Üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınmış alacakların rehinli alacak sayılıp İİK m.308/h hükmünde öngörülen prosedüre mi dahil edileceği yoksa adi alacak sayılıp adi alacaklılar toplantısı nisabına mı eklenmesi gerektiği hususu, konuya ilişkin Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1792 E., 2021/100 K., 15.09.2021 tarihli
Tag: üçüncü kişi rehni
I. Hukuki Meselenin Ortaya Konulması
Üçüncü kişinin verdiği rehinle teminat alınan alacakların konkordato nisabında dikkate alınıp alınmayacağı meselesi son zamanlarda konkordato hukukunun güncel tartışmaları arasında yer almaktadır. 7101 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce doktrindeki görüşlerin[1] ve Yargıtay’ın konuyla ilgili kararlarının[2] aynı yönde olduğu; buna göre, rehinli alacaklının
I. Genel Olarak
Alacağın, üçüncü kişinin malvarlığı üzerinde rehin kurularak teminat altına alınmış olması halinde konkordatodaki hukuki statüsü hakkında doktrin ve yargısal içtihat bugüne kadar birlik içinde idi. Ancak İİK’nın 7101 sayılı Kanun’la değişik konkordato hükümlerinin yürürlüğe girmesi ve konkordatonun yaygın şekilde uygulanmaya başlaması üzerine bu konudaki görüş
Güncelleme: Bu yazı 26.10.2020 tarihinde güncellenmiştir.
Giriş
Konkordato kurumu, vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi bulunan borçlunun, kanunda öngörülen şartlarla, mahkeme denetim ve gözetiminde, alacaklıları ile anlaşmak suretiyle borçlarını tasfiye etmesine imkân vermektedir[1].
Borçlunun, vadesi gelmiş borçlarını ödeyememesi ve ödeyememe tehlikesinin bulunması, hem borçlunun kişisel ve