Kural olarak kusura dayalı olan haksız fiil hukukumuzda ayırt etme gücünden yoksun kişilerin kusurlarının bulunamayacağı gerekçesiyle eylemlerinden sorumlu tutulamayacakları kabul edilmektedir. TMK m. 15, ayırt etme gücünden yoksun kişilerin eylemlerinden ancak kanunda özellikle belirtilmiş hallerde sorumlu tutulabileceklerini düzenlemiştir. Bu hüküm kapsamında ayırt etme gücünden yoksun kişilerin haksız fiillerinden sorumlu olabilmelerinin
Deniz yoluyla eşya taşımalarında taşıyanın sorumluluğu, özellikle 19. yüzyılda buhar gücüyle çalışan gemilerin kullanılmaya başlamasıyla farklı bir boyut kazanmış; zira bu dönemlerde yürürlükte bulunan düzenlemeler teknolojinin hızla gelişmesi karşısında ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap veremeyerek yetersiz kalmıştır. Örneğin havanın durgun olmasından ötürü geminin hareket edememesi halinde yüke gelen bir zarar neticesinde
İmtiyazlı pay sahipleri özel kuruluna ilişkin TK m. 454/3’te, belirtilen şartlara uyulmaması halinde özel kurul kararının alınmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Anılan hüküm incelendiğinde, toplantı ve karar nisaplarına uyulmaması, tutanağın gerekçeli olarak düzenlenmemesi, tutanağın on gün içinde yönetim kuruluna teslim edilmemesi, özel kurulda olumsuz oy kullananların imzalarını içeren listenin ve
İnsan hakları, insanın kişiliğine bağlı ve sosyal bir varlık olması dolayısıyla sahip olduğu soyut ve değişmez nitelikteki yetkiler bütünü olarak tanımlanmaktadır[1] . İnsan hakları doktrininde, insan haklarının en temelinde yer alan haklardan birisi olan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, kişinin bedensel olarak istediği gibi hareket edebilme özgürlüğüne ve bunun güvencesine
GİRİŞ
Sözleşme ilişkisi taraflar arasında bir bağ kurar ve fakat her halde taraflar bu sözleşme ilişkisinin gereklerini yerine getirmezler/getiremezler. Sözleşmeden doğan borçların gereği gibi ifa edilmemesi olarak adlandırılan bu hal “olağan” değilse de sık rastlanan bir haldir. Bu takdirde kanun koyucunun, alacaklı ile borçlu çıkarlarını dengeleyen bir sistem (sözleşmeye