I. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu
Pandemi ve deprem gibi “olağanüstü” durumların yanı sıra, son iki yılda olağan ekonomi yönetiminin tercihlerine bağlı olarak aşırı yükselen enflasyon sebebiyle en temel tüketim mallarının
Pandemi ve deprem gibi “olağanüstü” durumların yanı sıra, son iki yılda olağan ekonomi yönetiminin tercihlerine bağlı olarak aşırı yükselen enflasyon sebebiyle en temel tüketim mallarının
Suriye’de ikamet eden Türk vatandaşlarının mallarına birtakım kısıtlamalar getirilmesi üzerine, 1929 yılında bir kararname[1] ile Suriye uyrukluların Türkiye’deki taşınmazlarına el konulmuştur. Bu karar Türkiye ile Fransa arasında 1932 yılında Ankara’da imzalanan 9 Ocak 1933 tarihli ve 2089 sayılı kanunla Kabul edilen Suriye’de Türklere Ait Emlak
Liberal demokratik hukuk devletlerinde en temel ve en eski haklardan birisi olarak kabul edilen mülkiyet hakkı[1], “mülkiyet ilişkisinden kaynaklanan yetki ve menfaatlerin hukuk düzeni tarafından tanınıp korunması” olarak tanımlanmaktadır[2]. Mülkiyet ise, sahibi ile eşya arasındaki egemenlik ilişkisi olarak belirtilebilir.
Anayasa’mızın (AY) 35. maddesi, herkesin mülkiyet
Birkaç gündür kamuoyunu meşgul eden ada satın alma haberleri bağlamında gündeme gelen tartışmalardan biri de adaların özel mülkiyete tabi olup olmadığı. Türkiye’nin önde gelen bir magazin figürünün aldığı söylenen ve fakat akabinde yalanlanan haberlerin uzantısı olarak, adaların alım satıma nasıl açık olabildiği sorusu akıllara geldi. Emlak piyasasında hali hazırda
Türk ceza hukukunda bir suçun karşılığında uygulanabilecek yaptırımlar, cezalar ve güvenlik tedbirleri olarak belirlenmiştir. Bir suçun karşılığında uygulanacak yaptırım olarak cezalar, hapis ve adli para cezasından (TCK m. 45) ibarettir. Güvenlik tedbirleri ise, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma (m. 53), eşya müsaderesi (m. 54), kazanç müsaderesi (m. 55