlem gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve diğer gelirlerinin toplam tutarına göre ayrı ayrı ya da birlikte, bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetki verilmektedir.
2.3. Gelir Vergisi Kanununun (GVK) geçici 67 nci maddesine ilişkin düzenlemeler
Teklif’in 14 üncü maddesinde yer alan düzenleme 7256 sayılı Kanun’da 19 uncu madde olarak kabul edilmiş olup, madde ile 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin beşinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere;
“(Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümlerinin açık olarak kesinti suretiyle ödenen vergileri de kapsama almadığı durumlar dâhil).” ibaresi eklenmiş, (13) numaralı fıkrasının ikinci paragrafına “opsiyon sözleşmeleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile döviz, kıymetli madenler ve Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen diğer varlıklar üzerine yapılan kaldıraçlı işlemlere ilişkin sözleşmeler” ibaresi eklenmiş, (19) numaralı fıkrasında yer alan “31/12/2020” ibaresi “31/12/2025” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir:
“Cumhurbaşkanı bu fıkrada yer alan tarihi beş yıla kadar uzatmaya yetkilidir.”
Söz konusu madde ile GVK’nın geçici 67 nci maddesine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmakta olup; GVK’nın geçici 67 nci maddesinde yapılan değişiklik ile menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurulularından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik hükümler içeren GVK’nın geçici 67 nci maddesinin uygulama süresi 31 Aralık 2025 tarihine kadar uzatılmakta, istisna kapsamındaki kazançların hangi durumda madde kapsamında tevkifata tabi olacağı hususuna açıklık getirilmektedir.
2.4. Varlık Barışı düzenlemesi
Teklif’in 17 nci maddesinde yer alan düzenleme 7256 sayılı Kanun’da 21 inci madde olarak aşağıdaki şekilde kabul edilmiş olup, madde ile 193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 93- Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bu maddedeki hükümler çerçevesinde, 30/6/2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
Birinci fıkra kapsamına giren varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/6/2021 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılır.
Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler, bu madde kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30/6/2021 tarihine kadar vergi dairelerine bildirilir. Bildirilen söz konusu varlıklar, 30/6/2021 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Bu fıkra kapsamında bildirilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması hâlinde, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilir.
Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez.
Bu madde kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden faydalanılabilmesi için birinci fıkra uyarınca bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan süreleri, bitim tarihlerinden itibaren her defasında altı ayı geçmeyen süreler hâlinde bir yıla kadar uzatmaya; Hazine ve Maliye Bakanlığı, madde kapsamına giren varlıkların Türkiye’ye getirilmesi ve bildirimi ile işletmeye dâhil edilmelerine ilişkin hususları, bildirime esas değerlerin tespiti, bildirimin şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri, maddenin uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Bu düzenleme ile Varlık Barışına; yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları; Gelir veya Kurumlar Vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, girmektedir.
Yurt dışında bulunan söz konusu varlıkların, gerçek ve tüzel kişiler tarafından 30 Haziran 2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildirilmesi durumunda, söz konusu varlıklar serbestçe tasarruf edilebilecek ve hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatına konu olmayacaktır. Ancak, bunun için bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
Diğer taraftan, Türkiye’de bulunan varlıklar, 30 Haziran 2021 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecek olup, bu durumda söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir.
Söz konusu düzenlemeyle bildirilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması durumunda, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, madde hükümlerinden faydalanılabilir.
Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar ise, Gelir veya Kurumlar Vergisi uygulamasında gider veya indirim olarak kabul edilmez.
2.5. Kurumlar Vergisi oranı indirimi
Teklif’in 33 üncü maddesinde yer alan düzenleme 7256 sayılı Kanun’da 35 inci madde olarak aşağıdaki şekilde kabul edilmiş olup, madde ile 13.06.2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(6) Payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumların (bankalar, fınansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri hariç) paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına kurumlar vergisi oranı 2 puan indirimli olarak uygulanır. İndirimden yararlanılan hesap döneminden itibaren beş hesap dönemi içinde pay oranına ilişkin bu fıkrada belirlenen şartın kaybedilmesi hâlinde, indirimli vergi oranı uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.”
Bu Kanunun 35 inci maddesiyle, sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesine eklenen altıncı fıkra ile halka açıklığı, kaydiliği ve kurumsallaşmayı teşvik etmek amacıyla;
- Bankalar,
- Finansal kiralama şirketleri,
- Faktoring şirketleri,
- Finansman şirketleri,
- Ödeme ve elektronik para kuruluşları,
- Yetkili döviz müesseseleri,
- Varlık yönetim şirketleri,
- Sermaye piyasası kurumları ile
- Sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri
hariç olmak üzere, Payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumların paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere 5 hesap dönemine ait kurum kazançlarına, kurumlar vergisi oranının 2 puan indirimli olarak uygulanması düzenlenmektedir. İndirimden yararlanılan hesap döneminden itibaren 5 hesap dönemi içinde pay oranına ilişkin bu fıkrada belirlenen şartın kaybedilmesi hâlinde, indirimli vergi oranı uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
Bu şekilde, Kurumlar Vergisinin indirilmesinin şirketlerin vergi yükünü azaltarak üretimin, istihdamın ve ihracatın artırılmasına katkı sağlayacağı, bunun sonucunda ortaya çıkacak üretim artışının vergi gelirlerine de yansıyacağı [dolayısıyla vergi kaybının söz konusu olmadığı], ayrıca ilk defa BİST bünyesinde halka açılan firmalar için de kurumlar vergisi oranının indirilerek kurumsallaşmanın, halka açıklığın ve kaydiliğin teşvik edildiği, kuşkusuzdur.
Teklif metninde yer alan kurumlar vergisi oranını 5 puana kadar indirme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmesine ilişkin öngörülen düzenleme ise metinden çıkarılmıştır.
2.6. Konaklama Vergisinin yürürlüğünün 1 Ocak 2022’ye ertelenmesi
Teklif’in 39 uncu maddesinde yer alan düzenleme 7256 sayılı Kanun’da 42 nci madde olarak kabul edilmiş olup, madde ile 05.12.2019 tarihli ve 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “01.01.2021” ibaresi “01.01.2022” şeklinde değiştirilmiştir.
Maddeyle, 01.01.2021 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen konaklama vergisinin yürürlük tarihi 01.01.2022 tarihine ertelenmektedir.
3. Sonuç
7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun [Teklifteki adı ‘İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ idi] ile esasen ülkemiz sermaye piyasaları bakımından;
-
Halka açıklığı ve kurumsallaşmayı teşvik etmek amacıyla, payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında işlem görmek üzere en az %20 oranında ilk defa halka arz edilen şirketlere kurumlar vergisi oranının indirimli olarak uygulanması sağlanmakta;
-
Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik hükümler içeren Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinde yapılan düzenlemeyle, maddenin uygulama süresi 31.12.2025 tarihine kadar uzatılmakta, istisna kapsamındaki kazançların hangi durumda madde kapsamında tevkifata tabi olacağı hususuna açıklık getirilmekte,
-
Tam mükellef sermaye şirketlerinin TTK hükümleri kapsamında kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını iktisap etmeleri durumunda bunları;
-
Sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri halinde iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutarın sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih,
-
İktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutarın elden çıkarma tarihi,
-
İktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutarın iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü,
itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılacağı düzenlenmekte ve bu tutarlar üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılması sağlanmakta olup, bu düzenlemelerin son yıllarda sermaye piyasasına dönük olarak yapılmış bulunan en önemli düzenlemeleri içerdiği söylenebilir.
Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.
Dipnotlar
Söz konusu Teklif için lütfen bkz. < https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-3147.pdf > erişim tarihi 16 Kasım 2020. ↩︎
239 sıra sayılı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu için lütfen bkz. < https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss239.pdf > erişim tarihi 16 Kasım 2020. ↩︎
7256 sayılı Kanun 17.11.2020 tarihli ve 31307 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. ↩︎
Burada çalışma başlığına ilişkin olanlar dikkate alınmış olup, Teklifte esasen çok sayıda vergi düzenlemesi yapılması planlanmaktadır ↩︎
Burada çalışma başlığına ilişkin olanlar dikkate alınmış olup, 7256 sayılı Kanun’da çok sayıda vergi düzenlemesi yapılmıştır. ‘Bazı alacakların yeniden yapılandırılması’ da sermaye piyasası ile doğrudan ilişkisi olmaması nedeniyle çalışmaya dâhil edilmemiştir. ↩︎
Kaynakça
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Kanun Sayısı: 7256, Kanun Tarihi: 11.11.2020, RG 17.11.2020/31307, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/11/20201117-1.htm, erişim tarihi 17 Kasım 2020
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-3147.pdf, erişim tarihi 17 Kasım 2020
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (sıra sayısı 239), https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss239.pdf, erişim tarihi 17 Kasım 2020