Güvenin korunması ilkesi (Vertrauensschutzprinzip- the principle of protection of confidence), vergi idaresinin işlem ve/veya uygulamalarıyla vergi ödevlisinde güven temeli oluşturduğu durumlarda söz konusu güven temeline istinaden tasarruflarda bulunan vergi ödevlisinin iyiniyetini koruyan ilkedir. Yasa hükümleri veya düzenleyici hükümlerde açıklık yoksa ve özellikle idareye takdir yetkisi verilmiş bir durum söz
Geride bıraktığımız Mayıs ayında, Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Hazine Müsteşarlığı’na bağlı Yabancı Varlıkları Kontrol Birimi - Office of Foreign Assets Control (“OFAC”), ABD yaptırım rejimi ile etkin bir uyum sağlamaya yönelik kılavuzlarını yayımladı. OFAC’a göre, “OFAC Uyum Taahhütleri Kılavuzu” – “A Framework for OFAC Compliance Commitments” (“Kılavuz”) adını taşıyan
Hukuk felsefesinde iki temel yaklaşım olduğu söylenebilir: hukuki pozitivizm ve doğal hukuk. Hukuki pozitivizm, hukuku toplumsal olgu temelli ögeler ile tanımlamayı ve açıklamayı savunurken; doğal hukuk, hukuku ahlak temelli ögeler ile tanımlamayı ve açıklamayı savunur. Hukuki pozitivizmin önemli temsilcileri arasında Austin, Bentham, Kelsen, Hart ve Raz yer alır. Doğal hukukun
Merkezi yönetimin idari vesayet denetimine tabi olmayan ve çok geniş yetkilerle donatılan bağımsız idari otoritelerin klasik idari teşkilat içerisindeki yerleri ve sahip oldukları bağımsızlık sebebiyle idarenin bütünlüğü ilkesinin ne şekilde sağlanacağı yönündeki tartışmalar halen devam etmekte ve fikir birliği sağlanamamaktadır. Bağımsız idari otoritelerin idari teşkilat içerisinde ne şekilde konumlandırılacaklarının tespiti,
Halka açılma ve payların menkul kıymetler borsasında işlem görmesi, anonim ortaklıklar için bir yandan oldukça etkili bir finansman elde etme ve rasyonel bir itibar sağlama yöntemidir. Keza ortaklığın daha kurumsal hâle gelmesi, pay sahiplerinin kredi kurumları nezdinde kredi elde etme gücünün artması, genel anlamda sermayenin tabana yayılması ve bunlara bağlanan