TCMB Başkanı’nın görevden alınmasını düzenleyen kanun hükümleri ile Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümlerinin çatıştığı bu durumda Anayasa’ya göre kanun hükümleri uygulanmalıdır. TCMB başkanı ancak 1211 sayılı TCMB Kanunu’nun 27. maddesinde belirtilen ticaretle uğraşma veya bankalar ve şirketlerde hissedar olma yasağına aykırı davranması veyahut da 28. maddesinde belirtilen kendisine verilen
Ticarî sır, bir ticarî işletme veya şirketin faaliyet alanına ilişkin olan, yalnızca belirli bir kişi çevresi tarafından erişilebilen ve bilinen, hâlihazırda veya olası bağımsız bir ekonomik değeri olan, sahibi lehine rekabet avantajı sağlayan, açıklanması sahibinin rekabet gücünü etkileyen, rakiplerce bilinmemesi önem arz eden, ancak kanunlarda öngörülen hallerde yetkili mercilere verilebilen,
Daha önce pek çok mecrada dile getirdiğimiz üzere, usul hukuku kuralları ve bu kuralların tam adalet içerisinde uygulanması, hukuki süreçlerin etkinliği ile normatif hukuk düzeninden beklenen öngörülebilirliğin sağlanabilmesi için olmazsa olmaz nitelik taşıyor. Yasama siyasetinin, mukayeseli hukukun uluslararası kaynaklarını takip (ve zaman zaman iktibas) etmek suretiyle koruma altına aldığı yasal
TTK m. 446/1-d’ye göre, genel kurul kararının uygulanması yönetim kurulu üyelerinin herhangi birinin kişisel sorumluluğuna yol açacaksa, her bir üye iptal davası açabilir.
TTK m. 446/1-d uyarınca iptali talep edilen genel kurul kararı, icra edilebilir bir karar olmalıdır. Bu nedenle, yönetim kurulu üyelerinin ibrası ya da azli
Kural olarak kusura dayalı olan haksız fiil hukukumuzda ayırt etme gücünden yoksun kişilerin kusurlarının bulunamayacağı gerekçesiyle eylemlerinden sorumlu tutulamayacakları kabul edilmektedir. TMK m. 15, ayırt etme gücünden yoksun kişilerin eylemlerinden ancak kanunda özellikle belirtilmiş hallerde sorumlu tutulabileceklerini düzenlemiştir. Bu hüküm kapsamında ayırt etme gücünden yoksun kişilerin haksız fiillerinden sorumlu olabilmelerinin