Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği (Yönetmelik), 28.05.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmelik hükümleriyle, olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda faaliyet gösterecek Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun oluşumu, görev ve yetkileri ile üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarının denetlenmesine ve idari para cezalarının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir.
Her ne kadar yeni koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle olağanüstü hal ilan edilmemiş olsa da, bu salgının da Yönetmelik’in yukarıda aktardığımız amaç ve kapsam maddesinde öngörülen diğer acil durumlar kapsamında değerlendirildiği ve bu dönemdeki olası fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarının bundan böyle işbu Yönetmelik kapsamında denetleneceği ve idari para cezaları uygulanacağı anlaşılmaktadır. Ancak anılan Yönetmelik’in Geçici 1’inci maddesi gereği, 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14’üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 17.04.2020 tarihinden önce fahiş fiyat artışı uygulamaları hakkında Bakanlığa yapılan başvurular, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ikincil mevzuatı kapsamında Reklam Kurulu tarafından sonuçlandırılacaktır.
Yönetmelik’in 15’inci maddesi ile işbu maddede öngörülen idari para cezalarının kanuni dayanağı olan Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un (Kanun) 18’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (ı) bendi ve bu hükümlere ilişkin kabahatleri düzenleyen aynı Kanun’un Ek 1’inci maddesi uyarınca öngörülen kabahat ve idari para cezaları şöyledir:
-
Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapılamaz. İşbu hükme aykırı olarak fahiş fiyat artışı yapanlar hakkında on bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
-
Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz. İşbu hükme aykırı hareket edenler hakkında elli bin Türk Lirasından beş yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
Yönetmelik’in 15’inci maddesinin 5’inci fıkrası kapsamında idari para cezasının takdirinde dikkate alınacak hususlar belirtilmiştir. Buna göre idari para cezası belirlenirken, işlenen fiilin ağırlığı ve haksızlık içeriği, işletmenin türü, büyüklüğü ve bulunduğu sektör, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk faaliyetinden sağlanan menfaat ile daha önce aynı konuda idari para cezası uygulanıp uygulanmadığı gibi hususlar dikkate alınması öngörülmüştür. Ancak belirtilen unsurlar, gerek ulusal gerekse uluslararası yüksek mahkemelerin içtihatlarıyla şekillenen hukuka uygun bir mülkiyet hakkı sınırlamasında bulunması gereken kıstaslardan, kanunla öngörülebilir şekilde düzenlenme ve ölçülülük ilkelerine uygun değildir. Zira Yönetmelik’te belirtilen unsurlar anılan ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, muğlak, öngörülebilir olmayan, sadece alt ve üst sınırı belirli olan bir yaptırım düzenlemesi yapıldığını ortaya çıkmaktadır.
Yönetmelik kapsamında, öngörülen idari para cezalarına ilişkin denetim yetkisi Bakanlık ve Bakanlığın talebine göre işyeri açma ve çalışma ruhsatını vermeye yetkili belediye veya il özel idareleri ile diğer idarelerine aittir. Savunmaların alınması dâhil soruşturma süreci Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından yürütülecektir. Kurul kararlarını uygulama yetkisi ise, Kanun’un 18’inci maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca Kurul’a, Yönetmelik’in 14’üncü maddesinin 1’inci fıkrası hükmü uyarınca ise Ticaret Bakanlığı’na aittir. Norma koyma tekniğine ilişkin bu hatanın, tercihe göre Kanun veya Yönetmelik’te yapılacak değişiklikle düzeltilmesi gerekmektedir.
Gerek Kanun’da gerekse Yönetmelik’te, öngörülen idari para cezalarının uygulanması durumunda muhatapların hukuki itiraz ve dava yolunu düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. İşbu nedenle, idari para cezalarına ilişkin genel kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun hukuki başvuru yoluna ilişkin hükümlerinin haksız fiyat ihlallerine yönelik idari para cezalarının hukuka uygunluk denetiminde de uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz.